Gezi Parkı İstanbul Taksim’de dört tarafı beton ile kuşatılmış nefes alınacak küçücük tek yeşil ada. Bu yeşil alanda 27 Mayıs 2013 tarihinde mevcut yönetenler tarafından Gezi Parkının Asker Ocağı caddesine bakan duvarının 3 metrelik bölümü yıkıldı ve 5 ağaç yerinden söküldü. Bu AKP/Erdoğan hükümetinin Gezi Parkında, 1940 yılında bütünüyle yıkılmış olan tarihi Topçu Kışlası’nı yeniden inşa etme projesi çerçevesinde atılmış olan bir ilk adımdı.
“Taksim Hepimizin” logosunu kullanan Taksim Platformu isimli sivil toplum örgütünden insanlar dozerleri fark edince sosyal medya üzerinden T.C. tarihinin bütün ülkeye yayılan en geniş katılımlı sivil direniş hareketinin kıvılcımını çaktılar.
16 Haziran 2013 tarihine kadar Bayburt-Bingöl hariç tüm Türkiye çapında milyonların eylemlerine sahne oldu Gezi Direnişi.
Polisin uyguladığı faşist terör, gösterilerin daha da büyüyerek, ülkelerimiz çapında protestoya dönüşmesinin yolunu açtı.
30 Mayıs 2013’te polis, parkta kalan yaklaşık 150 kişiye karşı sabahın erken saatlerinde devlet terörünü yaşattı, çadırlarını yaktı. Barış içinde yapılan eylemi terörize eden devlet güçleri şiddeti eylem içine taşıdı, direnişin Türkiye sathına yayılmasına bizzat sebep oldu.
3 haftaya yakın süren eylemler sonucunda, AKP, RT Erdoğan Osmanlı dönemine ait Topçu Kışlası’nı yeniden inşa etme ve kışlanın içerisine AVM yapma isteğinden geri adım atmak zorunda kaldı.
Kısaca Gezi direnişi:
*Gezi Parkı direnişi çevreye duyarlı genç insanların bir isyanıdır.
Bu isyan çıkış noktasında hükümetin Gezi Parkı etrafında Osmanlı dönemine ait Topçu Kışlası’nı yeniden inşa etme ve kışlanın içerisine rant amaçlı AVM yapma isteğine, bunun için ağaçların sökülmesine karşı bir isyandır. Bu isyan özgürlük, demokrasi, katılımcılık talep edenlerin; kendilerini ilgilendiren bir konuda, hayata, doğaya duyarlı olanların isyanıdır.
*Gezi Parkı Direnişi içinde farklı kesimlerin, farklı renklerin yer aldığı bir direniştir.
Gezi direnişi başta Başbakan olmak üzere, AKP hükümetinin uzlaşmasız tavrı, yerel idarecilerinin sahtekâr tavırları ve polisin çevre duyarlılığını sergileyen eylemcilere karşı kullandığı faşist şiddet, olabilecek en geniş koalisyonu kendiliğinden oluşturdu. Bir çevre duyarlılığı ile başlayan hareket AKP hükümetine karşı öfke patlamasına dönüştü. AKP’nin siyasetinden rahatsız olan her görüşten, her renkten, her örgütten insan bir araya geldi. Katılımdaki bu çeşitlilik Gezi direnişinin en özgün yanlarından birisidir.
*Gezi Parkı Direnişi eylem biçimleri açısından çok yaratıcı bir direniştir, güler yüzlüdür.
Mizahın kullanımı direnişin en önemli özelliklerinden birisidir. Faşist teröre karşı ‘Çapulcu mizahı’ hareketi sempatik kılmıştır. Harekete karşı olan yandaş medyanın birçok kalemi bile bu yaratıcılığı teslim etmek zorunda kalmışlardır. Mizahın direnişte bu denli kullanılması Gezi direnişinin en özgün bir diğer yanıdır.
*Gezi Parkı Direnişi kendiliğinden başlayan bir direniştir.
Kısa sürede sadece Gezi Parkıyla sınırlı kalmayan ve birçok şehirde destek eylemleriyle genişleyen bir eylemdir. Önder güç, önder parti, önder figür vs. bu eylemde yoktur. Bu eylemde eylemi kendi siyasi hesapları için kullanma çabaları vardır.
*Gezi Parkı Direnişinde devrimci, sosyalist ve komünistler hazırlıksız yakalandılar.
Fakat eylemler içinde aktif rol aldılar. Bu harekette yer alan devrimci, sosyalist, komünist örgütler, çevreci sivil toplum örgütleri, demokratik kitle örgütleri ve örgütsüz, hayatlarına karışılmasından rahatsız insanların önemli bölümü gerçekten demokrasi, özgürlük istiyordu, bunun propagandasını yaptılar; eylemlere geniş katılım nedeniyle geniş bir kitle ile kucaklaştılar.
*Gezi Parkı Direnişini kendi siyasi hesapları için kullanmak isteyenler de vardı!
Başlangıçta bu eylemler içerisinde yer almayan, hareketi kendi iktidar dalaşlarının bir kaldıracı haline getirmek isteyen güçler de eylemlerde boy göstermeye başladılar. CHP, İP, HKP gibi partiler, bunların uzantıları eylemleri, süreç içinde çıkış noktasındaki taleplerinden, hedeflerinden uzaklaştırdılar. Hareket içinde ulusalcılar, ulusalcı “sosyalistler” darbeciler/darbe çığırtkanları, AKP hükümetinin yayılmacı dış politikasından rahatsız olan kimi yabancı güçler ve uzantıları… hareketi kendi çıkarları doğrultusunda araç olarak kullanmaya çalıştılar. AKP hükümetini seçimlerle iktidardan uzaklaştırma umudunu kaybeden, Kemalist faşist güçler için Gezi direnişi bulunmaz bir fırsat oldu. Faşistler ve tüm gericiler, Geziye destek adına bu hareketi yoğun bir biçimde milliyetçiliğin, ırkçılığın, Türkçülüğün, Kemalizm’in, propagandası için kullandılar. “Ne mutlu Türküm diyene!”, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz!”, “Tayyip istifa, hükümet istifa!” sloganları hareketin sloganları haline geldi. Gezi eylemleri, başlangıçtaki haklı ve doğru taleplerden uzaklaşarak egemenler arasındaki iktidar dalaşının çatışmasına dönüştürüldü. Bu kesimlerin faşist propagandaları yer yer etkin oldu. Bunda en önemli etkenlerden birisi bu kesimlerin daha örgütlü ve donanımlı olmalarıdır. İyi kullandıkları sosyal medya ve görsel medyanın da etkisiyle eylemlerde bu kesimler öne çıktılar. Eylemler süreç içinde “Tayyip’i neyle ve nasıl olursa olsun götürme” yönünde başka bir içerik kazandı.
*Bizim kavgamız, sadece AKP/MHP iktidarını değil, sömürü düzenini yıkma kavgasıdır!
Gezi Parkı direnişi, süreç içinde başlangıcındaki haklı taleplerinden uzaklaştı ve hareket Kemalist faşistlerin iktidar dalaşı eksenine oturdu. Hareket içinde buna karşı çıktık ve bu dalaşta taraf olmadığımızı açıkladık. Olduğumuz alanlarda hareketin içerisine doğru görüşleri taşımaya çalıştık.
Gezi direnişinde 8 kişi yaşamını yitirdi. Toplam 10 bine yakın kişi yaralandı. Binlerce kişi gözaltına alındı “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme” suçlaması ile 120 kişi hakkında dava açıldı.
Gezi Davasında Yargıtay, Osman Kavala’ya verilen ağırlaştırılmış müebbet, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Mine Özerden ve Çiğdem Mater Utku’nun 18’er yıl hapis cezasını onadı. Ali Hakan Altınay, Yiğit Ali Ekmekçi ve Ayşe Mücella Yapıcı hakkında verilen 18’er yıl hapis cezalarını bozdu.
Gezi direnişi eylemlerinde devlet tarafından katledilen; Abdullah Cömert, Ethem Sarısülük, Mehmet Ayvalıtaş, Ali İsmail Korkmaz, Berkin Elvan, Medeni Yıldırım, Hasan Ferit Gedik ve Ahmet Atakan’ı anıyoruz.
Gezide denedik, yenildik, ama çok şey öğrendik! Olsun. Yine deneyeceğiz, yenene kadar denemeye değerdir DİRENİŞ!
27 Mayıs 2024