19 Aralık perşembe günü bütün sendikaların ortak olarak kararlaştırdıkları emeklilik yasasına karşı genel grev çağrısı, isçi sınıfı tarafından güçlü bir katılımla gerçekleşti.
Fransa çapında iki milyonu askın isçi ve emekçinin katılımıyla gerçekleşen protesto eylemleri, hükûmeti zorlayacak gibi görünüyor. Dört yüz bini aşkın isçi ve emekçinin sadece başkent Paris’te sokağa çıkması, Paris cumhuriyet meydanını dolduran kitlenin manzarası görülmeye değerdi.
Bir daha ki eylem için 8 büyük sendika tarafından 31 Ocak’a çağrı yapıldı. 31 Ocak’ın eylem günü olarak seçilmesi, aynı gün emeklilik yasasının ulusal mecliste görüşüleceği gündü.
Bir daha ki eylem için 8 büyük sendika tarafından 31 Ocak’a çağrı yapıldı. 31 Ocak’ın eylem günü olarak seçilmesi, aynı gün emeklilik yasasının ulusal mecliste görüşüleceği gündü.
Gelecek günlerde yapılacak eylemlilikler
Enerji sektöründe Genel Emek Konfederasyonu (CGT), eylemlilikleri sürdürmek için 31 Ocak’a kadar beklemek niyetinde değil. Önümüzdeki hafta için grev çağrısı yapılması planlanırken, rafinerilerde ve elektrik santrallerinde olası blokajlar bekleniyor. Sendikalar ayrıca okullara ve hastanelere ücretsiz enerji sağlama operasyonlarını da değerlendiriyor.
Emeklilik yasası neden kimin için
Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un ilk 5 yıllık ekonomi programında yer alan emeklilik reformu Covid-19 pandemi döneminin yaşandığı şartlarda askıya alınmıştı (2021). Aslında birçok söyleminde, röportajında reformun gerekli olmadığı gibi açıklamaları da var. Tabii bu söylemler ikinci dönem 5 yılık cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesine ait.
Gelinen aşamada üç aydır zemini hazırlanan Millet Meclisi’nde çoğunluğu oluşturamadıklarından ve birçok kanunu mecliste oybirliği olmamasına rağmen Anayasa Madde 49.3’ün kullanımı ile yürürlüğe koyan hükûmet emeklilik yasasında çekingen davranıyor. Olası bir kitle ayaklanması uzun suredir bekleniyor Fransa’da.
Anayasanın 49.3’üncü Maddesinin kullanımı hangi durumlarda olur?
Bir yasa tasarısının Millet Meclisi’nde halka açık oturumda incelenmesi sırasında, Anayasa’nın 49. maddesinin 3. fıkrası (49.3) bir yasanın oylama yapılmaksızın kabul edilmesine izin verebilir. Prosedür nedir?
Anayasa’nın 49.3 Maddesi, Bakanlar Kurulu tarafından görüşüldükten sonra, Başbakan’ın oylama için Hükümet’in sorumluluğunu üstlenmesine izin vermektedir:
Bir finans yasası; bir sosyal güvenlik finansman tasarısı veya Ulusal Meclis’te görüşülmekte olan başka bir yasa tasarısı veya kanun teklifi.
Başbakan bu yola başvurmaya karar verirse, bu karar tasarının görüşülmesinin derhal askıya alınmasını gerektirir. Metin, 24 saat içinde bir sansür önergesi verilmediği takdirde, oylamaya sunulmaksızın kabul edilmiş sayılır.
Gensoru önergesi çok kesin koşullara göre oylanmalıdır: sadece gensoru önergesi lehindeki oylar sayılır ve ancak Meclis üyelerinin çoğunluğu tarafından kabul edilebilir. Gensoru önergesi kabul edilirse, metin reddedilir ve hükümet düşürülür.
Madde 49.3, 23 Temmuz 2008 tarihli anayasa reformundan bu yana, maliye kanunu veya sosyal güvenlik finansman kanunu hariç olmak üzere, aynı parlamento oturumu sırasında yalnızca bir metin üzerinde kullanılabilir. Anayasanın bu revizyonundan önce, hükümet bunu istediği sıklıkta ve herhangi bir metin üzerinde kullanabiliyordu.
6 Temmuz 2020 tarihinde Çalışma Bakanı ve 16 Mayıs 2022 tarihinden itibaren Başbakan olan Elisabeth Borne, 16. yasama dönemi boyunca 49.3’ü on kez kullanmıştır (15.12.2022 itibariyle)
Emeklilik yasası konusunda biraz çekingenler, çünkü sağcısından solcusuna her kesim bu reforma tepki gösteriyor, 19 Aralık’taki grev bunu gösterdi.
Reformun içeriğine dair en büyük tepkiler, emeklilik yaşının 62’den 64’e çıkarılmak istenmesi noktasında. Hükümet bunu şöyle gerekçelendiriyor: Çünkü Fransa’da nüfus yaşlanıyor böyle devam edilirse zaten boşalan emeklilik kasasında büyük açıklar olacak, tabii buna çözüm emeklilik yaş sınırını yükseltmek.
İkincisi, Macron hükümetinin sürekli reklamını yaptığı “tam emeklilik ücretinin herkes için 1200 € olacağı” tabii ki aldatmaca! Tam emeklilik denilen şey, toplamda 43 sene tam zamanlı çalışma demek! Hizmet sektöründe çalışan işçilerin çoğunun yarı-zamanlı çalıştığını göz önüne alırsak, bu kesimin 43 tam zamanlı çalışma yılını doldurabilmesi için 70 yaşına kadar, ya da daha fazla çalışması gerekecek. Bu yüzden bu “reform” en çok en kalifiyesiz, yarı-zamanlı çalışan emekçileri, en çok da emekçi kadınları vuracak.
Üçüncüsü, Fransa’da şu an erken emeklilik diye bir şey var. Bu zor işlerde çalışanlara tanınan bir hak. Bundan genellikle demiryolu işçileri, metal sektöründe 3 vardiya 8 saat çalışanlar, gece çalışanlar yararlanabiliyordu ve bu yeni “reformla” bu durumlara da kısıtlama getirilecek. Örneğin 2019’da işe alınan bir demiryolu işçisi 54 yaşında emekli olabilecekken; 2020’de işe başlayan demiryolu işçisi 64 yaşına kadar çalışmak zorunda kalacak.
Macron hükümeti bakacak, eğer kitle hareketi çok güçlü olmazsa mecliste çoğunluğu olmasa bile emeklilik reformunu bir türlü yürürlüğe koyacak ve bunu da 49.3 maddesiyle düşünüyor. Fakat işçi ve emekçiler 19 Aralık’taki gibi yoğun bir katılımla, sendikaların genel grev çağrısına cevap verirse o zaman Macron’un işi biraz zorlaşacak, bunu gelecek hafta 31 Ocak’taki greve katılım belirleyecek.
23.01.2023
Fransa’dan Yeni İşçi Dünyası okuru.