Geçtiğimiz günlerde İsmailağa Cemaatine bağlı Hiranur Vakfı başkanının 6 yaşındaki kızını 29 yaşındaki bir müridiyle evlendirdiğini, küçük kızın bu yaştan itibaren cinsel istismara maruz kaldığını içimiz yana yana öğrendik. Kendi şikayetiyle ortaya çıkan istismarın örtbas edilmeye çalışıldığını, iki yıl boyunca dava bile açılmadığını öğrendik. Kendi içine kapalı, denetimden uzak bu tarikatlarda, cemaat yurtlarında yaşanan istismar vakaları zaman zaman su yüzüne çıkıyor olsa da derinlerde neler döndüğü hakkında doğru düzgün bir bilgi sahibi değiliz. Bildiğimiz bir şey varsa o da bu istismar vakalarının münferit değil sistematik olduğudur. Dinde kadının yeri bir masadan farksızdır. Çocukların, kadınların istismarına açık bu yapıları, bu yapılara çıkar ilişkileri sebebiyle göz yuman, insanlık dışı faaliyetlerini hasır altı eden ne kadar kurum varsa hepsini gerekirse tırnaklarımızla kazıyacağız.
Aile de, yurtta, tarikatta çocuk istismarı bitmiyor çünkü bunları koruyan, kollayan ve üstünü örten bir devlet ve onun yargısı var. İstismarcıların korunduğu bu ülkede hiç bir çocuk güvende değildir.
Çocuklara yönelik cinsel istismar patriyarka kaynaklıdır!
Kuzey Kürdistan Türkiye’de çocukların cinsel –tecavüz, taciz, cinsel şiddet- istismarı toplum içinde oldukça yaygındır.
Erkek egemenliği, din olgusu, egemen kültür bu durumu beslemektedir.
Çocukların cinsel istismarının kaynağında toplumsal egemenlik ilişkisi, erkek egemenliği yatmaktadır. Pederşahi ilişkide kadınlar ve çocuklar erkeklerin malıdır, erkekler onları istedikleri gibi kullanma hakkına sahiptir. Çocukların cinsel istismarı tedavi yoluyla iyileşebilecek bir hastalık, bireysel sapkınlık değil, toplumsal bir kötülüktür. Bu toplumsal kötülüğün kapitalizmde ortadan kaldırılması mümkün değildir.
Türkiye’de yasal evlilik yaşı kağıt üzerinde 18 olmasına rağmen, kız çocuklarının küçük yaşta evlendirilmesi ülkelerimizde toplumsal bir gerçekliktir. Feodal kültür, din, erkek egemenliği açısından küçük yaşta evlilik normaldir. İmam nikahı ile cinsel istismara dini kılıf geçirilmektedir. Yaş olarak büyük olan erkekler, çocuk yaşta kız çocukları ile evlenmektedir. Cinsel olarak istismar edilen çocukların gelecekleri erkekler tarafından karartılmaktadır.
Bu kötülüklerin kökten kurutulması için patriyarkaya karşı mücadele şarttır. Kadınların güçlü ve eşit olduğu bir toplum için mücadele etmek gereklidir! Çocukların anne-babaların malı değil, kendi başlarına varlıklar, çocuk bireyler olarak görüldüğü toplumsal koşullar için mücadele etmek gerek. Ve çocukların korunması ve en iyi şartlarda gelişmelerinin sağlanması için elimizden gelen en büyük çabayı harcamamızı gerektir. Öyleyse, çocuk istismarına, zorla evlendirmelere, çocuk evliliklerine karşı duyarlı olalım! Susmayalım! Bizden beklenilen tavrı koyalım! Mağdurların yanında olalım!
Çocukların cinsel istismarının bir bütün olarak ortadan kaldırılması, üretim araçları üzerinde toplumsal mülkiyetin olduğu, her türlü pederşahi geleneklere, anlayışlara karşı sürekli mücadele edileceği sosyalizmde mümkündür.
10 Aralık 2022