2001 yılının Eylül ayında dinci faşist İslami örgüt El Kaide’nin ikiz kulelere saldırısı bahane edilerek ABD emperyalizmi ve müttefikleri Afganistan’ı işgal etti.
Sosyal emperyalist Sovyetler Birliği’nin 1979 yılında Afganistan’ı işgal etmesinin ardından, Sovyetler Birliğine karşı askeri ve ekonomik olarak desteklenip en modern silahlarla donatılan mücahitler ve onların içinden çıkan Taliban, 2001’de El Kaide lideri Usame Bin Ladin’i teslim etmemesi üzerine düşman ilan edildi.
Sovyet işgalinin devam ettiği 1979-1989 yılları arasında emperyalistlerin askeri desteği sonucunda iyice palazlanan mücahitler, Sovyetler Birliğinin Afganistan’dan çekilmesinin ardından Afganistan’daki hâkimiyetini genişletti. Özellikle 1992-1996 yılları arasında ülkenin önemli bir bölümüne hakim olan Taliban, bir dizi görece demokratik hakkı, özellikle kadın haklarını rafa kaldırdı. Kadınların özgürlüğü, toplumsal yaşamda yer alma, çalışma, okuma hakkı pratikte neredeyse yok edildi.
Kadınların yanında bir erkek olmadan ve saçlarını ve bedenini saklayacak şekilde tamamen örtünmeden evden çıkması, siyasette yer alması ya da kamusal alanda konuşması yasaklandı.
Sağlık çalışanlarının tamamen erkeklerden oluşması nedeniyle yanında bir erkek olmadan kadınların sağlık hizmetlerine erişmeleri de mümkün değildi.
Tüm bu kurallara uymayan kadınlar her türlü vahşi cezalarla, fiziksel işkenceyle karşı karşıya kaldılar.
Küçük yaşta evlilikler, kadınlar ve kız çocuklara yönelik şiddet ve cinsel istismar günlük yaşamın bir parçasıydı.
Emperyalist işgal ile birlikte, Taliban’ın iktidardan düşürülmesi ve gücünün iyice zayıflatılmasının ardından kadın haklarında belli iyileşmeler yaşandı. Yirmi yıllık emperyalist işgal altında kadınlar belli hakları yeniden kullanma şansı yakaladılar.
Burka zorunluluğu kaldırıldı. Taliban ve diğer şeriatçı faşist grupların kısmen kontrolünün devam ettiği yerler dışında, kadınların tamamen örtünmeden sokağa çıkması mümkün oldu.
Kız çocukları yeniden okula gitme hakkına kavuştu.
Kadın-erkek eşitliği kapsamında belli yasal değişiklikler yapıldı. 2003’te kadınların hakları Anayasaya konulurken, 2009’da ‘Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Kanunu’ çıkarıldı.
Kadınlar çalışma hayatında ve siyasette daha fazla yer almaya başladı. Kadınların çalışma yaşamındaki sayıları arttı.
Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre, Afganistan’da 2010’da yüzde 15 ve 2015’te yüzde 19 olan kadınların iş gücüne katılım oranı, 2020 itibarıyla yüzde 22’ye yükseldi.
Afganistan Ulusal İstatistik ve Bilgi Kurumu’nun (NSIA) 2009’da paylaştığı verilere göre devlet kurumlarında yeni iş alımlarında kadınların işe alınma oranı, erkeklere göre daha yüksekti. NSIA, aynı büyüme hızı devam ederse 2020 yılına kadar hükümetin işe alımlarında kadınların oranının yüzde 40’ı aşacağı tahmininde bulunmuştu.
Daha sonraki süreçte kadınlar emniyet ve orduda da işe alınmaya başlandı.
Bakanlıklar, büyükelçilikler ve valiliklerde üst düzey pozisyonlara yükselen Afgan kadınlar ülke siyasetinde daha fazla söz sahibi olmuşlardı.
Dünya Bankası verilerine göre, 2020 itibarıyla Afganistan Meclisinde kadın milletvekillerinin oranı yüzde 27. Taliban’ın iktidarı ele geçirmesi öncesinde, 249 kişilik meclisin 69’unu kadınlar oluşturuyordu.
Taliban yönetimi altında 2001 yılında okula giden kız çocuklarının sayısı sıfır iken, okula kayıtlı yalnızca bir milyon erkek çocuk vardı. Dünya Bankası verilerine göre 2012’ye gelmeden okula giden kız çocukların sayısı 3 milyona çıktı, okula kayıtlı kız ve erkek çocukların toplam sayısı da 7.8 milyon oldu.
Bütün bu iyileştirmelerin yanında kadına yönelik ayrımcılık ve şiddet esas olarak devam etti.
Örneğin ilkokuldan sonra okula devam eden kız çocukların sayısı hala çok sınırlı. Özellikle kırlık bölgelerde kız çocuklarının eğitime erişimi neredeyse imkansız.
BM Çocuklara Yardım Fonu’nun (UNICEF) 2020 yılında yayımladığı rapora göre devam eden silahlı çatışmalar ve savaş nedeniyle okul çağındaki çocukların üçte biri (yaklaşık 3,7 milyon çocuk) okula gidemiyor. Bu rakamın yüzde 60’ını da kız çocukları oluşturuyor.
Kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmesi hala oldukça yaygın bir uygulama.
UNICEF verilerine göre ülkede 15 yaşından önce evlenen kız çocuklarının oranı yüzde 17.
Afganistan yüzde 43 ile halen dünyada okur-yazarlık oranının en düşük olduğu ülkelerden biri ve bunların çoğunluğunu kadınlar oluşturuyor.
Dünya Bankası verilerine göre, erkekler için yüzde 55 olan okur-yazarlık oranı, kadınlar için yüzde 30 civarında.
Afganistan, tüm bu “kazanımlara” rağmen 2011’de kadınlar için “dünyadaki en tehlikeli” ülke unvanını aldı.
Uluslararası Af Örgütü de Afganistan’da halihazırda kadın-erkek eşitliği konusunda kadınların düzenli olarak ayrımcılık ve istismara uğradığını belirtiyor.
Afganistan’da kadına yönelik şiddet son derece yaygın. BM’nin 2015’te yayımlanan bir raporu, ülkede yaşayan kadınların yüzde 90’ının en az bir tür aile için şiddete, yüzde 17’sinin cinsel şiddete, yüzde 52’sinin de fiziksel şiddete maruz kaldığını ortaya koyuyor.
Afgan hükümetinin 2014’te yayımlanan verileri de, intihar vakalarının yüzde 80’inin kadın intiharları oluğunu gösteriyor. Afganistan, kadın intiharlarının erkeklere oranla daha yüksek olduğu çok az ülkeden biri.
Tüm bu verilere baktığımızda, emperyalist işgal altında, kadın hakları alanında belli olumlu adımlar atılmış olsa da aslında kadınların temel hakları, kadın erkek eşitliği, kadına yönelik şiddet ve ayrımcılık konusunda öze ilişkin bir değişiklik yok. Kadına yönelik ayrımcılık ve şiddet en kaba biçimleriyle devam ediyor.
Emperyalistlerin insan hakları, barış ve özgürlük vaat ederek işgal ettiği ülkelerden birisi olan Afganistan’da savaş ve iç çatışmalar hiç bitmedi. 20 yıllık emperyalist işgal altında da Afgan halkı savaş, zulüm, yoksulluk, yolsuzluk dışında bir şey görmedi.
20 yılın ardından umduğunu bulamayan emperyalistler birkaç gün içinde Afganistan’dan çekildi. Şimdi ise Taliban’nın tekrar iktidara gelmesinin suçlusu olarak oluşturdukları kukla hükümeti ve orduyu gösteriyorlar. Tüm emperyalistler ağız birliği etmişçesine Afgan ordusu hakkında yanıldıklarını, ‘hayal kırıklığı’ yaşadıklarını söylüyorlar! Güya bu kadarını beklemiyorlarmış!!
Almanya başbakanı Merkel “Afgan ordusu nefes kesici bir hızda çöktü” derken yüzündeki alaycı gülümseme dikkatlerden kaçmadı.
Ülkeye insan hakları, barış ve özgürlük götürmeyi vaat edenlerin gerçek amaçlarının emperyalist çıkarlar olduğu Afganistan somutunda bir kez daha görüldü. Söz konusu olan çıplak emperyalist çıkarlar olduğunda; insan hakları, kadın ve çocuk hakları bir çırpıda kenara konabiliyor. Emperyalist sahtekarlık tüm çıplaklığıyla ortaya çıkıyor.
Taliban’ın yeniden iktidarı ele geçirmesi, yıllarca Taliban zulmü altında inleyen kadınları doğal olarak çok endişelendiriyor. Taliban sözcülerinin yaptıkları açıklamalarda “ılımlı” mesajlar vermeye çalışmaları bir yana, şimdiden sergilenen pratiğe bakıldığında özellikle kadınlar için yeniden hakların olabildiğince kısıtlandığı, daha da karanlık, gerici bir dönemin başlayacağını gösteriyor. Taliban, yaptığı açıklamalarda “İslami çerçevede kadın haklarına bağlı kalacağız” derken asıl niyetini de ortaya koymuş oluyor. Bu “İslami çerçevenin” kadınlar için ne anlama geldiğini Afgan kadınları kendi pratiklerinden çok iyi biliyorlar.
Açıklamalar bu yönde iken son günlerde basına yansıyan bir habere göre şeriatçı Taliban güçleri Takhar vilayetinde Burka giymeyen bir kadını sokak ortasında infaz etti.
Şeriatçı faşist Taliban güçlerinin Afganistan’da iktidarı ele geçirmesi sonrasında önümüzdeki günlerde özellikle kadın hakları bağlamında izlenecek siyasetin, sergilenecek pratiğin ne olacağını hep birlikte göreceğiz.
Biz kadınlar için Afganistan’da alternatifler ne İslami-şeriatçı faşist Taliban rejimi, ne de başta ABD olmak üzere emperyalist işgalci güçlerdir. Aralarında belli farklar olsa da son tahlilde her ikisi de kadın düşmanıdır.
Al birini vur ötekine!
Afganistanlı kadınlarının şeriatçı Taliban’a karşı canı pahasına yürüttüğü mücadele bizim de mücadelemizdir. Bu mücadele aynı zamanda emperyalist işgalci güçlere karşı da yürütülmesi gereken, Afganistan halklarının kadını ve erkeği ile kendi iktidarı için, gerçek kadın hakları ve demokratik halk iktidarı için yürütülmesi gereken bir mücadeledir.
Afganistanlı kadınlar yalnız değildir!
Yaşasın enternasyonal kadın dayanışması!
21 Ağustos 2021
Yeni Kadın Dünyası