YDİ Çağrı’nın sayfalarında KöZ ile ilgili yazdığımız yazıları, Kasım 2021’de bir broşür olarak internet sitemizde yayımladık. (https://ydicagri.org/koz-dosyasi/)
Bu broşür, KöZ ile ilgili YDİ Çağrı sayfalarında yazdığımız yazıların bir araya getirilmesinden ibarettir. Yayımladığımız bu broşürle ilgili olarak KöZ, 23 Aralık tarihli bir yazı ile tavır takındı.
KöZ’ün bu yazısı hakkında kısaca tavır takınmak istiyoruz.
KöZ, yazısına “Hatırlatırken Unutmak Ya Da Suskunluğu Örtmek İçin Konuşmak” başlığını atmış! Biz Köz’ü eleştirdiğimiz her yazıda açık ve net konuşuyoruz. Gelen eleştiriler karşısında suskunluğa bürünmüyoruz. KöZ’ün de açık konuşmasını ve getirdiğimiz eleştirilere, yuvarlak laflarla değil somut cevap vermesini istiyoruz. Kimin suskunluğa büründüğünü de ortaya koymak istiyoruz.
Dergimizin 158. sayısında, “Troçkizm Üzerine” yazı dizimizin son bölümünde yarı-troçkist olarak değerlendirdiğimiz “Komünist KöZ”e kimi noktalarda eleştirel notlar yöneltmiştik. Bu eleştirel notlarımızın bir bölümüne, “Komünist KöZ Gazetesi”nin 28. sayısında bir cevap yazısı yayımlandı. Bu yazıya dergimizin 162. sayısında tavır takındık. Bunun dışında “Komünist KöZ” ile ilgili yazdığımız diğer yazıların hiçbirine cevap verilmedi. Cevap verilmeyen yazılar şunlardır:
“KöZ’ün Ermeni Soykırımı Hakkındaki Tavrı Üzerine”. (YDİ Çağrı Sayı 176)
“KöZ İle Soykırım Üzerine Tamamlayıcı Notlar”. (YDİ Çağrı Sayı 186)
“KöZ’ün Stalin Dosyası Üzerine”. (YDİ Çağrı Sayı 189)
“’THKO’nun Kopuşuna Bir Tek Biz Sahip Çıkıyoruz’ Başlıklı Yazıya Dair”. (YDİ Çağrı Sayı 200)
“Klavuzumuz Troçkizm Değil, Marksizm-Leninizm’dir (YDİ Çağrı Sayı 202)
Şimdi getirdiğimiz eleştiriler karşısında suskunluğa bürünen, suskunluğunu örtmek için konuşanın kim olduğu ortaya çıkıyor. KöZ, Troçkizm’in bilinen kimi düşüncelerini temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp sürekli gündemde tutmaya çalışıyor! Hemen hemen yazdıkları her yazıda aynı nakaratları tekrarlayıp duruyorlar. Bu anlamda KöZ yeni bir şey söylemiyor, söyleyemiyor. Getirdiğimiz eleştirilere cevap vermiyor, veremiyor.
KöZ diyor ki; “Günümüzde farklı çizgideki akımlar birbirlerini açıkça eleştirmekten kaçınıyor, siyasi eleştirileri susuş kumkumasıyla geçiştirmekse geçer akçe sayılıyor. KöZ’ün başından beri bu tabloya aykırı biçimde hareket ettiğini sol siyaseti göz ucuyla da olsa takip eden herkes biliyor.”
Eğer KöZ, farklı çizgideki görüşleri, suskunlukla geçiştirmiyorsa o zaman yukarda sıraladığımız eleştirilere cevap verirdi.
Devamla KöZ, “’Çağrı’nın ‘Marksizm Leninizm Zafere Troçkizm İhanete Götürür’ başlıklı ‘Köz Dosyası’”nı, “KöZ’deki ilgili yazılarla kıyaslayarak döne döne, satır satır ve dikkatlice okumalıdırlar” diyor. Çok doğru… Bu bağlamda olduğu gibi KöZ’e katılıyoruz. Bunun yanı sıra aynı zamanda okuyucular, YDİ Çağrı’nın eleştirilerine KöZ’ün neden yanıt veremediğini de sorgulamalıdır.
“KöZ Dosyası”nın kapağına “Marksizm Leninizm Zafere, Troçkizm İhanete Götürür” başlığını attık. KöZ, “Troçkizm’i sınıf işbirlikçisi hain İkinci Enternasyonal çizgisinin sol kanadı olarak gördüğünü”, KöZ’ün açık konuştuğunu ama Çağrı’nın “açıktan Troçkizm ihanettir” diyemediğini belirtiyor! KöZ, cevap veremediği için kelime oyunlarına başvuruyor. Aklı başında her insan “Marksizm-Leninizm Zafere, Troçkizm İhanete Götürür”den ne anlaşılması gerektiğini anlar. Marksist-leninistlerin kendilerine temel almaları gereken teori, bir bütün olarak Marksizm-Leninizm’in bilimidir. Marksizm-Leninizm işçi sınıfının kurtuluşuna yol gösteren bir bilimdir.
Yeni bir dünyanın yaratılması, komünist toplumun kurulmasına doğru giden süreçte, işçi sınıfına yol gösteren bilim Marksizm-Leninizm’dir. Marksizm-Leninizm temel alındığında, bu bilim insanlığı zafere götürecektir. Troçkizm, temel alındığında ise insanlık zafere yürüyemeyecek, ihanete uğrayacak, yenilecektir. KöZ’e göre biz, “Troçkizm ihanettir” diyemediğimiz –ya da demek istemediğimiz– için “Troçkizm ihanete götürür” diyormuşuz! Gerçekten ilginç bir tespit! Bu tespit niyet okuyan ve oportünizmi şu ya da bu kavramın kullanılmasına göre tespit eden bir yaklaşımın ürünü. Marksizm ile ilgisi olmayan skolastik bir yaklaşımın ürünü. KöZ rahatlayacaksa, söyleyelim: “Troçkizm, kendi içine kapalı bir sistem olarak ele alındığında, işçi hareketi, sol hareket ve devrimci hareket içinde Marksizm adına konuşan, ama Marksizm’e ihanet eden bir akımın adıdır. Troçkist hareket Dünya Komünist Hareketi’nin tarihinde önce merkezci, daha sonra 1927’den başlayarak açıkça karşı devrimci bir rol oynamıştır. Biz dergi sayfalarımızda Troçkizm üzerine yazdığımız bütün yazılarda Troçkizm’in ne olduğunu ortaya koyduk.
Troçkizm, Marksizm’i savunma adına konuşan oportünist akımlardan biridir. Lenin, oportünizme karşı mücadele edilmeden, emperyalizme karşı tutarlı bir mücadelenin yürütülemeyeceğini söyler. Lenin’in söyledikleri kısaca şöyledir:
“Bugünkü, durumun ayırt edici özelliği, oportünizmin işçi hareketinin genel ve temel çıkarlarıyla uzlaşmazlığını zorunlu olarak daha da güçlendirecek ekonomik ve politik koşullarının varlığından ibarettir” (“Emperyalizm, Kapitalizmin En Yüksek Aşaması”, Lenin, s.114, İnter Yayınları, Ekim 1995, İstanbul)
“Emperyalizme karşı mücadelenin, bu mücadele oportünizme karşı mücadeleyle kopmaz biçimde bağlanmadıkça boş bir sözden ibaret kalacağını bir türlü anlamak istemeyenler, en tehlikeli kimselerdir.” (Age., s.131)
Troçkizm, oportünizm, anarşizm, revizyonizm ve modern revizyonizm gibi Marksizm düşmanı akımdır. Troçkizm, Marksizm-Leninizm bilimine zıt olan görüşleriyle, proletaryanın sınıf mücadelesini yönlendiremez. Troçkizm, proletaryanın sınıf mücadelesini burjuvazinin düzen sınırları içinde tutmaya çalışan bir akımdır. Marksist-leninistler, Marksizm adına ortaya çıkan Troçkizm’in sahte komünistliğini teşhir etme görevine sahiptir. Biz bunu yaptık, yapıyoruz.
Bugün şu ya da bu ölçüde Troçkizm’den etkilenen, fakat bütünlüklü troçkist bir çizgiye sahip olmadıkları için genelde troçkist olarak nitelendirilmesi doğru olmayan kimi oportünist gruplar var. KöZ, hakkında yaptığımız “yarı-troçkist” değerlendirmesinin, KöZ’ün devrimci bir grup olduğu tespitimizle çeliştiğini savunuyor!
KöZ, devrimci ile komünist olma arasındaki farkı kavramıyor. Komünist olan bir kişi, grup aynı zamanda devrimcidir de. Fakat her devrimci kişi veya grup komünist olamaz. Komünist olmanın belli kriterleri var. Bilimsel sosyalizmi temel alan ve onu pratikte uygulayanlara komünist denilir. Komünist olan her türden revizyonist-oportünist odaklara karşı Marksizm-Leninizm’i savunur. Komünist olan kendini, Marksizm-Leninizm’e özünde düşman olan ideolojilerden ayırmasını bilir. Komünist olan Marksizm’in devrimci özü olan proleter devrim ve proletarya diktatörlüğü öğretisini savunur.
Sisteme karşı mücadele eden, sistemle iş birliği içerisinde olmayan ve sisteme karşı mücadele edenlere karşı, sistem saflarında savaşmayanlara devrimci denilir. Oportünizm, emperyalizm çağında küçük burjuva devrimciliğinin ideolojik tavrıdır. Küçük burjuvazinin de devrimde çıkarı var. Bu yüzden devrimci mücadele içerisinde işçi sınıfının yanında yer alabilir. Küçük burjuva devrimcileri, Marksizm-Leninizm bilimi karşısındaki tavırları ise gericidir. Küçük burjuvazinin sosyalizm karşısındaki yeri ve özellikle sosyalizm maskesi altında savunduğu gerici teorilerle, toplumsal alanda taşıdığı özellikler ve devrimci potansiyel birbirine karıştırılmamalıdır. 1917 Ekim Devrimi ile birlikte, Bolşevikler Sosyal Devrimcilerin sol kanadı ile ittifak yaptı. Bu ittifak ancak yedi ay sürdü. Sosyal Devrimciler, küçük burjuva devrimcileri idi. Daha sonra Sosyal Devrimciler, Bolşeviklerin iktidarına karşı savaşmaya başladı. Lenin’e suikast düzenleyen kadın da Sosyal Devrimci idi.
Bizim KöZ’ü devrimci olarak değerlendirmemiz onu oportünist olarak değerlendirmemizle çelişmez.
“Bütün troçkist akımların karşı devrimci olarak değerlendirilmemesi” tespiti doğru bir tespittir. Günümüzde Troçki’yi, Troçkizm’in belli görüşlerini savunan, Troçkizm’den şu veya bu ölçüde etkilenmiş olan her kişi veya grup karşı devrimci değildir. Her grubu somut alarak değerlendiririz. Her grubu somut değerlendirmemiz, bütün troçkist gruplar arasındaki ayrım noktalarını silerek bir çırpıda karşı devrimci değerlendirmememiz, bu grupları oportünist, revizyonist olarak değerlendirmemizin önünde engel değildir. Kafa karışıklığı içinde olan biz değil KöZ’dür.
KöZ diyor ki; “Çağrı’nın Troçkizm’e karşı devrimci yahut hain diyememesinin sebebi kimi karşı devrimcilerin belli dönemlerde devrimci olabileceği, onlarla birlikte ortak ve devrimci bir mücadele verilebileceği görüşüdür. Bu görüş Çağrı’nın icadı değildir, onun bağlandığı revizyonist çizginin alameti farikalarından biridir.”
Bizim böyle bir görüşümüz yok! Nerde, hangi yazımızda bu görüşü savunmuşuz, belgesiyle KöZ ispatlamalıdır. KöZ, bilindik oportünist numaralara başvuruyor. Bizim savunmadığımız bir görüşü bize mal ediyor, ardından eleştiriyor.
Troçkizm’i nasıl değerlendirdiğimizi yukarda açıkladık. Troçkizm’i savunanlar sosyalizm-komünizme değil, karşı devrime varır. Nokta.
Biz metafizik idealistler değil, diyalektik materyalistleriz. Diyalektiğe göre, bir dönem devrimci olan birisi, daha sonra karşı devrimci olabilir. Tersi de mümkündür. Tarihte bunun sayısız örnekleri var. İtalya’da faşist hareketin kurucusu Mussolini bir zamanlar İtalya Sosyalist Partisi’nin üyesi ve Yayın Organı Avanti gazetesinin başyazarı idi.
Devamla KöZ, Troçki’nin saf işçi teorisinden yola çıkarak, işçi sınıfı dışında devrimden çıkarı olan sınıf ve katmanlarla ittifakı savunduğumuz için bizi eleştiriyor! Devamla “Bu görüş Çağrı’nın icadı değildir, onun bağlandığı revizyonist çizginin alameti farikalarından biridir” diyor! Troçki’nin çıkış noktası “sürekli devrim” teorisidir. İşçi sınıfının devrimi sürekli kılması gerektiğinin çıkış noktası olarak alınması Marx ve Engels’e aittir. Lenin, Marx ve Engels’in bu düşüncelerinden ve devrim deneyimlerinden yola çıkarak, “aşamalı, kesintisiz devrim” teorisini formüle etti. Buna göre, işçi sınıfı, demokratik devrimde köylülüğe önderlik etmelidir. İşçilerin-köylülerin devrimci demokratik diktatörlüğü kurulmalıdır. Devrim, işçilerin-köylülerin devrimci demokratik diktatörlüğü şartlarında kesintisiz sürdürülmeli, proletarya diktatörlüğü kurulmalıdır. Böylece bütün dünyada sınıf mücadelesinin durmaksızın sürdürülmesiyle komünizme ilerlenecektir.
KöZ, “Troçkizm’i sınıf işbirlikçisi hain İkinci Enternasyonal çizgisinin sol kanadı olarak gördüğünü” açıklıyor! KöZ’e sormak gerekiyor: Eğer siz Troçkizm’i sınıf işbirlikçisi ve hain olarak değerlendiriyorsanız neden Troçki’nin görüşlerini savunuyorsunuz?
*Troçki’nin kimi kitaplarını Türkçe’ye çeviren Çağrı değil KöZ’dür. Bunu kötü bulmuyoruz. Çünkü Troçkizm’in bir panzehrinin de Troçki’nin tanınmasından geçtiğini düşünüyoruz. Bunu kötü bulduğumuzdan değil, her gurubun önceliği açısından bir olgu tespiti olarak yapıyoruz. Biz çeviride sınırlı olan kapasitenin öncelikle Marks, Engels, Lenin, Stalin ve Komintern belgelerinin çevirisi için kullanılması gerektiğini düşündük, düşünüyoruz.
*Komünist Enternasyonal’in ilk dört kongresini savunur görünme tezi Troçki’ye aittir. Ve KöZ’de Troçki’nin bu tezini aynen savunmaktadır. “Troçki şöyle diyor:
“Yeni parti, ancak Komintern’in ilk dört kongresinin kararlarına sıkıca dayanarak, son on yılın korkunç derslerini, programıyla, stratejisiyle, taktikleriyle ve örgütlenmesiyle hesaba kattığı takdirde eskisinin üstüne çıkabilecektir.” (“Faşizme Karşı Mücadele”, Leon Troçki, s.443, KöZ Yayınları, Birinci Baskı, Haziran 1977, İstanbul)
*“Saf proleter devrim” çizgisini savunma ve köylülüğün önemini reddetmenin mimarı Troçki’dir. KöZ’de bu çizgiyi savunmaktadır.
Komünist Enternasyonal’in ilk dört kongresinden sonraki kongreler, İkinci Dünya Savaşı, faşizme karşı birleşik cephe politikası vb. konularda daha önce tavır takındık. Bu tavırlara KöZ yanıt vermedi. Aynı şeyleri yeniden yazmanın gerekli olmadığını düşünüyoruz.
2012’den beri KöZ’le ortak paneller yaptığımız olgudur. Yazılı olarak getirdiğimiz eleştirilere KöZ’ün suskun kaldığı da olgudur. KöZ, ortak düzenlediğimiz panellerde, panel haberlerini kendi sayfalarında yaptığını ve suskun kalmadığını, suskun kalanın Çağrı olduğunu iddia ediyor! “Yavuz hırsız ev sahibini bastırır” misali. Somut olarak dergimizde eleştirdiğimiz konularda yanıt verilmesi açık ideolojik mücadele için bir gerekliliktir. Biz panellerde sizinle tartıştık onun için yeniden tavır takınmaya gerek yok şeklindeki bir yaklaşım yanlıştır.
KöZ diyor ki; “Çağrı Köz’e dair en net siyasi değerlendirmeleri yaptığı “Köz’e Dair” başlıklı yazısını “Köz Dosyası”nın içine almayı “unutmuştur”. (https://www.ydicagri.net/koze-dair-.html)
Hayır unutmadık! “KöZ Dosyası”nın içine internet sitemizde yayımlanmış yazıları değil, dergimizin sayfalarında yayımlanmış yazıları aldık. KöZ hakkında net siyasi değerlendirmelerimizi sadece “KöZ’e Dair” başlıklı yazıda değil, bütün yazılarımızda yaptık, yapıyoruz. KöZ’ü devrimci değerlendirmemiz, KöZ’ün oportünist, küçük burjuva ve yarı-troçkist olmadığı anlamına gelmiyor.
Ayrıca 19 Mayıs 2020 tarihli, “KöZ’e Dair” başlıklı açıklama KöZ’ü şu veya bu konuda eleştiren bir açıklama da değildir. Tam tersine KöZ ile eylem birliği yapmamızı doğru bulmayan eleştirilere cevap veren, KöZ’ü ve Troçkizm’i genel olarak nasıl değerlendirdiğimizi ortaya koyan bir açıklamadır.
Söz konusu açıklamada yazının amacı şöyle ortaya konuluyor:
“Bizim KöZ ile çeşitli konularda eylem birliği yapmamız, bir bölüm yoldaşımız, okurumuz ve dostumuz tarafından eleştirilmektedir. KöZ’le eylem birliğinin doğru olmadığı, Troçkizm’in karşı devrimci bir akım olduğu, troçksitlerle eylem birliğinin yanlış olduğu görüşü ve eleştirisi getiriliyor.
Bu eleştiriler konusunda tavrımız kısaca şöyle:” denilerek devam ediliyor.
“Çağrı’nın Oportünizmi Ölçmeyen Troçkimetresi” başlıklı yazıda ise yeni bir şey görmediğimiz için cevap yazmaya gerek görmedik. Çünkü KöZ, aynı şeyleri tekrarlayıp duruyor. Biz, eleştirilerimizde KöZ’ün getirdiği her eleştiriye gayet somut ve belgeli yanıt veriyoruz. Ne yazık ki aynı şeyi KöZ’de göremiyoruz. Çünkü KöZ yazdığı her yazıda bolca tekrarlara başvuruyor ve döne döne aynı şeyleri söylüyor.
KöZ iddia ediyor ama iddiasını ispatlama gereği duymuyor. Örneğin “Çağrı’nın devrimci ve karşı-devrimci akımları birbirinden ayırt edecek referanslara sahip olmaması onun temel kusurudur” diyor! KöZ’ün referanslarını temel almadığımız için, “saf proleter devrim teorisini” savunmadığımız için, devrim ile karşı devrimci akımları birbirinden ayırt edemiyormuşuz! Pes doğrusu… İddianızı bir örnekle açıklasaydınız belki devrimci kamuoyu da bilgilenirdi.
Biz, dışımızdaki örgütlere karşı açık-ideolojik bir mücadele yürütüyoruz. Çünkü açık-ideolojik mücadelenin gerekli olduğuna inanıyoruz. Marksizm-Leninizm’in ilkelerini her türlü oportünist-revizyonist sapmalara karşı tavizsiz savunma; kitleler içinde oportünizme karşı açık-ideolojik mücadele verme; komünist sorumluluğumuzun gereğidir.
Son olarak KöZ bize şu öneriyi getiriyor:
“Bununla birlikte, madem Çağrı KöZ’ün suskunluğundan söz ediyor o hâlde biz de Çağrı’nın broşüründe ele aldığı Ermeni Soykırımı, Stalin, THKO, İbrahim Kaypakkaya ve Kemalizm, Komünist Enternasyonal’in tasfiyesi konularının hepsi hakkında tüm sol kamuoyuna açık, hatta aynı zamanda kayıtlarını da internet ortamında yayınlayacağımız ayrı ayrı paneller düzenlemeyi öneriyoruz.”
Bu öneri ile bir kez daha kimin suskun kaldığı ortaya çıkıyor. Ermeni soykırımı, Stalin, THKO, İbrahim Kaypakkaya vb. konularında yazılı getirdiğimiz eleştirilere cevap vermeyen KöZ, bu konular ve kimi başka konularda kayıtları internet ortamında yayınlanacak ayrı ayrı paneller yapmayı öneriyor.
KöZ, panellerde tartışmayı, panellerde yapılan tartışmaları dergi sayfalarına taşımayı yeterli buluyor. Bu da ideolojik mücadeleden bir tür kaçıştır aslında. Çeşitli konularda yazılı getirilen eleştirilere cevap vermeyi panellere havale etmenin adı budur.
Geçmişte çeşitli konularda KöZ ile ortak paneller yaptık. Ortak panellerle yetinmedik, çeşitli konularda KöZ’e yazılı eleştiriler yönelttik. KöZ’e önerimiz önce eleştirilerimize yazılı cevap vermesidir.
YDİ Çağrı, oportünizmin etkisini kırmanın tek yolunun ideolojik mücadele olduğu gerçeğinden yola çıkarak, küçük burjuva devrimcilerini eleştirmeye ve Marksizm-Leninizm adına savundukları düşüncelerin Marksizm-Leninizm’le bir ilgilerinin olmadığını açıklamaya devam ediyor, edecek.
26.12.2021