Cumhur İttifakı’na göre “Dezenformasyonla Mücadele Yasası”, muhalefete göre “sansür yasası” “sosyal medya yasası” olarak tanımlanan, 40 maddeli Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, Meclis Genel Kurulu’nda görüşülmeye devam ediliyor.
Kanun teklifi Meclis tatile girmeden önce AKP ve MHP’li milletvekillerinin imzalarıyla Meclise sunulmuş, Adalet Komisyonu’nda yoğun tartışmalar eşliğinde kabul edilmiş ve Genel Kurul’a sunulmuştu.
Yeni yasama döneminde, teklif üzerine 4 Ekim’de Meclis’te görüşülmeye başlandı.
Teklifin ilk iki maddesi kabul edildi.
İnternet haber sitelerinde çalışanlar basın mensubu sayılacak ve basın kartı için İletişim Başkanlığı’na başvurabilecek. Radyo, televizyon, kamu kurum ve kuruluşlarının yürüttükleri enformasyon hizmetlerinde çalışan kamu personeli de basın kartı alabilecek.
İnternet haber siteleri de süreli yayın tanımı kapsamına alınacak.
Teklifte neler var?
Teklif;
“Halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak amacıyla ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan” kişilerin 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmasını öngörüyor.
Milli İstihbarat Teşkilatı’nın faaliyetleri ve personeline yönelik suç teşkil eden içerikler katalog suçlar kapsamına alınacak.
Yasa teklifi, “dezenformasyon” ve yalan haber yayma suçu tanımının Türk Ceza Kanunu’na eklenmesini öngörüyor. Yasa teklifi ile toplumda korku ve panik yaratan veya nefret söylemi içeren gerçeğe aykırı bilgileri sosyal medya üzerinden yaymak, müstakil bir suç olarak düzenlenecek.
TCK’ya eklenen yeni madde ile “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçu tanımlanıyor. Suçun oluşması için şu beş şart aranacak:
Yayılan haber gerçek değilse, ülkenin güvenliği ve kamu sağlığını ilgilendiriyorsa, halk arasında korku, panik ve endişe oluşturma kastı varsa, kamu barışını bozmaya yönelik ise, aleni ise, dezenformasyon içeren içeriklerle ilgili yaptırımlara, görevlendirilecek mahkemelerin karar vermesi öngörülüyor.
Sosyal medya platformlarına Türkiye ofisi açma ve Türkiye temsilcisi bulundurma zorunluluğu getiriliyor. Temsilcinin gerçek kişi olması halinde bu kişinin Türkiye’de ikamet etmesi ve Türk vatandaşı olması gerekecek.
Kişilik hakkının zedelenmesi şikayeti ile içerik kaldırma için mahkeme kararı çıkarıldığında bu içerik her site ve platformdan çıkarılacak.
Tüm haber siteleri, yayınladıkları içerikleri saklamak zorunda olacak.
Künye belirtmeksizin internet haberciliği yapmak mümkün olmayacak. Bir gazete için geçerli kurallar, haber üreten internet siteleri için de geçerli olacak. (www.bbc.com)
Asıl amaçlanan ne?
Dipsiz kuyu olan, her türlü bilginin, dezenformasyonun, algının yer aldığı sosyal medyayı; dezenformasyon ile mücadele adı altında denetim altına almaya çalışan siyasi iktidarın amacı gerçekte dezenformasyon ile mücadele değildir. Dezenformasyon ile mücadele dertleri olsaydı sosyal medyada maaşlı binlerce trolleri olmazdı. Gerçekte asıl amaç sosyal medyayı denetim altına almaktır.
Yasa teklifinde halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma adıyla yeni bir suç tanımlanıyor.
Türk Ceza Kanunu’na eklenmesi öngörülen “Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır” maddesi yoruma açıktır.
“Yalan haber”in, “yanıltıcı bilgi”nin ne olduğu herkese göre değişebilir. Birine göre doğru haber, başkasına göre yalan haber olabilir. Bir konuda hükümeti eleştirmek, hükümete göre “Yalan haber”, “yanıltıcı bilgi” olabilir.
Dolayısıyla “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçu muğlaktır, sübjektif değerlendirmelere açıktır. Kime göre, neye göre “yanıltıcı bilgi”?
Siyasi iktidara yönelen bir eleştiri bu kapsama girecek midir? Uygulamaya baktığımız zaman bu kapsama gireceğini söylemek için müneccim olmaya gerek yok.
Ayrıca bu madde düşünce ifade özgürlüğünü ortadan kaldırma potansiyeline de sahiptir.
Her burjuva hükümet medyayı kendi çıkarları doğrultusunda denetim altına almaya, yasal düzenleme yapmaya, medya içinde yandaş bir kesim yaratmaya çalışmıştır. Medyayı denetim altına almaya çalışmak, yandaş medya yaratmak AKP ile başlayan bir edim değildir.
AKP ortağı MHP ile birlikte interneti, sosyal medyayı, kendilerine yönelen eleştirileri engellemek için de denetim altına almaya çalışıyor.
Denetim altına alabilecekler mi?
Göreceğiz!
6 Ekim 2022