2025 yılında uygulanacak, sermaye, devlet ve sendika ağalarının birlikte oynadıkları, asgari ücreti belirleme tiyatro oyununun gösterimi sürerken, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’na (AÜTK) güya işçileri temsilen katılan Türk-İş bürokratları asgari ücret talebini 29 bin 583 TL olarak açıkladı.
AÜTK’na güya işçileri temsilen katılan, asgari ücrete dair herhangi bir rakam açıklamaması eleştiri konusu olan, kamuoyunda yükselen tepkiler karşısında sessizliğini bozmak zorunda kalan Türk-İş rakam açıklamak zorunda kaldı.
Türk-İş genel merkezinde yapılan basın toplantısında konuşan sendika ağası Ergün Atalay, “Asgari Ücret Komisyonu’na önerimiz, asgari ücrete yüzde 45 enflasyon oranı üzerine refah payı eklenerek zam yapılmasını, yüzde 20 refah payı eklenmesi durumunda asgari ücretin 29 bin 583 TL olmaktadır. Enflasyon üzerinde refah payı eklenmeden yapılacak olan zam yaşanabilir olmayacaktır” dedi.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’na Türk-İş’in katılımı gerçekte göstermeliktir. Sermaye ve hükümet komisyonda çoğunluğu oluşturmakta, çoğunluk kararı ile istedikleri kararı almaktadır. Bu nedenle AÜTK işçileri temsil etmemektedir.
Türk-İş’in nihayet telaffuz ettiği 29 bin 583 TL asgari ücret rakamı yeterli değildir.
Kasım ayı itibari ile Türk-İş’in her ay yaptığı açlık ve yoksulluk sınırı araştırmasına göre; yoksulluk sınırı 66.976 TL, açlık sınırı 20.562 TL, bekar bir işçinin aylık yaşam maliyeti 26.712 TL’dir.
Türk-İş’in istediği asgari ücretin hayat pahalılığı karşısında kısa süre içinde açlık sınırı altında kalacağı açıktır.
Asgari ücret, bir işçinin ve ailesinin yeniden üretim faaliyetine katılabilmesi için minimum geçim araçlarının (beslenme, giyinme, barınma, sağlık vb. gibi) toplamını karşılayacak düzeyde olması gereken ücrettir.
Asgari ücret yoksulluk sınırının altında değil üstünde olmalıdır.
Hükümet patronlar ile birlikte asgari ücret miktarını belirliyor. Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantılarına, güya işçileri temsilen katılan Türk İş’li sendika ağaları ise danışıklı bir tutum sergiliyor.
Kendi kaderimizi kendi ellerimize almadığımız sürece, kendi adımıza alınan kararlarda söz sahibi olmamaya devam ederiz.
Söz sahibi olmak istiyorsak, adımıza karar alınmasını istemiyorsak; mücadeleyi ellerimize almalı, haklarımız için mücadele etmeliyiz.
Açlığa, yoksulluğa, yokluğa mahkûm değiliz. Patronların sürekli büyüyen zenginliklerinin yaratıcıları bizleriz. Yaratan ve üreten bizleriz.
Gücümüzün farkına varalım örgütlenelim.
20 Aralık 2024