14 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimleri yapılacak.
Partiler harıl harıl seçime hazırlanıyor.
Pazarlıklar tamamlandı, ittifaklar oluşturuldu.
Emek ve Özgürlük İttifakı, Sosyalist Güç Birliği; parlamentarist hayaller yayıyor, parlamentoya olmayan nitelikler atfediyor, kitlelere yanlış bilinç veriyor.
Parlamentarizm hayallerinin tavan yaptığı, parlamentoya olmayan niteliklerin atfedildiği bir seçim dönemi yaşıyoruz.
“15 Mayıs sabahına umutla” uyanılacağı, “Huzur, refah, barış” geleceği propagandası yapılıyor.
Devrimci sol grupların çoğunluğu kitlelere parlamentarist bilinç taşıyor. Egemen sınıfların bir kanadığının temsilcisi olan RT Erdoğan’dan kurtulma adına gelinen yer, egemenlerinin kendi aralarındaki iktidar dalaşında, ne yazık ki bir kesime eklenme, kuyrukçuluk siyasetidir.
Devrimci sol grupların büyük çoğunluğunun demokrasi, devrim mücadelesinden bugün anladığı şey anda faşizmin uygulayıcısı olan Erdoğan/AKP/MHP yönetimini nasıl olursa olsun devirme mücadelesidir. Önce toplum nefes almalıdır! Erdoğan iktidarı ne olursa olsun yıkılmalıdır! Demokrasi ve özgürlüğün gelmesinin yolu budur!!!
Sunulan alternatif veba’ya karşı kolera’dır. Sunulan alternatif kırk satıra karşı, kırk katırdır!
Anti AKP cephesinin asgari müştereği demokrasi değil, Tayyip düşmanlığıdır. Bu cepheden burjuva anlamda bile demokrasi çıkmaz. Çıksa çıksa egemen sınıfların başka bir kanadının iktidarı çıkar.
Devrimci örgütlerin büyük çoğunluğu, bu seçim döneminde de “ne olursa olsun AKP/Erdoğan gitmelidir” diyen cephenin unsurları olarak hareket ediyor. Bütün ajitasyon, propaganda, örgütleme faaliyetleri ve eylemlerinin bir tek temel hedefi var: Erdoğan/AKP/MHP iktidarını zayıflatmak, yıkmak! Erdoğan ve AKP/MHP’ye karşı olan bütün güçlerle birlikte hareket, eylem birlikleri vb. mübah görülüyor. Çünkü baş düşman Erdoğan/AKP/MHP’dir. Bu siyaset bugünkü güç dengesinde sonuçta objektif olarak egemenler arasındaki iktidar dalaşında, egemenlerin AKP/MHP karşıtı olan kesiminin kuyruğuna takılma siyasetidir.
Bugün Erdoğan/AKP/MHP iktidarının gerçekçi tek iktidar alternatifi, işçilerin köylülerin kendi iktidarı değil, burjuvazinin AKP/MHP dışındaki güçlerini içeren bir iktidardır. Bu partilerin (CHP, İP, SP, GP,DP, Deva vb.) iktidarının AKP/MHP iktidarından özde bir farkı yoktur/olmayacaktır.
Ne Cumhur, ne de Millet İttifakı!
Cumhur ile Millet İttifakı arasında özde bir fark yoktur. Aralarındaki kavga devleti yönetme, devlet nimetlerinden yararlanma kavgasıdır.
İki ittifakta işçilerin, emekçilerin düşmanıdır. İslamcı dinciler ile Kemalistler arasında tercih yapılamaz! Veba mı, kolera mı? Kırk katır mı, kırk satır mı? Arasında tercih yapılamaz!
Egemen sınıfların kuyruğuna takılmak zorunda değiliz! Var olan kötüler arasında daha az kötü olanı tercih etmek zorunda değiliz! Bizim kendi tarafımız var. Kendi seçeneğimiz var. Tarafımız işçilerin, emekçilerin, ezilenlerin tarafı, seçeneğimiz devrim ve sosyalizmdir.
AKP/MHP, Erdoğan iktidarına karşı mücadele ediyoruz, edeceğiz. Mızrağın sivri ucunu faşist devleti anda yöneten AKP/MHP yönetimine karşı yöneltiyoruz. Uygulanan faşizmin, içeride ve dışarıda yürütülen savaşın sorumlusu, uygulayıcısı AKP/MHP/Erdoğan iktidarıdır.
İşçilerin, emekçilerin, halkların, ezilenlerin sınıf düşmanı yalnızca AKP/MHP/Erdoğan iktidarı değil, adı ne olursa olsun, kimin önderliğinde olursa olsun, bir bütün olarak burjuvazinin iktidarı ve onun devletidir. Biz Cumhur İttifakı’nın iktidarına karşı olduğumuz gibi Millet İttifakı’nın iktidarına da karşıyız.
14 Mayıs seçimleri burjuvazi açısından, her ikisi de Türkiye’yi emperyalistleştirme siyasetine sahip burjuva kesimleri arasında geçecektir.
Burjuvazinin Türkiye’yi her iki emperyalist kamptan bağımsız, ayrı bir emperyalist güce doğru geliştirmek isteyen kesimi Cumhur İttifakı saflarında toplanmıştır.
Türkiye’nin emperyalistleşmesini ancak batılı emperyalist güçlerin “küçük ortağı” olarak mümkün gören kesimi Millet İttifakı içinde toplanmıştır.
Bu açıdan bakıldığında burjuvazi açısından 14 Mayıs seçimi, “bağımsız emperyalist güce doğru gelişme mi?” Yoksa “batılı emperyalist kampın küçük emperyalist ortağı”mı? seçimidir.
İşçiler, emekçiler açısından Türkiye’yi emperyalist kamptan bağımsız, ayrı bir emperyalist güç haline dönüştürme amaç ve hedefinde desteklenecek hiç bir yan yoktur.
Cumhur ve Millet İttifakı’nı oluşturan partilerinin hiçbiri bağımsız sınıf mücadelemizde, devrim mücadelemizde bizim dostumuz, müttefikimiz değildir.
Mücadelemizin esas hedefi sermayenin devletini yıkma mücadelesidir. İktidar alternatifimiz işçilerin köylülerin halk iktidarıdır. Halk iktidarını gelecekte mümkün kılmanın yolu, işçi sınıfı ve emekçilere tek gerçek kurtuluşun işçilerin emekçilerin kendi iktidarları olduğunu bugünden anlatmak, işçileri, emekçileri bu mücadele için bilinçlendirmek ve örgütlemektir.
Al birini vur ötekine!
Ne Cumhur, ne de Millet İttifakı!
Tek yol devrim!
25 Mart 2023