İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Halkların Demokratik Kongresi’ne (HDK) yönelik başlattığı soruşturma kapsamında, 18 Şubat’ta 10 ilde yapılan ev baskınlarında gözaltına alınan 51 kişiden aralarında gazeteci, sendikacı, sanatçı, siyasetçi ve yoldaşlarımızın bulunduğu 30 kişi “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla tutuklandı. 21 kişi ise adli kontrol tedbiriyle serbest bırakıldı.
30 kişinin tutuklanmasına gösterilen gerekçe, “kaçma, saklanma, delilleri yok etme” şüphesidir.
Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanlığı, 15 Ekim 2011’de kurulan HDK’yi “terör örgütü” olarak görülen Demokratik Toplum Kongresi’nin devamı olduğunu iddia ediyor.
2022 yılında Tekirdağ merkezli başlatılan HDK soruşturması kapsamında, 2 Haziran’da İstanbul Beyoğlu ilçesinde bulunan HDK Genel Merkezi’ne yapılan polis baskınında dijital dokümanlara el konuldu.
2024 yılında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı el konulan dijital dokümanlardan yola çıkarak 4 bin 753 kişiden oluşan, İstanbul için de 1640 kişiden oluşan bir liste hazırladı. İstanbul merkezli listeyi yetkisizlik kararıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı söz konusu listeye dayanarak operasyonlar yapıyor.
“HDK’nin terör örgütü olduğu” öne sürülerek İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Fırat Epözdemir ile CHP’li Kartal ve Ataşehir belediye başkan yardımcılarının da aralarında bulunduğu 10 kişi hakkında soruşturma başlatıldı.
Epözdemir ve 10 kişi HDK ile bağlantılı oldukları gerekçesiyle tutuklandı.
HDK’nin “terör örgütü” olarak görülemeyeceği yönünde yargı kararlarına rağmen, HDK “terör örgütü” olarak gösterilmeye çalışılıyor.
Örneğin İzmir 20. Ağır Ceza Mahkemesi görülen bir davada, 7 Aralık 2023 tarihinde HDK’nin yasa dışı örgüt olmadığı yönünde karar verdi. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi de HDK’nin yasal olduğu kararını onadı.
HDK demokratik siyaset zemininde faaliyet yürüten, toplumsal sorunların çözülmesi için çalışan, onlarca bileşeni olan bir çatı örgütlenmesidir.
Kuzey Kürdistan/Türkiye toplumsallığının tüm renklerini kapsayan siyasi partilerin, ekoloji derneklerinin, yöre derneklerinin, toplumsal mücadele yürüten platformların, kadınların, gençlerin, emekçilerin dahil olduğu yasal ve meşru bir yapılanmadır.
HDK’nin hiçbir çalışması yasaklanmamıştır. HDK’nin bütün çalışmaları –kongre, konferans, çalıştay, basın açıklaması vb.- herkesin katılımına açık olan yasal çalışmalardır. HDK’nin yasal, açık olan çalışmalarına katılmayı “terör örgütü üyesi olmak” olarak göstermek boşunadır.
Neden HDK?
AKP/MHP iktidarı HDK’yi kriminalize etmeye çalışıyor. HDK somutunda sindirme operasyonu yürütüyor.
AKP/MHP iktidarı bir yandan Abdullah Öcalan üzerinden Kürt hareketi ile anlaşmaya çalışırken, Kürt hareketine teslimiyeti dayatırken; diğer yandan kendilerine karşı olan muhalefete yönelik baskıların, zulmün, hukuksuzluğun dozajını her geçen gün artırıyor.
Amaç açıktır: Pazarlık masasında el yükseltilirken, Kürt hareketi ile şu veya bu şekilde hareket eden sol, devrimci güçler de baskı altına alınıyor, Kürt hareketi ile yollarınızı ayırın mesajı veriliyor. Kürt hareketi ile anlaşma temelinde varılacak “barış” sonrası olası hareketlenmelerin olmaması için yol temizliği yapılıyor. Kendi seçmenlerine, milliyetçi kesimlere “terör örgütü ile pazarlık yok” görüntüsü vermeye çalışıyorlar.
Saldırıların, baskıların siyasi amaçlarla yapıldığı, dönemsel olduğu açıktır.
Burjuva hukuk bugün rafa kaldırılmıştır. Pratikte uygulanan hukuk değil, hukuk adına guguktur. AKP/MHP iktidarının siyasi kararlarıdır.
Baskılar, gözaltılar, tutuklamalar, operasyonlar, hapis cezaları, uygulanan dizginsiz faşizm; faşizme karşı mücadeleyi durduramaz!
Kahrolsun faşizm!
Yoldaşlarımız Melek Kızılocak, Dilek Posl serbest bırakılsın!
HDK tutsakları serbest bırakılsın!
26 Şubat 2025