Depremin yıkıcı etkisinden sonra insanların büyük bir çoğunluğu şehri terk etmiş durumda. Önemli bir bölümü şehir dışına çıkarken, bir bölümü de çevre köylerde kendilerinin veya tanıklarının arazilerinde kurdukları çadırlarda kalıyor. Çadır sorunu hala büyük ve insanlar kendi imkânlarıyla kurdukları çadırlarda yaşıyorlar. Su ve hijyen sıkıntısı da devam ediyor.
Depremin ilk şokunu atlatabilen insanlar, orta ve ağır hasar görmüş evlerinden yeni yaşamlarını kurabilmek için büyük riskler alarak veya ekip tutarak (para karşılığı ve fiyatlar yüksek. Fiyatlar evin hasar durumuna göre belirleniyor.) sağlam kalan eşyalarını kurtarma telaşında.
Samandağ’da üretimin ve yaşamın normalleşmesi uzun bir zaman alacak. Devletin enkaz kaldırma çabaları ağır ve yetersiz durumda.
Depremi kullanarak OHAL ile birlikte düşündükleri yerleri/özellikle sınır bölgelerini planladıkları gibi şekillendirmek istedikleri açık. Oluşabilecek iç tepkinin oluşmaması adına insanları göçe zorlama durumları ilerleyen dönemlerde daha açık bir şekilde görülebilir.
Bulunduğumuz kamp Mücadele Birliği’ndeki arkadaşların çalışma alanı. Bizim de içinde bulunduğumuz ve arkadaşlara destek verdiğimiz çalışma genelde; yardımın az ulaştığı yerlere erzak, su ve hijyen malzemesi ulaştırmak.
Çadır tedarik edilebildiğinde, çadır ulaşmamış acil durumdaki ailelere ulaştırmak. Tabi çalışma bundan ibaret değil. Devrimciler yardımlarla temas kurduğu her aileyle geleceğe dönük devletin yapabileceği müdahalelere karşılık bilgilendirme ve mahalle komiteleri kurmaya çalışıyor.
Bilgilendirme toplantıları yapılıyor ve yapılmaya devam ediliyor.
Bulunduğumuz bölgede bu tarz çalışma yürüten Partizan ile mahalle komiteleri kurabilmek için mahalle örgütlenmesinde ortak çalışma kararı alındı.
Sürecin Samandağ’da giderek zorlaşma durumu büyük olasılık.
Mücadele Birliği’nden arkadaşların sosyal medya üzerinden başlattığı “geri dönüş” kampanyası, bir anlamda buradaki süreç için örgütlülük önemli.
5 Mart 2023
Samandağ’dan YDİ Çağrı okurları