… Çünkü bugün Filistin’de yürüyen savaş bundan başka bir şey değildir. İsrail (DPA –Alman Basın Ajansına göre– ÇN) Gazze’deki hedeflere 9 ile 11 Ekim arasındaki iki gün içinde 1000 ton bomba attı. En yoğun yerleşime sahip Gazze şeridinin İsrail hava kuvvetleri tarafından bombalanması günbegün devam ediyor. Yüksek donanımlı İsrail ordusu Gazze sınırlarında konuşlandı ve kara saldırısı için verilecek müdahale emrini bekliyor. Güncel olarak Gazze İsrail tarafından tam bir abluka altında bulunmaktadır. İsrail’in 9 Ekim’den 18.10 tarihine kadarki bombalaması vasıtasıyla Gazze’de 3.500’in üzerinde ölü ve 10 binin üzerinde ağır yaralı acı kayıplar vardır. İsrail ordusu Gazze’nin kuzeyindeki Filistinli nüfusa, topraklarını ve mal mülklerini terk etmeleri ültimatomunu vererek “güneye” gitmelerini talep etti. Burada şimdi kendilerinin çıplak canlarını kurtarmak için, kendi ülkesinde mülteciler hâline gelmiş bulunan bir milyonun üzerinde insan söz konusudur. Bu, İsrail’in Filistin halkına karşı barbarca, hiçbir kural tanımayan, terörist bir savaş yürütmesidir. İsrail savaş hükümetinin, tüm Batılı emperyalist güçlerin desteği ile birlikte öne sürdüğü, o “Hamas teröristlerine” karşı mücadele yürütüyor, o yalnızca bizzat kendisini savunuyor! söylemi bir yalandır.
Gazze’ye tonlarca atılan bombalar, İsrail devletinin kuruluşundan bu yana bir açık hava hapishanesinde yaşayan, dahası bir de kendi memleketinde mülteci hâline gelen Filistin halkına isabet ediyor. İlan edilen ve şimdi yürüyen şey etnik bir temizlik, Gazze’nin kuzey kesiminden bir zorla kovulmadır. Eğer İsrail bunu uygulayabilirse, o zaman Gazze’den geriye kalan da ezilip geçilecektir! Bundan sonra gelecek adım, Batı Şeria’nın, Filistin’in geriye kalan bölgelerinin istila edilmesi olacaktır. Zorla yer-yurtlarından göç ettirilmiş Filistinlilerin başlarına neler gelip gelmediği İsrail’deki Siyonistlerin hiç umurunda değildir. Onların Gazze’deki planları, onları [Filistinlileri –ÇN] doğrudan en yakın Arap komşu devleti olarak Mısır’a “göç etmeye” zorlamayı hedeflemektedir. Sina çölünde, İsrail’den epeyi uzakta, Filistinliler mülteci kamplarında “yerleştirilmeleri” gerekecek. Bu, Netanyahu gibi Siyonist siyasetçilerin “Filistin Sorunu”nu böyle çözmek için “rüyası”dır. Gazze ve Batı Şeria bir bütün olarak ilhak edilmelidir. Netanyahu’nun Eylül ayında BM Genel Kurulunda havaya kaldırmış olduğu “Yeni Orta Doğu” -haritasında Gazze Şeridi ve Batı Şeria İsrail toprakları olarak işaretlenmişti. “Nehirden denize kadar” İsrail!
Ne var ki, mücadele yürüten Filistin halkı bu Siyonist düşün gerçekleşmesinin önünde kale olarak duruyor. Halkların Filistin halkının kurtuluş mücadelesiyle uluslararası dayanışması da Siyonistlerin bu hedefe ulaşmasına izin vermeyecektir. Batılı emperyalist ülkelerdeki egemenler İsrail devletinin terörizme karşı mücadelesini desteklediklerini açıklasalar da geri kalmış bulunan Filistin bölgelerinin İsrail tarafından bir ilhak edilişini kabul edemezler. Çünkü böylesine ayan beyan sömürgeci bir adım Ortadoğu’nun tamamını ateş denizine dönüştürür ve onların çıkarlarını tehlikeye atar.
Hamas ve “İsrail’in terörizme karşı savunma savaşı”?
İsrail’in bildirimlerine göre “Hamas’ın İsrail’e insanlık düşmanı, terörist saldırısı”nda 1.300’ün üzerinde insan gaddarca katledildi ve 200’e yakın insan rehine olarak alındı. Hamas’ın 9 Ekim’de kendi ifadelerine göre 5.000’den fazla roketle İsrail’e saldırmış olduğu olgudur. Hamas savaşçıları sınır yakınlarında aynı anda çeşitli yerlerden İsrail’e sızdılar. Onlar ayrım gözetmeksizin insanları katlettiler veya rehineler olarak kaçırdılar. Bu aslında, bir Filistinli örgütün İsrail’e karşı en kapsamlı askeri eylemiydi. O [askeri eylem –ÇN] İsrail devletinin yaralanamazlık efsanesine büyük bir darbe vurdu.
İslami faşist ve anti-semit bir örgüt olan Hamas’ın eylemi, sınır yakınındaki insanlara keyfi bir şekilde isabet etmiş bulunan terörist bir eylemdir. Tutsak alınmış bulunan insanlar eğer pazarlık kütlesi olarak kullanılırlarsa bu da teröristtir. Tüm bunlar mahkûm edilmelidir. Bizler İslami faşist anti-semit organizasyon Hamas’a ve onun terörist eylemlerine karşıyız.
Ne var ki bu örgüt aynı zamanda Filistin bölgelerinin giderek daha fazla genişleyen işgaline, Gazze’nin sürekli bloke edilmesine ve bombalanmasına, koyu Siyonist “yerleşimciler”in Gazze ve Batı Şeria’da toprak almasına karşı ve de Filistin’in sömürgeci ezilmesinden kurtuluşu için mücadele etmekte. O Filistin kurtuluş hareketinin parçasıdır. Her ulusal kurtuluş hareketinde olduğu gibi Filistinlilerinkinde de her renkten örgütler vardır. Hamas bunlardan biridir. Ve sol hareketin zayıflığı yüzünden ne yazık ki Hamas bunların içinde en belirleyicilerinden biridir.
Biz komünistler, kurtuluş mücadelesinde Filistin halkının yanındayız.
Hamas’ın eylemi Siyonist siyasetçiler kliği tarafından tüm Filistin halkını cezalandırmak için bir bahane olarak alındı! Gazze ile başlanarak. Uzun zamandır sürüp giden halkların zorla yerlerinden-yurtlarından def edilmeleri şimdi yeni bir boyut kazanıyor. Evet, Hamas İslami faşist bir örgüttür. Ama İsrail’in devlet teröristi eylemlerinin boyutları, cezalandırma ve bahane olarak terörizme karşı mücadele adına karşılaştırılamaz bir şekilde çok daha kapsamlıdır.
Evet, Hamas 200 kadar insanı rehine olarak elinde tutuyor. Biz bunu mahkûm ediyoruz. Fakat İsrail hapishanelerinde 4.500 kadar Filistinli militan rehine olarak bulunuyor! Evet, sadece bu değil. İsrail, 2,4 milyon insanın suya, en gerekli gıda maddesine, tıbbi yardıma … ulaşmasını engelliyor. İsrail Enerji Bakanı Katz çok açıkça şunu ilan ediyor: “Gazze için insancıl yardım mı? Kaçırılmış İsrailliler yeniden evlerinde olana kadar hiçbir elektrik şalteri açılmayacak, hiçbir su musluğu açılmayacak, hiçbir benzin tankeri içeri girmeyecek. İnsani bir adıma yanıt olarak insani bir adım. Ve hiç kimse bize moral vaaz etmesin.”
200 karşı 2,4 milyona! Devlet terörizminin boyutu Filistin halkına karşı böyle görünüyor. Bizler, Hamas’ın elindeki rehinelerin hemen ve ön koşulsuz serbest bırakılmasından yanayız. Bizler aynı zamanda İsrail hapishanelerinde tutsak tutulan 4.500 Filistinli özgürlük savaşçılarının serbest bırakılmasından yanayız. Ve bizler Gazze’ye karşı her türlü insan haklarına aykırı ablukanın kaldırılmasından yanayız.
Almanya’da İsrail’in savunulması “devlet raconu”dur. Bundan İsrail’in devlet olarak var olma hakkının savunulması değil, bilakis İsrail’in Siyonist politikasının savunulması anlaşılıyor. İsrail devletine ve onun siyasetine her haklı eleştiri anti-semit olarak damgalanmakta, reddedilmekte ve baskılanmaktadır. Son krizde işler o kadar ileriye vardı ki, bir Filistin bayrağının gösterilmesi, bir Filistin poşusunun takılması yasaklanacak! Hem de bu, kendisini demokratik adlandıran bir ülkede. Bu nasıl bir sahtekârlıktır!
Susturulmamıza izin vermeyelim. Filistin Kurtuluş Hareketini desteklemeyi sürdürüyoruz. Bu bağlamda, bu hareket içindeki ve aslında toplumdaki Yahudi düşmanı, anti-semit tutumlara ve eylemlere karşı eskiden olduğu gibi şimdi de mücadele edeceğiz!
İsrail’in var olma hakkından yanayız ve aynı zamanda Siyonist politikalarına karşıyız.
Gazze’deki katliamı durdurun!
Filistin halkının kendi devletine sahip olma hakkı için!
Yaşasın Filistinlilerin kurtuluş mücadelesi!
Siyonizm’e ve anti-semitizme karşı mücadele!
Yaşasın Enternasyonal Dayanışma!
Herşeye Rağmen!
18 Ekim 2023
Trotzalledem.org-trotzalledem1@gmx.de
V.i.S.P: H. König, Kafkastr.56, 50829 Köln