20 Nisan 2025’te Berlin’de, İşçilerin Birliği Halkların Kardeşliği Platformu (Bir-Kar) ve Herşeye Rağmen (Trotz Alledem!) tarafından Cemaata Dersimi’de ortak bir toplantı düzenlendi. Toplantı öncesinde, toplantıya Çağrı yapan afiş ve el ilanı çıkarıldı. Toplantının geniş propagandası yapıldı. Toplantıya yaklaşık 60 kişi katıldı.
Devrimci hareketin içinde bulunduğu ortamda, devrimci örgütlerin birlikte etkinlikler yapmasını önemsiyoruz. Birlikte etkinlikler yapmak, iki örgütün ortak bir platforma sahip olduğu anlamına gelmiyor. Elbette ki aynı düşündüğümüz konuların yanı sıra birçok konuda ayrı görüşlere sahibiz. Görüş ayrılıkları, birlikte etkinlikler yapmamızın önünde engel değildir.
Toplantı, önceden kararlaştırıldığı gibi tam saatinde başladı. Moderatör yoldaş, kısa bir selamlamanın ardından toplantının gidişatı hakkında bilgi verdi. Devamla, 1 Mayıs’a katılım ve aynı mekânda 11 Mayıs’ta yapılacak ‘71 devrimci hareketine katılım çağrısı yaptı.
İlk söz Herşeye Rağmen temsilcisine verildi. Herşeye Rağmen temsilcisi, Ermenilere yönelik yapılan soykırımın 110. yıldönümü hakkında bilgi verdi. Soykırımda yaşamını yitirenler, devrim ve sosyalizm mücadelesinde toprağa düşenler için bir dakikalık saygı duruşu yapıldı.
Herşeye Rağmen temsilcisi, Herşeye Rağmen gazetesi hakkında şu bilgileri verdi: Biz, Almanya’da yaşayan, çalışan ve mücadele yürüten değişik milliyetlerden kadın-erkek komünistleriz. Almanya’da sosyalist bir devrim için mücadele yürütüyoruz. Trotz Alledem!’in ilk sayısı 1996’da çıktı. Almanya’da gerçek anlamda Bolşevik bir parti yok. Biz, önümüze hedef olarak Bolşevik Parti’nin inşa edilmesi hedefini koyduk. Almanya’da yaşayan ve burada kalıcı olan göçmenlerin yapması gereken Alman devrimi için mücadele etmektir.
Herşeye Rağmen temsilcisi 30 dakikalık bir sunum yaptı. Konuşmasında; Üçüncü Dünya Savaşı tehlikesinin giderek yaklaştığını, emperyalistlerin savaşa hazırlık yaptığını, silahlanmaya küçümsenmeyecek oranda bütçe ayrıldığını, cephe gerisini sağlama almak için milliyetçiliğin ve faşizmin geliştirildiğini vb. açıkladı. Devamla, kapitalist/emperyalist dünyada bir alt oluş süreci yaşandığını, bu alt oluş sürecinin dünyayı yeniden paylaşma mücadelesini kaçınılmaz hâle getirdiğini belirtti. Herşeye Rağmen temsilcisi, “Halkların gerçek kurtuluşu ancak emperyalist zincirleri parçalanmasıyla mümkündür. Emperyalist savaş tehlikesine karşı mücadele bu tehlikenin kaynağı olan kapitalizme, kapitalist sisteme karşı mücadeleyle mümkündür. Devrimciler ve komünistler emperyalist savaşa karşı cephe çalışmasında merkeze devrimcilerin komünistlerin birliğini koymalıdır. Çözüm kapitalist sistemin yıkılmasında çözüm proletarya önderliğindeki devrimdedir” diyerek noktaladı.
Bir-Kar temsilcisi, burjuvazinin ideolojik-kültürel kuşatması ve gündelik propaganda aygıtları karşısında umutsuzluğa düşmenin, savrulmaların yaşanmaması gerektiğini, dünyanın nükleer yıkıma yol açabilecek üçüncü emperyalist savaş, iklim-çevre krizi gibi ölüm-kalım düzeyindeki tehditlerle, iktisadi-sosyal yıkıma eşlik eden kültürel-moral çürüme gibi ağır sorunlarla karşı karşıya olduğunu belirterek, 90’lardan itibaren yürütülen savaşları, Kürt, Filistin, Afrika halkları gibi halkların büyük acılarla karşı karşıya olduğunu, Batılı emperyalistlerin toplumları soykırımlara, kirli savaşlara alıştırmaya çalıştığını söyledi.
Her iki örgüt temsilcisinin konuşmasının ardından sorulan sorulara cevaplar verildi. Toplantıya katılan kimi arkadaşlar söz alıp kendi görüşlerini belirttiler.
Tartışmada öne çıkan kimi görüşler şöyle:
Almanya’da yaşayan Kuzey Kürdistan-Türkiyeli göçmenler, Almanya’da sınıf mücadelesi yürütecekleri yerde, üç bin km uzakta olan Türkiye’de ki sınıf mücadelesi sorunları ile uğraşıyorlar. Yurtdışında yaşadıkları hâlde, Avrupa ülkelerindeki sınıf mücadelesinin pek onları ilgilendirmediği sonucu ortaya çıkıyor. Avrupa’da yaşayan komünistlerin, Kuzey Kürdistan-Türkiye’deki gelişmelere hep kayıtsız kalmaları sonucu çıkarılmamalıdır. Avrupa’da yaşayan göçmenlerin esas almaları gereken yaşadıkları ülkelerdeki sınıf mücadelesi sorunları olmalıdır.
Emperyalist dünya savaşa hazırlanıyor. Faşizm gelişiyor, geliştiriliyor. Savaşlara, baskılara karşı elbette kitle hareketleri de var. Ancak eksikliği duyulan Bolşevik partilerin olmamasıdır. Yapılması gereken her ülkede Bolşevik partilerin inşa edilmesi sorununun merkeze konmasıdır. Var olan hareketlerin büyük çoğunluğu sistem için hareketlerdir. Komünistlerin zayıflığı sonucu, var olan hareketlerin önderliğini reformistler yapmaktadır.
Emperyalizmin genel buhranı ile kapitalizmin sürekli krizi arasında belirli farklılıklar var. Emperyalist aşamaya varmış olan kapitalizm, artık yükselen bir çizgide gelişen bir sistem değildir. Emperyalizm “asalak, çürüyen, can çekişen kapitalizmdir.” Kapitalizm artık üretici güçlerin gelişmesinin önünü açan, onların gelişebileceği ölçüde gelişmesine yardımcı olan bir sistem değildir. Kapitalizm, üretici güçlerin gelişme imkân ve olasılıklarını daraltan, gelişmenin önünü tıkayan bir sistemdir. Evet, üretici güçler gelişmektedir. Fakat gelişme imkânları ölçüsünde değil, onun gerisinde bir gelişmedir. Üretici güçler kapitalizm sayesinde değil, ona rağmen gelişmektedir. Aşırı kâr dürtüsü, üretici güçlerin yerinde durmasını değil, kontrollü bir biçimde gelişmektedir.
Kapitalist sistem, emperyalizme evrimlenmesiyle birlikte gerçekte insanlık tarihinde oynadığı olumlu rol açısından miadını doldurdu, emperyalizm bu anlamda genel buhran içindeki kapitalizmdir. Bu, bütün emperyalizm dönemi için geçerli bir tespittir. Bunun dışında, Ekim Devrimi, emperyalist zinciri parçalayıp, emperyalist dünyanın dışına çıktı. Sosyalist kamp/kapitalist kamp çelişmesinin ortaya çıkmasıyla, emperyalist dünya uzun süreli bir genel buhran içine girdi.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında, yeni halk demokrasili ve sosyalist devletlerin ortaya çıkmasıyla daha da derinleşen bu genel buhrandan, emperyalist dünya, revizyonistlerin sosyalist ülkelerde iktidarı ele geçirmesi sonucu genel buhrandan çıktı. Bugün emperyalizm yirminci yüzyılın başında olana benzer bir biçimde bütün dünya üzerinde egemendir. Onun egemenlik alanı dışında olan sosyalist bir devlet yoktur. Bu anlamda emperyalizmin genel buhranından söz edilemez.
Kapitalizm sürekli kriz içerisinde değildir. Ekonomik olarak iki çeyrek üst üste ekonomik büyümenin sıfırın altına düşmesi kapitalizmin krizi demektir. Kapitalizm krizsiz olmaz. Fakat bu hem onun bütün ülkelerde eşzamanlı ve sürekli kriz içinde bulunduğu anlamına gelmiyor. Krizler kapitalizmin yol arkadaşıdır. Krizlere rağmen kapitalizm ömrünü sürdürebiliyor, Kapitalizm kendiliğinden yıkılmayacağı gerçeği kavranılmak zorundadır. Dünyada, savaşların, katliamların ve soykırımların yaşanması olgusu emperyalist sistemin bir siyasetidir. Emperyalist barbarlığın yaşanması, emperyalistlerin krizler içinde olduğu gerçeği ile açıklanamaz.
Tartışma içerisinde Kürdistan kökenli bir arkadaş, yapılması gerekenin yüz yılın çağrısının açıklamak olduğunu belirtti. Toplantının sonunda Bir Kürt arkadaş, Kürdistan sorununa değinilmediği vb. eleştirilerini getirdi. Bu nedenden dolayı cevap verilemedi. Tabii ki olgu olarak getirilen bu eleştiri doğru değildir.
Toplantı amacına ulaştı ve verimli bir toplantı oldu. Bir-Kar ile bu bağlamda genelde aynı görüşlere sahip olduğumuz görüldü.
22 Nisan 202
Herşeye Rağmen Okuru