Bileşeni olduğumuz Halkların Demokratik Kongresi (HDK) 8-9 Şubat tarihinde, İstanbul Küçükçekmece bulunan Elit World Otel’de, “Halkların eşit ve özgür yaşamı yolunda çözüm barışta” şiarıyla Barış Konferansı düzenledi.
İki gün boyunca 6 oturum yapıldı. Çeşitli başlıklar altında yapılan oturumlarda, konuşmacılar konu hakkında görüşlerini anlattılar.
Konferansın son bölümü Forum ve Açık Tartışma oturumunda, konuşmak isteyen kurum temsilcileri ve bireylere söz verildi. Bu bölümde söz alan temsilcimiz şu konuşmayı yaptı:
“Arkadaşlar merhaba.
Yeni Dünya İçin Çağrı dergisi adına selamlıyorum.
Barış üzerine konuştuğumuz yerde, öncelikle yapmamız gereken ilk iş barışı tarif etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Nasıl bir barış? Nasıl bir barış istiyoruz? Barışı nasıl tarif ediyoruz?
Barışı iki türlü tanımlamak mümkün. Bir burjuva barış, bir de gerçek ve kalıcı barış.
Emperyalist dünyada haksız, gerici, emperyalist savaşların sürdüğü, savaşlara ara verildiği dönemin adı olan burjuva barış, diğer bir ifadeyle yeni savaşların hazırlandığı dönemin burjuva barış bir yanda, diğer yanda savaşların kaynağı olan emperyalist dünya sisteminin ortadan kaldırıldığı, devletsiz, sınıfsız, sömürüsüz, sınırsız dünyanın kurulduğu koşullarda sağlanacak kalıcı ve gerçek barış.
Hangi barış için mücadele ettiğimizi, en başından barışı nasıl tarif ettiğimizi ortaya koymak gerektiğini düşünüyorum.
Gerçek ve kalıcı barış için mücadele etmek demek, burjuva barışı bir bütün olarak olumsuzlamak değildir.
Somut olarak konuşmak gerekirse, örneğin bugün Ukrayna’da yürüyen savaşın, savaşan tarafların anlaşmasıyla bitmesi, bu anlamda barış yürüyen savaşa göre olumludur.
Gazze’de 470 gün süren soykırım savaşına ateşkes ile ara verilmesi, bu ateşkes soykırım savaşına göre iyidir.
Kuzey Kürdistan’da 40 yıldır süren savaş, eğer yeni süreç temelinde Kürt kimliğinin anayasal güvenceye kavuşturulması, kimi hakların elde edilmesi ile gelecek barış yürüyen savaşa göre olumludur.
Fakat bu barışı gerçek barış gibi, artık bütün sorunların çözüldüğü, Kürt ulusal sorunun çözüldüğü şeklinde algılamamak gerekiyor.
Kafamızın bir köşesinde bir gerçeğin olması gerekiyor. Emperyalizm olduğu sürece savaşlar kaçınılmazdır. Savaşların kaynağı emperyalist dünya sistemidir. Eğer savaşları ortadan kaldırmak istiyorsak, bütün dünyada süreç içerisinde emperyalist sistemi ortadan kaldırmak gerekiyor.
Sürece yönelik olarak da şunu söyleyebilirim: Savaşan tarafların Kürt hareketi ile devletin belli koşullarda anlaşması, Kürt halkının bu süreç sonucunda belli kazanımlar elde etmesiyle gelecek barış yürüyen savaşa göre olumludur. Fakat bu barışın gerçek anlamda kalıcı olacağı, bütün sorunların çözüleceği anlamına gelmiyor.
Çünkü şunu biliyoruz devlet varlığını sürdürdüğü sürece, tekçi faşist yapı olduğu sürece gerçek anlamda halklar arasında eşitlik, özgürlük olması mümkün değildir. Ulusal sorunun tek bir çözümü var. O da proleter çözümdür. Burjuva çözümü kastetmiyorum. Ulusal baskının ortadan kaldırılması, zoraki birliğin ortadan kaldırılması, ezilen ulusun eşit ve özgür koşullarda nasıl yaşayacağına kendisinin karar vermesi gerekiyor. Bu koşulların kendiliğinden olmayacağı, devrimlerle yaratılacağı gerçeğini unutmamak gerekiyor.”
Konferans sonuç bildirgesinin okunması ve ardından HDK Eş Sözcüsü Ali Kenanoğlu’nun yaptığı kapanış konuşması ile sona erdi.
9 Şubat 2025