AFAD’ın açıklamasına göre, 23 Nisan Çarşamba günü saat 12.49’da Marmara Denizi’nde, Silivri açıklarında meydana gelen depremin büyüklüğü 6.2 olarak ölçüldü. Yerin yaklaşık 7 kilometre derinliğinde gerçekleşen sarsıntı, yaklaşık 13 saniye sürdü.
Deprem, Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun Orta Marmara segmenti üzerinde meydana geldi. Dış merkezden yaklaşık 300 kilometrelik bir yarıçap içinde kalan illerde hissedildi. Ana şokun ardından onlarca artçı deprem kaydedildi; bunların yedisi 4 büyüklüğünün üzerinde gerçekleşti. Artçıların, Marmara Orta Çukuru’nun kuzey kenarında ve ana fay hattına yakın bölgelerde yoğunlaştığı belirtildi.
Deprem İstanbul ve çevre illerde panik yarattı. Düşme ve atlamadan kaynaklı onlarca kişi yaralandı.
Deprem bir kez daha kendisini hatırlattı!
Deprem ülkesi olduğumuz, depreme her açıdan hazırlanmak gerektiği gerçeğini doğa hep yeniden hatırlatmaktadır. Buna rağmen yeterli önlem alınmamaktadır. Bir süre sonra deprem gerçeği unutulmaktadır.
Deprem haritasına bakıldığında, Kuzey Kürdistan/Türkiye topraklarının %92’si deprem bölgeleri içerisindedir. Nüfusun %95’i deprem tehlikesi altında, büyük sanayi merkezlerinin %98’i ve barajların %93’ü deprem bölgesinde bulunmaktadır.
Bu gerçeklere rağmen alınan tedbirler ve yapılan yatırımlar devede kulaktır.
Deprem, önceden ne zaman olacağı bilinmeyen bir doğa olayıdır. İnsanlar doğa olaylarının olmasını engelleyemez. Ancak alınacak tedbirlerle, doğa olaylarının insanlara zarar vermesi en aza indirgenebilir.
Kapitalizm ücretli emek sömürüsüne, üretim araçları üzerinde özel mülkiyete dayanan, çıkarın, rantın, kârın ön planda geldiği, her şeyin çıkara göre belirlendiği toplumun adıdır.
Kapitalizmin temel dürtüsü hep daha fazla kâr olduğu için kapitalizmde inşaat, konut, emlak, arsa vb. önemli rant aracıdır. İnşaat yapımında rant var, depremin enkazlarının kaldırılmasında da rant var.
Rant, kâr üzerine kurulu kapitalizm olduğu sürece, doğal afetlerin felaketli sonuçlara yol açması kaçınılmazdır. Doğal afetlerin öncelikle işçileri, emekçileri, ezilenleri vurması kaçınılmazdır!
Çünkü sömürü üzerine, kâr, hep daha fazla kâr, en fazla kâr üzerine kurulu kapitalist düzen buna engeldir. Engel olduğu içinde bu sistemde doğal afetler işçiler, emekçiler, ezilenler açısından felaketli sonuçlara neden olmaktadır.
Deprem kader değil!
Deprem ile yaşamak, gerekli tedbirleri almak, depremin vereceği zararı en aza indirmek mümkündür!
Depremin yeniden ve hep yoksulları vurmasını engellemek mümkündür!
Deprem başta olmak üzere doğal afetlerin felaketli sonuçlara yol açmasını, depremin yoksulları vurmasını engellemenin tek yolu kapitalizmi yıkıp, doğa ile uyum içerisinde, merkezinde insanın olduğu sosyalizmi kurmaktan geçiyor.
24 Nisan 2025