Millet İttifakı’nı oluşturan altı partinin (CHP, İP, SP, GP, Deva, DP) genel başkanı, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayını belirlemek üzere 2 Mart’ta Saadet Partisi’nin ev sahipliğinde 12.toplantısını yaptı.
Toplantının ardından genel başkanların imzalarıyla kısa bir açıklama yayınlandı. Açıklamada ittifakın cumhurbaşkanı adayı konusunda ‘ortak bir anlayışa’ ulaşıldığı kaydedilerek, ismin 6 Mart pazartesi günü kamuoyuyla paylaşılacağı belirtildi.
Açıklamanın ardından hızlı gelişmeler yaşandı.
İP Genel Başkanı Meral Akşener partisinin yönetici kademesi ile toplantı üstüne toplantı yaptı.
Akşener Genel İdare Kurulu üyeleriyle bir araya geldiği toplantının ardından basın toplantısı düzenledi.
Akşener, gelinen noktada, İP’nin bir kıskaca alındığını ve dayatmaya mecbur bırakıldığını, ancak buna boyun eğmeyeceklerini söyledi.6’lı masa toplantısında 5 siyasi partinin, Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığını dile getirdiğini kaydeden Akşener, “Biz de İYİ Parti olarak 3 yılı aşkın bir süredir sokaklarda, dükkanlarda ve meydanlarda, sıklıkla duyduğumuz; milletimizin yoğun bir teveccüh gösterdiğine hemen her yerde şahit olduğumuz ve yapılan tüm kamuoyu araştırmalarında da uzun süredir Sayın Erdoğan’a karşı açık ara kazandığını gördüğümüz 2 ismin adaylığı konusunda görüşümüzü beyan ettik. Bu 2 isim; Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı’mız Sayın Mansur Yavaş ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’mız Sayın Ekrem İmamoğlu’ydu” dedi.
“Şahsi hırslar, Türkiye’ye tercih”, “kişisel ajandalar uğruna, mübah sayılan kuyruklu yalanlar milletin kazandığı bir büyük hakikate tercih”, “yenilgi yenilgi büyüyen küçük hesaplar, 85 milyonun kazandığı kutlu bir zafere tercih” edildiğini söyleyen Akşener; “Üzülerek söylüyorum ki geldiğimiz son noktada dün itibarıyla 6’lı masa artık millet iradesini, kararlarına yansıtma kabiliyetini kaybetmiştir. Milletin ortak iyiliği için iyi niyetlerle oturduğumuz 6’lı masa, artık potansiyel adayların tartışıldığı bir ortak akıl platformu olmaktan çıkmıştır. Tek bir adayın tasdiki için çalışan, bir noter masasına dönüşmüştür. Ne kumar masasında ne de noter masasında olmayacağız” dedi.
Şimdi İP’nin Millet İttifakı’ndan ayrılıp ayrılmadığı, masayı devirip devirmediği, bundan sonra ne olacağı üzerine konuşuluyor/tartışılıyor.
Meral Akşenir’in yaptığı açıklamalarla, diğer 5 partiye getirdiği eleştirilerle, artık hiçbir şey olmamış gibi Millet İttifakı bileşeni olarak hareket etmeyeceği açıktır.
İP ile diğer 5 parti arasında temel görüş ayrılığını, kimin Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı olarak gösterileceği konusu oluşturuyor. Bu temel görüş ayrılığı dışında Millet İttifakı’nı oluşturan partiler arasında çeşitli konularda görüş ayrılıkları var. Bu görüş ayrılıklarına rağmen, partileri bir araya getiren zemin Erdoğan karşıtlığı, Erdoğan’ın başında olduğu “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”ne karşıtlık oluşturuyor.
İP’nin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilmesine karşı olduğu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ya da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun aday olarak gösterilmesinden yana olduğu, bu iki adayı “kazanabilir aday olarak” gördüğü sır değil.
Nitekim Akşener basın toplantısında Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’na aday olma çağrısı yaptı.
Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayının kimin olacağı konusundaki görüş ayrılığı, adayın belirleneceği toplantıda iplerin kopmasına neden olmuştur.
İP’nin bu hamlesi Millet İttifakı’na değil, Cumhur İttifakı’na yarar. Millet İttifakı’nın bölünmesi Cumhur İttifakı’nın işine gelir.
Gelişmelerin ne yönde olacağını önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Bizim tavrımız açık ve nettir: Biz umudumuzu egemen sınıf partileri arasındaki iktidar dalaşına bağlamıyoruz. Egemen sınıfların iktidar mücadelesinde şekillenmiş Cumhur İttifakı, Millet İttifakı arasındaki kavgaya bel bağlamıyoruz. İki ittifakta gerici ve faşisttir.
Yoktur birbirlerinden farkları. Aralarındaki kavga faşist devleti yönetme, devletin nimetlerinden yararlanma, sömürü pastasından pay kapma kavgasıdır.
Egemenler arasındaki kavgadan işçiler, emekçiler yararına bir şey çıkmaz. Çıksa çıksa daha fazla sömürü, baskı, yolsuzluk, yiyicilik, talan, rant çıkar.
O halde onlar arasındaki kavga gündemimiz olmamalı. Bizim gündemimiz sınıf mücadelesinin sorunları olmalıdır.
Hedefte sadece Erdoğan yönetimi değil, bir bütün olarak kapitalist sömürü düzeni, faşist devleti yıkma mücadelesi olmalıdır.
Bu hedefe er ya da geç ulaşılacaktır!
Yok başka kurtuluş, kurtuluş için tek yol devrim!
4 Mart 2023