İşçi, emekçi, öğrenci, kadın arkadaş!
İşçi kadın olarak en düşük ücretli işlerde çalıştırılan bizleriz.
Birçok durumda ailemizi geçindiren biziz ve en büyük yoksulluğu çekenler de biziz!
Kadın emeğinin en yoğun olarak var olduğu ve sömürüldüğü alanlarda dahi, ücret eşitsizliğine maruz kalan bizleriz.
Çocuklarımızı büyütmek için en büyük fedakârlıkları yapan, mesleğimiz olsa dahi onu askıya asıp hiçbir güvencemiz olmadığı hâlde dört duvar arasına tıkılmayı kabul etmek zorunda bırakılan bizleriz.
Bitmek tükenmek bilmeyen bir didinmeye, ucu-sonu belli olmayan uzun iş gününe rağmen “ev işleri ile meşgul” denilerek emeği yok sayılan biziz.
Ailenin bütün bakım sorumlulukları bizim omuzumuza yüklenmiş! Ve bunlar iş olarak dahi kabul edilmiyor!
Genç-öğrenci isek geleceğe ümitle bakmamız gerekirken, bizi bekleyen çoğu kez işsizlik! Öyle ya da böyle, bizi ailelerimize muhtaç eden, kendi ayaklarımız üzerinde durmaya, kendi istediğimiz gibi bir yaşam sürmeye hiçbir şekilde yetmeyen ücretlerle çalışmaya mecbur bırakılıyoruz!
Bizler, hayatın her alanında üretken ve dirençli bir kadın yaşamı sürdürürken, bu büyük yok sayılış, bu erkek egemen toplumsal aşağılanış, kadınları potansiyel olarak her türden şiddete uğramaya açık bir duruma itiyor! Bizler yaşamı üretiyoruz! İçinde yaşamak zorunda bırakıldığımız bu kahrolası erkek egemen toplum ise, bağımlı, ezilen ve sömürülen milyonlarca kadın üretiyor!
Enflasyon, geçim sıkıntısı, gelecek korkusu, işsizlik… Bütün bunlar en çok bizi vuruyor! Ancak yakınmayla hiçbir şeyin değişmeyeceğini de biliyoruz! Çalışma ve yaşam koşullarımızın değişmesi için mücadeleden başka yol yok!
Haydi, atalım üzerimizden öğretilmiş çaresizliği!
Görelim gerçek gücümüzü!
Örgütlenelim ve haykıralım meydanlarda:
Yok sayamazsınız bizi! Görün emekçi kadınları!
1 Mayıs bizim mücadele günümüz!
Yeni Kadın Dünyası
26 Nisan 2024