Bileşeni olduğumuz İşçi Emekçi Birliği Genel İş Sendikası’nın 11 Temmuz’da yapacağını duyurduğu iş bırakma eylem ile ilgili açıklama yaptı.
Bu açıklamayı yayınlıyoruz:
“EŞİTLİK VE İNSANCA YAŞAYACAK BİR ÜCRET” MÜCADELE İLE MÜMKÜNDÜR!
DİSK’e bağlı Genel İş Sendikası 11 Temmuz’da “eşitlik ve insanca yaşayacak bir ücret” talebiyle örgütlü oldukları tüm iş yerlerinde iş bırakacağını duyurdu.
6 Temmuz’da sendika Genel Merkezinde yapılan basın toplantısında konuşan sendika başkanı Remzi Çalışkan taleplerini şöyle sıraladı:
“Talebimiz eşitlik ve insanca yaşayacak bir ücrettir. İnsanca yaşayacak bir ücret için tüm ücretler iyileştirilmelidir! Belediye şirket işçilerine uygulanan ayrımcılık son bulmalıdır! Kadro ve ilave tediye haklarımız derhal verilmelidir! Vergide adalet sağlanmalı ücretlerdeki gelir vergisi kesintisi düşürülmelidir!”
Belediye şirket işçileri yıllardır bu talepler için mücadele ediyor.
Yıllardır bu taleplere kulaklarını tıkayan Genel İş bürokratlarının, şimdi bu talepleri sahiplenmesi, hatta 11 Temmuz’da iş bırakacaklarını duyurmaları olumludur.
Olumludur, fakat bu olumluluğu gölgeleyen sendika yönetiminin bir takım icraatları var.
Şöyle ki;
*Sendika ağası Çalışkan konuşmasında belediye şirketlerinin büyük bir bölümünde ücretlerin asgari ücret düzeyinde olmasından yakındı!
Belediye şirketlerinin büyük bir bölümünde ücretlerin asgari ücret düzeyinde olmasının, hatta yer yer altında kalmasının bir nedeni Genel İş yönetiminin altına imza attığı sözleşmelerdir.
Genel İş Sendikası yönetimi greve çıkılan ya da greve çıkma aşamasında olan belediyelerde, örneğin İstanbul Kadıköy, Maltepe, Kartal, Beşiktaş, Ataşehir, İzmir Çiğli vs. toplu iş sözleşmelerine gece yarısı imza attı. İşçilerin iradesi yok sayıldı, işçilere danışılmadı, işçilerden habersiz, işçilerin onay vermediği sözleşmeler imzalandı.
Sendika yönetiminin bu tutumunu eleştiren temsilciler/işçiler disipline verildi, sendikadan ihraç edildi.
Genel İş yönetimi işçilerin iradesini tanımayan, sendika içinde demokrasiyi tamamen ortadan kaldıran anti demokratik uygulamaları egemen hale getirdi.
*Konuşmasında Çalışkan “Toplu iş sözleşmesi yürürlükte olan tüm iş yerlerinde ise belediye işçilerinin ücret ve sosyal haklarını iyileştirecek ek protokol görüşmelerini derhal başlatın” çağrısı da yaptı.
Sendika yönetimi bağıtlanan sözleşmelerle aldıkları ücret ile geçinemedikleri için ek protokol talep eden Kadıköy, Çiğli belediyesi işçileri temsilcilerini görevden almış disipline vermişti.
*İş bırakma eylemi göstermelik yapılmamalıdır. Tutarlı olunmak isteniyorsa, gerçekten mücadele edilmek isteniyorsa, iş bırakma eylemi mola saatinde değil çalışma saati içinde yapılmalı ve sonuç alınıncaya kadar eylem devam ettirilmelidir.
Krizin derinleştiği, enflasyonun yükseldiği, ücretlerin eridiği, alım gücünün düştüğü, işçilerin yoksullaştığı günümüzde işçiler fiili meşru mücadele yolunu seçmeli, üretimden gelen güçlerini kullanmalıdırlar. Bunun yolu da bellidir: Üretimi durdurmak!
Çünkü yaratan ve üreten biziz. Yöneten de biz olmalıyız. Kendi iktidarımız için mücadele etmeliyiz.
Sermaye düzenin saldırılarına karşı, kazanılmış haklarımızı korumak, daha fazla hak almak, yaşadığımız tüm sorunların çözümü için ayağa kalmak, örgütlü mücadeleyi yükseltmek gerekiyor.
İşçi Emekçi Birliği olarak, Genel İş’e üye işçileri sendika bürokrasisinden bağımsız kendi örgütlülüklerini yaratmaya, komiteler kurmaya, sonuç alınana kadar sendika yönetimi üzerinde baskı kurmaya çağırıyoruz.
İşçi Emekçi Birliği