Berlin, Ocak 1919. Kadın ve erkek işçiler Almanya Komünist Partisi önderliğinde ayaklandılar. Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht önderliğinde ayaklanan işçilerin amacı, burjuva demokratik devrimi ilerletmek ve sosyalist devrime geçmekti. Bu ayaklanma tarihe Spartaküs ayaklanması olarak geçti. Spartaküs ayaklanması 4 Ocak 1919’da karşıdevrimin işçilerin barikatlarına saldırması nedeniyle hazırlıksız bir şekilde başlatıldı. O dönemin Almanya’sında devrimin objektif koşulları olgundu. Fakat Alman işçileri ve emekçilerinin örgütlenme seviyesi göz önüne alındığında bir ayaklanma henüz erkendi. Aralık 1918’de KPD kurulmuştu, ama Rusya’da olduğu gibi örgütlenmiş Bolşevik tarzda bir partiden yoksunlardı. 1914’te burjuvaziye iltihak eden Alman Sosyal Demokratları, burjuvazinin cellatlığını gönüllü olarak üzerlenmişlerdi. Onlar, işçi sınıfına, onun anda güçsüz olan önderliğine karşı saldırılarla olası devrimi engellemeye çalışıyorlardı.
Spartaküs Ayaklanması
3 Kasım 1918’de Kiel’de bahriyelilerin ayaklanmasından bir gün sonra İşçi ve Asker Sovyetleri kuruldu. 4 Kasım’da tüm Kiel şehrinin denetimi işçi ve asker konseylerinin elindeydi. Ayaklanma 5-6 Kasım’da Lübeck, Brunsbüttel’e daha sonra da Altona, Bremen, Bremenhaven, Cuxhaven, Flensburg, Hamburg, Neumünster, Oldenburg, Kendsburg ve Rostock şehirlerine yayılarak buralarda da işçi ve asker konseyleri kuruldu. Kuzey Almanya’da başlayan hareketlilik 7 Kasım’da güney ve orta Almanya’ya da yayıldı. Braunschweig, Frankfurt, Hannover, Lüneburg, Münih gibi büyük şehirler de işçi ve asker konseyleri kuruldu. 8 Kasım’da Münih İşçi, Asker ve Çiftçi Konseyi’nce Bavyera Cumhuriyeti’nin kurulduğunu ilan etti.
9 Kasım’da Spartaküs grubu ve devrimci işçi temsilcileri genel grev çağrısı yaptı. İşçilerin grev çağrısı yaptığı gün, imparator ll. Wilhelm imparatorluktan çekildiğini açıkladı. Alman başbakanı istifa etti. Başbakanlık görevini Alman sosyal demokratı Friedrich Ebert üzerlendi. İşçiler hapishanelere saldırarak siyasi tutsakları özgürleştirdiler.
10 Kasım 1918’de Friedrich Ebert önderliğindeki hükümet karşıdevrimin merkezi ordu üst yönetimi ile anlaştı. Bir gün sonra Almanya savaştan çıktığını açıkladı. 23 Kasım’da sosyal demokrat hükümet önderliğinde hareket etmeyen bağımsız İşçi ve Asker Sovyetleri yönetim kademesi, Friedrich Ebert hükümetine yürütme konusunda tam yetki tanıdığını açıkladı.
1918’in Kasım ve Aralık aylarında Almanya’da birçok grevler yapıldı. Spartaküs bu süreçte İşçi Köylü Sovyetlerinde çoğunluğu sağlamak için çalışma yürüttü. Alman hükümeti de bu dönemde artan grevleri bastırmak için ordu ile birlikte saldırılarına hız verdi. 6 Aralık 1918’de, Kızıl Bayrak redaksiyon binası basıldı. Alman askerleri redaksiyon binasında bulunan Karl Liebknecht’i tutuklamak istediler. Ancak binayı kuşatan devrimci işçiler Liebknecht’in tutuklanmasını önlediler. Devrimci işçiler sadece Liebknecht’in tutuklanmasını önlemekle kalmadılar. Aynı zamanda redaksiyon binasını kuşatan askerleri ikna ederek saf değiştirmelerine neden oldular. 12 Aralık’ta Berlin Reinickendorf semtinde 6 bin işçi “Bütün İktidar Sovyetlere” parolası altında kitlesel bir gösteri düzenlendi. 14 Aralık’ta “Spartaküs Birliği Ne İstiyor” başlıklı bir programatik belge Kızıl Bayrak’ta yayınlandı. 16-21 Aralık tarihleri arasında Berlin’de İşçi ve Asker Sovyetleri Delegeleri Birinci Kongresi yapıldı. 489 delegeden 289’u SPD’li, 90’ı USPD’li, 10’u Spartakistti. Delegelerin sadece üçte biri işçiydi geri kalanlar aydın, gazeteci, sendika ve parti bürokratlarıydı. Delegelerin çoğu Alman Sosyal Demokrat Partisi yanlısı idi. USPD yanlısı delegelerde uzlaşmaya hazırdı. Kongre’de esas tartışma konusu “Bütün İktidar Sovyetlere mi yoksa ‘Milli Meclis’ için yani parlamenter burjuva demokrasisi için seçimler mi” sorunuydu. Kongre çoğunluğu ‘Milli Meclis’ için yani burjuva demokrasisi için seçimler yapılması yönünde çoğunlukla karar aldı.
USPD (Bağımsız Almanya Sosyal Demokrat Partisi) içinde faaliyet gösteren Spartaküs grubu temsilcilerinin genel toplantısı 19 Aralık 1918’de başladı. Toplantı Almanya Komünist Partisi’nin kuruluş kongresine dönüştü. 30-31 Aralık 1918’de KPD’nin Kuruluş Kongresi yapıldı.
KDP nihayet kurulmuştu ama geç kurulmuştu. Karşı devrim, devrimi bastırmak için hazırlık yapıyordu. Terhis edilen askerlerden “gönüllü birlikler” oluşturuldu. “Gönüllü birlikler”in başına Sosyal demokrat Noske getirildi. 4 Ocak 1919’da Berlin polis şefliğini yapan USDP’nin sol kanadından Emil Eichorn görevden alındı. Eichorn’un görevden alınmasını protesto etmek için işçiler Berlin’de sokaklara döküldü. Sokaklara çıkan işçiler Emil Eichorn’un tekrar görevine dönmesini talep ediyorlardı. İşçiler bu talebin yanı sıra burjuva yayın organları ve SPD’nin yayın organı olan “İleri!” dergisinin binalarını basarak dergilerin çıkmasını engellediler.
6 Ocak 1919’da USPD ve KPD’li devrimci işçi temsilcileri, “Ebert-Scheideman hükümetinin devrilmesi, devrimci proletaryanın iktidarı ele geçirmesi için ayaklanma çağrısı yapma” kararı aldılar. Ayaklanmanın yönetimi için 33 kişilik bir Devrim Komitesi seçtiler. 6-13 Ocak 1919 tarihleri arasında devrim ile karşıdevrim güçleri silahlı olarak çatıştılar. Devrimci işçilere umulan yardım, askerlerden beklenen iltihaklar gerçekleşmedi. Ayaklanma yenilgiye uğradı. 12 Ocak 1919’da Noske’nin karşıdevrimci silahlı güçleri tüm Berlin’i işgal ve kontrol altına aldı. 15 Ocak 1919’da Karl Liebknecht ve Rosa Luxemburg karşıdevrimin paralı askerlerince tutuklanarak hunharca katledildiler.
Devrim 1919’da yenildi. Bu devrimden çıkarılması gereken dersler var. Burjuvazinin iktidarına karşı silahlı devrim tek kurtuluş yoludur. Güçlü bir komünist partisinin varlığı ve devrime önderlik etmesi mutlak gerekliliktir. Söz ve pratik uyumluluğu elzemdir. İşçi sınıfı içerisinde işçi sınıfı adına hareket eden devrim düşmanlarının etkisi kırılmadan devrimin başarıya ulaşması mümkün değildir. Spartaküs ayaklanması kitlelerin bir kez ayaklandığında nelere kadir olduğunu göstermesi açısından da önemli bir ayaklanma olarak tarihte yerini almıştır.
Spartakistler onurlu mücadeleyi seçtiler. Teslim olmadılar. Karşı devrimin saldırılarına karşı koydular. Onlar yenildiler. Ancak onlar onurlu mücadelenin ne olduğunu gösterdiler. Bugünde yapılması gereken insanlığın kurtuluşu için kapitalist/ emperyalist sisteme karşı mücadele etmektir. İnsanlığın kurtuluşu sosyalizm/komünizmdir. Aksi halde büyük insanlığın geleceği barbarlık içinde çöküştür. Onurlu mücadele, büyük insanlığın barbarlık içinde çöküşünü engellemek için kapitalist/ emperyalist sistemin yok edilmesi için mücadeledir. Başka kurtuluş yolu yoktur.
Katledilişlerinin 103. yıldönümünde Karl Liebknecht ve Rosa Luxemburg’u saygıyla anıyoruz.
Yeni Dünya İçin Çağrı, Sayı 193 (Kasım, aralık 2018, Ocak 2019)