Ukrayna, anda batılı emperyalistlerle Rusya’nın karşı karşı olduğu, bir bölgesinde (Donbas/Donezk) temsilci savaşının yürüdüğü bir devlettir.
Batılı emperyalistler bir blok değil, Ukrayna ile Rusya arasındaki çelişmelerde Ukrayna’nın yanında olduklarını açıklama anlamında aynı safta yer alıyorlar.
Çatışmanın iki konusu var:
1.Kırım: Kırım Ukrayna’daki iç savaş sırasında Rusya tarafından 2014’te işgal/ilhak edildi. O zamandan bu yana Kırım Rusya açısından Rusya Federasyonunun bir “özerk bölge” olarak parçası. Ukrayna açısından Kırım “mutlaka kurtarılması gereken Rusya tarafından işgal edilmiş vatan toprağı.”
Batı bu konuda bir bütün olarak Ukrayna’nın tezini destekliyor. Fakat askeri olarak Kırım’ın “kurtarılması” ancak bir genel savaş içinde belki mümkün olabilir, ama o da çok zor. Orda da tabii Kırımlıların kendisinin ne istediği önemli.
Kırım Sovyetler Birliği’nin Karadeniz’deki en önemli filo üssü idi. Modern revizyonistler döneminde Kırım’a bilinçli olarak Rus nüfus göçü teşvik edildi.
Nüfusunun çoğunluğu Rus kökenli olan Kırım halkının çoğunluğu görünen o ki, Rusya işgalinden rahatsız değil. Ukrayna’nın ve batının bütün çağrı ve çabaları, Kırım’da işgale karşı hatırı sayılır bir mücadeleyi beraberinde getirmiyor.
T.C devleti Rusya’yı Kırım’da işgalci olarak görüyor. Fakat esas dertleri işgalin kalkmasından çok, orada yaşayan Türk etnik kökenli Kırım Tatarlarının hakları. İşgal konusunda Rusya’ya karşı tavırları sonuçta sert değil gayet ılımlıdır. Ukrayna’nın “toprak bütünlüğü”nü savunduklarını söylüyorlar, fakat bunun için Rusya’ya karşı olası bir savaşta yer alma konusunda hevesli değiller. Sorunların “taraflar arasında diyalogla çözülmesi”nden yana tavır takınıyorlar. Bu konuda Avrupa Birliği içinde başını Macron’un çektiği “şahin” kanadın “gerekirse savaş’ retoriğine karşılar. Diyalog için arabulucu olmaya hazır olduklarını belirtiyorlar. Görünen Kırım’da kısa vadede bir savaş çıkmaz.
2.Doğu Ukrayna: Doğu Ukrayna Rusya ile sınır bölgesi. Bölgenin Donbas /Donezk havzalarında Ukrayna’ya ve batıya göre “Rusya’nın paralı askerleri” bölgeyi işgal altında tutuyor. Var olan çatışmasızlık ve ateşkes anlaşmaları sürekli bu güçler tarafından ihlal ediliyor. Bu yüzden bu alanda savaş yaşanıyor. Buna karşı Rusya, bölgede Ukrayna devleti tarafından baskı altında tutulan Rus nüfus, Ukrayna devletinin saldırılarına karşı kendini savunuyor. Ukrayna devleti haklı olarak kendini savunan Rus kökenli nüfusa karşı haksız bir savaş yürütüyor.
Olgu şu: Ukrayna içinde –Kırım dışta tutulduğunda- Rus etnik kökenli nüfusun en yoğun olduğu alan Doğu Ukrayna. İç savaş sırasında Ukrayna’nın diğer bölgelerinden de Rus kökenli nüfusun küçümsenmeyecek bir bölümü Doğu Ukrayna’ya göçtü, göçmek zorunda kaldı. Ukrayna’daki iç savaş, gerçekte Rusya ile batılı emperyalist güçler arasında, Ukrayna’da kimin hakim olacağı konusunda temsilci savaşı idi. Bu savaşta sonuçta Ukrayna olgu olarak ikiye bölündü. Batı Ukrayna batılı emperyalistlerin, doğu Ukrayna Rusya’nın egemenlik alanı. Doğu Ukrayna’daki savaş bu egemenlik alanının sınırları konusunda yürüyen bir savaş. Ukrayna Kırım’da olduğu gibi, buradaki iktidarı da Rus işgali olarak görüyor. Vatanı işgalden kurtarmak adına savaş yürütüyor. Aradaki temel fark şu: Rusya Kırım’da olduğu gibi doğrudan işgalci değil. Donbas/Donezk havzalarında yürüyen savaşta savaşan Rus ordusu değil, esasta Ukraynalı Ruslar. Rusya bu savaşta tabii bunları silah ve cephane vererek, eğiterek destekliyor. Ayrıca Ukrayna’da yaşayan bütün Rus kökenli vatandaşlara Rusya vatandaşlığını veriyor. Doğu Ukrayna’daki nüfusun önemli bölümü Rusya’nın verdiği vatandaşlığı aldı. Bu durumda Rusya’nın savaşa doğrudan katılımı için de gerekçe var: Rusya Cumhuriyeti vatandaşlarının haklarını koruma!!!
Çatışmanın üzerine benzin döken bir başka konu Ukrayna’nın NATO üyeliği sorunu. Ukrayna hakim sınıfları Rusya’ya karşı koruma şemsiyesi altına alınmak için NATO üyesi olmak istiyor. Fakat eski SSCB devletlerinin NATO üyesi olamayacakları hükmü, Almanya’nın birleşmesi, daha doğrusu Doğu Almanya’nın Batı Almanya tarafından ilhakı için yapılan 4+2 görüşmelerinde batılı güçler tarafından kabul edilmiş, anlaşmaya yazılmıştı. Rusya için kendinin batıdaki en yakın sınır komşusunun NATO üyesi olması, aslında savaş ilanına denk düşen bir gelişme olur. Bu konuda Ukrayna ısrarlı. NATO ise temkinli. NATO bir Rus saldırısına karşı kesinlikle Ukrayna’nın yanında olacağı açıklamaları ile sınırlıyor kendini şimdilik.
Ukrayna’nın NATO’ya üye alınması halinde, -ki bunun için oybirliği gerekli. O da şu anda yok- Ukrayna’da savaş yükselir ve bu bugünkü güç dengesinde Ukrayna’nın bölünmesi, Doğu Ukrayna’nın Rusya’ya bağlanması ile sonuçlanır.
Anda NATO güçleri ve Rusya, neredeyse sürekli alanda askeri manevralar, güç gösterisi yapıyorlar. ABD’de Biden’in işbaşına gelmesi, Putin’i katil ilan etmesi, kimi Rusya yöneticilerine karşı yaptırım kararları alması vb. Ukrayna’daki NATO yanlısı güçlere Kırım’ı ve Doğu Ukrayna’yı kurtarma için girişecekleri geniş bir askeri harekata doğrudan destek vereceği hatta ABD’nin bu savaşta açıktan savaş tarafı olabileceği konusunda büyük umut verdi.
Fakat gerçekte ABD’nin ve özellikle de AB içinde Almanya’nın şu anda Rusya ile doğrudan savaşa girme ihtimali çok az.
Bu konuda batılı emperyalist güçlerin savaş retoriği ve atılan kimi adımlar gerçekte karşılıklı tehdit ve dayılanmalar, birbirini test etme ötesinde bir anlam taşımıyor.
ABD’nin 14-15 Nisan’da iki savaş gemisini boğazlardan geçirip Karadeniz’e çıkarması konusunda gerekli müracaatı yaptığı Dışişleri Bakanlığı tarafından açıklandı. Montrö anlaşmasına göre kıyıdaş olmayan devletler iki hafta önce bildirmek şartıyla serbest geçiş hakkına sahip.
Rusya’da aslında savaşma heveslisi değil. Fakat Putin’in önünde seçimler var. Sınırlı bir savaş ve bunun ertesinde Ukrayna’nın doğusunun Rusya’ya bağlanması, seçim açısından gayet iyi bir yatırım olabilir. Rusya Dışişleri Bakanlığı adına yapılan son açıklamada Rusya’nın Ukrayna’daki Rus vatandaşlarının haklarını savunma konusunda gayet kararlı olduğu, bir saldırı halinde Rusya’nın vatandaşlarına yardım edeceği vurgulandı. Rusya batı sınırına yapılan askeri tahkimatla da bunun altı çizildi. Yani Rusya batıya “isterseniz buyurun” diyor. Bu durumda batılı emperyalist güçlerin Ukrayna için bir savaş macerasına girmesi az bir ihtimal. Tabii böyle bir maceranın göze alınması bütünüyle imkansız da değil. Burada temel sorun şu: Eğer batılı emperyalistler Rusya’ya karşı sınırlı bir savaş ile Rusya’nın içindeki batıcı muhalefeti iktidara getirebileceklerini düşünüyorlarsa böyle bir şeyi denerler. Nawalny olayı fakat Putin rejiminin desteğinin eksilse bile, hala var olduğunu gösteriyor.
Bu durumda Ukrayna konusunda olası gelişme, andaki çelişmelerin doğrudan bir Rus/Batı savaşına götürmeyeceğidir.
Bunun yerine Doğu Ukrayna’da yürüyen temsilci savaşı sürüyor, sürecek. İki taraf ta burada etki alanını genişletmek için buraya daha fazla yüklenecek.
11 Nisan 2021