Tez Koop İş Sendikası İstanbul 1 Nolu Şubede örgütlü olan ve işten atılan işçi baştemsilcisi Murat Polat’ı direnişinin dokuzuncu gününde ziyaret ettik.
Carrefoursa’nın Esenyurt’daki deposunda 4 buçuk yıl çalışan Murat Polat ile mücadele sürecini, direnişini konuştuk.
Murat Polat 2018 yılında Carrefoursa’nın Esenyurt’daki deposuna makine operatörü olarak girmiş ve 2020 yılından beri de işyerinde sendika Baştemsilcisi olarak çalışıyor. Her ne kadar atama ile temsilciliğe gelmiş olsa da başka adayın çıkmaması ve işçilerin temsilciliğini desteklemesi nedeniyle kendisini seçilmiş temsilci olarak tanımlıyor.
Murat Polat’ın çalıştığı depoda Carrefoursa bünyesinde 45 tane işçi var, fakat toplam işçi sayısı 300 kişiyi aşkın. İşçilerin yaklaşık 250’si Carrefoursa dışında iki taşeron şirkete bağlı. Bu işçiler sendika üyesi olmadığı gibi hiçbir hakka da sahip değil. Bu işçilerin de hakları için mücadele ettiğini anlatan Murat Polat işyerindeki koşulları şöyle anlatıyor:
“Temsilci odası yok. Baştemsilci sürekli çalıştırılıyor. Temsilciye, işçilerin hakları ile ilgilenecek zaman tanınmıyor. Hijyen koşullarına hiçbir şekilde dikkat edilmiyor. Yüz işçiye bir tuvalet düşüyor. Tuvaletlerde havalandırma yok. İşçilere bezden maskeler dağıtıldı. İşçilerden bunları yıkayıp yeniden kullanmaları isteniyor. İşçiler bu maskeleri kullanmak istemedikleri için kendi paraları ile maske almak zorunda kalıyorlar. Servis sorunu var. İşçileri zorunlu mesaiye bırakıyorlar. İşyeri toz toprak içerisinde.”
İşyerindeki bütün bu sorunları, hem sendika genel merkezine hem de şubeye ilettiğini fakat sendikanın bununla ilgili hiç bir adım atmadığını belirtiyor.
16 Şubat 2020’de yapılan Olağanüstü Şube Kongresinde yaşananlar ve geçtiğimiz aylarda Carrefoursa patronu ile yapılan toplu iş sözleşmesi bardağı taşıran son damla olmuş.
İşçilerin var olan kazanımlarının ilerletilmesi yerine daha da geriye götürülmesi üzerine sözleşmenin geri çekilmesi için sosyal medya üzerinden başlatılan kampanyaya karşı sendika tavırsız kaldı. Murat Polat, işçilerin sözleşmeye karşı topladığı imzaların fax yolu ile Genel Merkeze gönderildiğini, fakat sendikanın üç maymunu oynadığını belirtiyor. Kendisinin çalıştığı İşyerinde sendikalı 46 kişiden 41’i sözleşmenin geri çekilmesi için imza verdiğini söyleyen Polat, özellikle sözleşmeye karşı açıktan tavır alan öncü işçilerin ise işten atıldıklarını dile getiriyor. İşten atmaların sorumluluğunun önemli bir kısmının sendikada olduğunu belirten Murat Polat, sendika önünde yaptığı basın açıklamaları ve sendikacılarla yaptığı görüşmelerle bunu açıkça dile getirdiğini vurguluyor.
Yürüttüğü çalışmanın hem sendikanın hem de işverenin gözüne battığını vurgulayan direnişçi işçi, 18 Ağustos’ta, şirketin küçülmeye gittiğini ve kendisine uygun bir pozisyon bulunamadığı için işten atıldığını öğreniyor! Elbette bu gerekçe sahte bir gerekçe. Esas gerekçe mücadeleci öncü işçileri temizleyerek, hem sendika yönetimine hem de patrona karşı gelişebilecek bir mücadeleyi engellemek.
8 Eylül’de direnişe geçen Murat Polat, dokuz gündür direnişe devam ediyor. Direnişinin sekizinci gününde, 15 Eylül’de 1 Nolu Şubenin önünde bir basın açıklaması daha yaptığını ve şube yönetiminin görmezden gelen tavırlarının devam ettiğini dile getiriyor.
Direnişi engelleyemeyen patron ise Polat’ın direnişini bitirmek için elinden geleni yapıyor. Direnişi ziyaret ettiğimiz 16 Eylül’de kendisini işveren temsilcisi olarak tanıtan bir kişinin savcılığın uzaklaştırma kararı olduğunu ve direnişi bitirmesi gerektiği tebliğ ediliyor. Direniş yerini terk etmemesi üzerine patronun çağırdığı Polisin de aynı yönde açıklamalarının ardından yazılı kararı görmek istediğini söylemesi üzerine polisler şimdilik herhangi bir müdahalede bulunmadan direniş yerini terk ediyorlar.
Direnişçi işçi şimdi savcılığın yazılı kararını beklerken, avukatlar da bu karara itiraz etmeye hazırlanıyor.
Murat Polat direnişini sürdürmekte kararlı. Patron ve kolluk güçlerinin zoruyla işyerinin önünde direnişe devam etmesi engellense bile mücadeleyi başka şekillerde devam ettireceğini belirtiyor.
Direnişçi işçi Murat Polat ile yaptığımız röportajın ardından hoparlörden çalınan grev halayları ile halaylar çektik. O sırada dışarıda molada olan işçiler de halaya eşlik ettiler.
Halay eşliğinde, işçi sınıfının mücadelesini ve sınıf dayanışmasını vurgulayan sloganlarla direniş yerinden ayrıldık.
Yeni İşçi Dünyası/Esenyurt
16 Eylül 2021