Türkiye’de faşizm, kısa kesintilerle, bütün T.C tarihi boyunca Türk burjuva devletinin esas yönetim biçimi olmuştur. T.C devleti faşist bir devlettir.
Bugüne kadar siyasi iktidara gelen her burjuva hükümeti, esas olarak faşizmi uygulamıştır. Gerek sınıf mücadelesinin gerekse uluslararası konjonktürün dayatmaları sonucu kâğıt üzerinde şu veya bu burjuva hükümet tarafından verilmek zorunda kalınan kimi burjuva demokratik haklar işçiler ve emekçilerin, kadın hareketinin, gençlik hareketinin, Kürt ulusal kurtuluş mücadelesinin yükseldiği dönemlerde pratikte sınırlı olarak kullanılsa da devletin niteliği hiçbir dönemde değişmemiştir.
Bu nedenle ülkelerimizde faşizme karşı mücadele, burjuvazinin şu veya bu hükümetine karşı mücadele olarak değil, bir bütün olarak devlete karşı mücadele olarak yürütülmek zorundadır. Mücadelenin sivri ucu anda ki AKP/Erdoğan hükümetine yönelse de, mücadelenin bir bütün olarak devlete karşı olduğu konusunda hiçbir yanlış anlamaya meydan vermeyecek biçimde yürütülmelidir.
Ülkelerimizde faşizme karşı antifaşist cephe, anti-Tayyip, anti AKP cephesi değil, anti devlet cephesi olmalıdır.
Bu cephe içinde bizzat kendileri faşist olan, iktidara geldiklerinde faşizmi uygulayacak olan burjuva partilerinin yeri yoktur.
Faşizme karşı mücadele kendileri de faşist olan CHP, İyi Parti, Saadet Partisi gibi partilerin, Millet İttifakının parçası/yardımcısı olarak yürütülemez.
Demokrasi mücadelesi kendileri demokrat olmayan, partilerle/güçlerle birlikte yürütülemez!
Demokrasi mücadelesi bir bütün olarak devlete, egemen sınıfların bütününe karşı yürütülmelidir.
Antifaşist mücadelenin hedefi halk demokrasisi, halk iktidarıdır. Faşizme karşı mücadele bu perspektifle yürütülmelidir.
Kuzey Kürdistan/Türkiye’de devrimcilerin, komünistlerin faşizme karşı asgari müşterek olan demokrasi için mücadele programı temelinde bir araya gelmeleri, eylem birliğine gitmeleri, burjuvaziden, burjuva ittifaklardan bağımsız mücadele hattı örmeleri, devrimcilerin cephesini yaratmaları vb. bir ihtiyaçtır.
Devrimciler, komünistler kendi bağımsız siyasetleriyle ortaya çıkmalı, halka gerçek bir alternatif sunmalı, egemen sınıfların iktidar dalaşının dayanağı olmamalıdır.
İşçilerin, emekçilerin, ezilenlerin hâkim sınıfların tüm kesimlerine karşı, burjuvazinin tüm kesimlerinden kendini kesin hatlarla ayıran, kendi bağımsız devrimci çizgisiyle halka alternatif olarak kendini sunan, bağımsız mücadele cephesi yaratmalıyız.
16.12.2021