19 Şubat 2020’de Almanya’nın Hessen eyaleti Hanau kentinde gerçekleşen ırkçı ve aşırı sağcı faşist terör saldırısı unutulmadı. Tobias Rathjen adlı faşist saldırgan, göçmenlerin yoğun olarak gittiği iki nargile kafeye silahlı saldırı düzenleyerek 9 kişiyi katletti. Saldırıda hayatını kaybedenlerin çoğu Türkiye ve Balkan kökenli göçmenlerdi.
Saldırgan, saldırıyı gerçekleştirdikten sonra annesini de öldürüp intihar etti dediler/yazdılar. Yapılan “incelemelerde” Tobias Rathjen’in aşırı sağcı, ırkçı ve yabancı düşmanı görüşlere sahip olduğu ve internette komplo teorileriyle dolu bir manifesto yayınladığı vs. sonradan ortaya “çıkartıldı.” Emperyalist Alman devletinin bu tür faşist saldırıların açıklığa kavuşması konusunda sicilinin temiz olmadığı bilindiğinde, Tobias faşistinin “intiharı”nın bir delil karartma eylemi olabileceği düşüncesinin akıllara getirilmesi normaldir. Katliamın 5. yılında bu faşist eylemin arkasındaki güçlere hâlâ dokunulmadığı ayrı bir gerçektir.
Hanau katliamı lanetlenirken, Almanya çapındaki eylemlerin sloganlarından birisi olan “Hanau ist kein einzelfall! Widerstand Überall! (Hanau münferit bir vaka değil! Direniş her yerde!) haklılık kazanmaktadır. Hanau’da Nazi kalıntısı yeni yetme faşistler tarafından katledilen 9 canın “Münferit bir vaka” olmadığını bir dizi ırkçı faşist saldırılardan biri olduğunu çok iyi biliyoruz. İstatistiklere göre, Almanya’da sadece 2022 yılında 23.083 aşırı sağcı, ırkçı, Yahudi düşmanı ve İslamofobik saldırı ve suç kayıtlara geçmiştir… 23 Şubat 2025’te yapılacak olan erken parlamento seçimlerinin “yabancı düşmanlığı” propagandası bir nevi oy potansiyeli olarak boy göstermiştir. Bu işte AfD (Almanya için Alternatif) açık faşist parti öne çıkarken oylarını %20’nin üzerine çıkarmayı başarmıştır.
Alman devleti şu veya bu oranda açık-kapalı faşistleri korumakta, onlara siper olmaktadır. Burjuva partilerin kendini anti-faşist gösterme çabaları anti-AfD eylemlerinde boy göstermeleri “timsah gözyaşlarının” ötesinde görülmemelidir. Hanau katliamı, Almanya’da aşırı sağcı terörün ve ırkçılığın yükselişi sadece Almanya ile sınırlandırılamaz. Avrupa genelinde ve ABD’de bu yükseliş endişe verici boyutlardadır.
Gerçekten faşizme karşı olanlar; gerçek anti-faşistler, devrimciler, komünistler Almanya çapında Hanau katliamını unutmadıklarını, emperyalist Alman devletinin sorumluluğunun üstünün örtülmemesi gerektiğini 19 Şubat 2025 tarihinde Köln’de-Berlin’de-Hamburg’da ve bir dizi şehirde direniş gösterileri yaptılar. Bu eylemlerden biri de Nürnberg şehrindeydi.
Çoğunluğu Alman gençlerinden oluşan 1000 civarında gerçek anti-faşist 19 Şubat 2025’te merkezi Plärrer meydanında toplanarak şehir içine doğru yürüdüler. Sık sık “YAŞASIN ENTERNASYONAL DAYANIŞMA” sloganını haykırdılar.
Dağıtılan bildiriler, taşınan pankartlar gerekli olanı ve yapılması gerekeni haykırıyordu.
Bu eylemde Hanau faşist saldırısında öldürülen 9 kişi anıldı.
|
5. Hamza Kurtović (22)- Bosna-Hersek kökenli
6. Vili Viorel Păun (22)- Romanya kökenli 7. Fatih Saraçoğlu (34)- Türkiye kökenli 8. Ferhat Unvar (22)- Türkiye kökenli 9. Kaloyan Velkov (33)- Bulgaristan kökenli |
“Kein Vergessen! Kein Vergeben! Erinnern-Gedenken-Kämpfen! (Unutmak Yok! Affetmek Yok! Hatırla ve Anısına Mücadele Et!) sloganı – pankartı çok şey söylüyor ve özetliyordu.
Nürnberg’ten bir YDİ Çağrı okuru