Parlamentarizm hayallerinin tavan yaptığı, parlamentoya olmayan niteliklerin atfedildiği bir seçim dönemini daha yaşıyoruz.
“Ülke ve toplum olarak 15 Mayıs sabahına umutla uyanacağız. Demokratik değişimi gerçekleştirecek güçlerin parlamentoda çoğunluğu kazandığı, Kürt sorununda demokratik ve barışçı bir çözüm için Meclis’in asli bir irade olarak görüldüğü, tüm muhatapların şeffaf bir diyalog ekseninde özgür bir tartışma yürütebildiği, yurttaşların eşit, özgür ve barış içinde bir geleceği kuracağı günler bütün vicdan sahibi insanlarımızın özlem ve talebidir.”
“Türkiye’nin demokratikleşmesinin yolu Meclis’te emek, adalet ve barışta ısrar edenlerin, demokratik değişim ve dönüşümü gerçekleştirecek olanların, yani bizlerin önemli bir gücü elde etmesinden geçmektedir.” (Emek ve Özgürlük İttifakı’nın seçimlere yönelik Tutum Belgesi.)
“Değişim başladı. Hiçbir kirli odak bunu durduramaz. Güzel günlere az kaldı. Huzura, refaha, barışa az kaldı.” (Selahattin Demirtaş)
HDP ve HDP ile birlikte hareket eden sol ve devrimci sol grupların çoğunluğu, Emek ve Özgürlük İttifakı, Sosyalist Güç Birliği’nin kitlelere verdiği bilinç parlamentarist bilinçtir.
Parlamentoya onda olmayan nitelikler atfediliyor, Kürt ulusal sorunun ve işçilerin, emekçilerin sorunlarının çözüm adresi olarak meclis gösteriliyor, yanlış bilinç veriliyor, bilinçler bir kez daha karartılıyor.
Parlamento burjuva devlet yapılanmasının bir organıdır. Burjuvazinin egemen olduğu sisteminde birkaç yılda bir, egemen sınıfın hangi temsilcisinin halkı parlamentoda temsil edeceğine ve ezeceğine karar vermek için seçimler yapılır. Burjuvazi seçimleri sistemine demokratik meşruiyet kazandırmak için yapar.
Lenin parlamentoyu şöyle değerlendiriyor:
“Üç ya da altı yılda bir, hâkim sınıfın hangi üyesinin halkı parlamentoda temsil edeceğine ve ezeceğine karar vermek yerine, genel oy hakkı, Komünlerde kurumlaşan halka hizmet edecekti, tıpkı bireysel seçim hakkının, tüm diğer işverenlere, kendi işyerinde işçi, ustabaşı ve muhasebeci seçmesine hizmet etmesi gibi.” (Lenin, Devlet ve Devrim, s.59, İnter Yayınları, Kasım 1995, İstanbul)
“Amerika’dan İsviçre’ye; Fransa’dan İngiltere’ye, Norveç’e vs. dek parlamenter olarak yönetilen herhangi bir ülkeye bakın: asıl “devlet” işleri, kulislerin ardında daireler, özel kalem odaları, genelkurmaylar tarafından yapılır. Parlamentolarda sadece laklak edilir.” (age. s.61)
Burjuvazinin egemen olduğu bütün ülkelerde parlamentolar ve onun için yapılan seçimler, burjuvazinin işçi sınıfı ve emekçiler, tüm ezilenler üzerindeki diktatörlüğünün üzerine demokrasi şalını örtmenin aracıdırlar.
Parlamento burjuvazinin düzenine demokratik meşruiyet görünümü sağlamaya hizmet eden şaldır.
Seçimler yoluyla iktidara gelmek, iktidardan pay almak, bu yolla halk için yararlı işler yapmak, hele hele düzeni değiştirmek vs. vs. boş hayaldir.
Türkiye’de parlamentonun fonksiyonu
Türkiye resmi olarak 25 Haziran 2018’den bu yana, adı “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” olan Türk tipi başkanlık sistemi ile yönetiliyor.
Halk tarafından seçilen Cumhurbaşkanı kendi atadığı bir kabineyle, Cumhurbaşkanı hükümetinin kararnameleriyle ülke yönetiliyor.
Bu sistemde Cumhurbaşkanı parlamentonun desteği olmasa da yönetecek yetkiye ve konuma yasal olarak sahiptir.
“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”nde parlamentonun önemli bir fonksiyonu yoktur. Görevi sadece yasa yapmaktır. Parlamento yasa yapmasa da Cumhurbaşkanı kararname ile yönetme yetkisine sahiptir.
Kâğıt üzerinde de olsa milletin esas temsilcisi olarak, onun adına yasa yapan ve yürütmeyi millet adına seçen ve denetleyen parlamentonun yürütmeyi seçme görevi elinden alındı. Denetleme görevi, eğer parlamentonun büyük çoğunluğu muhalefetin elinde değilse, nerede ise imkânsız kılındı. “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi” böyle bir sistemdir.
“Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi”, bir anlamda olağanüstü hâlin olağan hâle gelmesidir. Türkiye’de, faşizmin üzerine örtülen parlamenter demokrasi maskesi bir kenara bırakıldı. 25 Haziran 2018’den bu yana faşizm başkanlık yönetim sistemi ile uygulanıyor. Seçilmiş başkan tarafından atanan yürütme geçmişe oranla çok daha güçlü bir konuma sahiptir.
“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”nde bu parlamentoda olunmasa da olur!
25 Mart 2023