Dünyada emperyalist devletler/bloklar arasındaki çelişmelerin keskinleştiği, değişen güç dengelerinin yeni bir emperyalist paylaşım savaşını dayattığı, emperyalistlerin 3. paylaşım savaşına hazırlandığı, dünya genelinde yürüyen yeniden paylaşım savaşının ürünü olan savaşların, temsilci savaşlarının sürdüğü, gericiliğin, faşizmin, göçmen karşıtlığının yükseldiği koşullarda 1 Mayıs’a gidiyoruz.
Kuzey Kürdistan/Türkiye’de egemen sınıflar arasında iktidar mücadelesinin her alanda sertleşerek sürdüğü, işçilerin, emekçilerin, ezilenlerin çalışma ve yaşama koşullarının giderek kötüleştiği, alım gücünün düştüğü, ücretlerin eridiği, işsizliğin, sefaletin, yoksulluğun arttığı; uygulanan dizginsiz faşizm koşullarında 1 Mayıs’a gidiyoruz.
İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesi, gözaltına alınması ve tutuklanmasının tetiklediği emekçi kitlelerin, yüksek okul gençliğinin bir bölümünün AKP/MHP iktidarına karşı patlayan öfkesini, CHP’nin kendi siyasi çıkarları için ustaca kullandığı, AKP/MHP iktidarının da faşizmi yoğunlaştırmak, kendi cephesini tahkim etmek için kullandığı koşullarda 1 Mayıs’a gidiyoruz.
Ülkelerimizde siyasi gelişmeleri iki burjuva kutup arasındaki iktidar mücadelesinin belirlediği koşullarda 1 Mayıs’a gidiyoruz.
***
İşçi sınıfının kapitalizme karşı mücadele günü 1 Mayıs’a bir hafta kaldı.
1 Mayıs’a az bir süre kalmış olmasına rağmen, İstanbul’da alan tartışması sürüyor.
1 Mayıs’a iki hafta kalan başlayan 1 Mayıs toplantılarında da alan tartışması yürütüldü.
Nisan ayı başında “1 Mayıs ve Taksim” başlıklı yazımız ile 1 Mayıs, Taksim konusunda öneri ve düşüncelerimizi kamuoyu ile paylaşmıştık.
1 Mayıs toplantılarında da bu görüşlerimizi kısaca ifade ettik.
Bizim açımızdan Taksim Meydanı 1 Mayıs alanıdır. Taksim meydanının tarihsel önemi vardır. Alan üzerindeki yasağı kaldırmak için mücadele etmek, yasağı zorlamak, yasağın kaldırılmasını talep etmek, bu uğurda mücadele etmek doğrudur.
Ancak alan üzerindeki yasak kalkmadığı, öncelikle isçilerin, emekçilerin mücadelesinin bu yasağı kaldıracak durumda olmadığı koşullarda, 1 Mayıs kutlamasını Taksim’e endekslememek gerekir. 1 Mayıs alanının işçilerin, emekçilerin gelebilecekleri, kendi talepleri ile alanı doldurabilecekleri bir alan olması gerekiyor.
Bu tavrımız doğrultusunda biz 1 Mayıs kutlaması için Kadıköy’ü önerdik.
Taksim üzerindeki keyfi yasağın sürdüğü, yolların, metroların kapatıldığı, ulaşımın olmadığı Taksim’e çıkmak için çatışmayı bugün geniş isçi yığınlarından kopuk bir “öncü” eylemi olacağı için doğru bulmuyoruz.
1 Mayıs işçilerin, emekçilerin, ezilenlerin taleplerini meydanlara taşıdıkları, meydanları doldurdukları, sömürüye, baskılara, adaletsizliğe, faşizme karşı vb. mücadele günü olmalıdır…
Yaşasın 1 Mayıs!
Bıji yek Gulan!
23 Nisan 2025