Çarşamba, Mayıs 14, 2025
  • Tüm Yazılar
Yeni Dünya İçin ÇAĞRI
E-DERGİ OKU
  • Anasayfa
  • Dünya
    • Tümü
    • Afrika
    • Amerika
    • Asya
    • Avrupa
    • Ortadoğu
    Hindistan Pakistan savaşına dair

    Hindistan Pakistan savaşına dair

    Toplantı: “71 Devrimci Hareketinin mirası ışığında güncel devrimci sorumluluklar”

    Toplantı: “71 Devrimci Hareketinin mirası ışığında güncel devrimci sorumluluklar”

    Almanya Ulm’de 1 Mayıs

    Almanya Ulm’de 1 Mayıs

    Avusturya Viyana’da 1 Mayıs

    Avusturya Viyana’da 1 Mayıs

    İşçi sınıfının uluslararası mücadele gününde sokaklara, alanlara!

    İşçi sınıfının uluslararası mücadele gününde sokaklara, alanlara!

    Berlin’de “Emperyalist savaşlara, faşizme karşı işçilerin birliği ve halkların kardeşliği” konulu toplantı yapıldı

    Berlin’de “Emperyalist savaşlara, faşizme karşı işçilerin birliği ve halkların kardeşliği” konulu toplantı yapıldı

    Trending Tags

      • Avrupa
      • Amerika
      • Ortadoğu
      • Afrika
      • Asya
      • Pasifik
    • Yayınlar
      • Son Sayı
      • YDİ Çağrı / Tüm Sayılar
      • Tekoşîna Komunîst/Komünist Mücadele
      • Yeni İşçi Dünyası
      • Yeni Dünya İçin
      • Yeni Kadın Dünyası
      • Yeni Dünya Gençliği
      • Eğitim Dizisi
      • Bildiriler
      • Broşürler
    • İşçi Dünyası
      Bir işçi düşmanı Çalık Holding!

      Bir işçi düşmanı Çalık Holding!

      1 Mayıs’ı sınıfsal özüne uygun kutlamak için ne yapmalı?

      1 Mayıs’ı sınıfsal özüne uygun kutlamak için ne yapmalı?

      Mersin de 1 Mayıs

      Mersin de 1 Mayıs

      İzmir’de 1 Mayıs

      İzmir’de 1 Mayıs

      1 Mayıs çalışmamız sürüyor

      1 Mayıs çalışmamız sürüyor

      YDİ ÇAĞRI

      Nisan sayımız, sayı 68 çıktı!

      Trending Tags

      • Kürdistan
        “Rojava Kürt Birliği ve Ortak Tutum Konferansı” yapıldı

        “Rojava Kürt Birliği ve Ortak Tutum Konferansı” yapıldı

        Şeyh Said (Azadi Ayaklanması) üzerine

        Şeyh Said (Azadi Ayaklanması) üzerine

        Panel: Yüzüncü yılında Azadi Ayaklanması

        Panel: Yüzüncü yılında Azadi Ayaklanması

        Newroz ateşi ile devrim ocağını körükle!

        Newroz ateşi ile devrim ocağını körükle!

        Adım adım “barış”a doğru mu?

        Adım adım “barış”a doğru mu?

        Îhmalkirina îradeya hilbijêran û  JI  QEYÛMAN RE NA!

        Îhmalkirina îradeya hilbijêran û JI QEYÛMAN RE NA!

        Trending Tags

        • Güncel
          Beklenen oldu! PKK kendisini feshetti!

          Beklenen oldu! PKK kendisini feshetti!

          Devrimin kartalı anılacak!

          Devrimin kartalı anılacak!

          PKK’den “Tarihi Kongre”

          PKK’den “Tarihi Kongre”

          İkiyüzlü CHP ve üç fidan

          İkiyüzlü CHP ve üç fidan

          “Barış emekçisi”ne veda

          “Barış emekçisi”ne veda

          İstanbul’da Taksim ablukası!

          İstanbul’da Taksim ablukası!

          Trending Tags

          • Gençlik
            Kimsenin payandası olmayacağız!

            Kimsenin payandası olmayacağız!

            Kayyım uygulaması: Faşizm!

            Kayyım uygulaması: Faşizm!

            Üniversiteler, kampüsler savaş çığırtkanlığı yeri değildir!

            Üniversiteler, kampüsler savaş çığırtkanlığı yeri değildir!

            Protesto haktır!

            Protesto haktır!

            Kaza değil cinayet!

            Kaza değil cinayet!

            ÇEDES projesine hayır!

            ÇEDES projesine hayır!

            Trending Tags

            • Kadın
              “Alevi kadınlara yönelik sistematikleştirilmiş saldırılara karşı susmuyoruz!”

              “Alevi kadınlara yönelik sistematikleştirilmiş saldırılara karşı susmuyoruz!”

              Melek’ten mektup var…

              Melek’ten mektup var…

              Emperyalist yayılmacılığa ve savaşlara hazırlığın nüfus politikası olarak  “Aile Yılı”

              Emperyalist yayılmacılığa ve savaşlara hazırlığın nüfus politikası olarak “Aile Yılı”

              İran: Baskının gölgesinde direniş ve Kürt kadınlarının mücadelesi

              İran: Baskının gölgesinde direniş ve Kürt kadınlarının mücadelesi

              Kadıköy’de kitlesel 8 Mart eylemi

              Kadıköy’de kitlesel 8 Mart eylemi

              Erkek egemen sisteme karşı mücadeleye!

              Erkek egemen sisteme karşı mücadeleye!

              Trending Tags

              • Makaleler
                İkinci Dünya Savaşı’nın sonlanmasının üzerinden 80 yıl geçti…

                İkinci Dünya Savaşı’nın sonlanmasının üzerinden 80 yıl geçti…

                Viyanalı işçiler faşizme karşı silahlı mücadele içinde (Şubat 1934)

                Viyanalı işçiler faşizme karşı silahlı mücadele içinde (Şubat 1934)

                2025 Merkezi Yönetim Bütçesi ve üzerine yürütülen tartışmalar

                2025 Merkezi Yönetim Bütçesi ve üzerine yürütülen tartışmalar

                Emperyalizm üzerine kimi yazılar

                Emperyalizm üzerine kimi yazılar

                12 Eylül 1980 askeri faşist darbesine dair

                12 Eylül 1980 askeri faşist darbesine dair

                Katledilişinin 80. yıldönümünde: Ernst Thälmann

                Katledilişinin 80. yıldönümünde: Ernst Thälmann

                Trending Tags

                • Çevre
                  Öldüren deprem değil, rant, kâr üzerine kurulu sömürü düzenidir!

                  Öldüren deprem değil, rant, kâr üzerine kurulu sömürü düzenidir!

                  Gezegene ihanette sınır tanımayanlar

                  Gezegene ihanette sınır tanımayanlar

                  COP29 İklim Zirvesi (zırvası!) Bakü’de yapıldı

                  COP29 İklim Zirvesi (zırvası!) Bakü’de yapıldı

                  Ülkelerimizde nükleer santral istemiyoruz!

                  Ülkelerimizde nükleer santral istemiyoruz!

                  Kaz Dağları’nda bakır madenine karşı eylem!

                  Kaz Dağları’nda bakır madenine karşı eylem!

                  16 Kasım 2024 Uluslararası Çevre Mücadele Günü İçin Sokağa!

                  16 Kasım 2024 Uluslararası Çevre Mücadele Günü İçin Sokağa!

                  Orman yangınlarında rekor artış!

                  Orman yangınlarında rekor artış!

                  5 Haziran Dünya Çevre Günü

                  5 Haziran Dünya Çevre Günü

                  Ayvalık’ta “havlunu al gel” kıyı eylemi

                  Ayvalık’ta “havlunu al gel” kıyı eylemi

                  Trending Tags

                  • Youtube TV
                  • İletişim
                    • Hakkımızda
                    • Tüm Yazılar
                  Sonuç yok
                  Tüm Sonucu Görüntüle
                  • Anasayfa
                  • Dünya
                    • Tümü
                    • Afrika
                    • Amerika
                    • Asya
                    • Avrupa
                    • Ortadoğu
                    Hindistan Pakistan savaşına dair

                    Hindistan Pakistan savaşına dair

                    Toplantı: “71 Devrimci Hareketinin mirası ışığında güncel devrimci sorumluluklar”

                    Toplantı: “71 Devrimci Hareketinin mirası ışığında güncel devrimci sorumluluklar”

                    Almanya Ulm’de 1 Mayıs

                    Almanya Ulm’de 1 Mayıs

                    Avusturya Viyana’da 1 Mayıs

                    Avusturya Viyana’da 1 Mayıs

                    İşçi sınıfının uluslararası mücadele gününde sokaklara, alanlara!

                    İşçi sınıfının uluslararası mücadele gününde sokaklara, alanlara!

                    Berlin’de “Emperyalist savaşlara, faşizme karşı işçilerin birliği ve halkların kardeşliği” konulu toplantı yapıldı

                    Berlin’de “Emperyalist savaşlara, faşizme karşı işçilerin birliği ve halkların kardeşliği” konulu toplantı yapıldı

                    Trending Tags

                      • Avrupa
                      • Amerika
                      • Ortadoğu
                      • Afrika
                      • Asya
                      • Pasifik
                    • Yayınlar
                      • Son Sayı
                      • YDİ Çağrı / Tüm Sayılar
                      • Tekoşîna Komunîst/Komünist Mücadele
                      • Yeni İşçi Dünyası
                      • Yeni Dünya İçin
                      • Yeni Kadın Dünyası
                      • Yeni Dünya Gençliği
                      • Eğitim Dizisi
                      • Bildiriler
                      • Broşürler
                    • İşçi Dünyası
                      Bir işçi düşmanı Çalık Holding!

                      Bir işçi düşmanı Çalık Holding!

                      1 Mayıs’ı sınıfsal özüne uygun kutlamak için ne yapmalı?

                      1 Mayıs’ı sınıfsal özüne uygun kutlamak için ne yapmalı?

                      Mersin de 1 Mayıs

                      Mersin de 1 Mayıs

                      İzmir’de 1 Mayıs

                      İzmir’de 1 Mayıs

                      1 Mayıs çalışmamız sürüyor

                      1 Mayıs çalışmamız sürüyor

                      YDİ ÇAĞRI

                      Nisan sayımız, sayı 68 çıktı!

                      Trending Tags

                      • Kürdistan
                        “Rojava Kürt Birliği ve Ortak Tutum Konferansı” yapıldı

                        “Rojava Kürt Birliği ve Ortak Tutum Konferansı” yapıldı

                        Şeyh Said (Azadi Ayaklanması) üzerine

                        Şeyh Said (Azadi Ayaklanması) üzerine

                        Panel: Yüzüncü yılında Azadi Ayaklanması

                        Panel: Yüzüncü yılında Azadi Ayaklanması

                        Newroz ateşi ile devrim ocağını körükle!

                        Newroz ateşi ile devrim ocağını körükle!

                        Adım adım “barış”a doğru mu?

                        Adım adım “barış”a doğru mu?

                        Îhmalkirina îradeya hilbijêran û  JI  QEYÛMAN RE NA!

                        Îhmalkirina îradeya hilbijêran û JI QEYÛMAN RE NA!

                        Trending Tags

                        • Güncel
                          Beklenen oldu! PKK kendisini feshetti!

                          Beklenen oldu! PKK kendisini feshetti!

                          Devrimin kartalı anılacak!

                          Devrimin kartalı anılacak!

                          PKK’den “Tarihi Kongre”

                          PKK’den “Tarihi Kongre”

                          İkiyüzlü CHP ve üç fidan

                          İkiyüzlü CHP ve üç fidan

                          “Barış emekçisi”ne veda

                          “Barış emekçisi”ne veda

                          İstanbul’da Taksim ablukası!

                          İstanbul’da Taksim ablukası!

                          Trending Tags

                          • Gençlik
                            Kimsenin payandası olmayacağız!

                            Kimsenin payandası olmayacağız!

                            Kayyım uygulaması: Faşizm!

                            Kayyım uygulaması: Faşizm!

                            Üniversiteler, kampüsler savaş çığırtkanlığı yeri değildir!

                            Üniversiteler, kampüsler savaş çığırtkanlığı yeri değildir!

                            Protesto haktır!

                            Protesto haktır!

                            Kaza değil cinayet!

                            Kaza değil cinayet!

                            ÇEDES projesine hayır!

                            ÇEDES projesine hayır!

                            Trending Tags

                            • Kadın
                              “Alevi kadınlara yönelik sistematikleştirilmiş saldırılara karşı susmuyoruz!”

                              “Alevi kadınlara yönelik sistematikleştirilmiş saldırılara karşı susmuyoruz!”

                              Melek’ten mektup var…

                              Melek’ten mektup var…

                              Emperyalist yayılmacılığa ve savaşlara hazırlığın nüfus politikası olarak  “Aile Yılı”

                              Emperyalist yayılmacılığa ve savaşlara hazırlığın nüfus politikası olarak “Aile Yılı”

                              İran: Baskının gölgesinde direniş ve Kürt kadınlarının mücadelesi

                              İran: Baskının gölgesinde direniş ve Kürt kadınlarının mücadelesi

                              Kadıköy’de kitlesel 8 Mart eylemi

                              Kadıköy’de kitlesel 8 Mart eylemi

                              Erkek egemen sisteme karşı mücadeleye!

                              Erkek egemen sisteme karşı mücadeleye!

                              Trending Tags

                              • Makaleler
                                İkinci Dünya Savaşı’nın sonlanmasının üzerinden 80 yıl geçti…

                                İkinci Dünya Savaşı’nın sonlanmasının üzerinden 80 yıl geçti…

                                Viyanalı işçiler faşizme karşı silahlı mücadele içinde (Şubat 1934)

                                Viyanalı işçiler faşizme karşı silahlı mücadele içinde (Şubat 1934)

                                2025 Merkezi Yönetim Bütçesi ve üzerine yürütülen tartışmalar

                                2025 Merkezi Yönetim Bütçesi ve üzerine yürütülen tartışmalar

                                Emperyalizm üzerine kimi yazılar

                                Emperyalizm üzerine kimi yazılar

                                12 Eylül 1980 askeri faşist darbesine dair

                                12 Eylül 1980 askeri faşist darbesine dair

                                Katledilişinin 80. yıldönümünde: Ernst Thälmann

                                Katledilişinin 80. yıldönümünde: Ernst Thälmann

                                Trending Tags

                                • Çevre
                                  Öldüren deprem değil, rant, kâr üzerine kurulu sömürü düzenidir!

                                  Öldüren deprem değil, rant, kâr üzerine kurulu sömürü düzenidir!

                                  Gezegene ihanette sınır tanımayanlar

                                  Gezegene ihanette sınır tanımayanlar

                                  COP29 İklim Zirvesi (zırvası!) Bakü’de yapıldı

                                  COP29 İklim Zirvesi (zırvası!) Bakü’de yapıldı

                                  Ülkelerimizde nükleer santral istemiyoruz!

                                  Ülkelerimizde nükleer santral istemiyoruz!

                                  Kaz Dağları’nda bakır madenine karşı eylem!

                                  Kaz Dağları’nda bakır madenine karşı eylem!

                                  16 Kasım 2024 Uluslararası Çevre Mücadele Günü İçin Sokağa!

                                  16 Kasım 2024 Uluslararası Çevre Mücadele Günü İçin Sokağa!

                                  Orman yangınlarında rekor artış!

                                  Orman yangınlarında rekor artış!

                                  5 Haziran Dünya Çevre Günü

                                  5 Haziran Dünya Çevre Günü

                                  Ayvalık’ta “havlunu al gel” kıyı eylemi

                                  Ayvalık’ta “havlunu al gel” kıyı eylemi

                                  Trending Tags

                                  • Youtube TV
                                  • İletişim
                                    • Hakkımızda
                                    • Tüm Yazılar
                                  Sonuç yok
                                  Tüm Sonucu Görüntüle
                                  Yeni Dünya İçin ÇAĞRI
                                  Sonuç yok
                                  Tüm Sonucu Görüntüle
                                  Anasayfa Güncel

                                  100. yılında Lozan Antlaşması

                                  5 Temmuz 2023
                                  İçinde Güncel, Tüm Yazılar
                                  100. yılında Lozan Antlaşması
                                  0
                                  PAYLAR
                                  148
                                  GÖRÜNTÜLEME
                                  Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

                                  Lozan Antlaşması 24 Temmuz 1923’te imzalandı.

                                  Lozan Antlaşması, Sevr ile karşılaştırıldığında Türk burjuvazisi açısından kazanılmış bir zaferin ifadesidir.

                                  Birinci Emperyalist Paylaşım Savaşının galibi emperyalist güçler Lozan Antlaşması ile Türkiye devletinin kurulmasına onay verdiler.

                                  “Türk Kurtuluş Savaşı” Cumhuriyetin ilanı ile mantıki sonucu­na ulaşmış; yeni “Türk devleti”, yeni siyasal yapılanmasıyla kuru­luşunu resmen de ilan etmiştir.

                                  Dönüşüm Yayınlarından çıkan, H. Yeşil tarafından kaleme alınan Kemalist Devrim kitabının “Lozan Konferansı” bölümünü yayınlıyoruz.

                                  Okurlarımız “Türk Kurtuluş Savaşı”nın ayrıntılı değerlendirmesini Kemalist Devrim kitabından okuyabilirler.

                                  (Kemalist Devrim? Birinci kitap, H. Yeşil, ikinci baskı Temmuz 2021)

                                  Lozan Konferansı

                                  Ankara Hükümeti ile Birinci Dünya Savaşı galibi olan ve fakat Türkiye’yi işgal edip sömürgeleştirme girişimlerinde başarısız olan devlet temsilcileri arasındaki barış konferansı 21 Kasım 1922’de İsviçre’nin Lozan kentinde başladı. Türkiye Devleti bu gö­rüşmelerde —daha önce Dışişleri Bakanlığı’na da getirilen— İs­met Paşa başkanlığındaki bir heyet tarafından temsil ediliyordu. Heyette Trabzon Milletvekili Hasan Bey ve Sinop Milletvekili Rıza Nur Bey yer alıyordu.

                                  Konferansın, Sovyetler Birliği temsilcilerinin de katıldığı Bo­ğazlar konusundaki bölümleri dışında, bir tarafta Birinci Dünya Savaşı galipleri İngiltere, Fransa, İtalya, Yugoslavya, Romanya ve Yunanistan, diğer tarafında kurtuluş savaşı galibi Türkiye’nin temsilcileri yer alıyordu. Her ikisi de değişik savaşların galibi olan bu iki taraf arasındaki pazarlıklar kolay sonuçlanmadı. İn­giltere ile daha en baştan üzerinde anlaşılması mümkün görül­meyen Musul sorunu askıya alındı. Boğazların mümkün oldu­ğunca kapalı tutulmasını, bunun için de Türk egemenliğine veril­mesini isteyen Sovyetler Birliği ile İngiltere arasında bir tartışma görünümü alan Boğazlar sorununun görüşmelerinde, Türkiye İngiltere’den aldığı bazı tavizler karşılığında İngiliz görüşlerin­den yana tavır aldı. Yunanistan’dan savaş tazminatı alınması, Os­manlıların Fransa’ya olan borçlarının ödenme şartları ve emper­yalist ülkelere verilen imtiyazların durumu konularındaki tartış­malarda Konferans tıkandı. Lozan Konferansı’nın birinci tur gö­rüşmeleri 4 Şubat 1923’te kesildi. (İsmet İnönü anılarında bu konferansın gidişatı ve ortaya çıkan çelişmelerle ilgili oldukça geniş bilgi verir. Pazarlıkların hangi konularda yürüdüğünü bilmek açısından, ekte onun anılarında bu konuda anlattıkla­rını özetleyen bir yazı yayınlıyoruz. Bkz. Ek 23, s. 430)

                                  Lozan Konferansı’nın ikinci turu 23 Nisan 1923’te başladı. Yu­nanistan’dan istenen savaş tazminatı sorunu, Karaağaç yöresinin Türkiye’ye devriyle çözüldü. İmtiyazlar, Türkiye’nin istediği gibi kaldırıldı. 24 Temmuz 1923’te Lozan Anlaşması imzalandı. Lozan Anlaşması, Türkiye’nin bugünkü sınırlarını (Hatay dışında) çizen anlaşma oldu. Mustafa Kemal’in “Türk milletine karşı yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşması ile tamamlandığı sanılmış büyük bir suikastın sonuçsuz kaldığını bildirir bir belgedir. Osmanlı tarihinde benzeri görülmemiş bir siyasi zafer eseridir” biçiminde değerlendirdi­ği Lozan Anlaşması, bir yanı ile gerçekten de Sevr’i çöpe atan bir anlaşma olarak Türk burjuvazisi açısından kazanılmış bir zaferin ifadesidir. (Sevr ile, daha sonra emperyalistlerin yaptığı barış teklifleri ile Lozan arasındaki farklılıkları, Mustafa Kemal “Nutuk”’ta değerlendirir. Bunun için bkz. Ek 24, s. 447; Nutuk, II. Cilt, s. 506-518)

                                  Fakat bu anlaşma aynı zamanda, yeni Türkiye devletinin kendini emperyalist sistem içinde gördüğünü açıkça ortaya koyduğu bir anlaşmadır. Birinci Dünya Savaşı galibi em­peryalist güçler bu anlaşmayla, kendilerinin Ortadoğu’daki çı­karları açısından vazgeçilmez olmayan topraklar üzerinde, ken­dilerine ilke olarak karşı olmayan ve pazarlığa açık bir Türkiye devletinin kurulmasına onay verdiler. Bu onlar açısından, Ana­dolu’daki milli hareketin gücü karşısında verilmek zorunda kalı­nan bir tavizdi. Ankara’nın emperyalist sistem dışına çıkmayaca­ğı konusundaki ikna edici tavırları, Lozan’da varılan sonuçta önemli rol oynadı.

                                  THİF Lozan’ı

                                  “‘Batı ile Milli Misak dışında anlaşarak Batının, Doğuyu sömürme sayesinde ölümünü biraz daha geciktirmesine imkân vermek’ karşılığın­da emperyalizmle barışık, onun tarafından tanınan bir devlet kurma hak­kı”nın elde edilmesi (bkz. “Sosyalizm ve Toplumsal Mücadeleler Ansiklopedisi”, Cilt 6, s. 1865, İletişim Yayınları) olarak değerlen­dirir. Bu değerlendirme doğru bir değerlendirmedir.

                                  Lozan Konferansı Sürecinde İç Politik Gelişmeler

                                  Askeri zaferin kazanılmış olması ve şimdi Birinci Dünya Savaşı galipleri ile barış masasına oturulmuş olması, yani dış düşmanın yenilmiş olması, Türkiye’nin kendi içinde iktidar mücadelesini daha da sertleştirdi.

                                  Askeri zafer Mustafa Kemal’in siyasi prestijini olağanüstü de­recede artırmıştı. O hem Başkomutan, hem Meclis Başkanı, hem de kurduğu ARMH Grubu (1. grup) Başkanı olarak elinde olağa­nüstü bir güç toplamıştı. Saltanatın kaldırılması ertesinde, ileri­ki dönemde yönetimin nasıl bir yönetim olacağı konusundaki tartışmalar dinmek dursun, daha da kızıştı. Mecliste daha önce de belirttiğimiz gibi, ikinci grup diye adlandırılan bir muhalefet de vardı. Ve bu grup yer yer birinci grubun istemediği yönde kararlar alabilecek güce de erişebiliyordu. (Örneğin Bakanlar Kurulu’nun meclis tarafından gizli oyla seçilmesi kararında ol­duğu gibi.) İkinci grup denilen grup, daha önce de belirttiğimiz gibi homojen bir grup değildi. İçinde saltanat ve hilafeti savu­nanlar, Kemal’in diktatörlüğüne bu nedenle karşı çıkanlar; eski İttihatçılardan Enver Paşa yanlıları; Kemal’e göre emperyalizm karşısında daha tavizkâr ve teslimiyetçi olanlar olduğu gibi; ‘meclisin üstünlüğü’, ‘kişi hak ve özgürlükleri’nin savunulması noktalarında burjuva liberal denebilecek muhalefet yürütenler de bulunuyordu. İkinci grubun varlığı, Kemal’in diktatörlüğünü tehdit ediyordu. Hilafet makamının varlığı da potansiyel olarak Ankara iktidarına karşı bir iktidar odağı olabilme olasılığını içinde taşıyordu.

                                  Meclis içindeki tüm muhalefetin birleştiği ortak payda, “tek adam” yönetimi ilkesine karşı, meclis egemenliğinin savunul­ması idi. Birinci grup için ise muhalefetin ortak özelliği “mürte­ci”lik, saltanat ve hilafet yandaşlığı, biraz daha ileri giderse va­tan hainliği idi!

                                  Muhalefet grubu, her fırsatta M. Kemal’in âdeta meclis dene­timi dışında ‘tek adam’ yönetimine karşı tepkisini dile getiri­yordu. Buna karşı Kemalistler, —Mustafa Kemal’in bizzat salta­natın kaldırılması tartışmalarında yaptığı müdahalede de gö­rüldüğü gibi— meclisin istenen kararları almaması hâlinde o meclisin dağıtılacağı, kafaların kesileceği tehditlerini artırıyor­du. Bunlara bir örnek, Yunus Nadi’nin 26 Kasım 1922’de Yeni Gün gazetesinde yayınlanan “Yeni bir Cidal Devri” başlıklı başmakalesidir. Yeni Gün gazetesi o dönemde yarı resmi hükü­met organı görünümündedir. Yunus Nadi Mustafa Kemal’in basındaki sözcülerinden biri konumundadır. Yunus Nadi, bu makalesinde çok açık olarak, meclis eğer şu veya bu şekilde sal­tanatı yaşatmak isterse dağıtılır, bu konuda “hürriyet ve serbes­tiden söz edilemez” görüşünü savunur. Yunus Nadi, meclisin kendine kendinde olmayan bir güç atfetmesinin yanlış olduğu­nu, iktidarın gerçek sahibinin millet olduğunu açıkladığı yazı­sında, milletin çıkarları gerektiriyorsa, meclisin dağıtılabilece­ğini savunmaktadır. Peki ama ‘milletin iradesi’ nasıl belirlene­cektir? Bu iradeyi temsil eden güç seçilmiş delegelerden oluşan meclis değilse kimdir? Meclisi kim dağıtacaktır? Kafaları kim kesecektir? Bunun da cevabı vardır: Ordu!

                                  Meclisteki muhalefet, bu açık tasfiye tehditleri karşısında kar­şı saldırıya geçti. Yunus Nadi’nin yazısı yayınlandıktan 3 gün sonra 29 Kasım 1922’de, mecliste ordu mensuplarının —özellik­le yüksek rütbeli subayların— yaptıkları yolsuzluklar hakkın­da bir soru önergesi verildi ve bu önerge üzerine gizli bir celse­de görüşüldü. Hükümet yolsuzluklar yapılmış olduğunu kabul etmek zorunda kaldı. (Bkz. TBMM Gizli Celse Zabıtları, Cilt 3, s. 1133-1135) Bundan bir hafta önce de Refet Paşa’nın İstan­bul’daki davranışları nedeniyle soru önergeleri verilmişti. Baş­kumandan Mustafa Kemal’in ve hükümetin meclise danışma­dan, meclisin haberi olmadan iş yapması sert eleştirilere uğra­mıştı. (Age., Cilt 3, s. 1068-1123) Muhalefetin, doğrudan doğruya Mustafa Kemal’in milletvekilliğini engelleme anlamına gelecek bir seçim yasası değişikliği tartışmasını 2 Aralık 1922’de bir önerge ile meclis gündemine getirmesiyle, mecliste ilişkiler iyi­ce sertleşti. Söz konusu yasa tasarısının 14. maddesinde şöyle deniliyordu: “Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne üye seçilebilmek için, Türkiye’nin bugünkü sınırları içindeki yerler halkından olmak veya kendi seçim bölgesi içinde yerleşmiş bulunmak şarttır. Ondan sonra göçmen olarak gelenler yerleştirildikleri tarihten itibaren beş yıl geç­miş ise seçilebilirler” (Nutuk, II. Cilt, s. 489). Bu tasarının yasa hâline gelmesi şartlarında Selanik doğumlu (yani bugünkü sı­nırlar dışında) olan ve bir seçim bölgesinde de yerleşmiş bulun­mayan M. Kemal’in milletvekili seçilme şansı ortadan kalkı­yordu. Gerçekte bu yasa tasarısı, Mustafa Kemal’in şahsına yönelen bir yasa tasarısı idi. Mustafa Kemal ve taraftarları, meclisteki bu saldırıya, bütün ülke çapında bu tasarıyı protes­to eylemleri düzenleyerek cevap verdiler. Artık ipler kopma noktasına gelmiş, Kemalistler açısından meclisteki muhalefet iyice rahatsız edici duruma gelmişti. Ve İstanbul basınında da muhalefete destek giderek artıyordu. Bu ortamda Mustafa Ke­mal, 6 Aralık 1922’de “Halk Fırkası” adı altında bir siyasi parti kuracağını açıkladı. Mustafa Kemal, parti kurulması ile ilgili açıklamasında, toplumun kalkınmasının sağlanmasının ancak uzun vadeli bir programla olabileceği, böyle bir programın da ancak halkın tümünü kucaklayan bir siyasi parti aracılığıyla gerçekleştirilebileceğini savunuyor ve bütün aydınlara böyle bir partinin programına katkıda bulunma çağrısı yapıyordu. “Tüm ulusu temsil” eden, tüm halkı kucaklayan ve parti kav­galarına izin vermeyen bir tek parti! Mustafa Kemal böyle bir “devlet” partisiyle katılınacak yeni seçimlerde, meclisteki ra­hatsız edici hâle gelmiş muhalefeti bütünüyle dışlamayı ya da kontrol altına almayı planlıyordu.

                                  Mustafa Kemal, Lozan Konferansı’nın birinci turu henüz sürer­ken ve Ankara’da mecliste iktidar/muhalefet arası çelişmelerin iyice sertleştiği bir ortamda, 14 Ocak 1923’te bir ‘Anadolu gezisi’ne çıkar. Nutuk’ta bu geziyi şöyle gerekçelendirir.

                                  “Efendiler, saltanatın kaldırılması ve hilafet makamının yetkisiz kalı­şı üzerine, halk ile yakından temasa geçmek, halkın içinde bulunduğu psikolojiyi, düşünce ve eğilimlerini bir daha incelemek önem kazanıyor­du. Yeni seçim dolayısıyla Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hu­kuk Cemiyeti’ni siyasi bir parti durumuna getirmeye karar vermiştim. Barış gerçekleşince, cemiyet teşkilatımızın, siyasi bir partiye dönüşmesini gerekli buluyordum. Bu konuda da doğrudan doğruya halk ile görüşüp konuşmayı yararlı sayı­yordum. Zaferden sonra, eğitimle uğraşmaya başlamış olan ordumuzu da yakından görmek istiyordum. İşte bu maksatlar­la Batı Anadolu’da bir gezi yapmak üzere, 14 Aralık (Ocak —BN) 1923 tarihinde Ankara’dan hareket ettim.” (abç.) (Nutuk, II. Cilt, s. 476)

                                  Mustafa Kemal bu gezisinde Eskişehir, İzmit, Bursa, İzmir ve Balıkesir’e uğrar. Bu gezi başladığı sırada Ankara’da, Karahisar Milletvekili Hoca Şükrü Efendi’nin “Hilafet-i İslamiye ve Büyük Millet Meclisi” başlıklı bir broşürü milletvekilleri arasında dağıtı­lır. Bu broşür, siyasi rejim konusunda dine dayalı bir rejimden yana olanların görüşünü yansıtan bir broşürdür. Broşürde, açıkça halifenin meclisin, dolayısıyla da Türkiye devletinin başkanı ola­rak kabul edilmesi gerektiği savunuluyordu.

                                  Hoca Şükrü Efendi, meclisteki en tutucu ve dinci olan, hilafet yanlısı olan mebuslardan biri idi. Kuşkusuz bu broşürde savunu­lan görüşler, bir bütün olarak ikinci grubun görüşleri değil, onun içindeki bir azınlığın görüşleri idi. Fakat, şimdi Kemalist iktidar modelinin (tek partili, devletin dini kendine bağladığı bir dikta­törlük) karşısına çıkarılmış açık bir başka iktidar modeli (şeriat hükümlerine göre yönetilen, dinsel liderin aynı zamanda devlet başkanı olduğu dinci bir diktatörlük) vardı. Ve çatışma hep bu iki model arasındaki bir çatışma olarak gösterilebildi. Toplum içinde de gerçekte halkın desteği açısından çarpışan iki iktidar modeli­nin bunlar olduğu, bir yandan Mustafa Kemal lehinde yapılan gösterilerde, diğer yanda da ‘halifeye bağlılık gösterileri’nde açık­ça görülebiliyordu. Kemalist diktatörlük henüz kendini halifeliği de kaldırdığını ilan edecek kadar güçlü görmüyordu. Bu yüzden bu gezi sırasında İzmit’te basın mensuplarıyla yaptığı bir görüş­mede, “Yeni hükümetin dini olacak mı” sorusu karşısında çok zorlandığını Mustafa Kemal şöyle anlatır:

                                  “İtiraf edeyim ki, böyle bir soru ile karşılaşmayı hiç de istemiyordum. Sebebi, pek kısa olması gereken cevabın, o günkü şartlara göre ağzımdan çıkmasını henüz istemeyişimdir. (…)

                                  Efendiler, karşımdaki gazetecinin sorusuna ‘hükümetin dini olamaz!’ diyemedim. Aksini söyledim.

                                  – Vardır efendim, İslam dinidir, dedim. Fakat, hemen arkasından ‘İslam dininde düşünce özgürlüğü vardır’ cümlesiyle cevabımı açıklamak ve yo­rumlamak gereğini duydum.” (Nutuk, II. Cilt, s. 484)

                                  Lozan Konferansı sırasındaki gelişmeler de muhalefetle, M. Kemal ve taraftarları arasında yeni çatışmalara yol açtı. En baş­tan Lozan’a gidecek heyetin başkanlığı ve dışişleri bakanlığı konusunda Mustafa Kemal’in kararı nasıl yalnız başına biçim­lendirip aldığını kendi sözleriyle anlatmıştık. Fakat, bu konuda muhalefet, yöntem yanlış olmasına rağmen, fazla bir gürültü çıkarmadı. Esas sorun, Lozan görüşmeleri sırasında emperya­list güçlerle yapılan pazarlıklar konusunda BMM’ye ne ölçüde bilgi verildiği/verileceği; işbaşında bulunan ve başvekilliğini hâlâ kâğıt üzerinde Rauf Orbay’ın yaptığı bakanlar kurulunun bu bağlamda ne ölçüde bilgilendirildiği/bilgilendirileceği nok­tasında koptu. Konferans boyunca olan, heyet adına İsmet Pa­şa’nın sürekli olarak M. Kemal’e bilgi vermesi, ona danışması ve ondan direktif almasıydı.

                                  İsmet Paşa, Lozan Konferansı’nın birinci dönemi kapandık­tan sonra Türkiye’ye döndüğünde, Ankara’ya gelmeden önce 18 Şubat’ta Eskişehir’de M. Kemal ile buluşup, Ankara’ya onunla birlikte gelmiştir. İkisinin yaptığı ortak değerlendirme, bu ilk turun Türkiye açısından başarılı geçmiş olduğu şeklin­dedir. Buna karşı meclisteki muhalifler, konferansın barış an­laşması yapılmadan kesilmesini bir başarısızlık olarak değer­lendirmekte, bunu da İsmet Paşa’nın hatalı tavırlarına bağla­maktadırlar. İsmet İnönü’nün “Hatıralar”ında bu konuda şu tespitler yapılmaktadır:

                                  “Mecliste müzakereler çok hararetli, tenkitler çok sert oluyordu. Hiç unutmam, Lord Curzon’un konferansa gelmesini, benim hatam yü­zünden sulh olmadığı iddialarına gerekçe gösteriyor ve şöyle diyorlardı: İngiltere Hariciye Nazırı, bulunduğu vazifenin cihanşümul mahiyeti­ne, işlerinin son derece geniş olmasına rağmen, bunları bilerek, Lozan’a gelmiş, iki buçuk ay uğraşmış. Hiç şüphe yok ki, bu adam sulh yapmak istiyordu. Niçin yapılmadı? Münhasıran İsmet Paşanın hatası yü­zünden yapılmadı.

                                  Konferansın inkıtaa uğramasını bu gerekçeye bağlayıp, benim her su­retle kusurlu ve eksik olduğumu söze başlamanın ve tenkide başlama­nın ilk maddesi olarak ele alıyorlar ve söylüyorlar. Bu suretle benim hakkımda başlayan münakaşa bir iki satır sonra; bir iki cümle sonra yeni bir hücum noktası bularak, nihayet Atatürk’ün üzerinde toplanı­yordu. Fırsat buldukça Atatürk’ün mesuliyetine, onun idaresinin bizi sulha götürmeyeceğine işaret ederek, böyle bir taktik kullanıyorlardı. Hulasa Mecliste yapılan tenkitler, murahhas heyetinin hatalarını belir­tip, sorumluluklarını tescil ettikten sonra, arkasından Atatürk’ün ida­resinde sulh yapılamayacağı neticesine vardırılmak isteniyordu.

                                  Bu müzakerelerin devam ettiği esnada, Atatürk aleyhinde esasen birikmiş çok husumet vardı. Bu husumet iç politikada kendi hasımları tarafından beslenmiş ve işlenmiş bütün konularla beraber dile geli­yordu. Onların tesiri söylenerek, söylenmeyerek işletiliyordu. Lozan Konferansının ilk safhasının inkıtaa uğraması, bunların hepsinin, bü­tün birikmiş hırsların ve iddiaların ortaya dökülmesi için vesile sayıl­mıştı. (…)

                                  Meclisteki müzakereler son derece haşin ve mütecaviz bir hava içinde devam ediyordu. Bazı meseleler üzerinde çok duruyorlar, bazı meseleleri fazla mühimsemiyorlardı. Mesela Boğazların emniyeti meselesinde çok ısrar etmediler. Çünkü buna herkesin aklı fazla ermiyordu. Fakat Musul üzerinde kıyamet kadar ısrar oldu. Keza, Milli Misakın söylediği gibi, Garbi Trakya’nın, kamuoyuna müracaat edilerek kurtarılması tezi temin olunmadı diye, bunun üzerinde de büyük gürültüler oldu. Garbi Trak­ya’nın behemahal kurtarılması için ısrar etttiler. Arazi meselelerinde Meclisin havası son derece sert idi. Adalardan bahsolundu. Hiç olmazsa Meis Adasının mutlaka kurtarılması isteniyordu. Hatta bir mebusun ha­tırlatması üzerine, Tuna Nehri içinde bulunan Romanya elindeki Adaka­le’nin de kurtarılması lazım geldiğini karar altına aldılar. Adakale, Berlin Muahedesinde unutulmuş ve bizde kalmıştı. Bu sefer de kurtarılması karara bağlandı. (…)

                                  Meclisin müzakereleri 6 Mart’a kadar sürdü ve nihayet bir karara va­rıldı. Meclisin kararı üç maddelik bir tebliğ hâlinde neşrolundu. Bu teb­liğde şöyle deniliyordu:

                                  ‘1 – Müttefiklerin verdikleri sulh projesini olduğu gibi kabul etmek­liğimize imkân yoktur. Zorlarlarsa, kendimizi mesuliyetten kurtul­muş sayarız.

                                  2 – Hayati meselemiz olan Musul’un kısa bir zamanda halli lazımdır.

                                  3 – Mali, iktisadi, idari meselelerde hayat ve istiklal haklarımızın temi­ni şartı ile sulh teşebbüslerine devam için Vekiller Heyetine izin verilmiş­tir.’” (İsmet İnönü, Hatıralar, 2. Kitap, s. 98-101, Bilgi Yayınevi)

                                  Sonuçta, meclis aldığı çoğunluk kararıyla, vekiller heyetinin göreve devam etmesini onaylamıştır, fakat bu, İsmet İnönü’nün belirttiği gibi, “kolay olmamıştır.”

                                  Meclisteki bu görüşmelerin ardından Ankara bir siyasi cinayet­le birlikte yeniden karıştı.

                                  Birinci Büyük Millet Meclisi’nde, II. grubun önde gelen isimle­rinden biri, Trabzon Mebusu Ali Şükrü Bey’di. Emekli deniz kur­may binbaşısı olan Ali Şükrü Bey, Mustafa Kemal’i sürekli eleşti­ren milletvekillerinden biriydi. Meclis, onun pek çok konuda Mus­tafa Kemal’le kıyasıya tartıştığına tanık olmuştu. İsmet İnönü, Ali Şükrü Bey için “Meclisin en sert bir üyesi ve özellikle Atatürk’e karşı son derece insafsız ve kırıcı ifadeler ve hareketlerle muhalefet eden bir un­suru idi.” değerlendirmesini yapar (Age., s. 103). Bu Ali Şükrü Bey, 1923 yılı mart ayının sonunda birdenbire ortadan kaybolur. Konu meclis gündemine gelir ve çok sert tartışmalar yaşanır. Bunun üzerine güvenlik güçleri sıkı bir araştırmaya girmek zorunda ka­lırlar. Ali Şükrü Bey’in cesedi kent dışında, toprağa gömülü olarak bulunur. Şimdiki dönemin bilinen tanımıyla Ali Şükrü Bey ‘faili meçhul’e kurban gitmiş, ‘kaybolmuş’tur! Mecliste, hükümetten ka­tillerin derhal yakalanması ve olayın aydınlatılması talepleri yük­selir. Araştırmalar sırasında, alınan bir ihbar üzerine önce Musta­fa Kemal’in Muhafız Birliği’nde görevli Mustafa Kaptan adlı biri yakalanır. Mustafa Kaptan cinayeti Muhafız Birliği Komutanı To­pal Osman’la birlikte kendisinin işlediğini itiraf eder! Olayın böy­lece açığa çıkması üzerine, Ankara İstiklal Mahkemesi Topal Os­man’ın tutuklanıp yargılanmasına karar verir. Ancak Topal Os­man teslim olmaz. Bunun üzerine yapılan bir silahlı çatışmada yaralı olarak ele geçer, kısa süre sonra da ölür. Fakat Topal Os­man’ın bu şekilde ‘feda’ edilmesi de bu siyasi cinayetin gerisinde muhalefeti susturmak düşüncesinin yattığı gerçeğinin üzerini ör­temez, gruplar arasında sertleşen hava, bu siyasi cinayetle artık iyice zehirlenir. Mecliste artık karşılıklı güvensizlik had safhada­dır ve bu yapısıyla meclis çalışamaz duruma gelmiştir.

                                  Bu noktada meclis, Mustafa Kemal’in önerisiyle 1 Nisan 1923’te “yeni seçim” kararı alır. Bu seçim kararının alınmasını Mustafa Kemal “Nutuk”’ta şöyle anlatır:

                                  “Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin, olaylarına işaret ettiği­miz tarihte gösterdiği karışık ruh hâli, (Bu “karışık ruh hâli”nden anlaşılanın mecliste M. Kemal’e karşı muhalefetin sertleşmesi, işlerin siyasi cinayet boyutuna kadar büyümesi olduğunu bili­yoruz. Bu arada “Nutuk”’ta, Ali Şükrü Bey’in ‘kaybolması’ ko­nusunun sessizlikle geçiştirilmiş olması da ilginçtir. Hâlbuki tam da seçim kararının alındığı dönemde en önemli tartışma bu konuda yürümektedir. — BN) üzerinde ciddi olarak durup düşünül­meyi gerektiren bir durum almıştı. Bütün millette (Bunu Mustafa Ke­mal ve Kemalistlerde diye okumak doğru olur! Kemalistlerin ‘bütün millet’ adına konuşup karar verme alışkanlıkları kayna­ğını M. Kemal’de bulmaktadır. — BN), Meclisin görev yapamaya­cak bir duruma geldiği endişesi doğmaya başladı. (…) Artık şüpheye yer kalmamıştı ki, Meclis yenilenmedikçe (ve Kemalizm’e karşı olanlar meclisten temizlenmedikçe! — BN), millet ve memleketin ağır ve sorumluluk bekleyen işlerini yürütmeye imkân yoktur. (…)

                                  Konu, aynı gün, 1 Nisan 1923’te Meclise götürüldü. Yüz yirmi kadar üye, bir önergeyle, seçimlerin yenilenmesi için bir kanun teklifi sundu. Meclis, ‘Seçimlerin yeniden yapılmasına karar verilmiştir’ şeklindeki bir kanunu oybirliği ile çıkardı.” (Nutuk, II. Cilt, s. 492)

                                  Bu kanunun oybirliği ile çıkarılması, gerçekte muhalefetin de meclisteki durumdan hoşnut olmadığını ve yeni seçimler­den umutlu olduğunu göstermektedir. Fakat seçim öncesi çıka­rılan kimi kanunlarla, ikinci meclise Mustafa Kemal’in deneti­minden geçmeyen bir tek kişinin bile girememesi ‘yasal’ olarak sağlanmıştır.

                                  Mustafa Kemal, onun demokrasi anlayışını çok iyi bir biçimde ortaya koyan seçim hazırlıkları ile ilgili olarak da şunları anlatıyor:

                                  “Efendiler, Lozan Konferansı, 23 Nisan 1923’te yeniden toplandı. De­legeler Hey’etimiz Lozan’da yeniden barışı sağlamaya çalışırken, ben de yeni seçimler ile meşgul oluyordum.

                                  Yeni seçimlere, bilinen ilkelerimizi ilan ederek katıldık. Görüşlerimi­zi kabul edip milletvekili olmak isteyen kimseler, önce ilkeleri kabul ettiğini ve görüşlerde birleştiklerini bana bildiriyorlardı. Adayları ben tespit edecek ve zamanı geldiğinde partimiz adıy­la ilan edecektim.

                                  Bu yolu benimsemiştim. Çünkü, yapılacak seçimlerde, mil­leti aldatarak, çeşitli maksatlarla milletvekili olmaya çalışa­cakların çok olduğunu biliyordum. Konuşmalarım ve uyarma­larım memleketin her tarafında büyük bir samimiyet ve gü­venle karşılandı.

                                  Bütün millet (!!! — BN), ilan ettiğim ilkeleri tamamen benim­sedi. Bu ilkelere, hatta şahsıma muhalefet edeceklerin milletçe milletvekilliğine seçilmesine imkân kalmadığı anlaşıldı.” (abç.) (Nutuk, II. Cilt, s. 492)

                                  Tek partinin katıldığı bir seçim; o partide aday olacakların tek kişi tarafından tespit edilmesi temelinde yapılacak seçimler! İşte Kemalizm’in demokrasisi böyle bir demokrasi olarak doğ­du! BMM ikinci seçimlerine yeniden dönmek üzere şimdi, Lo­zan Konferansı’nın birinci dönemi tamamlandıktan sonra ger­çekleşen önemli bir kongreye geçelim. Söz konusu kongre, bir­çok yerde yapıldığı yere atfen İzmir İktisat Kongresi olarak da adlandırılan, I. Türkiye İktisat Kongresi’dir. Bu kongrenin Lo­zan’daki birinci tur görüşmeleri sonrasında, ikinci tur görüş­meleri öncesinde yapılmasının bir pratik anlamı vardır. Bu kongreyle, oluşmakta olan Kemalist devlet, iktisat politikasının kapitalizm/emperyalizm çerçevesinde olacağını belirlemiş, em­peryalist güçlere “korkulacak bir şey olmadığı”, Kemalist reji­min ilkesel olarak emperyalizm düşmanı olmadığı mesajını vermiştir. Siyasi ve askeri alanda daha önce Kemalizm’in solun­da bulunan güçlere vurulan darbeler (Yeşil Ordu’nun tasfiyesi; TKP önderlerinin öldürülmesi, THİF’nın yasaklanması, yöneti­cilerinin tutuklanması vb.) İzmir İktisat Kongresi’nde alınan kararlar dolayısıyla iktisadi alanda verilen güvencelerle de ta­mamlanarak, Türkiye’de emperyalist sistem içinde kendi ‘ba­ğımsız’ devletiyle yer almak isteyen bir burjuva rejimin gün­demde olduğu anlaşılır bir biçimde ortaya konmuştur. Lozan’da yapılan ikinci tur görüşmelerinde barış anlaşması imzalanma­sının şartları böylece iyice olgunlaşmıştır.

                                  …

                                  Lozan Konferansı’nın İkinci Bölümü ve İçteki Siyasi Gelişmeler

                                  İçteki siyasi gelişmelerde bundan sonraki çatışmalar da yine Lozan Konferansı’nın devamı sırasında yaşanır. Burada Türk de­legeler heyeti ile, hükümet başkanı Rauf Bey arasında bir dizi an­laşmazlık çıkar.

                                  Birinci anlaşmazlık, Yunanistan’la olan pazarlıklar konusunda­dır. İsmet Paşa, Karaağaç’ın Türkiye’ye devri karşılığında savaş tazminatı talebinden vazgeçilmesi taraftarıdır; Rauf Bey hükü­met adına “Karaağaç’a karşı tazminat parasından vazgeçmeyiz” demektedir. Bir başka anlaşmazlık konusunda İsmet İnönü Rauf Bey’e şunu yazmaktadır:

                                  “Kabotajın kayıtsız şartsız olarak kaldırılmasını veya konunun barış­tan sonraya bırakılmasını uygun gördük ve istedik. Ancak, bu meseleyi belirli şartlar altında, iki yıllık özel bir sözleşmeyle çözümlemek imkânını bulabildik. Oysa: bu konu üzerinde de yeniden değişmez şartlar içinde ısrar edilmesini bildiriyorsunuz.” (Nutuk, II. Cilt, s. 522)

                                  Bu görüş ayrılıkları konusunda, İsmet İnönü, aynı zamanda, bu konularda esas karar verecek olanın “BMM Başkanı” olduğuna da dikkat çekmekte, Mustafa Kemal’in tavrına göre hareket ede­ceğini bildirmektedir. Hükümetin gerçekte bir yetkisi olmadığı, Mustafa Kemal’in gerçekte son karar mercii olduğu bir kez daha belgelenmektedir.

                                  Bu arada, 1 Nisan 1923’te alınan meclis kararı gereği, “seçimler” yenilenir. Seçim deyince akla belli bir yaştan itibaren bütün va­tandaşların katıldığı, gizli oy açık sayım ilkesine vb. dayalı seçim­ler gelmesin. Seçimler Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk ce­miyetlerinde, bu cemiyet üyelerinin yaptığı seçimlerdir. Bu se­çimler öncesinde, ARMHC Başkanı sıfatıyla Mustafa Kemal bir bildiri yayınlar. Bildirinin giriş bölümünde; milletten aldığı yet­kiyle oluşan BMM’nin görevlerini büyük ölçüde yerine getirdiği ve yeni seçimlere karar verdiği açıklanır. Bundan sonraki dönem­de barış olacağı, barış dönemi içinde ekonomik kalkınma hamlesi içine girileceği belirtilir. Bu yeni dönemde meclisin çoğunluğunu bir amaç etrafında birleştirmek, bu yolda ulusal egemenlik teme­linde bir Halk Fırkası kurmak yolunda hareket edileceği, mecliste mevcut olan ARMH grubunun Halk Fırkası’na dönüştürüleceği açıklanır. Bu arada Halk Partisi’nin kuruluşuna temel olacak 9 “umde” de açıklanır. Bunların önemlileri şunlardır:

                                  Ulusal egemenliğe bağlılık; saltanatın kaldırılması kararının değiştirilemezliği; ülkede güvenliğin sağlanması; adli mekaniz­manın hızlandırılması; ekonomik ve sosyal alanda kalkınma; Zi­raat Bankası sermayesinin ve kredi olanaklarının arttırılması; sa­nayinin desteklenmesi; demiryolu yapımı; ilkokullarda eğitimin birleştirilmesi ve öğretmenlerin düzeyinin yükseltilmesi; sağlık hizmetleri ile sosyal yardımın arttırılması; ormancılık, hayvancı­lık ve madenciliğin geliştirilmesi; zorunlu askerlik hizmetinin kısaltılması; ordu mensuplarının refahının sağlanması; yedek su­baylara, malûl gazilere, emeklilere, dul ve yetimlere yardım sağ­lanması; kamu görevlerinde aydınlardan da yararlanılması; bü­rokraside reform yapılması; bayındırlık alanında ortaklıklar ku­rulması; ekonomide kişisel girişimlerin desteklenmesi.

                                  Belgenin “Sulhle ilgili görüşümüz” başlıklı maddesinde “ulu­sal, ekonomik ve idari bağımsızlığın kabulünün barışın ön şartı olduğu” tespiti yapılıyordu.

                                  Milletvekili seçilmek isteyenler, önce bu ilkeleri kabul ettikleri­ni açıklayıp Mustafa Kemal’e başvurmakta, o gelen adaylar ara­sından uygun gördüklerini listeye almakta ve seçim bunların se­çilmesi biçiminde olmaktadır! İşte böyle bir “seçim” sistemi teme­linde yapılan seçimlerle, II. BMM oluşturulur. 11 Ağustos 1923’te ilk toplantısını yapan II. Dönem BMM’de Amasya mebusu Ali Rıza (Özdarende) Efendi, Biga mebusu Mehmet (Dinç) Bey ve Kır­şehir mebusu Rıza Bey dışında, tüm mebuslar M. Kemal’in gös­terdiği listeden seçilmiştir!

                                  II.Meclis’in ilk toplantısından dört gün önce, 7 Ağustos 1923’te, ARMHC’nin kimi milletvekilleri Halk Fırkası’nın tüzüğünü ha­zırlamak için Ankara’da bir araya geldiler. Bu konuda ikinci top­lantı 19 Ağustos’ta yapıldı, tüzük taslağına son şekli 9 Eylül’de verildi. 9 Eylül’de yapılan toplantıda Tüzük kabul edildi. Bu tarih aynı zamanda Halk Fırkası’nın kuruluş tarihi olarak kabul edilir. Partinin kuruluş dilekçesi ise dahiliye vekaletine ancak 23 Ekim’de verildi. 11 Eylül’de yapılan seçimle HF Genel Başkanlı­ğı’na Mustafa Kemal Paşa seçildi. Kurulan partinin henüz bir programı yoktu. Ancak kabul edilen nizamnamenin (tüzük) umumi esaslar bölümünde partinin amaçları belirtiliyordu. Buna göre, HF ulusal egemenliğin halk tarafından halk için uygulan­masına yol gösterecek, Türkiye’yi çağdaşlaştıracak ve hukuk dev­letini egemen kılacaktı. Parti, sınıflar üstü bir halk tanımından hareketle, her tür ayrıcalığa karşı olduğunu açıklıyordu. Halk Fır­kası’na “her Türk” ve dışardan gelse de “Türk uyruk ve kültürü­nü benimseyen herkes” üye olabilecekti.

                                  Cumhuriyetin ilanından sonra, tüzükte öngörülmemesine rağ­men, İsmet İnönü M. Kemal tarafından partinin “genel başkan yar­dımcılığına” atandı. Onun 20 Kasım 1923’te yayınladığı bir genelge ile ARMH Cemiyetleri HF’nın parti örgütlerine dönüştürüldüler!

                                  Toparlarsak, Lozan Konferansı’nın ikinci dönemi sürecinde, Türkiye’deki iç siyasi gelişmeler açısından en önemli olay, Musta­fa Kemal’in ARMHC’ni, HF’na dönüştürmesi, bu arada kendine muhalif olanları da çok büyük ölçüde meclisten dışlaması, mec­liste tam bir Kemalist egemenlik sağlamasıdır. Fakat bu siyasi ça­tışmaları ortadan kaldırmamıştır. Çünkü önce, Mustafa Kemal, ARMHC listesinde kendine belli ölçülerde muhalif oldukları bili­nen ve fakat aday gösterilmemeleri büyük tepki yaratacak kişile­rin tümünü eleyememiştir. Ve ikincisi, meclis 1 Nisan kararı son­rasında dağılmış olmasına rağmen, henüz seçimler yapılmadığı için eski vekiller heyeti iş başındadır. Ve tartışma hükümet içinde yürümektedir. Kimi görüş ayrılıklarına rağmen, Mustafa Ke­mal’in verdiği direktiflerle sonuçta Lozan Konferans’ının sonuç belgesi, 24 Temmuz 1923’te Türk heyeti tarafından imzalanmıştır.

                                  İsmet Paşa ile olan görüş ayrılıkları —ki bunlar aynı zamanda Mustafa Kemal ile olan görüş ayrılıklarıdır, çünkü İsmet Paşa so­nuç olarak Mustafa Kemal’in direktiflerine göre hareket etmiş­tir— nedeniyle hükümet başkanı Rauf Bey, II. Meclis’in toplan­masının hemen ardından Mustafa Kemal’in de isteği üzerine hü­kümet başkanlığından istifa eder. Yerine, o zamana dek içişleri bakanlığı görevini yapan Ali Fethi Bey seçilir (13 Ağustos 1923). 23 Ağustos 1923’te yeni meclis Lozan Anlaşması’nı onaylar.

                                  13 Ekim’de Ankara’nın başkent olduğu kararı mecliste alınır. Bu karar öncesinde, başta Refet Paşa olmak üzere birçok milletvekili İstanbul’un başkent olmasının daha doğru olacağı görüşünü sa­vunurlar. Uzun tartışmalar sonrası Ankara’nın başkent olması büyük çoğunluk tarafından benimsenir.

                                  24 Ekim ’de Ali Fuat Paşa, meclis ikinci başkanlığından —Mus­tafa Kemal’in şahsi yönetimine duyduğu tepkiyle— istifa eder.

                                  İçişleri ve başvekil konumunda olan Fethi Bey, hükümet baş­kanlığına yoğunlaşmak gerekçesiyle, İçişleri Bakanlığı’ndan çeki­lir; 25 Ekim’de parti toplantısında, boşalan İçişleri Bakanlığı’na, Fethi Bey’in önerisi üzerine Sabit Bey, boşalan meclis ikinci baş­kanlığına —ki bu, pratikte, Meclis Başkanı olan M. Kemal toplan­tıların büyük çoğunluğuna katılmadığı için meclis başkanlığı an­lamına geliyordu— yine Fethi Bey’in önerisi üzerine daha önce M. Kemal’le olan çelişmeleri yüzünden hükümet başkanlığı göre­vinden istifa eden Rauf Bey seçilir.

                                  Kendisinin dışında olan bu gelişmeyi Mustafa Kemal “Efendiler, yeni Meclis, ilk döneminde, gizli bir muhalefet grubunun tuzağına düş­me durumuyla karşı karşıya kaldı. (…)

                                  Kötülük, Hükümet’in Meclis’çe seçilmesinden ileri geliyordu. Bu ger­çeği çoktan görmüştüm” diye yorumlar. (Nutuk, II. Cilt, s. 540)

                                  Hükümet ve meclis ikinci başkanlığı için yapılan ve Mustafa Ke­mal’in hoşuna gitmeyen seçim Mustafa Kemal’in deyimiyle ona “uygulanması için sırasını beklediği bir düşüncenin uygulanma zamanının geldiğini” gösterir (Age., s. 540). Bu seçimin yapıldığı gün ve onun ertesi günü, Mustafa Kemal, hükümet üyelerini Çankaya’ya toplar ve kendilerine “Gerek Hükümet Başkanı Fethi Bey’in ve gerek diğer ba­kanların istifa etmeleri zamanının geldiğini, bunun gerekli olduğunu” bil­dirir (Age., s. 540). Ayrıca meclisin yaptığı seçimde, andaki bakanlar kurulundan herhangi biri yeni hükümete seçilecek olursa, onların da istifa edip, yeni hükümete katılmayacakları kararı alınır. Yalnız­ca Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa bu kararın dışında tutulur.

                                  Mustafa Kemal’in bu siyasi manevrayı yorumlaması şöyledir:

                                  “Efendiler, bu türlü hareketin ve alınan kararın nasıl bir maksada da­yandığı incelenirse, şu sonuca varılır: İhtiraslı grubu (Siz bunu Musta­fa Kemal’in her direktifini itirazsız yerine getirmeyen grup biçi­minde okuyun. Çünkü bu grubu belirleyen temel özellik budur. — BN), hükümet kurmakta tamamen serbest bırakıyoruz. (Bu tam bir safsatadır. Gerçekte yeni seçilen mecliste —ki hükümeti seçecek olan bu meclistir— yukarıda da belirttiğimiz gibi, bizzat Mustafa Kemal’in listesi dışında seçilen yalnızca üç kişi vardır. Seçilecek hükümetin, Mustafa Kemal’in işareti doğrultusunda seçileceği açıktır. Bir ‘yanlışlık’ olması hâlinde ise, zaten ‘istifa’ mekanizma­sının işletileceği önceden karara bağlanmıştır. — BN) Şimdiki kabi­nede bulunan bakanlardan hiçbiri katılmaksızın, tamamen istedikleri kimselerden oluşan, istedikleri gibi bir kabine kurarak memleket mukad­deratına hâkim olmalarında bir sakınca görmüyoruz. (!!! — BN) Fakat ne hükümet kurmaya ve ne de kursalar bile memleketi yönetme iktidarı gös­tereceklerine emin bulunuyoruz.” (Nutuk, II. Cilt, s. 540-541)

                                  Mustafa Kemal’in bu döneme kadar siyasi rakiplerine karşı hangi yöntemleri kullandığı bilindiğinde, söz konusu kişilerin hükümet kuramayacakları, kursalar bile iktidar olamayacakları konusunda emin olması gayet anlaşılır bir durumdur.

                                  (Kemalist Devrim? Birinci kitap, H. Yeşil, ikinci baskı Temmuz 2021, sayfa 314-330)

                                   

                                  İlgili

                                  Önceki yazı

                                  30.yıldönümünde Sivas’ta yürüyüş ve anma

                                  Sonraki Gönderi

                                  Fransa’da bir haftadır süren ayaklanma hakkında

                                  İlgiliGönderiler

                                  Bir işçi düşmanı Çalık Holding!
                                  İşçi Dünyası

                                  Bir işçi düşmanı Çalık Holding!

                                  12 Mayıs 2025
                                  Beklenen oldu! PKK kendisini feshetti!
                                  Güncel

                                  Beklenen oldu! PKK kendisini feshetti!

                                  12 Mayıs 2025
                                  Devrimin kartalı anılacak!
                                  Güncel

                                  Devrimin kartalı anılacak!

                                  11 Mayıs 2025
                                  PKK’den “Tarihi Kongre”
                                  Güncel

                                  PKK’den “Tarihi Kongre”

                                  9 Mayıs 2025
                                  İkinci Dünya Savaşı’nın sonlanmasının üzerinden 80 yıl geçti…
                                  Makaleler

                                  İkinci Dünya Savaşı’nın sonlanmasının üzerinden 80 yıl geçti…

                                  8 Mayıs 2025
                                  Hindistan Pakistan savaşına dair
                                  Asya

                                  Hindistan Pakistan savaşına dair

                                  8 Mayıs 2025
                                  Sonraki Gönderi
                                  Fransa’da bir haftadır süren ayaklanma hakkında

                                  Fransa’da bir haftadır süren ayaklanma hakkında

                                  Son Haberler

                                  Bir işçi düşmanı Çalık Holding!

                                  Bir işçi düşmanı Çalık Holding!

                                  12 Mayıs 2025
                                  Beklenen oldu! PKK kendisini feshetti!

                                  Beklenen oldu! PKK kendisini feshetti!

                                  12 Mayıs 2025
                                  Devrimin kartalı anılacak!

                                  Devrimin kartalı anılacak!

                                  11 Mayıs 2025
                                  PKK’den “Tarihi Kongre”

                                  PKK’den “Tarihi Kongre”

                                  9 Mayıs 2025
                                  İkinci Dünya Savaşı’nın sonlanmasının üzerinden 80 yıl geçti…

                                  İkinci Dünya Savaşı’nın sonlanmasının üzerinden 80 yıl geçti…

                                  8 Mayıs 2025
                                  Hindistan Pakistan savaşına dair

                                  Hindistan Pakistan savaşına dair

                                  8 Mayıs 2025
                                  1 Mayıs’ı sınıfsal özüne uygun kutlamak için ne yapmalı?

                                  1 Mayıs’ı sınıfsal özüne uygun kutlamak için ne yapmalı?

                                  7 Mayıs 2025
                                  İkiyüzlü CHP ve üç fidan

                                  İkiyüzlü CHP ve üç fidan

                                  6 Mayıs 2025
                                  Toplantı: “71 Devrimci Hareketinin mirası ışığında güncel devrimci sorumluluklar”

                                  Toplantı: “71 Devrimci Hareketinin mirası ışığında güncel devrimci sorumluluklar”

                                  5 Mayıs 2025
                                  “Barış emekçisi”ne veda

                                  “Barış emekçisi”ne veda

                                  4 Mayıs 2025
                                  • YDİ Çağrı / Tüm Sayılar
                                  • Youtube Kanalı
                                  • İletişim
                                  Tel: +0507 037 75 27

                                  © 2023 Yeni Dünya İçin Çağrı

                                  Sonuç yok
                                  Tüm Sonucu Görüntüle
                                  • YDİ ÇAĞRI
                                  • Güncel
                                  • İşçi Dünyası
                                  • Kadın
                                  • Gençlik
                                  • Kürdistan
                                  • Çevre
                                  • Dünya
                                    • Avrupa
                                    • Amerika
                                    • Ortadoğu
                                    • Afrika
                                    • Asya
                                    • Pasifik
                                  • Makaleler
                                  • Yayınlar
                                    • Son Sayı
                                    • YDİ Çağrı / Tüm Sayılar
                                    • Yeni İşçi Dünyası
                                    • Yeni Kadın Dünyası
                                      • Dört Duvar
                                    • Yeni Dünya Gençliği
                                    • Bildiriler
                                    • Broşürler
                                    • Yeni Dünya İçin
                                  • Youtube TV
                                  • Tüm Yazılar
                                  • İletişim
                                    • Hakkımızda
                                  • tr TR
                                    • tr TR
                                    • en EN
                                    • de DE
                                    • fr FR
                                    • es ES
                                    • ar AR
                                    • ku KU

                                  © 2023 Yeni Dünya İçin Çağrı

                                  Yeni Dünya İçin ÇAĞRI Size en son haberler ve güncellemeler için bildirimler göstermek istiyoruz.
                                  Reddet
                                  Bildirimlere İzin Ver