Yüksek Seçim Kurulu’nun 14 Mayıs seçim takvimini açıklamasının ardından siyasi partiler Cumhurbaşkanlığı ve 28. dönem milletvekilliği genel seçimi için çalışmalara hız verdi.
Seçimlere yönelik hummalı bir hazırlık var.
Türk tipi başkanlık sisteminde, yürütme gücünü elinde bulundurduğu için cumhurbaşkanlığı seçimi milletvekili seçimine göre çok daha önemli ve asıl yarış cumhurbaşkanlığı için olacak.
Cumhur ve Millet İttifakı’nın adayı belli: Erdoğan ve Kılıçdaroğlu. Esas yarış Erdoğan ve Kılıçdaroğlu arasında geçecek, Cumhurbaşkanı Erdoğan ya da Kılıçdaroğlu olacak.
2018 seçimlerinde uygulanan ittifak kanunu, ittifakta yer alan partiler için seçim barajına takılma riskini ortadan kaldırmış, ittifakın toplam oyu üzerinden milletvekili dağılımı da büyük partilere fazladan milletvekili kazandırmıştı.
AKP/MHP tarafından bir yıl önce yapılan yasal değişiklikle bu sistem kaldırıldı.
Yeni sistem ittifak içindeki partileri baraj riskine karşı korusa da, her parti aldığı oy oranına göre milletvekili çıkaracak.
Mecliste çoğunluğu elde etmek için ittifak partileri hummalı bir hazırlık yapıyor.
“Tek liste”, “ortak liste”, “bazı illerde ortak liste” seçenekleri değerlendiriliyor.
Cumhur ve Millet İttifakı arasında oy oranının fazla olmaması, küçük partileri muteber kılıyor. Kazanmak için bir oy bile önemli!
Burjuva partiler için belirleyici olan çıkarlar. Amaç kazanmak ve çoğunluğu sağlamak! Bunun için neredeyse her şey yapılıyor.
İlke, kural tanınmıyor. Pazarlıklar yürütülüyor.
AKP Cumhur İttifakı’nı genişletmek için Yeniden Refah Partisi ve HÜDA-PAR ile görüşmeler/pazarlıklar yapıyor.
HÜDA-PAR, faşist İslamcı Hizbullah’ın devamı olan bir parti. 90’lı yıllarda Kürdistan’da yürüyen savaşta devlet PKK’ye karşı Hizbullah’ı kullanmıştı. Bu nedenle HÜDA-PAR denilince akla Hizbullah, “faili meçhul” cinayetler geliyor.
HÜDA-PAR programından:
“Kürtçe, Türkçe ile beraber ikinci resmi dil olarak kabul edilmeli, Kürtçe aynı zamanda eğitim dili olmalıdır.”
“İlköğretim öğrencilerine okutulan, ırkçılık kokan ‘Andımız’ ve benzeri metinler kaldırılmalıdır. Muhtelif yerlerde yazılan ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’ gibi yazılar silinmeli, “Bir Türk dünyaya bedeldir.” şeklindeki ırkçı söylemlere son verilmelidir. Zulüm ve ayrımcılık uygulamış olan tarihi şahsiyetlerin isimlerini taşıyan okul, kışla, cadde, sokak ve benzeri yerlerin isimleri derhal değiştirilmelidir.”
“Başta Şeyh Said olmak üzere Kürtlerin büyük bir saygı ile andıkları Kürt âlimlerine zulmedildiği resmen kabul edilmeli, yakınlarından ve bütün halktan özür dilenmelidir. Said-i Nursi, Şeyh Said ve Seyyid Rıza gibi şahsiyetlerin mezar yerleri açıklanmalı, İstiklal Mahkemeleri ile ilgili arşivler derhal açılmalıdır.”
Bu talepler doğru taleplerdir. Bu taleplere sahip parti ile AKP ittifak görüşmeleri yapıyor.
Azgın şovenist Türk milliyetçisi MHP ise sessiz kalıyor.
Çünkü iktidarlarını sürdürmeleri oya bağlı, seçimi mutlaka kazanmaları gerekiyor.
Kazanmak için de partinin niteliğine, programına değil oya bakıyorlar.
Millet İttifakı’nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu da ittifak içinde yer almayan partilerle görüşmeler yapıyor, destek istiyor.
Emek ve Özgürlük İttifakı içinde yer alan partilerin parlamento seçimine nasıl katılacakları konusunda aralarında görüş ayrılıkları var.
HDP, Anayasa Mahkemesi’nde yürüyen kapatma davası nedeniyle kapatılma riski olduğu için seçime Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’yle girecek. Ayrıca HDP ittifakın tek parti listesiyle seçime girmekten yana.
Emep Emek ve Özgürlük İttifakı, Sosyalist Güç Birliği’ni oluşturan partilerin oy pusulasında yan yana durması çağrısında bulundu.
TİP ittifak içerisinde kendi adı, amblemi ve adayları ile seçime gireceğini açıkladı.
İttifak yaparak seçime katılma kararı alan siyasi partilerin ittifak protokolünü 24 Mart’a kadar YSK’ya teslim etmeleri gerekiyor.
14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerde kim başkan olursa olsun, mecliste hangi ittifak çoğunluğu sağlarsa sağlasın; işçiler, emekçiler, ezilenler için esas olarak bir şey değişmeyecektir.
Hamam aynı hamam kalacak, olsa olsa tellak değişecektir.
15 Mart 2023