31 Mart Yerel Seçimleri’nde DEM Parti’nin kazandığı Hakkâri Belediyesi yüzlerce polis tarafından gece saat 23:00 sıralarında ablukaya alındı.
Belediyenin bulunduğu alan ve belediyeye çıkan tüm sokaklar polisler tarafından trafiğe kapatıldı.
Sabah erken saatlerde belediyenin kapıları kırılarak belediyeye baskın yapıldı.
Belediye Eşbaşkanı Mehmet Sıddık Akış Van’da gözaltına alındı.
Bunların arkasından İçişleri Bakanlığı açıklaması geldi.
İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, “Mehmet Sıddık Akış’ın terör örgütü adını kullanarak sözde sorgulamalar yaptığı, terörist cenazelerini organize ettiği ve PKK adını kullanarak esnafı tehdit ettiği” iddia edilerek görevinden uzaklaştırıldığı “Hakkâri Valisi Ali Çelik’in, Hakkâri Belediye Başkan Vekili olarak görevlendirildiği” açıklandı.
Hakkâri Valiliği ise şehirde gösteri yürüyüşü ve açık hava toplantılarının önümüzdeki 10 günü kapsayacak şekilde yasaklandığını duyurdu.
Seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınması, “seçiminizi beğenmedim” demektir.
Seçim ile iş başına gelen, halkın seçtiği belediye başkanlarının hükümet tarafından görevden alınması, yerlerine kayyım atanması anti demokratik bir tavırdır. Faşist bir uygulamadır. Kınıyoruz.
Halkın seçtiği belediye başkanlarını, görevlerini yapmadıkları taktirde ancak onları seçenler görevden alabilir/geri çağırabilir.
Kayyım uygulaması Türkiye’de yapılan seçimlerin sahtekarlık olduğunu, bir kandırmaca olduğunu açıkça göstermektedir.
Bu faşist uygulamanın gösterdiği bir gerçek de şudur:
T.C. devleti, katı merkeziyetçi bir devlettir. Yerel yönetimler, katı merkezci devletin yereldeki uzantılarıdır. Atanmış bürokratların yönetimindeki merkezi devlet kurumları, seçilmiş yerel yöneticileri, yerel yönetim organlarını veya yerel yönetim organlarının bir bölümünü gerekli gördüklerinde azledip, yerine devletin güvendiklerini atıyorlar. Yerel yönetimlerin gelir/giderleri merkezi devletin denetimi altındadır. Mali bağımlılık yoluyla merkezi yönetim isterse, yerel yönetimleri hizmet veremez duruma getirebiliyor.
Katı merkeziyetçi bir devlet olan T.C devletinde, yerellerde, devletin merkezi politikasının dışına çıkıp merkezi devletten bağımsız, devlete rağmen bir siyaset izlemek mümkün değildir. Bu sistemde “halkçı belediyecilik“ yapmak, “halk ile birlikte yönetmek” mümkün değildir.
“Halkçı belediyecilik“, “halk ile birlikte yönetmek”, halkların eşit, özgür koşullarda yaşamasının tek yolu sermaye düzeninin işçi sınıfı önderliğinde demokratik halk devrimiyle yıkılmasından geçer.
Kayyım’a hayır!
Belediye başkanı görevine iade edilsin!
Kahrolsun faşizm!
3 Haziran 2024