ABD’de Trump’ın seçilmesinden sonra – ICOR dünya çapında anti-faşist, anti-emperyalist birleşik cephe ve sosyalizm için hazırdır!
ABD’deki 6 Kasım 2024’te başkanlık seçimlerini Donald Trump kazandı ve Beyaz Saray’a taşınacak. Bununla birlikte emperyalist büyük gücü ve dünyanın baş savaş kışkırtıcısı olan ABD’nin başında, çeşitli açılardan aşırı gerici, sağcı popülist veya faşist olarak adlandırılan bir başkan bulunacak. Bu ise, ister Demokratlar isterse Cumhuriyetçiler döneminde olsun, her zaman savaşlar başlatmış, insanları ve doğayı yok etmiş olan ABD emperyalizminin tehlikeliliğini arttırmaktadır. Trump’ın çevresindeki tekeller, her şeyden önce kendilerinin saldırgan gerici programlarıyla birlikte Çin karşısındaki rekabetlerinde ona yetişmek istiyorlar. Bunun ise, insan kitleleri için dünya siyaseti bakımından etkileri vardır —her şeyden önce krizler ve savaş tehlikesi söz konusu olduğunda.
Onların programları şudur: İşçilere genel saldırı; grevde bulunanların derhâl işten atılabilmeleri gerekir; mevcut ücretlere saldırı; uğruna mücadele edilerek kazanılan az sayıdaki çevre politikasına ilişkin ilerlemelerde geriye doğru takla atarak küresel çevre felaketlerini tetiklemek; petrol ve gaz fosil enerjilerin bile isteye teşvik edilmesi; saldırgan “Önce Amerika” programı aracılığıyla emperyalistler arası rekabetin keskinleştirilmesi; işçi sınıfına, devrimcilere, sendikal harekete ve onların haklarına genel saldırı; %100’e varan cezalandırıcı gümrük vergileriyle birlikte ekonomik savaşların her türden tezgâhları; İran’a, Çin’e ve onun “şer ekseni” olarak adlandırdığı her şeye karşı tehditlerle birlikte savaş çığırtkanlığı; Trump yönetimi Filistin ve Lübnan’da Biden’ın soykırım politikasını sürdürecek ve İran’a karşı muhtemelen de askeri savaş yürütmesi planlanmaktadır. Irkçılık, on bir milyon göçmenin zorla def edilmesinin planlanmasıyla birlikte zirveye tırmandırılıyor. Programda dahası şunlar da var: kapanmış sınırlar; kadın düşmanı siyaset; zaten tamamen yetersiz olan sosyal sistemlere saldırı; LGBTQ-insanlara karşı ayrımcılık vs., vb. … Aynı zamanda, Trump’ın arkasındaki tekellerin milliyetçi ve şovenist programı, çok çeşitli uluslararası ilişkilere bağımlı olduğu için, bizzat ABD emperyalizminin kendisi için de daha fazla sorunu beraberinde getiriyor.
ABD’de milyonlarca insan, düşen yaşam standartlarına, emniyetsizliğe ve burjuva egemen sınıfına ve uluslararası finans sermayesine olan güvensizliğe duyduğu öfke nedeniyle Trump’a oy verdi. Trump, “güvenli iş” ve Ukrayna’ya silah sevkiyatına son verme vaatleriyle onların umutlarını demagojik bir şekilde kullandı. Son derece antidemokratik seçim yasası ve dünyanın en zengin adamı Elon Musk’ın da dâhil olduğu milyarlarca dolarlık kampanya fonlarıyla, kitlelerin bir kısmı sosyal medya kampanyası aracılığıyla Trump’ı desteklemeye ikna edildi. Anti komünizm ve sosyal şövenizm kitlelerin kesimleri arasında tehlikeli bir etkiye sahiptir. İşçi sınıfı ve geniş kitleler içindeki durum, aşırı derecede kutuplaşmıştır, ki bu sınıf mücadelesinin yükselişi için de bir tehlike oluşturmaktadır, Daha 2017’de ICOR Trump’ın görevi devralmasıyla ilgili kararında şöyle yazmıştı: “Donald Trump’ın hükümetin başına geçmesi açık tepkinin genel bir eğilimi karakterize etmekte ve dünya siyasetiyle ilgili etkilere sahiptir. … Yeni ABD hükümetinin sağa kayması, kitlelerin mevcut sisteme alternatif arayışına bir tepkidir.” ICOR, Trump’ın yemin etmesine karşı dünya çapındaki protestoları desteklemektedir.
Bugün, 8 yıl sonra, dünyanın durumu çok daha istikrarsız ve krizlerle sarsılmış hâlde; III. Dünya Savaşı tehlikesi ve nükleer tehdit daha somut çevre felaketi insanlık için varoluşsal bir bunalımdır. Trump’ın arkasında duran ABD tekelleri aşırı gerici rotalarında birleşmiş durumdadırlar. Petrol ve gaz endüstrisinin yanı sıra, her şeyden önce Elon Musk’ın daha şimdiden acımasız hükümetle en sıkı işbirliği içinde en zirve bir işlevinde gördüğü yüksek teknoloji sektörü.
8 sene öncesinden farklı olarak, ABD’deki ve aynı zamanda Avrupa’daki işçi sınıfı bugün her ne kadar çoğu kez kutuplaşarak bölünmüş olsa da yine de daha kararlı konumdadır. Tekellerin ve emperyalistlerin kendilerine dert ettikleri budur ve bundan dolayı kitlelerin, özellikle işçi sınıfının bilincini parçalamak ve sınıf bilinçli işçileri ve devrimcileri ezmek için bir faşistin üstüne oynamaktadırlar. 30.000 Boeing işçisinin 5 haftayı aşkın bir süredir devam eden grevi, keza Ekim ayı başında ABD’nin doğu kıyısında on binlerce liman işçisinin 3 gün süren başarılı grevi çok önemlidir. Militan bilinç yükseliştedir. Seçim zaferinin hemen akabinde birçok şehirde Filistin kurtuluş mücadelesiyle dayanışmayı güçlendirme çağrıları yapıldı. Irkçılığa karşı, sendikal hakları grev hakkının savunulması için ilk gösteriler Şikago, New York ve Filadelfiya sokaklarını doldurdu.
Buna karşın, ABD’de ve dünya çapında eğilim olarak faşizm tehlikesi hiçbir şekilde küçümsenmemelidir. Tüm ilerici insanlardan, hele hele tüm devrimcilerden, anti-faşizm, anti-emperyalizm ve sosyalizm uğruna mücadele yönünde bilinç oluşturmak için çalışmak ve kitleleri örgütlemek talep edilmektedir. Seçenek Trump veya Harris değildir. Anın emri, zamanın gerçekçi ütopya bayrağı altında, emperyalizmin devrimci bir şekilde alaşağı edilmesi ve sosyalizmin inşası için güçlü devrimci örgütlerin, ABD’de güçlü bir marksist-leninist partinin inşası için çalışmaktır!
ICOR’u ve faşizme, savaşa ve çevrenin yok edilişine karşı anti-emperyalist Birleşik Cepheyi güçlendirin!
Dünyanın her yerindeki marksist-leninist parti ve örgütleri güçlendirin!
Sosyalizme doğru ileriye!
12 Aralık 2024
ICOR Devrimci Parti ve Örgütlerin Uluslararası Koordinasyonu