Altılı masa ya da Millet İttifakı, CHP, Demokrat Parti, Gelecek Partisi, DEVA Partisi, İYİ Parti ve Saadet Partisi, 28 Kasım’da Ankara Bilkent Otel’de “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Anayasa Değişikliği Önerisi”ni 6 siyasi parti liderinin katıldığı programla kamuoyuna açıkladı.
Pakette neler var?
84 madde ve 9 başlıktan oluşan Anayasa değişikliği önerisinde öne çıkan noktaları kısaca şöyle özetleyebiliriz:
*Cumhurbaşkanının sembolik yetkilerle donatılması öngörülürken, Cumhurbaşkanı mevcut sistemde olduğu gibi halk tarafından ve geçerli oyların salt çoğunluğunu alarak, yani en az yüzde 51’in oyuyla seçilecek. Mevcut Anayasa’da bir kişinin 5 yıllığına en fazla 2 kez cumhurbaşkanı seçilebileceği hükmü yer alırken; altılı masanın önerisine göre, bir kişi 7 yıllığına ve tek dönem için cumhurbaşkanı seçilebilecek.
*Görevi sona eren bir cumhurbaşkanı, seçimle gelinen siyasi bir görev üstlenemeyecek. Cumhurbaşkanının veto yetkisine son verilecek, bir kereliğine yasaları Meclis’e iade hakkı bulunacak. Meclis’te basit çoğunlukla kabul edilen yasayı onaylamak zorunda olacak. Yürütme yetkisini Bakanlar Kurulu ile birlikte kullanacak.
*Yüzde 7’ye düşürülen seçim barajı yüzde 3’e düşürülecek. Milletvekili genel seçimlerinde geçerli oyların yüzde 1’ini alan siyasi partiye Hazine yardımı yapılabilecek.
*Milletvekili dokunulmazlığının kaldırılması zorlaştırılacak. Öneriye göre Meclis’in üye tam sayısının salt çoğunluğu, yani 301 milletvekilinin kabul oyu ile dokunulmazlık kaldırılacak. Mevcut düzende karar yeter sayısı olan 151 vekille dokunulmazlık kaldırılabiliyor.
Milletvekilliğinin kesin hüküm giyme nedeniyle düşmesinde, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru sürecinin bitmesi kriteri getiriliyor.
*Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının siyasi partilere kapatma davası açabilmesi TBMM iznine bağlanıyor. Siyasi partiler hakkında kapatma kararı ancak “suçun odağı” olması halinde verilebilecek. Odak olma tanımına suçun yoğun, sürekli, demokratik düzene ciddi tehlike oluşturacak bir şekilde işlenmesi zorunluluğu ekleniyor ve yasama sorumsuzluğu kapsamındaki oy, söz ve düşünce açıklamaları odak olmanın tespitinde dikkate alınmaması öngörülüyor.
*İstanbul Sözleşmesi’nden cumhurbaşkanı kararıyla çıkılmıştı. Pakette, cumhurbaşkanının bu yetkisine son veriliyor ve bu yetkinin TBMM’ye devri öngörülüyor.
*Bakanlıkların, kamu idareleri ve kamu tüzel kişilerinin kanun hükmünde (KHK) kararnameyle kurulması ve kaldırılması uygulamasına son verilecek.
*Hükümet, başbakan ve bakanlar hakkında, geçmişte olduğu gibi yine gensoru verilebilecek.
Hükümetin kuruluşu basit çoğunluk, düşürülmesi ise salt çoğunluk ile gerçekleşecek ve hükümet krizlerini önlemek için yapıcı güvensizlik oyu aranacak. Yani yeni hükümet üzerinde uzlaşma sağlanmadan mevcut hükümet düşürülemeyecek, mevcut hükümet düştüğü anda yeni Başbakan görevine başlamış olacak.
*Cumhurbaşkanlığı kabinesi yerine, eski sistemde olduğu gibi bakanlar kurulu oluşturulacak. Bakanlar başbakan tarafından TBMM üyeleri arasından veya ihtiyaç halinde milletvekili seçilme yeterliliğine sahip Türk vatandaşları arasından seçilecek.
*OHAL ilan etme yetkisi, cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu’na ait olacak, OHAL KHK’sı çıkarılamayacak.
*Hakimler Kurulu ile Savcılar Kurulu ayrı ayrı düzenlenecek. Her iki kurulun kararları yargı denetimine açık olacak. Kurul üyelerinin bazı üyeleri Meclis tarafından seçilecek.
*Halen iki daire ve bir genel kuruldan oluşan Anayasa Mahkemesi 4 daire ve bir genel kuruldan oluşacak şekilde yeniden düzenlenecek, üye sayısı 15’ten 22’ye çıkarılacak. Üyelerden 20’sini TBMM, 2’sini cumhurbaşkanı seçecek.
*Yüksek Seçim Kurulu (YSK) ve Sayıştay, yüksek mahkeme statüsünde olacak. YSK’nın seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma haklarına ilişkin verdiği kararlarına karşı Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunulabilecek.
*Anayasa’nın 127. Maddesi’nde yapılan düzenlemeyle, belediye başkanlarının görev suçu nedeniyle İçişleri Bakanı tarafından görevden uzaklaştırılması uygulamasına son veriliyor. Yerel yöneticileri geçici görevden uzaklaştırmaya, İçişleri Bakanı’nın talebi üzerine Danıştay karar verebilecek ve bu süre 6 ayı geçmeyecek.
*YÖK kaldırılıyor. YÖK’ün yerine sadece koordinasyon yetkisi olan üyelerinin seçimle işbaşına geldiği “üniversitelerarası kurul” getirilecek. (www.bbc.com)
Pakette olmayanlar
Altılı masanın Anayasa değişikliği paketinde emek ve çalışma yaşamı ile ilgili hiçbir şey yer almıyor.
Anayasanın ırkçı başlangıç ilkelerine dokunulmuyor.
Anayasanın ırkçı Türk milleti vurgusu korunuyor.
Hak ve özgürlüklere dair bir şey yok.
Sadece Anayasa’nın 13. maddesine “Hürriyet esas, sınırlama istisnadır. Tereddüt halinde yorum hürriyet lehine yapılır” hükmü ekleniyor. Düşünce, kanaat ve ifade hürriyeti tek bir maddede düzenleniyor. Anayasanın 25. maddesinde yapılacak değişiklikle eleştiri hürriyeti güvence altına alınacağı iddia ediliyor.
Başta Kürt ulusu olmak üzere, ulus ve ulusal topluluklar hakkında değişiklik paketinde hiçbir şey yer almıyor.
Yürüklükte olan Anayasa 12 Eylül darbe anayasasıdır. Bu Anayasa ırkçı, Türk ulusunun egemenliğini öngören, Türk olmayan milliyetlere hiçbir hayat hakkı tanımayan, aşırı merkeziyetçi faşist bir Anayasa’dır.
Bu Anayasa’da bugüne kadar yapılan bütün değişiklikler, Anayasa’daki faşist özü ortadan kaldıran değişiklikler değildir.
Millet İttifakı’nın da “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Anayasa Değişikliği” önerisi de Anayasa’nın özüne dokunan öneriler değildir.
Anayasa’nın ırkçı, tekçi başlangıç ilkelerine dokunulmadığı, Anayasa’da Türk Milleti vurgusu durduğu sürece, Anayasa’da yapılacak bütün değişiklikler Anayasa’nın gerici faşist özünü ortadan kaldıran değişiklikler olmayacaktır.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yer yer yeni ve sivil bir anayasa yapılması gerektiğini dillendiriyor.
MHP de, 100 maddeden oluşan anayasa önerisini Mayıs 2021’de kamuoyuna açıklamıştı.
Yıllardır Anayasa tartışmaları yapılıyor. Havanda su dövülüyor.
12 Eylül darbe Anayasa’sı çöpe atılmalı. Yeni demokratik Anayasa yapılmalıdır. Ama nasıl?
Anayasa nasıl değişir?
Geçerli Anayasa’ya göre, Anayasa’yı değiştirmek, yeni Anayasa yapmak iki şekilde mümkündür.
1.Halk oylaması: Anayasa’yı değiştirmek veya yeni bir Anayasa yapmak için Meclis’te en az 360 milletvekilinin oyuna ihtiyaç vardır. En az 360 vekilin onay verdiği Anayasa değişikliği halkoyuna sunulmak zorundadır.
2.Meclis seçeneği: Mecliste Anayasa değişikliği için gereken milletvekili oy sayısı 400’dür.
400 milletvekili bulunursa, halk oyuna sunulmadan Anayasa mecliste değiştirilebilir.
Bugün ki Meclis aritmetiğinde ne iktidar, ne de muhalefet ne 400, ne de 360 oya sahiptir.
Dolayısıyla ne iktidarın, ne de muhalefetin Anayasa’yı değiştirme/yeni Anayasa yapma gücü yoktur.
2023 yılında yapılacak seçimler sonucunda oluşacak parlamento aritmetiğinde, mevcut iktidarın ve muhalefetin 360/400 oya ulaşması zayıf bir olasılık olarak görünüyor.
Anayasanın içeriği bağlamında, nasıl bir Anayasa olması gerektiği konusunda, iktidar ve muhalefetin anlaşma zemini de bulunmuyor.
Sistem tartışması
Burjuva muhalefet “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem”den yana. İktidara geldikleri taktirde Anayasa’yı bu yönde değiştireceklerini söylüyorlar.
Muhalefet bloğu bir bütün olarak, Anayasa’nın “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” Anayasa’sı olması gerektiği konusunda anlaşmış durumdadır.
Bu şimdi geçerli olan başkanlık sisteminden vazgeçileceği, adına “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” denilen sisteme geçileceği anlamına geliyor. Tabi 360/400 oya ulaşabilirlerse!
Cumhur İttifakı’nın istediği anayasa, başkanlık sistemini güçlendirecek anayasadır.
Yeni anayasada yürürlükte olan başkanlık sistemi parlamenter sistemin tortularından arındırılacak, göze batan çelişmeler ortadan kaldırılacak. Türk tipi başkanlık sistemi tahkim edilecek.
Görüleceği üzere, iktidar ve muhalefetin istedikleri anayasanın içeriği bir ve aynı değil.
Bu durumda her iki kesimin anayasa önerisinde bir orta yol bulmak, bir uzlaşma mümkün görünmüyor.
O hâlde Anayasa tartışması bugün için de “laf olsun torba dolsun” tartışmasıdır. Havanda su döğme tartışmasıdır.
Görünen odur ki önümüzdeki dönemde Anayasa üzerine yoğun olarak tartışılacaktır.
İktidar ve muhalefet seçimlerde seçmenlerin karşısına, diğer vaatler yanında anayasa değişikliği vaadiyle çıkacaktır.
Sonuç
2018 genel seçimlerinden bu yana ülkelerimizde “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” adı verilen gerçekte “Türk Tipi Başkanlık Sistemi” uygulanıyor.
Başkanlık sistemi de, parlamenter sistem de burjuvazinin devletinin yönetim biçimleridir. İki yönetim biçimi arasında sınıfsal olarak bir fark yoktur. İki yönetimde burjuvazinin emekçiler üzerindeki diktatörlüğünün biçimleridir.
Altılı masanın “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Anayasa Değişikliği Önerisi”, faşist bir Anayasa’yı, demokratik bir Anayasa’ya dönüştürme yönünde getirilen bir öneri değildir. Altılı masa bunu iddia ediyor ve yalan söylüyor.
Öneri paketi devletin faşist olduğu Kuzey Kürdistan/Türkiye’de geçilmiş olan “Türk Tipi Başkanlık Sistemi”nden, -onlar “tek adam rejimi” diyor- “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem”e geçişten ibarettir. O kadar!
Türkiye’de Anayasa konusunda bugüne kadar yürüyen tartışmada, sorun burjuva demokratik hakların faşizme karşı savunulması ya da burjuva demokrasisinin, faşizm tehlikesine karşı savunulması vs. anlamında bir sorun değildir. Türkiye’de faşizmin uygulanış biçimleri arasında bir tercih tartışması yürüyor ve bu kitlelere iki taraf açısından da “demokrasi” “halk egemenliği” vb. tartışması olarak yutturulmaya çalışılıyor.
Öyle ya da böyle bu düzende yapılacak anayasanın gerçek anlamda demokratik olması mümkün değildir.
Demokratik anayasa, halk demokrasisinde halkın kendi iktidarında mümkündür.
Kurtuluş egemenler arasındaki iktidar dalaşında medet ummada değil, kurtuluş devrimde!
Faşizm türleri arasında tercih yapmayı reddedelim!
Devrim için örgütlenelim, mücadeleyi yükseltelim!
29 Kasım 2022