T.C. devleti tarafından Çanakkale savaşının yıl dönümü olarak kabul edilen 18 Mart üzerinden 107 yıl geçti.
Çanakkale savaşı Birinci Emperyalist Paylaşım Savaşı’nın bir parçasıdır. Çanakkale savaşını paylaşım savaşından soyutlayarak, savaşa ilerici bir nitelik affetmek kökten yanlıştır.
Osmanlı devletinin başında bulunan ittihat ve Terakki hükümeti, Türkiye’nin daha da büyüyüp Turan olacağını hayal ediyor ve Alman emperyalizminin kesin zafer kazanacağına inanıyordu. Birinci Emperyalist Paylaşım Savaşı’ndan yenilgi ile çıkan Alman emperyalistlerinin müttefiki Osmanlı İmparatorluğu da savaşın kaybedenleri arasındaydı. Savaşa çökmekte olan imparatorluğu elde tutup, genişletebilmek amaçlarıyla katılan Osmanlı devleti, savaştan Anadolu’ya hapsedilmiş iyice küçülmüş bir biçimde çıktı. Anadolu’nun birçok alanı da işgal altında idi, Emperyalist Almanya’nın ve çökmekte olan Osmanlı devletinin gerici emperyalist emelleri uğruna yüzbinlerce insanın ölümüne, yüzbinlercesinin sakatlanmasına vesile olan Çanakkale savunmasının faturasını Osmanlı tebaasındaki halklar ödedi.
Açılışı 18 Mart’a denk getirilen “1915 Çanakkale Köprüsü” nün açılışını “Yap İşlet Devret” kapitalist liberal ekonomi modelinin andaki uygulayıcısı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaptı.
Köprünün gerekli olup olmadığı tartışması bir yana, yapımında kullanılan model tartışma götürür nitelikte.
Hazırlığı 10 yıl yapımı 4 yıl süren “Yap İşlet Devret (YİD)” modeliyle yapılan köprü için T.C. Devlet Hazinesi, Limak ve Ortağı Güney Kore Dealim şirketlerine araç başı 15 € + 2,85 (KDV) Euro geçiş ücreti üzerinden günlük 45 bin geçiş garantisi vermiştir. Bu garantinin süresi ise 16 yıl 2 ay 12 gündür. Limak ve Ortağı Dealim şirketlerine günlük köprü geçiş geliri olarak geliri olarak en az 803.250 avro devlet tarafından garanti edilmiştir. Yıllık ise en az 293.186.250 avro gelir garantisi verilmiştir. . Bu rakamı ödeme süresi ile çarptığımızda ortaya çıkan rakam 4.748.814.000 avrodur. Bugünkü kur ile hesaplandığında 77.880.549.600 (77 Milyar 880 milyon 549 bin 600) TL eder. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının açıkladığına göre “1915 Çanakkale Köprüsü” nün toplam maliyeti 7 milyar 144 milyon TL dir. Yani Recep Tayyip Erdoğan’ın ihale gözdelerinden Limak ve Güney Koreli ortağının 16 yıl 2 ay 12 günde kazanacağı para en az 70 milyar TL dir. Siz bunun 1/3 işletme masrafı olarak düşün, kalan kâr ile en azından benzer 7 köprü yapılır. Garanti edilen gelirin eksik kalan kesimi devlet tarafından, yani halktan toplanan vergilerle ödenecektir. Bunun ne kadar olacağını bugün söyleyecek durumda değiliz, fakat örneklerden yola çıkarak hiç de az olmayacağını söyleyebiliriz.
Gelin isterseniz günlük 45 bin araç garantisi üzerinden işinin hesabını yapalım. 24 saatte 45 bin araç ne demek? Saatte 1875 araç demektir. Dakikada 32 araç 2 saniyede 1 araç demektir. Köprüden önce araçlar feribot ile geçiyordu. Son 3 yılın günlük ortalaması beş hatta (Çanakkale-Eceabat / Çanakkale-Kilitbahir / Lâpseki-Gelibolu / Geyikli-Bozcaada ve Kabatepe-Gökçeada) çalışan feribotlar ile 15.000 araç geçiş yapmıştır. (Rakamların kaynağı Çanakkale Yorum internet sayfasındandır.) Bir feribot geçişlerde en fazla 30-40 araç (alacağı büyük taşıtlarla orantılı) alabilir. Mesela Çanakkale-Eceabat feribotlarının tek geçiş süresi 25 dakikadır. İndirme bindirme süreleri dikkate alındığında 1 saatte 1 feribotun geçirdiği araç sayısı en fazla 80 dir. Her geçişi dolu kabul edersek, geçiş saatlerine baktığımızda yoğunluğun olduğu bayram seyran günlerini dışta tuttuğumuzda tüm feribotlarla geçen araç sayısının günlük 15 bin hesaplanması normal ve mantıklıdır. Geriye kalan 30 bin geçmeyen aracın ederini vergilerle biz ödeyeceğiz. Andaki feribot araç geçiş ücreti 65 TL dir. Bugünkü kur üzerinden hesaplandığında 292 TL olan köprü geçişini ancak gücü yetenler sağlayabilir. Osmangazi Köprüsündeki geçişler gibi feribotlara yoğunlaşması normaldir. Ya da Osmangazi Köprüsü için 2022 yılı hesabına göre yapanlara ödenen 688 TL maliyet yerine 185 TL geçiş ücreti gibi düşük tutulacaktır. Farkı yine geçmeyenlerin de vergilerinden tahsil edilecektir. Savaş tam tamlarının çaldığı, Ukrayna’da sürdüğü günümüzde yükselen yakıt fiyatları ister istemez araç kullanımında etkileyeceğinden geçiş rakamları verilen garantilerin çok çok altında olmaya namzettir.
İşin maddi boyutu göstermektedir ki “devlet kasasından beş para çıkmıyor” diyenler halklarımızı kandırıyor büyük yalanlar söylüyor. Benzer aldatılmayı ve yalanı İzmit Körfezine yapılan Osman Gazi Köprüsü, İstanbul Avrasya Tüneli, İstanbul İzmir Otoyolu, vb. için verilen garantilerde yaşadık. Şehir ve devlet hastaneleri için verilen garantiler de işin cabası. Bunlar sermaye aktarılırken ortaya çıkan bütçenin kara delikleridir.
Sonuçta Çanakkale köprüsü için bütün emekçiler ilk 16 yıl 2 ay boyunca Çanakkale köprüsünü yapan ve çalıştıran şirketlere köprüden geçseler de geçmeseler de ödeme yapacaktır! Olan budur. Bu haliyle şimdi burjuvazimizin medarı iftiharı Çanakkale köprüsü bir Deli Dumrul köprüsüdür
Bahsi geçen bu paraların bir bölümü örneğin çiftçilerin üretim faaliyetine destek için kullanılsa, yaşam için gerekli olan daha fazla ürün verimi sağlanır veya daha az beslenme için gerekli olan ürün ithalatı söz konusu olmaz. Bu para işçiler emekçiler için kullanılsa, eğitim için kullanılsa vb. emekçilerin hayat şartları iyileşir vb. Fakat bu sistemde olmaz.
Sistem kapitalist olduğu için, sermaye aktarımı ile iktidarların kendi nefes almalarını bu borular aracılığı ile sağladıkları gerçeği dikkate alınırsa, AKP iktidarının yaptığı da tam budur. Sermaye aktarımı. Bu borular tıkanınca nefes almaları da zorlaşır. Bu zorluğu yaşatmak büyük insanlığın çabalarına bağlıdır. Yeter ki o harekete geçsin.
Evet, veriler dikkate alındığında halklarımızın nasıl bir soyguna maruz kaldığını görmemek için kör olmak lazım. Bu ve benzeri ihaleler yalnızca AKP hükümetine has bir durum değildir. Tüm kapitalist sistemin çalışma modellerinden biridir, AKP’nin uyguladığı YİD modeli.
Zaten halklarımız bu soygunun farkında olsa, bu sistem ayakta duramaz. Bu sistem ayakta durduğu müddetçe bu soygunlarda varlığını sürdürecektir. Bugün uygulayan AKP yarın CHP vs. Sonuçta hâkim sınıfların farklı kanatlarıdır. Bu iş emekçiler açısından yalnızca devrim ile çözülür, geri palavradır.
18.03.2022