Pazar, Mayıs 18, 2025
  • Tüm Yazılar
Yeni Dünya İçin ÇAĞRI
E-DERGİ OKU
  • Anasayfa
  • Dünya
    • Tümü
    • Afrika
    • Amerika
    • Asya
    • Avrupa
    • Ortadoğu
    Çiçekleri koparabilirler, ama baharın gelişini durduramazlar!

    Çiçekleri koparabilirler, ama baharın gelişini durduramazlar!

    BİR-KAR ve YDİ Çağrı’nın ortak toplantısı Hakkında

    BİR-KAR ve YDİ Çağrı’nın ortak toplantısı Hakkında

    Hindistan Pakistan savaşına dair

    Hindistan Pakistan savaşına dair

    Toplantı: “71 Devrimci Hareketinin mirası ışığında güncel devrimci sorumluluklar”

    Toplantı: “71 Devrimci Hareketinin mirası ışığında güncel devrimci sorumluluklar”

    Almanya Ulm’de 1 Mayıs

    Almanya Ulm’de 1 Mayıs

    Avusturya Viyana’da 1 Mayıs

    Avusturya Viyana’da 1 Mayıs

    Trending Tags

      • Avrupa
      • Amerika
      • Ortadoğu
      • Afrika
      • Asya
      • Pasifik
    • Yayınlar
      • Son Sayı
      • YDİ Çağrı / Tüm Sayılar
      • Tekoşîna Komunîst/Komünist Mücadele
      • Yeni İşçi Dünyası
      • Yeni Dünya İçin
      • Yeni Kadın Dünyası
      • Yeni Dünya Gençliği
      • Eğitim Dizisi
      • Bildiriler
      • Broşürler
    • İşçi Dünyası
      Bir işçi düşmanı Çalık Holding!

      Bir işçi düşmanı Çalık Holding!

      1 Mayıs’ı sınıfsal özüne uygun kutlamak için ne yapmalı?

      1 Mayıs’ı sınıfsal özüne uygun kutlamak için ne yapmalı?

      Mersin de 1 Mayıs

      Mersin de 1 Mayıs

      İzmir’de 1 Mayıs

      İzmir’de 1 Mayıs

      1 Mayıs çalışmamız sürüyor

      1 Mayıs çalışmamız sürüyor

      YDİ ÇAĞRI

      Nisan sayımız, sayı 68 çıktı!

      Trending Tags

      • Kürdistan
        “Rojava Kürt Birliği ve Ortak Tutum Konferansı” yapıldı

        “Rojava Kürt Birliği ve Ortak Tutum Konferansı” yapıldı

        Şeyh Said (Azadi Ayaklanması) üzerine

        Şeyh Said (Azadi Ayaklanması) üzerine

        Panel: Yüzüncü yılında Azadi Ayaklanması

        Panel: Yüzüncü yılında Azadi Ayaklanması

        Newroz ateşi ile devrim ocağını körükle!

        Newroz ateşi ile devrim ocağını körükle!

        Adım adım “barış”a doğru mu?

        Adım adım “barış”a doğru mu?

        Îhmalkirina îradeya hilbijêran û  JI  QEYÛMAN RE NA!

        Îhmalkirina îradeya hilbijêran û JI QEYÛMAN RE NA!

        Trending Tags

        • Güncel
          YDİ ÇAĞRI

          Yeni sayımız, sayı 219 çıktı!

          Komünist atılımın mimarı İbrahim Kaypakkaya ölümsüzdür!

          Komünist atılımın mimarı İbrahim Kaypakkaya ölümsüzdür!

          Beklenen oldu! PKK kendisini feshetti!

          Beklenen oldu! PKK kendisini feshetti!

          Devrimin kartalı anılacak!

          Devrimin kartalı anılacak!

          PKK’den “Tarihi Kongre”

          PKK’den “Tarihi Kongre”

          İkiyüzlü CHP ve üç fidan

          İkiyüzlü CHP ve üç fidan

          Trending Tags

          • Gençlik
            Kimsenin payandası olmayacağız!

            Kimsenin payandası olmayacağız!

            Kayyım uygulaması: Faşizm!

            Kayyım uygulaması: Faşizm!

            Üniversiteler, kampüsler savaş çığırtkanlığı yeri değildir!

            Üniversiteler, kampüsler savaş çığırtkanlığı yeri değildir!

            Protesto haktır!

            Protesto haktır!

            Kaza değil cinayet!

            Kaza değil cinayet!

            ÇEDES projesine hayır!

            ÇEDES projesine hayır!

            Trending Tags

            • Kadın
              “Alevi kadınlara yönelik sistematikleştirilmiş saldırılara karşı susmuyoruz!”

              “Alevi kadınlara yönelik sistematikleştirilmiş saldırılara karşı susmuyoruz!”

              Melek’ten mektup var…

              Melek’ten mektup var…

              Emperyalist yayılmacılığa ve savaşlara hazırlığın nüfus politikası olarak  “Aile Yılı”

              Emperyalist yayılmacılığa ve savaşlara hazırlığın nüfus politikası olarak “Aile Yılı”

              İran: Baskının gölgesinde direniş ve Kürt kadınlarının mücadelesi

              İran: Baskının gölgesinde direniş ve Kürt kadınlarının mücadelesi

              Kadıköy’de kitlesel 8 Mart eylemi

              Kadıköy’de kitlesel 8 Mart eylemi

              Erkek egemen sisteme karşı mücadeleye!

              Erkek egemen sisteme karşı mücadeleye!

              Trending Tags

              • Makaleler
                İkinci Dünya Savaşı’nın sonlanmasının üzerinden 80 yıl geçti…

                İkinci Dünya Savaşı’nın sonlanmasının üzerinden 80 yıl geçti…

                Viyanalı işçiler faşizme karşı silahlı mücadele içinde (Şubat 1934)

                Viyanalı işçiler faşizme karşı silahlı mücadele içinde (Şubat 1934)

                2025 Merkezi Yönetim Bütçesi ve üzerine yürütülen tartışmalar

                2025 Merkezi Yönetim Bütçesi ve üzerine yürütülen tartışmalar

                Emperyalizm üzerine kimi yazılar

                Emperyalizm üzerine kimi yazılar

                12 Eylül 1980 askeri faşist darbesine dair

                12 Eylül 1980 askeri faşist darbesine dair

                Katledilişinin 80. yıldönümünde: Ernst Thälmann

                Katledilişinin 80. yıldönümünde: Ernst Thälmann

                Trending Tags

                • Çevre
                  Öldüren deprem değil, rant, kâr üzerine kurulu sömürü düzenidir!

                  Öldüren deprem değil, rant, kâr üzerine kurulu sömürü düzenidir!

                  Gezegene ihanette sınır tanımayanlar

                  Gezegene ihanette sınır tanımayanlar

                  COP29 İklim Zirvesi (zırvası!) Bakü’de yapıldı

                  COP29 İklim Zirvesi (zırvası!) Bakü’de yapıldı

                  Ülkelerimizde nükleer santral istemiyoruz!

                  Ülkelerimizde nükleer santral istemiyoruz!

                  Kaz Dağları’nda bakır madenine karşı eylem!

                  Kaz Dağları’nda bakır madenine karşı eylem!

                  16 Kasım 2024 Uluslararası Çevre Mücadele Günü İçin Sokağa!

                  16 Kasım 2024 Uluslararası Çevre Mücadele Günü İçin Sokağa!

                  Orman yangınlarında rekor artış!

                  Orman yangınlarında rekor artış!

                  5 Haziran Dünya Çevre Günü

                  5 Haziran Dünya Çevre Günü

                  Ayvalık’ta “havlunu al gel” kıyı eylemi

                  Ayvalık’ta “havlunu al gel” kıyı eylemi

                  Trending Tags

                  • Youtube TV
                  • İletişim
                    • Hakkımızda
                    • Tüm Yazılar
                  Sonuç yok
                  Tüm Sonucu Görüntüle
                  • Anasayfa
                  • Dünya
                    • Tümü
                    • Afrika
                    • Amerika
                    • Asya
                    • Avrupa
                    • Ortadoğu
                    Çiçekleri koparabilirler, ama baharın gelişini durduramazlar!

                    Çiçekleri koparabilirler, ama baharın gelişini durduramazlar!

                    BİR-KAR ve YDİ Çağrı’nın ortak toplantısı Hakkında

                    BİR-KAR ve YDİ Çağrı’nın ortak toplantısı Hakkında

                    Hindistan Pakistan savaşına dair

                    Hindistan Pakistan savaşına dair

                    Toplantı: “71 Devrimci Hareketinin mirası ışığında güncel devrimci sorumluluklar”

                    Toplantı: “71 Devrimci Hareketinin mirası ışığında güncel devrimci sorumluluklar”

                    Almanya Ulm’de 1 Mayıs

                    Almanya Ulm’de 1 Mayıs

                    Avusturya Viyana’da 1 Mayıs

                    Avusturya Viyana’da 1 Mayıs

                    Trending Tags

                      • Avrupa
                      • Amerika
                      • Ortadoğu
                      • Afrika
                      • Asya
                      • Pasifik
                    • Yayınlar
                      • Son Sayı
                      • YDİ Çağrı / Tüm Sayılar
                      • Tekoşîna Komunîst/Komünist Mücadele
                      • Yeni İşçi Dünyası
                      • Yeni Dünya İçin
                      • Yeni Kadın Dünyası
                      • Yeni Dünya Gençliği
                      • Eğitim Dizisi
                      • Bildiriler
                      • Broşürler
                    • İşçi Dünyası
                      Bir işçi düşmanı Çalık Holding!

                      Bir işçi düşmanı Çalık Holding!

                      1 Mayıs’ı sınıfsal özüne uygun kutlamak için ne yapmalı?

                      1 Mayıs’ı sınıfsal özüne uygun kutlamak için ne yapmalı?

                      Mersin de 1 Mayıs

                      Mersin de 1 Mayıs

                      İzmir’de 1 Mayıs

                      İzmir’de 1 Mayıs

                      1 Mayıs çalışmamız sürüyor

                      1 Mayıs çalışmamız sürüyor

                      YDİ ÇAĞRI

                      Nisan sayımız, sayı 68 çıktı!

                      Trending Tags

                      • Kürdistan
                        “Rojava Kürt Birliği ve Ortak Tutum Konferansı” yapıldı

                        “Rojava Kürt Birliği ve Ortak Tutum Konferansı” yapıldı

                        Şeyh Said (Azadi Ayaklanması) üzerine

                        Şeyh Said (Azadi Ayaklanması) üzerine

                        Panel: Yüzüncü yılında Azadi Ayaklanması

                        Panel: Yüzüncü yılında Azadi Ayaklanması

                        Newroz ateşi ile devrim ocağını körükle!

                        Newroz ateşi ile devrim ocağını körükle!

                        Adım adım “barış”a doğru mu?

                        Adım adım “barış”a doğru mu?

                        Îhmalkirina îradeya hilbijêran û  JI  QEYÛMAN RE NA!

                        Îhmalkirina îradeya hilbijêran û JI QEYÛMAN RE NA!

                        Trending Tags

                        • Güncel
                          YDİ ÇAĞRI

                          Yeni sayımız, sayı 219 çıktı!

                          Komünist atılımın mimarı İbrahim Kaypakkaya ölümsüzdür!

                          Komünist atılımın mimarı İbrahim Kaypakkaya ölümsüzdür!

                          Beklenen oldu! PKK kendisini feshetti!

                          Beklenen oldu! PKK kendisini feshetti!

                          Devrimin kartalı anılacak!

                          Devrimin kartalı anılacak!

                          PKK’den “Tarihi Kongre”

                          PKK’den “Tarihi Kongre”

                          İkiyüzlü CHP ve üç fidan

                          İkiyüzlü CHP ve üç fidan

                          Trending Tags

                          • Gençlik
                            Kimsenin payandası olmayacağız!

                            Kimsenin payandası olmayacağız!

                            Kayyım uygulaması: Faşizm!

                            Kayyım uygulaması: Faşizm!

                            Üniversiteler, kampüsler savaş çığırtkanlığı yeri değildir!

                            Üniversiteler, kampüsler savaş çığırtkanlığı yeri değildir!

                            Protesto haktır!

                            Protesto haktır!

                            Kaza değil cinayet!

                            Kaza değil cinayet!

                            ÇEDES projesine hayır!

                            ÇEDES projesine hayır!

                            Trending Tags

                            • Kadın
                              “Alevi kadınlara yönelik sistematikleştirilmiş saldırılara karşı susmuyoruz!”

                              “Alevi kadınlara yönelik sistematikleştirilmiş saldırılara karşı susmuyoruz!”

                              Melek’ten mektup var…

                              Melek’ten mektup var…

                              Emperyalist yayılmacılığa ve savaşlara hazırlığın nüfus politikası olarak  “Aile Yılı”

                              Emperyalist yayılmacılığa ve savaşlara hazırlığın nüfus politikası olarak “Aile Yılı”

                              İran: Baskının gölgesinde direniş ve Kürt kadınlarının mücadelesi

                              İran: Baskının gölgesinde direniş ve Kürt kadınlarının mücadelesi

                              Kadıköy’de kitlesel 8 Mart eylemi

                              Kadıköy’de kitlesel 8 Mart eylemi

                              Erkek egemen sisteme karşı mücadeleye!

                              Erkek egemen sisteme karşı mücadeleye!

                              Trending Tags

                              • Makaleler
                                İkinci Dünya Savaşı’nın sonlanmasının üzerinden 80 yıl geçti…

                                İkinci Dünya Savaşı’nın sonlanmasının üzerinden 80 yıl geçti…

                                Viyanalı işçiler faşizme karşı silahlı mücadele içinde (Şubat 1934)

                                Viyanalı işçiler faşizme karşı silahlı mücadele içinde (Şubat 1934)

                                2025 Merkezi Yönetim Bütçesi ve üzerine yürütülen tartışmalar

                                2025 Merkezi Yönetim Bütçesi ve üzerine yürütülen tartışmalar

                                Emperyalizm üzerine kimi yazılar

                                Emperyalizm üzerine kimi yazılar

                                12 Eylül 1980 askeri faşist darbesine dair

                                12 Eylül 1980 askeri faşist darbesine dair

                                Katledilişinin 80. yıldönümünde: Ernst Thälmann

                                Katledilişinin 80. yıldönümünde: Ernst Thälmann

                                Trending Tags

                                • Çevre
                                  Öldüren deprem değil, rant, kâr üzerine kurulu sömürü düzenidir!

                                  Öldüren deprem değil, rant, kâr üzerine kurulu sömürü düzenidir!

                                  Gezegene ihanette sınır tanımayanlar

                                  Gezegene ihanette sınır tanımayanlar

                                  COP29 İklim Zirvesi (zırvası!) Bakü’de yapıldı

                                  COP29 İklim Zirvesi (zırvası!) Bakü’de yapıldı

                                  Ülkelerimizde nükleer santral istemiyoruz!

                                  Ülkelerimizde nükleer santral istemiyoruz!

                                  Kaz Dağları’nda bakır madenine karşı eylem!

                                  Kaz Dağları’nda bakır madenine karşı eylem!

                                  16 Kasım 2024 Uluslararası Çevre Mücadele Günü İçin Sokağa!

                                  16 Kasım 2024 Uluslararası Çevre Mücadele Günü İçin Sokağa!

                                  Orman yangınlarında rekor artış!

                                  Orman yangınlarında rekor artış!

                                  5 Haziran Dünya Çevre Günü

                                  5 Haziran Dünya Çevre Günü

                                  Ayvalık’ta “havlunu al gel” kıyı eylemi

                                  Ayvalık’ta “havlunu al gel” kıyı eylemi

                                  Trending Tags

                                  • Youtube TV
                                  • İletişim
                                    • Hakkımızda
                                    • Tüm Yazılar
                                  Sonuç yok
                                  Tüm Sonucu Görüntüle
                                  Yeni Dünya İçin ÇAĞRI
                                  Sonuç yok
                                  Tüm Sonucu Görüntüle
                                  Anasayfa Makaleler

                                  İspanya İç Savaşı Üzerine

                                  YDİ Çağrı arşivden...

                                  8 Ekim 2021
                                  İçinde Makaleler, Tüm Yazılar
                                  İspanya İç Savaşı Üzerine
                                  0
                                  PAYLAR
                                  430
                                  GÖRÜNTÜLEME
                                  Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

                                  İspanya İç Savaşı, 17 Temmuz 1936 – 1 Nisan 1939 ta­rihlerinde, İspanya’da milliyetçiler ile Cumhuriyet­çiler arasında yapılan bir savaştır. Savaş, 17 Temmuz 1936’da General Francisco Franco’nun komutasın­daki faşist güçlerin seçimle işbaşına gelen Cumhu­riyetçi “Halk Cep­hesi” koalisyonuna karşı ayaklanmasıyla başlamıştır. Üç yıl süren ve İspanya’da büyük yıkıma yol açan iç savaş, 1 Nisan 1939’da faşistlerin zaferi ile sonuçlandı. Franco diktatörlüğü, 1975’deki ölümüne kadar sürdü. 2014 yılı, İspanya İç Sava­şının başlamasının 78. yıldönümüdür. İspanya iç savaşını anlatmadan önce, iç savaş öncesi tarihsel gelişmeleri, faşizmin Avrupa’da yükselişi ve savaş hazırlıklarını kısaca an­latmakta fayda var.

                                  Birinci Dünya Savaşı Sonrasındaki Gelişmeler

                                  Birinci Dünya Savaşı, emperyalistler arasında çıkan bir savaştı. Emperyalistler, savaştan zayıflamış olarak çıktılar. Savaş, emperyalist cepheyi yarmak için elve­rişli bir ortam yaratmıştı. Bolşevikler önderliğinde yapılan Ekim Devrimi, emperyalist savaşa son ver­mişti. Rusya’daki Büyük Sosyalist Ekim Devrimi’nin zaferi, bütün dünyada proletaryanın davasına bağlı kitlelerin büyük sevinci ve coşkusu ile karşılandı. Ekim Devrimi bütün dünyada devrimci dalganın yükselmesine büyük bir atılım kazandırıyordu.

                                  Ocak 1918’de Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nda ve Almanya’da işçiler ayaklandı. Kimi alanlarda geçici olarak Sovyet iktidarları ku­ruldu. Zaferi engelleyen, sonuçta bu ülkelerde güçlü Bolşevik örgütlerin olmaması oldu.

                                  Ocak sonun­da Finlandiya’da devrim patladı. Rusya’dan sonra Finlandiya’da, işçi-köylü iktidarı kurul­du. Bu ülkede işçi-köylü iktidarı Mayıs ayı başına kadar ya­şadı. Finli beyaz ordu Alman ordusunun yardımıyla kızıl ikti­darı yıktı.

                                  Eylül 1918’de Bul­garistan ordusunda silahlı bir ayaklanma patladı. Askerler mo­narşinin yıkıldığını ve cumhuriyetin ku­rulduğunu ilan ettiler. Bu ayaklanma da sonuçta dış­tan destekle bastırıldı.

                                  3 Kasım 1918’de Almanya’da Kiel’de bahriyelile­rin ayaklanmasıyla “Kasım Devrimi” başladı. Bir çok yerde işçi-asker Sovyetleri yerel yönetimlere el koy­dular. Ocak 1918’de özellikle Berlin, Kiel, Hamburg, Ruhr Havzası ve Münih gibi şehirlerde grevler iyice yaygınlaştı. Bu grevler sırasında Berlin’de Büyük Berlin İşçi Konseyi (Arbeiterrat von Gross-Berlin) kuruldu. Braunschweig, Frankfurt, Hannover, Lü­neburg, Münih gibi büyük şehirler de işçi ve asker konseyleri kuruldu. 8 Kasım’da Münih İşçi, Asker ve Çiftçi Konseyi’nce Bavyera Cumhuriyeti’nin kurul­duğunu ilan etti. Spartakus grubunun çağrısı üze­rine 9 Kasım’da Berlin’de işçi ve askerlerin silahlı ayaklanması başladı. Alman imparatorluğunun mer­kezindeki bu ayaklanma sonucu imparatorluk rejimi yıkıldı. Fakat bu zaferin sonuçlarını, işçi sınıfının ço­ğunluğunu burjuvazinin peşine takmayı beceren ve merkezcilerle birleşen sağ sosyal demokratlar topladı.

                                  1919’da İngiltere’de “Sovyetler Birliği’nden elinizi çekin” şiarı altında geniş katılımlı bir kampanya baş­ladı. Benzer dayanışma kampanyaları Fransa’da da yürütüldü.

                                  Bütün kapitalist ülkelerde devrimci işçiler eylem­leriyle, Rusya’daki işçi iktidarına destek sunuyordu. Emperyalizme bağımlı ülkeler için için kaynıyor­du. Latin Amerika’da Arjantin’de, Brezilya’da, Meksika’da, Peru’da, Uruguay’da, Şili’de halk yı­ğınları toprak reformu, sekiz saatlik iş günü, ücret­lerin arttırılması, ihtiyarlık sigortası, işçi ve çocuk emeğinin korunması, örgütlenme özgürlüğü ve üniversite reformu talepleriyle sokaklara dökülü­yor, her yanda bağımsızlık talepleri yükseliyordu. Çin’de, Kore’de, Hindistan’da, Endonezya’da kitle­ler toprak, demokrasi, bağımsızlık talepleri ile ayak­lanıyordu. Suriye’de, Lübnan’da, Irak’ta, Mısır’da, Libya’da, Sudan’da, Somali ülkesinde bağımsızlık mücadelesi yükseliyordu. Afrika’da sömürge duru­munda olan Nijerya, Siera Leone, Belçika Kongosu, Senegal’de sömürgeciliğe karşı mücadele gelişiyor­du. Türkiye’de emperyalist sömürgeleştirme siya­setine karşı bir kurtuluş savaşı yürüyordu. İran’da, Afganistan’da, Moğolistan’da halklar emperyalizme karşı mücadelelerinde, genç Sovyet Rusya’nın da des­teğiyle başarılar kazanılıyordu. Devrimci eylemler bütün dünyada emperyalizmin iktidarını sarsıyor­du. Birinci Dünya Savaşı sonrasında da devrimci bir kabarma vardı. Grevler, barikat savaşları, devrimci ayaklanmalar ve ulusal kurtuluş savaşları ve yarım kalan devrimler emperyalizme korku salıyordu.

                                  1920/21’de kapitalist/emperyalist ülkelerde iktisadi kriz yaşanıyordu. İşçi sınıfı, iktisadi kriz şartlarında savunma mücadelesi yürütme konumuna girmişti. Burjuvazi iktisadi krizi aşma konusunda yalpalanır­ken, kimi ülkelerde burjuva demokrasisine alterna­tif olarak faşizm ve faşist hareketler gelişiyordu. Bu dönemde bir dizi yeni komünist partiler kuruluyor ve var olan KP’lerin etkisi artıyordu. Birinci Dünya Savaşı’ndaki merkezci kanat Şubat 1921’de, 2,5’uncu Enternasyonal’i kurdular. 2,5’uncu Enternasyonal’in işçi kitleleri içerisinde önemli bir etkisi vardı.

                                  İtalya’da Eylül 1920’de, Kuzey İtalya işçilerinin başlattığı fabrika işgali eylemleri kanla bastırıldı. Çekoslovakya’da Aralık’taki genel grev de başarısız­lıkla sonuçlandı. Almanya’da Mart 1921’de – Orta Almanya’da erken ve hazırlıksız başlatılan– bir işçi isyanı, kanla bastırıldı. Gelişmeler burjuvazinin şimdi sarsılan iktidarını sağlamlaştırdığı, işçi ve emekçilere karşı saldırıya geçtiğini; işçi hareketinin ise artık savunmaya yöneldiğini gösteriyordu. Sava­şın hemen ertesinde kazanılmış haklar birer birer geri alınıyordu. Burjuvazi işçilere-emekçilere karşı saldırısında salt şiddet yöntemlerini değil, aynı za­manda kandırma, gerektiğinde bazı ödünler verme yöntemlerini de ustaca birleştirerek kullanıyordu. Burjuvazinin işçi sınıfı ve emekçilere karşı müca­delede en önemli dayanaklarından biri sosyal de­mokrasiydi. Sosyal demokrasinin sağ kesimi açıkça burjuvazinin safındaydı, yer yer burjuvazi sosyal demokratların içinde yer aldığı hükümetlerle saldırı­yordu işçilere.

                                  Mussolini eski bir “sosyalist”ti. 1921’de faşist hare­ketler tarafından Ulusal Faşist Parti kuruldu. Partiyi destekleyenler arasında bürokrasi, kilise ve ordu bu­lunuyordu. Roma Yürüyüşü sonucu kral III. Vittorio Emanuele, Mussolini’yi 31 Ekim 1922’de başbakan ilan etti. Avrupa’da, Ruhr bölgesinin (Almanya) 6-7 Ocak 1923’de Fransa-Belçika tarafından işgali ile uluslararası çelişmeler iyice sertleşti. İtalya’da faşiz­min iktidara gelmesi, ardından Ruhr işgali yeni bir emperyalist savaş tehlikesini olağanüstü arttıran fak­törlerdi.

                                  Bulgaristan’da Eylül 1923’de tarihin ilk antifa­şist ayaklanması başlatıldı. Bulgaristan Komünist Partisi’nin (BKP) beklentileri yerine gelmedi. Sosyal demokratların ve Köylü Halk Birliği’nin sağ kesimi­nin etkisindeki kitleler, reformist önderlerden ko­parak isyana katılmadılar. Yalnızca komünistlerin ve Köylü Halk Birliği’nin sol kesiminin etkisindeki -emekçilerin küçük bir azınlığını oluşturan – kesim ayaklandı. Ayaklanma kanla bastırıldı. Buna rağmen bu ayaklanma BKP’nin korkusuz ve fedakârca müca­delesi sayesinde kitlelerin güveninin kazanılmasında büyük rol oynadı ve ileriki dönemde BKP’nin emekçi kitlelerin gerçek önderi olmasının temelini attı.

                                  1923 Sonbaharında Polonya’da da yükselen işçi sı­nıfı hareketi, Polonya’daki sömürücülerin egemen sistemini kökten sarsmaya başladı. İşçilerin grev ha­reketleri o güne kadar görülmemiş boyutlara ulaştı. Grevler birçok halde doğrudan siyasi talepler teme­linde yürüyor, grevlere sokak gösterileri ve bunları bastırmaya çalışan polisle sokak çatışmaları eşlik ediyordu. Hareketin başını Polonya Komünist İşçi Parti­si (PKİP) çekiyordu. Gelişmekte olan grev hareketle­rinin merkezlerinden biri Yukarı Şilezya idi. Burada çeşitli işletmelerden işçi temsilcileri alttan bir birleşik cephe organı oluşturup bütün Yukarı Şilezya’da grev hareketlerini örgütleyip koordine edecek bir “21’ler Komitesi” seçtiler. Bu komitenin çağrısı üzerine 15 Ekim 1923’te bütün Yukarı Şilezya bölgesinde genel grev başladı. Hükümetin buna cevabı sıkıyönetim ilan etmek oldu. Buna bütün Polonya’da işçi sınıfı, bu kez tabanın baskısına dayanamayan sosyal-demokrat partinin de katılımı ve çağrısıyla, Polonya çapında 5 Kasım’da bir genel protesto eylemiyle cevap verdi. Sosyal-demokrat önderler fakat aynı anda hareketin daha derinleşip gelişip radikalleşmesini engellemek amacıyla egemen sınıflarla pazarlığa oturdular. Sos­yal-demokratlar hareketi satarken, komünist partisi bütün partilerden işçi ve emekçileri, mücade­leyi hükümeti devirip bir işçi-köylü hükümeti kurmak için ilerletme­ye çağırıyordu. Protesto grev ve eylemler, bütün Polonya’da yayılırken Krakov kentinde silah­lı ayaklanma biçimine büründü. Karşı devrim önceden PKİP örgütüne çok ağır bir darbe indir­miş, önderlerinin çoğu­nu öldürmüş veya zin­dana atmıştı. Dışarıda kalan kadrolar bir ayak­lanmayı yönlendirecek tecrübe ve yetkinliğe sahip değildi. Bu arada Sosyalist Parti’nin pazarlıkları da sonuç vermiş, Sos­yalist Parti işçileri genel greve son vermeye çağırmış­tı. Krakov’daki silahlı ayaklanma sonuçta ülkeye ya­yılmadı, yerel kaldı ve kanla bastırıldı. Genel grev de Sosyalist Parti’nin ihaneti sonucu kısa sürede dağıldı.

                                  Ekim Devrimi’nin etkileri İspanya’da da yankılan­mıştı. 1918-1921 yıllarında İspanya’da işçi hareketi bir atılım dönemine girmişti. Avrupa’daki hareketle­rin yenilmesi, devrimlerin yarım kalmasının etkileri İspanya’ya da sıçradı. İşçi hareketinde bölünmeler ve sarsıntılar yaşandı. 13 Eylül 1923‘te İspanya’da Gene­ral Primo de Rivera darbe yaparak askeri diktatörlü­ğünü ilan etti.

                                  9 Haziran 1923’te Bulgaristan’da, Çiftçi Birliği hükümeti askeri faşist bir darbe ile devrildi. Faşist diktatörlük kuruldu. 1923 Güzünde Avrupa’da Bul­garistan, Polonya ve Almanya’da işçi ayaklanmaları bastırıldı. İşçi hareketinin aldığı yenilgiler ertesinde savaş sonrasında ortaya çıkan devrimci dalga geri çekilme sürecine girdi. Kapitalist/emperyalist dünya geçici olarak bir istikrar dönemine girdi. Bu dönem­de burjuvazinin emekçi yığınlar üzerindeki ideolojik-siyasi etkisi de giderek arttı. Sağ, sosyal demokrasi, merkezcileri de kuyruğuna takarak reformist işçi kitle örgütlerini burjuvazi ile işbirliği çizgisine çek­meyi başardı. Avrupa’da kısa süre içinde devrimlerin gerçekleşme beklentileri ayaklanmaların yenilgisi er­tesinde artık gerçekçi beklentiler olmaktan çıktı. Do­ğuda anti-emperyalist devrimler giderek öne çıkmaya başladı. Sovyetler Bir­liği’ndeki sosyalizmin inşası ve savunulması bütün dünyada prole­taryanın en önemli gö­revlerinden biri olarak kendini dayatıyordu.

                                  1926 Mayıs’ında İngiltere’de işçiler genel greve gitti. Bu kapitaliz­min görece istikrar dö­neminde Avrupa’daki en büyük işçi eylemi idi. Bu genel grev hareketi içinde, Büyük Britanya Komünist Partisi ve sen­dikalar içindeki ‘azınlık hareketi’ (Komünistler ve sol sosyal demokrat­lar) aktif bir rol oynadı. Grev hareketinin zirvesinde buna katılan işçi sayısı dört milyondu. Grevin en aktif unsurları ve grevin başını çekenler maden işçileri idi. Grev sırasında işçi­lerin seçtiği ‘grev komiteleri’ ve ‘eylem şuraları’ yerel iktidar organları olarak davrandılar. Grev, Sendika­lar Genel Konseyi’nin uzlaşmacı tavırları sonucu kısa sürede genel karakterini kaybetti. Maden işçileri, gre­vi Kasım’a kadar sürdürdüler. Sonunda onlar da grevi kaldırmak zorunda kaldı.

                                  1927’de Avusturya’da işçi sınıfının ayaklanması başarısız oldu. 15 Temmuz 1927’de Viyanalı işçiler 24 saatlik genel grev çağrısıyla büyük bir miting gerçek leştirdiler. Posta ve demiryolu işçileri de süresiz greve çıktı. Gerçekleştirilen miting esnasında işçiler, Adalet Sarayını ve polis karakollarını ateşe verdi. Asker ve polisin işçilerin üzerine ateş açması sonucu 90’dan fazla işçi öldürüldü. 500 işçi yaralandı. Bu ayaklan­manın ardından Avusturya, hızla faşizme kaydı. 1933‘te parlamento kapatıldı ve Komünist Parti ya­saklandı.

                                  1924’te Arnavutluk’ta, Ahmet Zogu, Fan Noli halk hükümetini devirdi. Ahmed Zogu, 1939’a kadar Arnavutluk’u tek adam diktatörlüğü çerçevesi içinde yönetti. 1928’de krallığını ilan etti. Bu baskı rejimi­nin destekçisi İtalyan faşizmi idi.

                                  Yugoslavya krallık ile yönetiliyordu. Kral Alexan­der 1929’da diktatörlüğünü ilan etti. Kral ilk olarak parlamentoyu dağıttı. Devleti Koruma Kanunu ya­sası ile bütün siyasi partiler kapatıldı ve siyasi faali­yetlerle, “etnik kökene” dayalı örgütlenmeler yasak­landı. Kral Alexander 1934’te öldürüldü. 1936 yılında Yugoslavya’da Dragas Cvetovic tarafından faşist re­jim kuruldu.

                                  1924’te Yunanistan’da‚ Cumhuriyet ilan edilmişti. 1935’te krallığa yeniden geri dönüldü. II. Yorgo tek­rar krallığını ilan etti. 1936’da Selanik’te genel gre­ve gidildi. Ülkenin tehlikede olduğu gerekçesi öne sürülerek General Metaksas tarafından askeri bir diktatörlük kuruldu. Yunanistan Komünist Partisi yasaklandı. Basın susturuldu, muhalifler tutuklandı, sürgüne gönderildi. 1940’ta Girit’te çıkan ayaklanma kanla bastırıldı.

                                  1929 Güzünde Kapitalist Dünyayı Saran Kriz

                                  1929 Güzünde kapitalist dünyayı saran kriz ABD’de “Borsa Çöküşü”ne yol açtı. 1929/1933 yılları arasın­da kapitalizm o zamana kadarki tarihinin en uzun ve en derin krizini yaşadı. Kriz işçi sınıfı ve emekçiler açısından bütün kapitalist ülkelerde mutlak yoksul­laşma, işsizlik ve açlığın büyük boyutlara varması sonucunu verdi. Tarım krizi milyonlarca köylüyü sefalete sürükledi. 1929 krizi emperyalist devlet ve tekeller arasındaki pazar dalaşını da olağanüstü öl­çüde kızıştırdı. Kapitalist kriz sonucu içte sınıfı mü­cadelesi yükseldi. Bir dizi ülkede devrimci bir durum ortaya çıktı. Bu gelişmeler sonucu, işçi hareketinin gelişmesini engellemek ve gelişmeyi bastırmak için faşistleşme ve faşizm gelişti. Savaş hazırlıkları artırıl­dı. Aynı dönem içinde, Sovyetler Birliği’nde sosyaliz­min inşası tüm zorluklara rağmen hızla ilerliyordu. Sovyetler Birliği‘nin varlığı ve sosyalizmin inşası ile komünizmin işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluşu için tek alternatif olduğu pratikte kanıtlanıyordu. Sovyet­ler Birliği’nde Bolşevizmin yok edilmesi, bütün dünya burjuvazisinin önüne acil bir sorun olarak çıkıyordu. Faşistler bu işi en iyi kendilerinin yapabileceğini is­patlamaya çalışıyordu! Sovyetler Birliği’ne karşı em­peryalist bir saldırı tehlikesi giderek artıyordu. Em­peryalizmin iktidarı sömürge ve yarı-sömürgelerde de devrimci hareket sonucu sarsılıyordu. Çin Devri­mi, 1927 yenilgisinin yaralarını sararak ilerliyordu. Vietnam’da komünistler önderliğinde köylüler belli bölgelerde iktidarı ele geçirmekte, işçi-köylü Sovyet­leri oluşturmakta, toprak ağalarının topraklarına el koymakta idi. Dünya ekonomik krizi, emperyalist ülkeler arasındaki çelişmeleri şiddetlendirdi. Bir yan­dan kimi ülkelerde faşist diktatörlükler kuruluyor, diğer yandan savunması zayıf ülkelerin sırtından sö­mürgelerin ve nüfuz alanlarının yeniden paylaşılması uğruna savaş hazırlıklarına hız veriliyordu.

                                  1930’da Romanya’da II. Carol diktatörlüğünü ilan etti. 1923’e demokratik bir anayasa onaylandı. 1927’de Kral Ferdinand ölünce torunu I. Michael tah­ta çıktı. Taht üzerindeki haklarından vazgeçmiş olan Michael’in babası I. Carol, 1930’da yeniden hak iddia etti ve II. Carol adıyla kral ilan edildi.

                                  Dünya iktisadi kriz yüzünden Avrupa devletleri ve ABD tamamen iç sorunlarla uğraşıyordu. Japon emperyalistleri, bu fırsattan yararlanarak Çin’e baskı yapmaya, Çin ‘i boyunduruk altına alıp ona tahak­küm etmeyi denemeye karar verdi. Japon emperya­listleri 1931‘de tüm Mançurya’yı işgal ederek, Kuzey Çin’i ilhak etmek ve Sovyetler Birliği’ne saldırmak için kendilerine uygun mevziler hazırladılar. Japon­ya, Milletler Cemiyeti’nden çekildi ve yoğun şekilde silahlanmaya başladı. Japon emperyalistlerinin atağı­na karşı, ABD, İngiltere ve Fransa Uzak Doğu’daki donanmalarını güçlendirme yoluna gittiler. Japonya, Çin’i boyunduruk altına alarak, Avrupa ve Amerikan emperyalist güçlerini Çin’den atmak istiyordu. Bu ülkeler buna, silahlanmalarını artırarak cevap verdi.

                                  Portekiz’de 1932’de Salazar faşist diktatörlüğünü ilan etti. Salazar, Estado Novo (Yeni Devlet) partisi etrafında bir faşist kitle hareketi yarattı. Gücünü bu kitle hareketinden alarak yeni bir askeri darbe ile fa­şist diktatörlüğünü kurdu. Bütün politik partiler ve sendikalar kapatıldı, grevler yasaklandı. Gizli polisin (PİDE) yargısız infazları, işkence ve keyfi tutuklama­ları alabildiğine yaygınlaştı. Kısaca toplumsal muhalefet tümüyle susturuldu ve katledildi.

                                  1933‘te Naziler iktidara geldi. 1934‘te Hitler cum­hurbaşkanı ilan edildi. Almanya’da faşizm kuruldu. Almanya’da faşizmin iktidara gelmesi, sadece işçi sınıfının zayıflığından kaynaklanmıyordu. Nazilerin iktidara yerleşmesi, Sosyal-Demokrat Partinin işçi sınıfına ihanetinin bir sonucu olarak açıklanamaz­dı. Nazilerin iktidara gelmesi aynı zamanda burju­vazinin zayıflığını da gösteriyordu. Çünkü burjuvazi iktidarını parlamentarizm ve burjuva demokrasisi yöntemleriyle sürdüremeyecek durumdaydı. Burju­vazi iktidarını sürdürmek için faşizme başvurmak zorundaydı.

                                  1934 yılı başlarında Fransa’da faşist örgütler, ye­terince güçlendikleri inancı ile iktidara el koyma hazırlıklarına giriştiler. 1934 Şubat’ında bir askeri darbe yoluyla iktidarı ele geçirme girişimine karşı, FKP (Fransa Komünist Partisi) işçilerin sokağa çı­kıp faşistleri kovalamaya çağırdı. 12 Şubat’ta komü­nistlerin, sosyalistlerle birlikte yaptıkları genel greve 4,5 milyon kişi katıldı. Faşistlerin iktidara el koyma girişimi boşa çıkartıldı. FKP’nin girişimleri sonucu birçok yerel sosyalist parti örgütü, FKP örgütleri ile “Birleşik Cephe Anlaşmaları” imzalamaya başladı. Tabanın elden gittiğini gören Fransa Sosyalist Par­tisi yönetimi, 27 Temmuz 1934’de FKP’nin “Birleşik Cephe” önerisini merkezi olarak kabul etmek zorun­da kaldı. Bu merkezi düzeyde ilk resmi anlaşma idi. Böylece faşist saldırılara karşı İşçilerin Birleşik Cep­hesi Fransa’da gerçek haline geldi.

                                  Avusturya’da da 1934 başında faşistlerin saldırıla­rı büyük boyutlar kazandı. Avusturya KP önceden emekçi yığınları faşist saldırı konusunda uyarmış ve işçilerin faşizme karşı birleşik cephesinin oluşturul­ması için çeşitli faaliyetler yürütmüş, üstten de cephe önerileri hep Sosyal Demokrat şeflerin ret cevabını almıştı. İşçiler esas olarak Avusturya Sosyalist Par­tisi saflarında örgütlü idiler. Sosyalist Parti şefleri fa­şist tehlikeyi küçümsüyor, “zaman geldiğinde ezeriz” tavrını takınıyorlardı. Sosyalist Partinin tabanında oldukça geniş bir sol muhalefet vardı. ASP’nin bir ku­ruluşu olan “Savunma Birliği” gizli silah depolarına sahipti. Buna rağmen sosyal demokrat yönetim, ta­banı faşist saldırılara karşı mücadeleden alıkoyuyor­du. 12 Şubat 1934’de ASP’nin Linz’de ve Viyana’daki büroları faşistlerin silahlı saldırısına uğradı. “Savun­ma Birlikleri” ile faşistler ve polis arasında çatışma­lar başladı. Komünistler güçsüz olmalarına rağmen, bu çatışmalarda en ön saflarda yer aldılar. Dört gün süren çatışmalar, sosyal demokrat önderliğin tavır­ları sonucu, işçi sınıfının yenilgisi ile son buldu. Fa­kat sosyal demokrat işçilerin önemli bir bölümü, bu mücadele içinde sosyal demokrat önderlerin gerçek yüzünü, Komünistlerin işçi sınıfının çıkarlarını nasıl savunduğunu gördüler. Şubat 1934’e kadar 3000 üyesi olan Avusturya Komünist Partisi’ne, Şubat olayların­dan sonra 13.000 sosyal demokrat işçi katıldı.

                                  Buraya kadar Birinci Dünya Savaşı sonrasında ya­şanan kimi tarihsel gelişmeleri anlattık. İspanya İç Savaşı’nı anlamak ve İspanya iç savaşı öncesinde dün­yadaki gelişmelerin bilinmesi önemlidir.

                                  İspanya İç Savaşına Giden Süreç

                                  İspanya monarşi ile idare edilen bir ülke idi. 13 Ey­lül 1923‘te İspanya’da General Primo de Rivera darbe yaparak askeri diktatörlüğünü ilan etmişti. 30 Ocak 1930’da Primo de Rivera iktidardan uzaklaştırıldı.14 Nisan 1931’de cumhuriyet ilan edildi. Cumhuriye­tin ilan edilmesi ile birlikte, sendikaların üye sayısı artmaya başladı. Nisan 1931’de yerel seçimler yapıl­dı. Yerel seçimlerde, İspanya’nın büyük kentlerinde cumhuriyet yanlısı gruplar çoğunluğu sağladı. Kır­sal bölgelerde ise monarşistler çoğunluğu elde etti. İspanya’da, bu dönemde anti-monarşist rüzgârın es­tiği bir dönemdir.

                                  1931 sonunda Anayasa kabul edildi. Anayasa’da, İspanya’nın işçilerin cumhuriyeti olduğu tanımı ko­nuldu. Bu tanımın gerçeklik haline gelmesi için za­mana ihtiyaç vardı. Bu dönemde İspanya kralı VIII. Alfonso’dur. Alfonso, askerlerden beklediği desteği bulamadı. Krallık haklarından feragat ettiğini söyle­yen Alfonso, ülkeyi iç savaşa sürüklemek istemediği­ni belirterek sürgüne gitti.

                                  Monarşi döneminde bakanlık yapmış olan Alcala Zamora, 1931’de Cumhuriyetin başkanı seçildi. Alca­la Zamora, eski bir cumhuriyetçi olan Azana’ya hü­kümeti kurma görevi verdi. Kurulan hükümette, bur­juva partilerinin yanı sıra iki sosyalist te görev aldı. Hükümette görev alan sosyalistlerden Largo Cabal­lero, İspanyol Sosyalist İşçi Partisi üyesi ve aynı za­manda Tarım İşçileri Federasyonu’nun (UGT) genel sekreteridir. Largo Caballero’ya Çalışma Bakanlığı görevi verildi. Hükümette yer alan diğer bir sosyalist Indalecio Prieto da İspanyol Sosyalist İşçi Partisi’nin üyesidir ve Indalecio Prieto Maliye Bakanı oldu. An­cak hükümet beklentileri yerine getirmekten uzaktır. Bu hükümet döneminde de, hoşnutsuzluklar giderek artar. Grevler, yerel ayaklanmalar ve kitle eylemli­likleri sürüp gider. 1 Mayıs 1931’de gösteriler yapılır.

                                  Largo Caballero, Madrid’deki 1 Mayıs gösterileri­ne katılır. Ulusal Emek Konfederasyonu’nun (CNT) Barselona ve Komünistlerin Bilbao’da düzenlediği 1 Mayıs gösterilerine kolluk güçleri saldırır. Mayıs so­nunda Pajases’de sekiz kişi, 28 Haziran’da Malaga’da bir kişi öldürülür. 18 Temmuz’da Sevilla’da bir işçi­nin öldürülmesi sonucu genel greve gidilir. Grevin ardından tutuklanan dört işçi öldürülür.

                                  Bu dönem aynı zamanda monarşi güçlerinin topar­landığı dönemdir. Sağda yeni bir ittifakın temelleri atılır ve ‘Sağ Partiler Konfederasyonu’ (CEDA) kuru­lur. CEDA, açıkça monarşiyi savunuyordu. Cumhuri­yetçiler, gerici sınıflara karşı aktif bir tavır alamıyor­du. Gerici sınıfların direnişi sonucu toprak reformu yapılmaz.

                                  Kasım 1933’te genel seçimler yapılır. O dönemde İspanya’da 8 milyon 700 bin seçmen vardır. Sosyalist Parti, 1 milyon 700 bin oy alarak 58 milletvekilliği kazanır. Komünist Parti 400 bin oy alır. Anarşistler seçimleri boykot eder. Seçimden ‘Sağ Partiler Konfe­derasyonu’ (CEDA) en büyük parti olarak çıkar. Kit­lelerin sağa yönelmesinde, 30 Ocak 1933’te Nazilerin Almanya’da iktidara gelmesinin de etkisi vardır. Se­çimlerin ardından sağcı bir hükümet kurulur. Dev­let başkanı CEDA’lı bakanların kabineye girmesini onaylamaz. Radikal Cumhuriyetçi Parti lideri Ale­jandro Lerroux García başbakan olarak atanır. Ler­roux, otonom sağcı ve CEDA tarafından desteklenen bir hükümet kurar. Sağcıların seçimi kazanması ile birlikte, kitlelere karşı savaşacak faşist örgütlenme­nin temeli olan Falanjlar oluşmaya başlar.

                                  Aralık 1933’te, Ulusal Emek Konfederasyonu Katalonya’da bir grev dalgası başlatır. CNT, Mart 1934’te siyasal tutukluların serbest bırakılması için grev kampanyasını yürütür. Mayıs 1934’te Estre­madura köylüleri, hasat zamanı greve gider. Ancak greve katılım düşük olur. Haziran’da sosyalist dört milletvekili ve yüzlerce köylü tutuklanır. Bu tutukla­ma furyası kitle hareketlerinin yükselmesine neden olur. 5 Ekim 1934’te genel greve gidilir. Ancak genel grev başarısız olur. Lerroux, dışardan desteğin yeterli olmadığını belirterek, CEDA üyelerinden bazılarını hükümete alır.

                                  5 Ekim 1934’te, Katalonya’da bir isyan çıkar. İspan­yol milliyetçileri, İspanya devleti içinde kalmak ko­şulu ile Katalonya devletini ilan eder. İsyan iki gün içinde kanla bastırılır ve hükümet üyeleri tutuklanır.

                                  Katolanya isyanına paralel olarak Asturias isyanı başlar. Kuzey sahilinde madencilikle uğraşılan bölge­lerde, tüm sol grupların önemli bir etkisi vardır. Bu bölgede, tüm sol gruplar faşizme karşı asgari düzeyde bir ittifak kurmuşlardı. 5 Ekim’de madenciler, polis ve sivil muhafız karargâhlarına saldırıp silahlarına el koyar. Eyalet başkenti Oveido ele geçirilir. Astu­rias komünü kurulur. Ayaklanma sadece Asturias bölgesi ile sınırlı kalır. Asturias komünü iki hafta ya­şar. Franco komutasındaki askerlerin terörü altında komün yenilir. 1300 kişi öldürülür. 30-40 bin kişi de tutuklanır. Yaralı sayı ise 3 bindir.

                                  Aralık 1935’te Cumhuriyetçi hükümet erken seçim kararı alır. Bu dönemde üç koalisyon listesi ortaya çıkar. Birinci liste, ılımlı sağ ve orta yol Cumhuri­yetçiler listesidir. İkinci liste, Ceda önderliğinde tüm katolik, monarşist ve faşist güçler koalisyonundan oluşuyordu. Üçüncü liste, Cumhuriyetçiler, sosyalist­ler ve komünistlerden oluşan Halk Cephesiydi.

                                  15 Ocak 1936‘da Halk Cephesi kurulur. Halk Cephesi’nin sağ kanadı Cumhuriyetçi sol, Cumhu­riyetçi Birlik, Esquerra Katalonya Partisi ve Federal Cumhuriyetçi Parti’den oluşuyordu. Sol kanat ise 200 bin üyeli UGT sendikası, Sosyalist Parti, Komünist Parti, küçük çaptaki sendikalist partiler ve Marksist Birlik Partisi’nden oluşuyordu. Halk Cephesi içerisin­de yer almayan iki anarşist örgüt FAİ (İspanya Anar­şist Federasyonu) ve CNT (Ulusal Emek Konfederas­yonu) Halk Cephesi’ne geniş ölçüde destek oluyordu. CNT’nin o dönemki üye sayısı 1 milyona yakındı.

                                  16 Şubat 1936’da seçimler yapılır. Merkez liste 681 bin, Halk Cephesi 4 milyon 176 bin ve sağ cephe 3 milyon 783 bin oy alır. Halk Cephesi 286, sağ cephe 132 ve Merkez liste 42 milletvekili kazanır. Seçim­lerden sonra, sol Cumhuriyetçi Manuel Azaña’nın hükümeti kurulur. Hükümette, sosyalistlere ve ko­münistlere yer verilmez. Sosyalistler ve komünistler dışardan hükümeti destekler. Çalışma haftasının kısaltılması, ücretlerin yükseltilmesi ve ücretli izin hakkı için mücadeleler yoğunlaşır. Azana Hükümeti 19 Şubat’ta genel af ilan eder. Özerk Katalan hükü­metinin yeniden kurulmasına izin verilir. 14 Mart’ta Falanj faşist örgütü yasadışı ilan edilir ve lideri J.A. Primo de Rivera tutuklanır. 10 Mayıs tarihinde ise Azana, Cumhurbaşkanı seçilir. Başbakanlığa ise Ca­sares Quirigo getirilir.

                                  Seçimlerin hemen ardından faşistler, ülkenin he­men her yerinde siyasetçilere, sendikacılara, işçi ve köylülere yönelik suikast ve katliamlara hız verir. Falanjistlerin amacı yarattıkları terör yoluyla halkı sindirmektir. Falanjistler iç savaşı tırmandırmak için suikastlar yanında doğrudan halka saldırmaya da başlar. 14 Nisan 1936’da Falanjistler, resmigeçit töre­ninde halka ateş açar. 13 Temmuz tarihinde cumhu­riyetçi askerlere dönük katliamlar ise bardağı taşıran son damla olur. Sağcıların liderlerinden Calvo Sotelo cezalandırılır. Bu dönem askerlerin darbe hazırlıkla­rını yaptığı dönemdir. Hükümet, darbe hazırlıklarını yapan General Franco’yu Kanaraya Adaları’na, Gene­ral Goded, Barselona’ya tayin edilerek, Madrid’den uzaklaştırılır. Temmuz’un ilk günlerinde askeri darbenin yaklaşmakta olduğu seziliyordu. Sol cum­huriyetçi hükümet, darbeyi önlemek için gereken ça­lışmayı yapmıyordu. Darbe öncesi, sokak gösterileri ve suikastlar giderek artıyordu. 12 Temmuz’da sol subayların örgütü olan UMRA üyesi teğmen Jose Del Castilol faşistler tarafından öldürülür. Castilol’un öl­dürülmesi büyük anti-faşist gösterilerin yapılmasına neden olur. 13 Temmuz’da sağcı Jose Calvo Sotelo öldürülür. Sotelo’nun öldürülmesi sağcıların gösteri yapmalarına neden olur.

                                  16-17 Temmuz 1936’da, İspanya’nın sömürge­si olan Fas’ta üstlenmiş olan birlikler ayaklanır. 17 Temmuz’da Fas’taki kuvvetlerin komutanı Yagüe is­yanı başlatır. Birlikler, tüm İspanyol Fas’ında kontrolü ele geçirir. Yirmi dört saat içerisinde, ülkedeki önem­li garnizonlar isyana katılır. Queipo de Llano, Fanjul, Goded, Cabanellas, Mola ve diğer bölge komutanları, bulundukları yerlerde olağanüstü hal ilan eder. İsyan sokaklara taşınarak kamu binalarını ele geçirilir ve Cumhuriyete bağlı görevliler öldürülmeye başlanır. Carlistlerin bölgesi Navarre’de isyan herhangi bir direnişle karşılaşmaz ve kısa sürede ayaklanma, böl­genin tamamında başarıya ulaşır. Saragosa, Aragon, Burgos, Eski Kastilya, Cadiz, Sevilya, Jerez, Cordoba ve Granada’da, isyancılar kendilerine karşı direnişe geçen silahlı işçi gruplarına karşı üstünlük sağla­yarak, bu bölgelerin denetimini ele geçirir. Franco, 19 Temmuz’da Kanarya Adaları’ndan Fas’a gelerek, buradaki orduların komutasını devralır ve buradan lejyonerler ve Faslı askerler ile birlikte İspanya’ya gelmeyi başarır. Ardından Cuenta ve Tetuan şehir­lerinde ayaklanma başlar. Burgos’ta General Davila, hükümet yanlısı General Batet’i tutuklar. Sevilla’da General Ljano, Saragosa’da General Cabanellas şeh­ri teslim alır. Azana başkanlığındaki Halk Cephesi, Halk Cephesi içinde bulunan en sağ parti lideri Mar­tinez Barrio ile bir milli birlik hükümetini denemek ister. Barrio’nun başbakanlığı bir gün sürer. UGT ve CNT halkın derhal silahlandırılmasını talep eder. Barrio’nun yerine Jose Giral başbakanlığa atanır.

                                  Askeri darbeye karşı, İspanya’nın en önemli şehir­lerinde kitleler mücadele etmeye başlar. İşçi örgütleri, resmi makamlara başvurarak silah talep eder. Silah bulanlar kendi imkânları ile darbecilerin karşısına çıkar. Kitlelerin askeri darbeye karşı koyuşları, aske­ri darbenin kimi şehirlerde başarısızlığa uğramasına neden olur. İşçiler kısa sürede, Madrid, Barselona, Va­lencia, Toledo, San Sebastian ve Malaga gibi kentlerde denetimi ele geçirir. Cardoba ve Sevilla gibi kentler­de çatışmalar devam eder. Donanmanın önemli bir kısmı emekçi kitlelerin yanında yer alır. Darbeciler, Burgos, Saragosa, Fas, Kanarya Adaları ve Balear’ı denetimleri altına alır. Böylelikle iç savaş başlar.

                                  Ve İç Savaş!

                                  Darbeciler, darbeyi ustaca hazırlamıştı. İç savaş he­sapta yoktu. Darbeciler, sadece ordu aracılığıyla değil sivil faşist güçleri de kışlaya sokup onlara üniforma ve silahlar dağıtarak ayaklanmalara hız vermişlerdi. Faşistler işgal ettikleri yerlerde yağma, talan ve katli­amlara başvuruyor, oluk oluk kan akıtıyorlardı. İşgal ettikleri her yerde on binlerce insanı önce işkenceden geçirip ardından öldürüyorlardı. Faşistlerin katlet­mesi için çoğu zaman cumhuriyetçi bile olmak gerek­miyordu. Darbecileri desteklememek, cinayetler için yeterli bir gerekçeydi.

                                  İşçi sınıfı ve köylüler, kitlesel olarak sokağa çıkıp elde silah faşistlere karşı savaşmaya başladı. Faşizm tehlikesi karşısında hükümet halka silah dağıtılma­ya başladı. Komünistler, Sosyalistler, CNT üyeleri, Cumhuriyetçiler, Katalan Milliyetçileri, Basklılar ve diğer anti-faşistler birleştiler. Cumhuriyeti kurtar­mak için bir ölüm kalım mücadelesi yürütülmeye başlandı.19 Temmuz 1936’da Katalonya’da, askerler kışlalarından çıkarak Katalonya meydanına yürüdü­ler. Katalonya meydanı kanlı bir çarpışmaya neden oldu. İşçiler çok fazla kayıp verdiler ama askerleri geri püskürtmeyi başardılar. Çatışmanın kritik bir anın­da Albay Escobar, dört bin muhafızla işçilerin safına geçti. Darbeciler yenildi, kışlalar düşürüldü.

                                  Çatışmalar 20 Temmuz’da Madrid’e sıçradı. İşçile­rin çok az silahı vardı. Darbeciler kışlalarına çekildi. İşçilerin kitlesel saldırısı ile askeri kışla düştü. İşçiler daha sonra Madrid yakınlarındaki Guadalajara gar­nizonuna saldırıp, garnizonu ele geçirdiler. General Barrera kurşuna dizildi. Toledo kenti darbecilerden geri alındı. Halk Cephesi güçleri, darbecileri durdur­mak için Valencia, Malaga ve Siguenza’ya yürüdüler.

                                  Malaga’da darbeciler kışlalarına çekilip savunma pozisyonuna geçtiler. Askerler teslim olmak zorunda kaldılar. İspanyol halkı Cumhuriyeti kurtarmıştı. Bu büyük çatışmada, İspanyol halkının darbecilerden daha güçlü olduğu ortaya çıkmıştı. İç savaşın cumhu­riyetçiler lehine gelişmesine bağlı olarak uluslararası emperyalist ve faşist güçler devreye giriyordu.

                                  Faşizmin Uluslararası Desteği

                                  İspanya Cumhuriyeti’ne karşı Almanya ve İtalya’nın askeri müdahalesi bağlamında Stalin şu tespitleri ya­pıyordu:

                                  „1936 yazında Almanya ve İtalya’nın İspanya Cumhuriyeti’ne karşı askeri müdahalesi başladı. İs­panyol faşistlerini desteklemek baha­nesiyle, İtalya ve Al­manya, İspanyol top­rakları üzerine, yani Fransa’nın gerisine üstü kapalı biçimde asker çıkarma ve do­nanmalarını İspanyol karasularına -güney­de Balear Adaları’na ve Cebelitarık çevre­sine, batıda Atlantik Okyanusuna, kuzey­de de Biskay körfe­zine-sokma imkânı buldular. 1938 başın­da Alman faşistleri Avusturya’yı ilhak ettiler, böylelikle orta Tuna boylarına yerleştiler ve- Avrupa’nın güneyine, Adriyatik denizine doğru yayıldılar.

                                  Alman ve İtalyan faşistleri İspanya’ya müdahalele­rini genişlettiler ve aynı zamanda dünyaya İspanya’da “Kızıllar” ile savaştıklarını ve başka bir niyetleri ol­madığını ilan ettiler. Ama bu, saf kimseleri kandır­mak için hazırlanmış kaba ve sığ bir tertipti, çünkü aslında onlar, İngiltere ve Fransa’nın Asya ve Afri­ka’daki geniş sömürgeleri ile deniz ulaşımlarını ke­serek, bu ülkelere darbeler indirmekteydiler.“ (Stalin, Eserler, Cilt XV, sf. 376, İnter Yayınları)

                                  Emperyalist ve faşist devletlerin çıkarları İspanya’da çakışıyordu. İspanya Cumhuriyeti faşist­ler için risk taşıyordu. İtalya, 1935’te Habeşistan’a saldırmıştı ve ülkeyi kendi boyunduruğu altına al­mıştı. Nazi Almanya’sı, SSCB’ye saldırmak için ha­zırlık yapıyordu. SSCB’ye saldırmadan önce İspanya Devrimi boğulmalıydı! İspanyol madenleri faşist sa­vaş sanayisi için gerekliydi. İspanya iç savaşında, fa­şistlerin kaybettiği ortaya çıkınca Almanya ve İtalya, İspanya ile Fas arasındaki cumhuriyet donanmasına uçak ve denizaltılarla saldırıp bölgeden uzaklaştır­dı. Böylece oluşturulan koridordan Fas’ta toplan­mış olan Franco’nun birlikleri, Arap paralı askerleri ve İtalyan birlikleri İspanya’ya taşındı. Bunlar savaş deneyimi olan birliklerdi. Özellikle İtalyan askerleri Habeşistan’ın işgalinden daha yeni gelmişti. 150 bine yakın İtalyan askeri Franco kuvvetlerine katıldı. İtal­yan Hava Kuvvetleri’ne ait uçaklar, İspanya halkının üzerine bomba yağ­dırdı. Ayrıca İtalya, Franco’ya askeri des­tek sundu. Alman ve İtalyan denizaltıları özellikle Akdeniz’de İspanya’ya giden gemileri batırarak, Cumhuriyetçilere gi­debilecek yardımları engellemeye çalıştı!

                                  İspanyol faşizmi­nin uluslararası alan­da en önemli des­tekçilerinden birisi Nazilerdi. Naziler, İspanya iç savaşında, hava taktiklerini ve teorilerini deneme fırsatı buldu. Bunlar içinde en önemlisi 27 Nisan 1937 yılında Guernica’nın yoğun hava bombardımanı ile yok edilmesiydi. Na­ziler, 1936 Ekim’inde İspanya Cumhuriyeti’yle sa­vaşmak üzere General Sperrle komutasında Kondor (Akbaba) Lejyonu adıyla bir hava birliği gönderdi. Al­manya, Franco ordusunu eğitmek ve örgütlemek için binlerce subay, tank, topçu ve muhabere birlikleri de göndermişti. İspanya iç savaşında rol alan Alman su­bay ve uzmanlarının elli bin kişiyi bulduğu tahmin edilmektedir.

                                  Franco faşistlerine destek veren ülkelerden biri de Portekiz’di. Portekiz’de Salazar diktatörlüğü hüküm sürüyordu. Salazar, İspanya’ya on beş bin asker gön­dermişti. Franco’ya giden her türlü malzeme, Por­tekiz üzerinden taşınıyordu. Franco’nun ABD’den sağladığı taşıt, yakıt vb. malzemeler deniz yoluyla

                                  Portekiz üzerinden İspanya’ya ulaştırılıyordu. Por­tekiz toprakları, hava alanları, ulaşım Franco’nun emrine verilmişti. Portekiz hava alanlarından kalkan Alman uçakları İspanyol şehirlerini bombalıyordu.

                                  İspanyol faşistlerinin savaşa sürdüğü askerlerin bir kısmı da Arap kökenli askerlerdi. Kuzey Afrika’dan toplanan bu paralı askerlerin sayısı yüz bini buluyor­du. İspanya’da savaşa katılan yabancı güçlerin topla­mı Franco’nun elinde bulunan İspanyollardan kat kat fazlaydı. İspanya’daki iç savaşa müdahale eden İtal­yan, Alman, Portekiz ve Arap askerlerinin sayısının üç yüz bini aştığı tahmin edilmektedir.

                                  İç Savaş ve İkili İktidar

                                  1936 sonbaharında, General Mola’nın yönetimin­deki 25 bin kişilik bir ordu Madrid üzerine taarruza geçer. Bu saldırı Madrid’e 70 km mesafede durduru­lur. Madrid ele geçirilmez ama Toledo kenti faşist­lerin eline geçer. Ulusal Savunma Cuntası, General Franco’yu devlet başkanı ve genelkurmay başkanı olarak atar. Franco, devlet başkanı olarak atandıktan sonra, iş ve ücretin garanti altına alınacağını, ancak işçilerin sınıfsal çizgide örgütlenmelerinin yasak­landığını açıklar. İç Savaşın başlaması ile birlikte, İspanya’da ikili bir yönetim ortaya çıkar. Cumhuri­yetçi yönetim bölgesi ve faşistlerin yönetimi altındaki bölge. Halk Cephesinin kontrolü altındaki bölgede, 1936’nın ikinci yarısı ile birlikte, İspanyol tarihinin en büyük sosyal değişiminin gerçekleştirildiği bölge­dir. Toplu taşımacılık ve diğer kamu hizmetleri işçi birliklerince üstlenilir ve düzenli bir şekilde faaliyet gösterilmeye başlanır.

                                  Merkezi hükümette önemli bir değişim yaşanır ve Largo Caballero’nun başbakanlığında, sosyalistlerin ve komünistlerin ağırlıkta olduğu bir kabine oluş­turulur. Çeşitli bölgelerdeki yerel milis kuvvetleri birleştirilerek bir Halk Ordusu kurulur. Önemli bir kitlesel desteğe sahip olan CNT, Kasım 1936’da yeni hükümeti desteklemek üzere Merkezi hükümete ka­tılma kararı alır. Halk Cephesinin denetimindeki kır­sal bölgelerde tarım reformu uygulamaları başlatılır. Bazı bölgelerde tüm kasaba arazileri kamulaştırılır. Kimi sahipsiz topraklar, topraksız çiftçiler arasında paylaştırılır. Belediye meclisleri, Halk Cephesindeki her partinin bir üye ile temsil edildiği yerel komite­ler oluşturulur. 7 Kasım 1936‘da faşistlere doğrudan veya dolaylı olarak katılan kişilerin topraklarının kamulaştırılması kararlaştırılır. Bu kararname ile 5 milyon hektar toprak 350 bin tarım işçisine verilir.

                                  İspanya’nın kuzey bölgelerinde, askeri ayaklanma­nın başladığı andan itibaren, tüm ülkede farklı bir savaş yaşanıyordu. Asturya, Halk Cephesi güçlerinin kontrolündeydi. Bask bölgesi, Bask milliyetçilerinin denetimindeydi. Bask milliyetçilerinin organı Euz­kadi, cumhuriyetçilerden yana tavır takındı. 1 Ekim 1936’da Bask özerklik yasasını onaylandı ve Jose Antonio Aguirre, Guernica’da Bask hükümetinin başbakanlığına seçildi. Bask bölgelerine komşu olan Navarre faşistlerin elinde bulunuyordu. Faşistler, Na­varre üzerinden Bilbao ve diğer Bask şehirleri üzerine saldırıya geçmeye hazırlanınca, Bask milliyetçileri ve Asturyalı işçi birlikleri anlaşarak, bölgeyi birlikte sa­vunma kararı alır. Faşistler, liman kentlerini kuşatma altına alırken, Nazi hava kuvvetleri Guernica, Eibar ve diğer Bask şehirlerini bombalar. Bölgenin en bü­yük merkezi Bilbao düşer. Faşist birlikler, önceden kontrolünü sağladıkları Galiçya ile birlikte, Kuzey İspanya’yı, Atlas Okyanusu kıyılarını ele geçirir.

                                  Faşist birlikler, İtalyan birliklerinin yardımı ile Malaga’yı alarak tüm Güney İspanya’yı ele geçirir. Cumhuriyetçi güçler, Madrid ile Akdeniz kıyıları arasında ki bölgeye sıkışır. Barselona’da Halk Cep­hesi içerisinde yaşanılan iç savaş sonrasında, Ca­ballero hükümeti istifa eder. Sosyalist Partiden Juan Negrin’in Başbakanlığı ile yeni bir kabine kurulur. Hükümet, Cumhuriyetçi bölgenin bütününde bir Halk Ordusu kurulmasını hızlandırmak amacı ile birleşik bir kumandanlık kurar. 1937 yılı Cumhuri­yet güçleri açısından ağır yenilgilerin yaşandığı bir yıldır. Faşist güçler, Akdeniz kıyılarına da ulaşarak, Cumhuriyetçi bölgeyi Doğu İspanya ile Fransa sını­rına doğru uzanan Katalonya bölgesi içerisinde hap­seder. İç Savaş döneminde, Komünist Parti, İspanyol Solunun en etkili örgütü durumuna gelir. KP‘nin 1 milyona yakın üyesinin yanı sıra, Sosyalist Komünist Gençlik Örgütü de yarım milyon üyeye ulaşır. 1938 yılı içerisinde Kuzey İspanya’dan Katalonya’ya giren faşist güçler, 1939 yılı başlarında Barselona ele geçirir. Mart’ta Madrid de düşer. Böylece İspanya iç savaşı Franco güçlerinin zaferi ile sona erer.

                                  İspanya iş savaşı, bir dünya savaşının provası ola­rak görüldü. Darbenin ardından başlayan Nazi Almanya’sı ve Mussolini İtalya’sının yardımları so­nucu, savaşın kaderi Franco lehine değiştirildi. Halk cephesi hükümetinin en büyük yanlışlarından biri; ordunun, kilit noktalarında bulunan faşist generalle­ri tasfiye etmemesidir. Halk Cephesi Hükümeti, ayak sesleri duyulan askeri darbe karşısında hazırlıksız yakalanması yenilginin nedenlerinden biridir. O dö­nem Komünistler her gün düzenledikleri toplantılar­da, basında, parlamentoda ve hatta cumhuriyetçi yet­kililere sürekli faşist tehlikeye karşı önlem alınması gerektiğinden bahsettiler. Komünistler, başta Franco olmak üzere komplocu generallerin adlarını açıklı­yor, bunların bulundukları görevlerden alınmalarını ve faşist kuruluşların yasaklanmasını talep ediyorlar­dı. Ama Halk Cephesi Hükümeti, komünistlerin bu görüşlerine karşı bir duyarlılık ortaya koyamıyordu. Darbe profesyonelce hazırlanmıştı. Cumhuriyetçile­rin kararsızlığı ve Halk Cephesi içerisinde yaşanan sürmüşler, darbecilerin zafer kazanmasının bir ne­deni idi. İspanya’da Troçkist hareket, sivri oklarını Franco faşistlerine çevireceği yerde, onlar Stalin ve SSCB’deki sosyalizmin kazanımlarının yok edilme­si ile uğraşıyorlardı. Naziler ve Mussolini’nin askeri yardımları sonucu Franco silah ve cephane de üs­tünlük sağlamıştı. Halk Cephesinin silah ve cephane eksikliği ve milislerin örgütlenmesinin yetersizliği yenilgi de önemli rol oynamıştı. Milislerin yeniden örgütlenmesinde herkes hemfikirdi. Bu örgütlenme­nin nasıl yapılacağı konusu tartışmalıydı. Halk ordu­sunun kurulması kararlaştırılmıştı ama Anarşistler ve Troçkistler Halk Ordusuna karşıydı.

                                  İspanya İç Savaşı ve Komintern

                                  İspanya Komünist Partisi içinde 1932’ye kadar yö­netimde bulunan Bullejos-Trilla grubu, İspanya’da 1931’de başlayan devrimin karakterinin burjuva-de­mokratik olduğunu, devrimin merkezi sorununun tarım devrimi olduğunu kavramıyordu. Kitleler için­de, özellikle de köylü kitleleri içinde çalışmanın öne­mi küçümseniyordu. KEYK’in yol göstericiliğinde 1932 yılının birinci yarısında bu grup parti yöneti­minden uzaklaştırıldı.

                                  İspanya’da Komünist Partisi 1933’ten itibaren, geri­ciliğe ve faşizme karşı bütün güçlerin anti-faşist cephe içinde birleştirilmesi çağrısını ve bu yönde faaliyeti, çalışmasının merkezine koydu. Bu siyaset sonucun­da 1933 Kasım’ında Malaga’da Sosyalist, Komünist ve Cumhuriyetçilerden oluşan “Halk Bloku” seçimlerde çoğunluğu kazandı. Birleşik Cephe siyaseti yalnızca sosyalistlerle değil, anarşist ve sol cumhuriyetçi güçler­le de birlikte mücadele imkânlarını ortaya çıkarıyordu. Ekim 1934’de İspanya’da işçiler genel greve gittiler; sosyalist, anarşist ve komünistlerin eylem birliğinin sağlandığı Asturya bölgesinde iktidar kısa süre de olsa bu güçlerin eline geçti. Daha sonra bu hareket burjuvazi tarafından kanla bastırılmış olmasına rağ­men, açık olarak görüldü ki, işçilerin — ayrı parti­lerde de olsalar — ortak mücadelesi mümkündür ve faşizmi engelleyecek tek güç de bu ortak mücadeledir.

                                  Halk Cephesi siyaseti İspanya’da da başarılı bir şe­kilde uygulandı. Asturya yenilgisi sonrasında başla­tılan sıkıyönetime karşı ve siyasi tutukluların serbest bırakılması için kampanya, bu cephenin oluşturul­masında önemli bir manivela oldu.

                                  Kuşkusuz bu taktik dönüşüm, buna karşı müca­delesiz olmadı. Bu taktik dönüşümün sağcılık oldu­ğunu savunan kişi ve gruplar birçok partide ortaya çıktılar, KEYK içinde de görüşlerini savundular. Fakat tartışmalar içinde önemli örgütsel bölünmele­re yol açmaksızın yeni taktik dönüşüm hâkim oldu. Bu arada uluslararası alanda merkezi olarak da ey­lem birliği için çabalar arttırıldı. 10 Ekim 1934’de KEYK, Sosyalist Enternasyonal Yönetimine, İspanya proletaryasına destek için ortak eylemler örgütlemeyi önerdi.

                                  15 Ekim’de Brüksel’de yapılan görüşmelerde Sosya­list Enternasyonal’in şefleri böyle bir önerinin çok geç olduğu gerekçesi ile öneriyi reddetti. Bu tavır karşı­sında Sosyalist Enternasyonal Yürütme Kurulu için­deki Fransa, İspanya, İtalya, Avusturya delegasyon­ları bir “azınlık açıklaması” yaptılar. Bu açıklamada “Savaşa karşı, demokratik özgürlüklerin olduğu ül­kelerde bunları korumak için, faşizmin demokratik özgürlükleri ezdiği ülkelerde devrimci mücadele için ortak mücadelenin ön şartlarının uluslararası ölçekte gözden geçirilmesi” talep ediliyordu. Sosyalist Enter­nasyonal Yürütme Kurulu komünistlerle birleşik cep­he konusunda alttan gelen baskılara daha fazla daya­namadı. Sosyalist Enternasyonal Yürütme Kurulu Sosyalist Enternasyonal’in seksiyonlarına verilen “Komünistlerle görüşme yasağı” direktifini kaldır­mak zorunda kaldı. Bu yasak resmen kaldırıldığında birçok ülkede zaten çoktan delinmiş durumda idi. Birleşik Cephe düşüncesi her geçen gün daha fazla yığınları sarıyordu. (H, Yeşil, “Faşizm Nedir? Sosyal- Demokrasi Nedir?”, Dönüşüm Yayınları, sayfa 84-96)

                                  KEYK Kasım 1935’te İspanya Komünist Partisi’ne bir halk cephesi için mücadeleyi yükseltme direktifi verdi. Bu direktifin hayata geçirilmesi için J. Dudos Madrid’e gönderildi. Faşist darbe tehdidi karşısında sosyalist parti ve sol cumhuriyetçilerle halk cephesi tipi bir birlik oluşturma görev olarak İspanya KP’nin önüne kondu.

                                  İspanya’da Şubat 1936’da yapılan seçimlerde Halk

                                  Cephesi büyük bir başarı kazandı. Açık gerici bur­juva partileri parlamentoda azınlığa düştüler. KEYK başkanlığı ve İspanya KP yönetimi Mayıs 1936’da, İspanya’da görevin demokratik cumhuriyet için mücadele olduğunu; henüz demokratik devrimden sosyalist devrime geçişin dolaysız görev olmadığını tespit ettiler. Çizgi, kurulan sol cumhuriyetçi hükü­meti desteklemek ve fakat onun tutarsız tavırlarını eleştirmek ve bir halk cephesi hükümeti oluşturmaya yönelmek idi.

                                  İspanya’da demokratik devrimin ilerlemesinden korkan burjuvazi, 1936 Temmuz’unda faşistler eliyle, Almanya ve İtalya’nın desteği ile bir darbe gerçekleş­tirdi. Faşist darbecilere karşı cumhuriyetçi güçlerin birleştirilmesi mücadelesi, aynı zamanda toplumun derinlemesine demokratik dönüştürülmesi mücade­lesi ile birleşti.

                                  Cumhuriyetçilerin hâkim olduğu alanda toprak re­formu gerçekleştirildi, büyük işletmeler millileştirildi ve tüm toplumsal-siyasi yaşam demokratikleştirildi. Komünist Partisi sol sosyalist L. Caballero önderli­ğindeki hükümete katıldı. İspanya’daki demokratik devrim, kendinden önceki burjuva demokratik dev­rimlerin sınırlarını aşan bir devrimdi.

                                  18-19 Eylül’de yapılan KEYK Sekreterliği toplantı­sında Manuilski’nin sunduğu rapor temelinde İspan­ya’daki devrimin niteliği sorunu üzerinde tartışma gündeme geldi. Tartışmalarda içinde bulunulan or­tamda burjuva demokratik devrim sorununun eski tarzda ele alınamayacağı, İspanyol halkının zaferi için savaştığı demokrasinin eski tipte bir burjuva de­mokrasisi olmadığı, olamayacağı, ortaya çıkacak dev­letin “gerçek halk demokrasisinin hüküm sürdüğü yeni tipte bir devlet olacağı” tespit edildi. “Bu henüz Sovyet devleti olmayacaktı” ve “fakat içinde burju­vazinin yalnızca sol kesimlerine yer olan anti-faşist, sola yönelik bir devlet” olacaktı. Devletin ya kapita­list, ya da sosyalist olacağı görüşü ile polemik içinde G.Dimitrov şöyle diyordu:

                                  “Şimdi, içinde halk cephesinin belirleyici bir etki­ye sahip olduğu yeni bir devlet doğuyor. Burada söz konusu olan henüz kapitalist özel mülkiyetin tama­mıyla ortadan kaldırılmadığı şartlarda üretimin işçi sınıfı ve onun müttefikleri, yani köylülük ve küçük burjuvazinin kontrolünde örgütlendirilmesidir. Teo­rik olarak belki bu doğru bir biçimde işçilerin-köylü­lerin demokratik diktatörlüğünün bir biçimi olarak adlandırılabilir.” (Komünist Enternasyonal, 1936, sayı 2, sayfa 8)

                                  Togliatti de İspanya’da kurulan demokratik cumhuriyetin yeni bir demokratik cumhuriyet “yeni demokrasi” olduğunu tespit ediyordu. (Ko­münist Enternasyonal, sayı 11/12; 1936, s. 1108) Bu gerçekte VII. Kongre’de Halk Cephesi Hüküme­ti konusunda yapılan tespitlerin somutlaştırılması ve ilerletilmesi anlamına geliyordu. Bundan sonraki gelişmesi içinde KEYK Başkanlığı’nın İspanya Dev­rimi konusundaki müdahaleleri daha çok “sol”, “ace­leci” tavırları eleştirmek, faşist güçlere karşı olan tüm güçleri birleştirmeye yönelik bir siyaset önermek bi­çiminde olmuştur. (H, Yeşil, “Faşizm Nedir? Sosyal- Demokrasi Nedir?”, Dönüşüm Yayınları, sayfa 124- 130)

                                  İspanya İç Savaşı sırasında faşistlerin Cumhuriyetçi Hükümet’e silahlı saldırısı baş gösterdiğinde Dimit­rov Komintern’in tüm bürolarını faşizme karşı bir­leşik cephe için, İspanya’nın özgürlüğü için seferber etti. Tüm dünyadan İspanya’ya Kızıl Tugayların git­mesini örgütledi. Gerek Cumhuriyetçi Hükümet’in gerekse de Kızıl Tugayların ihtiyaçlarını karşılamak ve onlara destek sağlamak için tüm dünya işçi sınıfı­nın bu yolda seferber edilmesine ön ayak oldu.

                                  Japon İmparatorluğu ve Nazi Almanya’sı 25 Kasım 1936‘da Anti-Komintern Paktı’nı oluşturur. Buna göre, her iki ülke, içlerinden birisi Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) tarafından saldırıya uğrarsa diğerine destek sözü verir. İtalya, 6 Kasım 1937’de, Macaristan Şubat 1939’da, Franco İspanya’sı 27 Mart 1939‘da Anti-Komintern Paktı’na katılır.

                                  İspanya İç Savaşı ve Enternasyonal Tugaylar

                                  26 Temmuz 1936’da Komintern ve Kızıl Sendikalar Enternasyonali Prag’da yaptıkları ortak toplantıda İspanya Cumhuriyeti’ne yardım etme kararı alındı. Silah ve malzeme göndermenin yanı sıra, öncelik­le beş bin gönüllünün savaşa gitmesi için komünist partilere ve sendikalara çağrıda bulunuldu. Ulusla­rarası Tugayların örgütlenmesinde, FKP’nin (Fransız Komünist Partisi) lideri Maurice Thorez önemli rol üstlendi. Enternasyonal’in çağrısı, işçi sınıfı, emek­çiler ve ezilen halklar nezdinde büyük bir yankıyla karşılandı. Dünyanın dört bir yanından gelmiş gö­nüllülerin oluşturdukları Enternasyonal Tugaylar, dayanışmanın ve faşizme karşı ortak mücadelenin en iyi örneğiydi. 53 ülkeden erkek, kadın, işçi, aydın, hemşire, doktor binlerde kişi İspanya’ya koştu. Ulus­lararası Tugayların yaklaşık dörtte birini Fransızlar oluşturuyordu. Almanlar, Avusturyalılar, İtalyanlar, Amerikalılar, Meksikalılar, Kanadalılar, İngilizler

                                  Sovyetler, Arnavutlar ve diğer uluslardan insanlar İspanya’ya koşmuştu. On bin kişi İspanya toprak­larında toprağa düştü. İspanya’ya gelenlerin büyük çoğunluğu, meslekleri askerlik olmadığı halde, faşist­lerin profesyonel ordularına karşı savaştı, olağanüstü kahramanlıklar gösterdi.

                                  İspanya’ya 1936 Eylül’ünde ilk ulaşan Ernst Thal­mann Tugayı dört taburdan oluşuyordu, taburlardan birisi o günlerde Hamburg’da tutuklu KPD’li Kızıl Savaşçılar Ligası başkanı Edgar Andre adına kurul­muştu. Gönüllü birlikler kısa bir askeri eğitimden sonra cepheye gidiyorlardı. Enternasyonal Gönüllü­ler büyük özverilerle savaştı. Perdiguera’da, Casa de Campo’da, Madrid sokaklarında, Argueda Köprü­sünde, Jarama Vadisinde, Guadaljara’da, Brunete’de, Belchite’de, Ebro Nehrinde, Levante’de çarpıştılar. Uluslararası Gönüllüler, dünya devrim tarihinin ve insanlık onurunun unutulmayacak sayfalarında yer­lerini aldılar. Sahip oldukları bütün olanakları terk edip, İspanya’ya koştular ve kimileri toprağa düştü. Karşılarında donanımlı savaş makinaları vardı. Fa­şizme karşı direnen kardeşleri ile omuz omuza çar­pıştılar. Sadece İspanya’da değil tüm Avrupa’da fa­şizme geçit vermemek için savaşıyorlardı. Faşizmin ne olduğu İkinci Dünya Savaşı sonrasında görüldü. Savaş 60 milyon insanın ölümüne neden oldu. Enter­nasyonal Tugaylara katılanlar arasında pek çok anti-faşist, İkinci Dünya Savaşı sırasındaki direniş hare­ketlerinde yer aldı. Uluslararası Tugaylar, Londra’da imzalanan ve her iki taraftan da yabancı askerlerin çekilmesini öngören antlaşma nedeniyle, 1938 Kası­mında Barcelona’da 300 bin kişinin uğurladığı tören­den sonra deniz yoluyla İspanya’yı terk ettiler. On bin kadar gönüllü İspanya’da kaldı.

                                  İspanya İç Savaşı ve SSCB

                                  Cumhuriyet Hükümeti, Sovyetler Birliği’ne mesa­feli durdu. Askeri darbe sonrasında SB’den yardım talebinde bulundu. Sovyetler Birliği, hiçbir karşılık beklemeksizin yardıma koştu. Sovyetler Birliği, in­san, silah, mühimmat, yiyecek, giyecek, sağlık ve çeşitli yardım malzemelerini İspanya’ya gönderdi. Kızıl Ordu’nun en seçkin binlerce subayı, pilotu, de­nizcisi ve tankçısı, istihkâmcısı, eğitmeni yardım için İspanya’ya koştu. Sovyetler Birliği’nin ilk planda, iç savaşta cumhuriyetçilere binin üzerinde uçak (mo­dern avcı ve bombardıman uçakları), bine yakın tank, yüzlerce zırhlı araç, binlerce sahra topu, yüzbinlerce silah ve 30 bin ton cephane verdiği biliniyor.

                                  16 Ekim 1936’da, İspanya Komünist Partisi Merkez Komitesi “Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkez Komitesi’ne ve Stalin’e” şu telgrafı gönderir:

                                  “Sosyalizmin anavatanına çok sıkı yakınlaşmış olan İspanya halkı adına, uluslararası faşizm tara­fından desteklenen faşistlere ve isyancı generalle­re karşı üyelerinin en ön sıralarda savaştığı İspanya Komünist Partisi Merkez Komitesi, Sovyetler Birliği Merkez Komitesine ve özellikle uluslararası proletar­yanın sevgili lideri, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nde Sosyalist inşa çalışmasının yöneticisi ve barışın ateşli savunucusu büyük Yoldaş Jozef Stalin’e selamlarını iletir.

                                  “İspanya halkı devam eden sert mücadele içinde, Sovyetler Birliği halkının dayanışması ile güçlendiği­ni hisseder ve ayrıca uluslararası faşizme de sert bir darbe vurulacağı ülkemizde faşizm alaşağı edilene kadar bir an bile mücadeleyi durdurmayacağına söz verir.

                                  “Faşizme karşı hayatını feda eden halkımız, bilme­nizi istiyor ki sizin kardeşçe yardımınız onun isteğini artırmıştır, savaşçılara yeni enerji vermiştir ve zafere karşı olan inancını güçlendirmiştir.”

                                  Stalin, İspanya Komünist Partisi Merkez Komitesi­nin telgrafına şöyle karşılık verir:

                                  “Madrid. İspanya K.P. Merkez Komitesine.

                                  “Yoldaş Jose Diaz’a.

                                  “İspanya’nın devrimci kitlelerine kendi güçleri­nin yettiğince her desteği vermekle Sovyetler Birliği emekçileri yalnızca görevlerini yerine getirmektedir­ler. Onlar İspanya’nın faşist gericilerin baskısından kurtuluşunun yalnızca İspanyolların özel bir mesele­si olmadığını, ama tüm gelişmiş ve ilerici insanlığın ortak davası olduğunu kavramışlardır.

                                  Kardeşçe selamlar.

                                  “J. Stalin” (Enternasyonal Basın Yazışmaları, Cilt 18, No. 24, 17 Mayıs 1938, Aktaran Kıbrıs’ta Sosyalist Gerçek)

                                  “Sovyet yardımı önce dostluk ve dayanışma gösteri­leri ile başladı. Bu dönemde Sovyetler Birliği Cumhu­riyeti destekledi. Ekim 1936’dan itibaren giderek ar­tan silah ve malzeme yardımı, 1938 yazından itibaren giderek azaldı ve durdu. Ekim 1936’dan Mart 1937’ye dek her ay 30-40 gemi İspanya’ya silah taşıdı. Sovyet yardımının en önemli parçalarını kuşkusuz uçak ve tank malzemeleri oluşturuyordu. Bir bütün olarak Sovyet yardımı Alman ve İtalyan yardımı karşısında çok yetersiz kaldı. Sovyetler daha çok teknik adam, pilot ve tank operatörü gönderdiler. Ama gönderilen yüksek rütbeli Sovyet danışmanlar yeni cumhuriyet­çi ordunun kuruluşunda, Madrid savunmasında ve sonraki savaşlarda perde arkasında kalan etkin güç oldular.” (Sosyalizm ve Toplumsal Mücadeleler An­siklopedisi, İletişim Yayınları, Cilt 3, sf. 862)

                                  İspanya İç Savaşı ve Guernica

                                  İspanya İç Savaşı sırasında faşistler halkı katlederken, Alman Nazi uçakları İspanya’nın Bask bölgesinde bu­lunan en eski yerleşim ve kültür merkezlerinden biri olan Guernica kasabasını bombalıyordu. 26 Nisan 1937’de faşist Nazi ve İtalyan uçakları savaş cephesi­nin çok gerilerinde bulunan Guernica kasabasını tam 3 saat boyunca bomba yağmuruna tuttular. Saldırıdan saklanmaya çalışan sivil halk, uçak­ların otomatik silahları ile de tarandı. 1645 kişi hayatını kaybetti. 889 kişi yaralandı. Alman filosu bir bombardı­man tekniğini (halı dokur gibi bombala­mayı) ilk orada denedi. Kondor (Akbaba) Lej­yonu adıyla gönderilen Alman uçakları, Gu­ernica kasabasını yerle bir etti. Taş üstüne taş bırakılmadı. Guernica’nın yok edilmesinin General Franco kuvvetleri için stratejik bir önemi yoktu. Guernica, Nazilerin silahlarını de­nemesi için bir test alanıydı.

                                  İspanya Savaşı’nda, Kondor (Akbaba) Lejyonu üze­rinde durmak ta gerekir. Orgeneral Sperrle’nin ko­mutasındaki birlik 4500 ila 5700 adet seçme subay ve askerden oluşuyordu. Savaş boyunca 16.000 Al­man görev yaptı. Kondor, Nazi ordusu Wehrmacht’ın Hava Kuvvetleri’nin seçkin birliğiydi. Kondor Lej­yonu, kara keşif, uzak mesafe deniz keşif uçaklarıyla birlikte toplam 138 uçağa sahipti. Uçaksavar batarya­ları, topçu bataryaları ve Almanların sonradan yıldı­rım harekâtlarında kullanacakları, tank birlikleriyle beraber küçük bir savaş canavarıydı Kondor. 1936 Ekim’inde Franco’nun yardımına koştular. Madrid kuşatmalarında Frankistlerin en etkili vurucu gücü oldular, Malaga’yı bombaladılar. Bir Alman zırhlısı Almeria’yı denizden vurdu. Hava harekâtları yapıldı. Guernica yok edildi. Savaş bittikten sonra 31 Mayıs 1939’da döndüler.

                                  Picasso, Guernica katliamını resimle tüm dünyaya anlattı. Guernica saldırısı sırasında Paris’te gerçek­leştirilecek fuarda diğer sanatçı arkadaşları ile beraber İspanya için çalışma yürüten Picasso tavrını açıkça ortaya koydu. O güne kadar iç savaş konusunda açık tavır sergilemeyen Picasso, Guernica saldırısı karşı­sında tüm dünyaya kimden yana olduğunu ilan etti.1 Mayıs 1937 yılında Guernica ile ilgili ilk çalışmasına başladı. 11 Temmuz 1937 Paris Fuarı’nda, İspanya’nın temsil edildiği binanın girişinde Picasso’nun Guerni­ca resmi katliamı tüm çıplaklığı ile sergiliyordu.

                                  Paris Fuarı’ndan sonra Guernica, 30 Eylül 1938’de Londra Whitecha­pel Sanat Galerisi’nde sergilendi. Hem de İngiliz emperyalistle­rinin Hitler ile imza­ladığı ve İkinci Dün­ya Savaşı’na yol açan Münih anlaşmasından bir gün sonra. Resme ilgi o kadar fazlaydı ki daha ilk haftada 15 bin kişi resmi ziya­rete gelmişti. Resim, daha sonra ABD’ye gönderildi. ABD’deki sanat galerilerinde, gösterimde olan Guernica daha sonra 1950’lerde Brezilya ve Avrupa ülkelerinde sergilendi. Ancak Picasso Guernica’nın New York’ta kalmasını iste­di. İspanya’da faşizm son bulduktan ve cumhuriyet ilan edildikten sonra resmin İspanya’ya gidebilece­ğini açıklayan Picasso Guernica’yı uzun yıllar New York’ta tuttu. Ve Guernica 10 Eylül 1980’de, Picasso öldükten ve İspanya’da faşizm son bulduktan sonra İspanya’da sergilendi.

                                  Sonuç

                                  Komintern ve İspanya Komünist partisi anti-faşist cephenin örgütlenmesi için var gücüyle uğraşıyor­du. Bu anti-faşist cepheye orta sınıfları temsil eden sol-Cumhuriyetçileri de katmak için çalışmalar ya­pılıyordu. Mayıs 1935’te İspanya Komünist Parti­si, tüm anarşist sosyalist ve komünistlere anti-faşist birlik programının nasıl olması gerektiğini açıkladı. 15 Ocak 1936’da Halk Cephesi Programı resmi ola­rak açıklandı. Bu cepheyi İspanya Komünist Partisi,

                                  PSOE, UGT ve sol-Cumhuriyetçiler oluşturuyordu. Anarşist CNT, onun siyasal örgütü FAI (İspanya Anarşist Federasyonu) ve Troçkist POUM bu cephede yer almayı ret etti.

                                  ‘Anti-faşist halk cephesi’ Troçkist ve Anarşistler ta­rafından sabote edildi. Onlar, İspanya’da devrimin burjuva demokratik devrim aşamasında olduğu ger­çeğini ret ediyorlardı. Troçkist teorilerin bir gereği olarak köylülüğün mücadelesini küçümsüyorlardı. Derhal bir „işçi devleti“nin kurulması gerektiğini savunuyorlardı. İşçi sınıfının beklemeye niyeti ol­madığı yönünde subjektif tespitler yapılıyordu. 16 Şubat 1936’da Halk Cephesi’nin seçim zaferi işçilerin ve köylülerin kendilerine güvenini arttırmıştı. Yük­selen İspanya Devrimi burjuvaziyi harekete geçirdi. İspanya’nın kaderi, büyük güç bloklarının yaklaşan dünya savaşının provasını yaptığı bir deneme tahtası oldu. Komünist Partisi, SB ve Komintern’in desteği ile gücünü arttırdı. Almanya ve İtalya’nın isyancılara yoğun desteği, Cumhuriyet’in yetersiz askerî gücü ve Franko faşizmine karşı savaşanların gerçek anlamda güçlerini birleştirememesi yenilgiye neden oldu. Halk Cephesi siyaseti doğru dürüst uygulanmadı. Yenilgi­nin temel nedenlerinden biri, Halk Cephesinin kendi içerisindeki kapışmalar ve Halk Cephesi bileşenleri­nin Franko faşizmine karşı güçlerini birleştirmeme­leri idi.

                                  İspanya iç savaşında, faşizme karşı yürütülen savaş, gösterilen kahramanlıklar ve mücadele içerisinde şe­killenen sloganlar ve enternasyonal dayanışma insan­lık tarihine yazıldı. Faşizme karşı direnişte, şekille­nen ‘No Pasaran’ [Geçit Yok – DN] sloganı, bugün de anti-faşist mücadele içerisinde kullanılıyor, kullanıla­cak. Direnişçilerin mücadelesinden öğrenmek ve mü­cadeleyi geliştirerek devrim mücadelesine sarılmak, günümüzün en acil görevidir.

                                  1. 04. 2014

                                  KISA KRONOLOJİ

                                  12 Nisan 1931… Belediye seçimleri.

                                  14 Nisan 1931… Cumhuriyetin ilanı ve Kral XIII. Alfonso’nun sürgüne gidişi.

                                  25 Nisan 1931… Azana’nın orduda reform kararı.

                                  10-11 Mayıs 1931… Kilise ve manastırların yakıl­ması.

                                  Mayıs-Haziran 1931… Laik eğitim, ordu ve tarım konusunda kararnameler.

                                  14 Temmuz 1931… Genel oyla oluşmuş Kurucu Meclisin (Cortes) açılması.

                                  Ağustos 1931… CNT içinde bölünmeyi haber veren “Otuzlar” manifestosunun yayınlanması.

                                  Ekim 1931… Anayasa’nın 26. maddesi üzerindeki tartışmaların (dini kuralların öğretimden çıkarılma­sı vb.) ertesinde Alcala Zamora’nın başbakanlıktan istifası; Azana’nın başbakan olması.

                                  Aralık 1931… Alcala Zamora’nın cumhurbaşkanı olması; Castilblanco’da köylülerin sivil muhafızları öldürmesi; JONS’un (Ulusal Sendikalist Saldırı Jun­taları) kurulması; Monarşist yayın organı Accion Espanola’nın (İspanyol Eylem) ilk baskısı.

                                  Ocak 1932… Arnedo’da sivil muhafızların gösteri­cilere ateş açması; Katalonya’da FAI (Anarşist eğilim­li grupların birliği) kaynaklı ilk ayaklanma; CNT ge­nel grevi; Cizvitlerin dağıtılması. (İsa tarikatı olarak adlandırılan bir Hıristiyan tarikatı)

                                  10 Ağustos 1932… General Sanjurjo’nun darbe giri­şiminin bastırılması.

                                  9 Eylül 1932… Katalonya’ya özerklik statüsünün ka­bulü.

                                  Ekim 1932… İspanyol Özerk Sağ Konfederasyonu’nun (CEDA) kurulması; toprak sa­hiplerinin “köylüleri hizaya getirmek” için toprak ekmeme kararı almaları.

                                  Kasım 1932… Sağ’ın seçim zaferi; Bienno Negro’nun başbakanlığı dönemi.

                                  1 Mart 1933… Renovacion Espanola’nın (İspanya Yenileme) kurulması.

                                  1 Mart 1933… İspanya Özerk Sağ Federasyonu’nun (CEDA) kurulması.

                                  29 Ekim 1933… Falange Espanola’nın kurulması. (Ulusal faşist ve anti-komünist hareket)

                                  5 Kasım 1933… Bask Ülkesinin statüsü için halk oy­laması.

                                  19 Kasım 1933… Genel Seçimler, Lerroux Hüküme­ti.

                                  Aralık 1933… Aragon’da merkezlenen üçüncü Anarko-sendikalist ayaklanma.

                                  Mart 1934… Asturya’da İşçi İttifakı anlaşmasının imzalanması.

                                  31 Mart 1934… Monarşist-Carlistlerin Mussolini’yle anlaşması. Azana önderliğinde Sol Cumhuriyetçi Parti’nin kurulması; Sanjurjo ve arkadaşlarının affe­dilmesi.

                                  25 Nisan 1934… Semper Hükümeti.

                                  Haziran 1934… Sosyalistlerin önderliğinde tarım işçilerinin grevi; Lerroux hükümetinin buna dört sosyalist milletvekili ve yüzlerce köylüyü tutuklaya­rak cevap vermesi. İspanya Yüksek Mahkemesi’nin Katalonya için planlanan kısıtlı bir tarım reformu ya­sasını anayasaya aykırı bularak iptal etmesi.

                                  4 Ekim 1934… CEDA’nın katılmasıyla 2. Lerroux Hükümeti.

                                  5 Ekim 1934… Asturya’da ayaklanma ve Asturya Komünü’nün ilanı; On beş gün süren devrimin Afri­ka ordu birliklerince bastırılması.

                                  6 Ekim 1934… Barcelona’da Esquerra önderliğinde başlayan devrimin yenilmesi.

                                  7 Mayıs 1935… Gil Robles Savaş Bakanı, Franco Ge­nel Kurmay Başkanı oluyor.

                                  Haziran 1935… Komintern’in 7. kongresinin Halk Cephesi taktiğini onaylaması; PCE genel sekreteri Jose Diaz’ın önerisi ile Halk Cephesi’nin kurulması.

                                  Eylül 1935… Marksist İşçi Birliği Partisi’nin (POUM) kuruluşu.

                                  Aralık 1935… Cumhuriyetçi hükümetin erken se­çim kararı; Genel seçimlere hazırlık amacı ile yeni hükümetin kurulması.

                                  15 Ocak 1936… Cumhuriyetçi Sol (başkanı Manuel Azana), Cumhuriyetçi Birlik, Katalonya Cumhuriyet­çi Solu (milliyetçi parti), Bask Ulusal Eylem Partisi, PSOE,(İspanya Sosyalist İşçi Partisi) PCE, (İspanya Komünist Partisi) Sol Gençlik, UGT,(Genel İşçi Birli­ği) POUM ( Marksist İşçi Birliği Partisi) ve Sendika­list Parti’nin Halk Cephesi anlaşmasını imzalaması.

                                  16 Şubat 1936… Genel Seçimler ve Azana başkanlı­ğında Halk Cephesi Hükümeti.

                                  19 Şubat 1936… Komünist ve sosyalistlerin dışardan desteklediği Azana hükümetinin kurulması; Genel af ile mahkûmların salıverilmesi.

                                  26 Şubat 1936… Genaralitat’ın (Özerk Katalan Hü­kümeti) yeniden kurulması.

                                  14 Mart 1936… Falanj’ın yasadışı ilan edilmesi; anarşistler üstündeki baskının giderek şiddetlenmesi.

                                  15 Mart 1936… A. Primo de Rivera’nun tutuklan­ması.

                                  25 Mart 1936… Estramadura’da toprak işgalleri.

                                  1 Mayıs 1936… Saragosa’da CNT (Ulusal Emek Konfederasyonu) kongresi; Prieto’nun şiddet konu­sunda uyarıda bulunduğu Cuenca konuşması.

                                  10 Mayıs 1936… Alcala Zamora’nın Cortes (kuru­cu meclis) tarafından elenmesinden sonra Azana’nın cumhurbaşkanı olması.

                                  12 Mayıs 1936… Azana Cumhurbaşkanı, Casares Quirigo Başbakan oluyor.

                                  Haziran 1936… Madrid inşaat işçileri grevi; Fransa’da Halk Cephesi’nin hükümete gelmesi.

                                  Temmuz 1936… CPE (İspanya Komünist Partisi) ve PSOE’nin (İspanyol Sosyalist İşçi Partisi) Katalon­ya’daki parti örgütleri bir araya gelerek, Katalonya Birleşik Sosyalist Partisi’ni (PSUC) kurmaları.

                                  13 Temmuz 1936… Sağcı lider Sotelo’nun öldürül­mesi.

                                  17 Temmuz 1936… Faşist ordu kalkışması. General Mola, General Francisco Franco ve General Jose San­jurjo önderliğinde Fas’ta askeri ayaklanma.

                                  18 Temmuz 1936… Azana’nın Halk Cephesi içinde­ki en sağ parti olan Cumhuriyetçi Birlik lideri Diego Martinez Barrio önderliğinde bir milli birlik hükü­meti kurma teşebbüsü.

                                  19 Temmuz 1936… Barrio’nun istifası; Jose Giral’ın (Sol Cumhuriyetçi) Başbakan olması; Halka silah dağıtılması emrinin verilmesi; Barcelona’da şiddetli çarpışmalardan sonra ayaklanmanın bastırılması.

                                  20 Temmuz 1936… Madrid’deki ayaklanmanın ye­nilmesi; Afrika ordusunun havadan naklinin başla­ması; General Sanjurjo’nun uçak kazasında ölümü; Barcelona’da liberter liderlerin iktidarı reddetmesi; Anti-faşist Milisler Komitesi’nin Barcelona’da ku­rulması; Cumhuriyet hükümetinin Fransa’dan silah talep etmesi; Milliyetçilerin Kuzeybatı İspanya’daki ana donanma merkezi olan El Ferrol’ü ele geçirmesi.

                                  24 Temmuz 1936… Katalan milis birliklerinin Aragon’a girmesi.

                                  26 Temmuz 1936…. Komintern’in Cumhuriyet’e destek kararı.

                                  30 Temmuz 1936… İlk İtalyan birliklerinin İspan­yol Fas’ına ulaşması.

                                  1 Ağustos 1936…. Badajoz’un işgali.

                                  2 Ağustos 1936… Halk Cephesi’nin hükümette ol­duğu Fransa’nın savaşın dışında kalacağını açıkla­ması ve malzeme yardımını kesmesi.

                                  4 Ağustos 1936… Afrika ordu birliklerinin Sevilla’dan Madrid’e doğru harekete geçmesi.

                                  14 Ağustos 1936… Milliyetçilerin Estramadura’nın başkenti Badajoz’u alması ve böylece ayaklananların iki ayrı hakimiyet bölgelerini birbirine bağlamaları; 2000’e yakın kişinin idam edilmesi.

                                  19 Ağustos 1936… Federica Garcia Lorca’nın öldü­rülmesi.

                                  4 Eylül 1936… Giral hükümetinin düşmesi; Largo Caballero’nun (PSOE) cumhuriyetçiler, sosyalistler ve komünistlerden oluşan yeni hükümeti kurması.

                                  5 Eylül 1936… Mola önderliğindeki milliyetçilerin İrun’u alması ve Fransa-Bask sınırını kapatması.

                                  13 Eylül 1936… Milliyetçilerin San Sebastian’ı al­ması.

                                  25 Eylül 1936… Milliyetçilerin bütün siyasal ve sen­dikal hareketleri yasadışı ilan etmesi.

                                  27 Eylül 1936… Toledo’nun işgali.

                                  29 Eylül 1936… Franco’nun İspanya hükümetinin başkanlığına ve ordu başkomutanlığına atanması.

                                  12 Ekim 1936… İlk Sovyet yardımının ulaşması, tankların Madrid’e sevki.

                                  17 Ekim 1936… Milliyetçilerin Madrid’e 37 km me­safedeki İllescas’ı alması; Madrid’e saldırının başla­ması.

                                  24 Ekim 1936… Katalonya’da kollektivizasyon ka­rarnamesi.

                                  4 Kasım 1936… Brunete muharebesi ve kentin düş­mesi.

                                  6 Kasım 1936… Madrid Kuşatması, Başkentin Valencia’ya taşınması.

                                  18 Kasım 1936… İtalya ve Almanya Burgos hükü­metini tanıyorlar.

                                  20 Kasım 1936… Anarşist lider Durruti’nin Madrid savunmasında ölmesi.

                                  6 Ocak 1937… ABD İspanya Cumhuriyetine silah satışını yasaklıyor.

                                  6-15 Şubat 1937… Jarama Muharebesi.

                                  7-8 Şubat 1937… Malaga’nın İtalyan güçlerinin ka­tılımı ile asilerin eline geçmesi.

                                  8-18 Mart 1937… Guadalajara savaşında, 25.000 kişilik İtalyan güçlerince desteklenen 25.000 kişilik milliyetçi ordusunun, savaş sonuna kadar Madrid’i ele geçirmek için yaptıkları son girişiminin, Halk Or­dusu tarafından durdurulması.

                                  26 Nisan 1937… Guernica’nın bombalanması.

                                  3 Mayıs 1937… Barcelona çatışmalarının başlaması.

                                  17 Mayıs 1937… Negrin Hükümeti.

                                  3 Haziran 1937… Faşist General Mola’nın ölümü.

                                  19 Haziran 1937… Frankistlerin Bask’ta Bilbao’yu işgali.

                                  10 Ağustos 1937… General Lister komutasındaki güçlerin Aragon’u işgal etmesi. Aragon Konseyinin lağvedilmesi ve kolektiflerin ezilmesi.

                                  24 Ağustos 1937… Santander’in işgali.

                                  26 Ağustos 1937… Milliyetçi ordunun Santander’i ele geçirmesi.

                                  19 Ekim 1939… Gijon’un işgali.

                                  9 Mart 1938… Faşistlerin Aragona’ya saldırması.

                                  6 Nisan 1938… 2. Negrin Hükümeti.

                                  19 Nisan 1938… Falanj ve Carlist hareketin Franco liderliğinde birleşmesi.

                                  28 Nisan 1938… Durango ve Guernica’nın milliyet­çiler tarafından ele geçirilmesi.

                                  19 Haziran 1938… Milliyetçi ordunun Bilboa’yı ele geçirmesi.

                                  6 Temmuz 1938… Madrid cephesinde Halk Ordusu’nun Brunete’i ele geçirmesi.

                                  24 Temmuz 1938… Ebro Muharebesinin başlaması.

                                  26 Temmuz 1938… Milliyetçilerin Brunete’yi geri alması.

                                  10 Ağustos 1938… General Lister komutasındaki güçlerin Aragon’u işgal etmesi. Aragon Konseyinin lağvedilmesi ve kolektiflerin ezilmesi.

                                  28 Ağustos 1938… Vatikan’ın Franco rejimini res­men tanıması.

                                  28 Ekim 1938… Anlaşma sonucu Uluslararası Tu­gayların Barcelona’dan ayrılması.

                                  1 Kasım 1938… Uluslararası Tugayların dönüşü.

                                  7 Kasım 1938… Ebro Muharebesinin sona ermesi.

                                  Aralık 1938… Frankistlerin Katalonya saldırısı.

                                  5 Ocak 1939… Estramadura cephesinde, Halk Ordusu’nun son büyük saldırısının başarısızlığa uğ­raması.

                                  15 Ocak 1939… Tarragona’nın işgali.

                                  26 Ocak 1939… Barcelona’nın düşmesi.

                                  5 Şubat 1939… Hükümet liderlerinin (Azana, Com­panys ve Aguirre) Fransa’ya kaçması; Fransa-Kata­lonya sınırı boyunca kitlesel göç hareketi; Gerona’nın milliyetçilerin eline düşmesi.

                                  10 Şubat 1939… Milliyetçi ordunun Katalonya’nın işgali tamamlayarak Fransa sınırına ulaşması; Negrin’in de aralarında bulunduğu bazı bakanların Orta İspanya’ya geri dönmesi.

                                  27 Şubat 1939… Azana’nın cumhurbaşkanlığından istifası. Fransa ve İngiltere hükümetlerinin Franco’yu resmen tanıması.

                                  5 Mart 1939… Negrin Hükümetinin İspanya’dan ayrılması. Barış görüşmelerine başlanmasını savunan sosyalistlerin, Anarko-sendikalistlerin ve cumhuri­yetçilerin, Negrin hükümetine karşı yapılan bir dar­be ile Albay Cassado başkanlığında Madrid’de Ulusal Savunma Konseyi’ni kurmaları.

                                  7-14 Mart 1939… Madrid’de komünistlerle faşistler arasında sokak savaşları.

                                  28 Mart 1939… Faşist ordunun Madrid’i işgali.

                                  30 Mart 1939… Valencia’nın Milliyetçilerin eline geçmesi.

                                  1 Nisan 1939… Savaşın bittiğinin ilanı.

                                  Yeni Dünya İçin Çağrı, Mayıs-Haziran 2015, Sayı 169

                                  İlgili

                                  Önceki yazı

                                  Paris İklim Anlaşması imzalandı! Ama!…

                                  Sonraki Gönderi

                                  Ankara Katliamı: Unutmayacağız! Affetmeyeceğiz!

                                  İlgiliGönderiler

                                  Çiçekleri koparabilirler, ama baharın gelişini durduramazlar!
                                  Avrupa

                                  Çiçekleri koparabilirler, ama baharın gelişini durduramazlar!

                                  17 Mayıs 2025
                                  BİR-KAR ve YDİ Çağrı’nın ortak toplantısı Hakkında
                                  Avrupa

                                  BİR-KAR ve YDİ Çağrı’nın ortak toplantısı Hakkında

                                  17 Mayıs 2025
                                  YDİ ÇAĞRI
                                  Güncel

                                  Yeni sayımız, sayı 219 çıktı!

                                  16 Mayıs 2025
                                  Komünist atılımın mimarı İbrahim Kaypakkaya ölümsüzdür!
                                  Güncel

                                  Komünist atılımın mimarı İbrahim Kaypakkaya ölümsüzdür!

                                  16 Mayıs 2025
                                  Bir işçi düşmanı Çalık Holding!
                                  İşçi Dünyası

                                  Bir işçi düşmanı Çalık Holding!

                                  12 Mayıs 2025
                                  Beklenen oldu! PKK kendisini feshetti!
                                  Güncel

                                  Beklenen oldu! PKK kendisini feshetti!

                                  12 Mayıs 2025
                                  Sonraki Gönderi
                                  Ankara Katliamı: Unutmayacağız! Affetmeyeceğiz!

                                  Ankara Katliamı: Unutmayacağız! Affetmeyeceğiz!

                                  Son Haberler

                                  Çiçekleri koparabilirler, ama baharın gelişini durduramazlar!

                                  Çiçekleri koparabilirler, ama baharın gelişini durduramazlar!

                                  17 Mayıs 2025
                                  BİR-KAR ve YDİ Çağrı’nın ortak toplantısı Hakkında

                                  BİR-KAR ve YDİ Çağrı’nın ortak toplantısı Hakkında

                                  17 Mayıs 2025
                                  YDİ ÇAĞRI

                                  Yeni sayımız, sayı 219 çıktı!

                                  16 Mayıs 2025
                                  Komünist atılımın mimarı İbrahim Kaypakkaya ölümsüzdür!

                                  Komünist atılımın mimarı İbrahim Kaypakkaya ölümsüzdür!

                                  16 Mayıs 2025

                                  Mayıs 2025

                                  15 Mayıs 2025

                                  Sayı 219

                                  15 Mayıs 2025
                                  Bir işçi düşmanı Çalık Holding!

                                  Bir işçi düşmanı Çalık Holding!

                                  12 Mayıs 2025
                                  Beklenen oldu! PKK kendisini feshetti!

                                  Beklenen oldu! PKK kendisini feshetti!

                                  12 Mayıs 2025
                                  Devrimin kartalı anılacak!

                                  Devrimin kartalı anılacak!

                                  11 Mayıs 2025
                                  PKK’den “Tarihi Kongre”

                                  PKK’den “Tarihi Kongre”

                                  9 Mayıs 2025
                                  • YDİ Çağrı / Tüm Sayılar
                                  • Youtube Kanalı
                                  • İletişim
                                  Tel: +0507 037 75 27

                                  © 2023 Yeni Dünya İçin Çağrı

                                  Sonuç yok
                                  Tüm Sonucu Görüntüle
                                  • YDİ ÇAĞRI
                                  • Güncel
                                  • İşçi Dünyası
                                  • Kadın
                                  • Gençlik
                                  • Kürdistan
                                  • Çevre
                                  • Dünya
                                    • Avrupa
                                    • Amerika
                                    • Ortadoğu
                                    • Afrika
                                    • Asya
                                    • Pasifik
                                  • Makaleler
                                  • Yayınlar
                                    • Son Sayı
                                    • YDİ Çağrı / Tüm Sayılar
                                    • Yeni İşçi Dünyası
                                    • Yeni Kadın Dünyası
                                      • Dört Duvar
                                    • Yeni Dünya Gençliği
                                    • Bildiriler
                                    • Broşürler
                                    • Yeni Dünya İçin
                                  • Youtube TV
                                  • Tüm Yazılar
                                  • İletişim
                                    • Hakkımızda
                                  • tr TR
                                    • tr TR
                                    • en EN
                                    • de DE
                                    • fr FR
                                    • es ES
                                    • ar AR
                                    • ku KU

                                  © 2023 Yeni Dünya İçin Çağrı

                                  Yeni Dünya İçin ÇAĞRI Size en son haberler ve güncellemeler için bildirimler göstermek istiyoruz.
                                  Reddet
                                  Bildirimlere İzin Ver