6 Şubat’ta gerçekleşen depremlerin ardından ağır zarar gören şehirlerin başında Antakya (Hatay) gelmektedir.
Antakya’da 20 Şubat günü 6,4’lük depremden saatler önce YDİ Çağrı çalışanları olarak çeşitli gözlemler yaptık.
Şehir Dörtyol ilçesinden başlayarak Samandağ ilçesine doğru giderek ağırlaşan bir yıkıma sahip. En fazla yıkımın oluştuğu ilçeler Armutlu, Defne, Samandağ, Kırıkhan, Antakya merkez olduğunu söyleyebiliriz. Yüksek binaların yoğun olduğu ilçelerde ve Antakya merkezde sağlam tek bir yapı kalmadığını gördük. Ayakta duranlar da artçı sarsıntılarla risk altında.
Aynı gün akşam gerçekleşen Defne ve Samandağ merkezli depremde de bu binaların büyük çoğunluğu yıkıldı.
Gördüklerimiz karşısında insan dehşete düşüyor. Korkunç bir felaket demek az kalır desek yeridir. İlk depremin üzerinden haftalar geçmesine rağmen koordinasyonsuzluk devam ediyor. Hala yardım ulaşılamayan mahalleler var. Çadır ve tuvalet en acil ihtiyaç, temizlik büyük sorun. Yan yatmış binaların altında insanlar geziniyor. Girilemeyecek evlere girip eşyalarını kurtarma derdinde insanlar. Her yer enkaz, her yer cenazesini bekleyen insanlarla dolu.
Ana yolların ve sokak girişlerin çoğu enkazlardan kapanmış durumda. Girilmesi imkânsız durumda. Görüşme fırsatı bulduğumuz yetkililer ve aileler enkazın kaldırılmasının büyük sorun olduğunu, bu işin bir kaç yıl değil, uzun yılları kapsayabileceğini söylüyorlar.
Tüm polis yığınaklarına rağmen hırsızlık da devam ediyor. Bölgede yaşayan halkın %80’nin göç ettiği söyleniyor. Kalanlar enkaz başlarında ve köylerde yaşamaya devam ediyor. Çeşitli noktalarda çadır kentler kurulmuş, burada yaşayanlar da hastalıkla ve soğukla mücadele ediyor.
Yol boyu şehre konteynır taşındığını görüyoruz, fakat bu konteynırlar öncelikli olarak enkaz kaldırılması işinde ve güvenlik görevlileri için hazırlanıyor. Devlet organları yığınak yapmış durumda, sonuçlarını iyi görmemekle birlikte bizde merak ediyoruz. Halkın temel ihtiyaçları ve bunların karşılanması öncelikli sorun iken, bu kadar yığınak anlamlı gelmiyor.
Adana’da dayanışma içinde olduğumuz çeşitli örgütler var. Mücadele Birliği, SYKP ile ortak dayanışma içinde çalışıyoruz. İhtiyaçlar doğrultusunda yardım zinciri oluşturuldu. Birçok devrimci örgüt canla-başla çalışıyor. Ulaşılamayan köy ve mahallelere ulaşılmaya çalışılıyor. Gıda, çadır, iç çamaşırı, ilaçlar doğrudan ihtiyaç sahiplerine ulaştırılıyor. Göç etmekte maddi zorluklar var, ulaşım araçları sınırlı ve pahalı.
Okurlarımızın ve dayanışma içinde olan arkadaşlarımızın destekleri ile taşınmak isteyenlere yardımcı olmaya çalışıyoruz. Sokak hayvanları unutulmuş değil, toplanan mama yardımları bölgeye yine devrimci kurumların dayanışması içinde dağıtımı yapılmaya çalışılıyor. Tüm bu çabalar yetersiz kalıyor. Sadece ulaşılabilen insanlara ve canlılara gidilebiliyor. Binlercesi henüz, hala sorunlarla boğuşuyor.
Tüm izlenimlerimizden çıkardığımız bir kaç sonuç oldu; en önemlisi sarsıntılar hala devam ediyor. İnsanlar riskli bölgelerde kalmaya devam ediyor. İnsanların kalabileceği, güvenli, hijyenik çadır kent, konteynır kentlerin acilen kurulması gerekiyor.
Diğer illere büyük göçler oldu. Gidilen bu illerde devrimcilerin dayanışma içinde desteklerini devam ettirmesi gerekiyor, felaketi siyasal teşhir ile işçi ve emekçilere anlatmak gerekiyor.
Ulusal ve uluslararası yayın organları üzerinden felaketin sonuçları, nedenleri tartışılmalı ve gerici burjuva ittifakların depremi seçim malzemesi olarak kullanmaması için çaba gösterilmelidir.
Rant, kâr üzerine kurulu burjuva düzende doğal afet katliama dönüştü. Bu katliamın sorumlusu burjuva düzenin devleti ve devleti yöneten siyasilerdir.
İller bazında devrimci koordinasyon platformları oluşturulmalı, bu koordinasyonlar üzerinden dayanışma örgütlenmelidir.
Bu saydıklarımıza daha birçok şey eklenebilir. Bu saydıklarımızın acil olduğunu da bilince çıkartmakta fayda olduğunu düşünüyoruz.
23.02.2023