[İşçi Emekçi Birliği OHAL bahanesi ile deprem bölgelerinde işçilerin haklarının gasp edilmesine yönelik bir açıklama yayımladı. Bu açıklamayı yayınlıyoruz. ]
DEPREM BAHANESİ İLE İŞÇİ SINIFINA SALDIRMAKTAN VAZGEÇİN!
6 Şubat’ta meydana gelen, Maraş merkezli depremler ve artçı depremler 10 ilde büyük bir yıkıma neden oldu.
İşçiler, emekçiler enkaz altında kaldılar, yaşamlarını yitirdiler, evlerini kaybettiler, kurtulanlar kışın ortasında dondurucu soğukta ayakta kalmaya çalışıyor.
Büyük bir yıkım ve acı yaşanırken, depremin üzerinden bir hafta geçmeden patronlar işçileri çalışmaya zorladı. İşçilere “işe gelin” “işten çıkarıldınız” mesajları gelmeye başladı.
İnsanlar kendi olanakları ile enkazdan çıkarken, devlet kurumları ortada yokken, kurtulanlar yaralarını sarmaya çalışırken, inşaat, madenciler başta olmak üzere işçiler, sağlıkçılar, mühendisler, hukukçular kadınlar, öğrenciler, devrimciler, milyonlar seferber olurken, sermaye düzeninin iktidarı depremi bahane ederek OHAL ilan etti.
İlan edilen OHAL kapsamında AKP/MHP işçilerin, emekçilerin haklarına saldırmakta gecikmedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla, “OHAL kapsamında çalışma ve sosyal güvenlik alanına ilişkin alınan tedbirlere dair kararname” Resmi Gazete’de yayımlandı.
Kararname ile deprem bölgesinde İş Kanunu’ndaki “ahlak ve iyi niyet kurallarına uymamak”, “işyerinin kapanması” gibi sebepler dışında sözde “işten atma yasağı” getirildi. Çalışanlara kısa çalışma ödeneği verileceği, deprem bölgesindeki işyerlerinde Sendika Kanunu kapsamındaki yetki tespiti, toplu sözleşmelerin yapılması, uyuşmazlıkların çözümü, grev ve lokavt süreleri OHAL süresi boyunca uzatıldı.
Getirilen “işten atma yasağı” göstermeliktir.
Çünkü patronlara verilen işçileri İş Kanunu 25/2 ve 25/3’e dayanarak işten atma hakkı korunuyor.
Bu sahtekârlığa pandemi döneminde de şahit olmuştuk. Pandemi döneminde de bugün OHAL bölgesinde yapıldığı gibi güya “işten çıkarma yasağı” getirilmişti.
Pandemi döneminde işçiler haklarına sahip çıktığı, sendikalaşma mücadelesi verdiği, sendikal haklarına sahip çıktıkları için çeşitli bahanelerle işten atılmıştı. İş Kanununun 25/2 ve 25/3 maddeleri devreye sokularak Kod 29, Kod 46 vb. kodlarla sendikalı ve örgütlü işçilere saldırılar aralıksız devam etmiş, en az 200 bin işçi işten atılmıştı.
İş Kanunu 25/2 ve 25/3 maddeleri de dahil olmak üzere, tüm işten çıkarma uygulamaları/kodları yasaklanmalıdır. Bu yapılmadığı sürece “işten atma yasağı” göstermelik olmaya devam edecektir.
Önemli bir bölümü işçilerden kesilen ödentilerden oluşan İşsizlik Sigortası Fonu’nu sermayedarlara peşkeş çeken iktidar, bir kez daha niteliği gereği sermayedarların imdadına koşuyor. Kaynağı İşsizlik Sigortası Fonu olan kısa çalışma ödeneğini sermayenin hizmetine sunuyor. İşçilere düşen ise her zaman olduğu gibi sadece kırıntılar oluyor.
Kısa çalışma veya işsizlik ödeneğinden yararlanmayan, işsiz kalan işçiler için OHAL süresi boyunca İşsizlik Sigortası Fonu’ndan verileceği ilan edilen günlük 133,44 TL destek ödemesi, işçileri, emekçileri açlığa mahkum etmek demek olup asla kabul edilemez.
Kışın ortasında enkazdan çıkmış, yakınlarını kaybetmiş, travma yaşayan, yaşam mücadelesi veren işçilere günlük sadece133 lira reva görülemez!
Deprem bölgesindeki bütün işçiler ücretli-idari izinli sayılmalıdır.
Sermayeye gelince kepçe ile dağıtanlar, işçilere gelince kaşıkla vermekte, üstelik işçilerden, emekçilerden kesilen vergilerden oluşan fonları sermayeye peşkeş çekmektedir.
Diğer yandan OHAL ile deprem bölgesinde çalışan işçilerin grev ve sendikal hakları OHAL boyunca ortadan kaldırıldı.
Aynı uygulamaya pandemi döneminde de şahit olmuştuk.
“Erteleme” adı altında grev yasakları, sermaye iktidarının yıllardan beri işçi sınıfının mücadelesini sekteye uğratmak için uyguladığı saldırının adıdır.
Aynı uygulama deprem gerekçe gösterilerek sürdürülüyor.
Kapitalizme, sermayenin çıkarlarını koruyan devlete, devleti yöneten burjuvazinin siyasi temsilcilerine karşı; haklarımız ve geleceğimiz için mücadele etme, örgütlenme dışında başka seçeneğimiz yok.
Yaratan ve üreten işçileriz, emekçileriz. Biz durursak hayat durur. Gücümüzün farkına varalım. Bir araya gelelim, birleşelim, örgütlenelim.
İşçi Emekçi Birliği olarak, işçileri, emekçileri; sermayenin temsilcisi AKP/MHP’nin deprem bölgelerinde OHAL’ı bahane ederek haklarımızı gasp etmelerine karşı çıkmaya, mücadele etmeye, örgütlenmeye çağırıyoruz.