7 Nisan Pazar günü Esenyurt Güney Kültür Merkezinde “Kadın hareketi, işçi kadın mücadeleleri ve görevlerimiz” konulu bir panel gerçekleştirildi.
İki kadın arkadaşın sunduğu panelde ilk olarak kadına yönelik şiddet ve kadın katliamları ile ilgili veriler ortaya konularak, kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığın nedenleri üzerinde duruldu.
Erkek egemen kapitalist sistemde kadınların çeşitli biçimlerde ayrımcılığa ve şiddete uğradığı, kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığın değişik biçim ve araçlarla her gün yeniden üretildiği, erkek şovenizminin egemenler tarafından sürekli kışkırtıldığı belirtildi.
Kadına yönelik şiddete karşı yasaların ise pratiğe doğru dürüst uygulanmadığı, iyi hal indirimi ve tahrik indirimi gibi yasa kararlarıyla şiddeti uygulayan erkeklerin adeta cesaretlendirildiği vurgulandı.
6284 sayılı yasa gibi, kadınların mücadeleleri ile elde edilmiş kazanımların son dönemde neden tartışma konusu edildiği, yasal haklara saldırıların işçi ve emekçi kadınlar için ne anlama geldiği, yapılmak istenen değişikliklerle gerçekte ne amaçlandığı ortaya konuldu.
Kadına yönelik şiddet ve yasalar ile ilgili yapılan sunumun ardından çalışan işçi ve emekçi kadınların sorunları ve bu alanda yaşanan ayrımcılıklar üzerinde duruldu.
Bu bağlamda 2022 yılına ait şu verilere yer verildi:
– Kadın istihdamı erkeklerin yarısı kadardır. Çalışabilir yaştaki kadınların ancak yüzde 36,4’ü çalışıyor.
– Türkiye’de 4 milyon kadın işsiz var. 12 milyon kadın “ev kadını” statüsünde olup hiç bir gelire ve sosyal güvenceye sahip değil.
– Çalışan kadın nüfusunun yüzde 32,5’i kayıt dışı çalıştırılıyor. 3,3 milyon kadın ise sosyal güvenceden yoksun bir şekilde “kaçak işçi” statüsünde çalıştırılıyor.
– Kadınlar erkeklerden yüzde 20 daha az kazanıyor.
– Her 10 kadın işçiden yalnızca bir tanesi sendikalı. Buna kayıt dışı çalışan kadın kitlesi de eklendiğinde sayı yüzde 6,2’ye düşüyor. Erkeklerde sendikalaşma oranı yüzde 15,7.
2022 yılının başında gündeme gelen ve yılın ilk yarısında gelişerek büyüyen işçi eylemlilikleri, grev ve direnişlerde işçi kadınların bu eylem ve direnişlerin neresinde olduğu üzerine bilgi verildi.
Yapılan değerlendirmelerde kadın işçilerin son yıllarda yaşanan direnişlerde daha fazla ön plana çıktığı, daha görünür olmaya başladığı dile getirildi.
Direnişe geçen işçi kadınların, işçi sınıfının genel talepleri olan ücret zammı talebi, sosyal hakların iyileştirilmesi ve sendikalaşma hakkı gibi taleplerinin yanı sıra kadın işçi olmaktan kaynaklı özel talepleri olduğu, işçi ve emekçi kadınların bunlar için de mücadele ettiği vurgulandı.
Eşit işe eşit ücret, kreş hakkı, terfi alamama/ yükselememe, işyerlerinde cinsel taciz ve mobbing örnekleri ve buna karşı mücadele, kadın işçilerin yoğunluklu olarak çalıştığı ve direniş yaşamış fabrikalardan örnekler verilerek, işçi kadınların bu mücadeleler sonucunda elde ettikleri kazanımlar, yine örnek işyerleri üzerinden ortaya konuldu.
Sunumun bir diğer konusu ise kadın hareketinin durumu, niteliği ve görevlerimiz idi.
Bugünkü kadın hareketinin ileri sürdüğü taleplere sahip çıkılırken, önümüzde duran esas görevin sınıf temellerine oturmuş komünist bir kadın hareketinin yaratılması olduğu, bunu yaratmanın önündeki en büyük engelin ise devrimci kadınların azlığı, kadın kadroların azlığı olduğu vurgulandı.
Kadınların daha fazla mücadeleye çekilebilmesi için nasıl bir çalışmanın yürütülmesi gerektiği, mücadele içerisinde daha aktif yer almak isteyen kadınların toplum ve aile tarafından omuzlarına yüklenmiş yüklerin nasıl hafifletilebileceği üzerine konuşuldu.
Sunumların ardından söyleşi bölümüne geçildi. Bir kadın arkadaş son yerel seçimlerde kadınların bu seçimlerin neresinde oldukları ile ilgili bilgi vererek değerlendirmelerde bulundu.
Çok sayıda kadın ve erkek arkadaşın ilgi gösterip katıldığı panelde yukarıda saydığımız konularda aktif tartışmalar yürütüldü.
Oldukça verimli geçen etkinlik kadın şiirleri ve müzik dinletisi ile sona erdi.
8 Nisan 2024