Mersin’de 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Gününde, Mersin Kadın Platformu ve LGBTİ+’lar Kushimato Sokağında bir araya geldiler.
“Erkek devlet şiddetine karşı sokaktayız” pankartı arkasında yürüyen kadınlar “Emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz için kocaya, patrona, diktatöre hayatlarımızdaki tek adamlara karşı yaşamlarımızı savunmak için alanlardayız” diyerek, Özgecan Aslan Meydanına doğru yürüyüşe geçti.
Yürüyüşe Akdeniz Belediyesi Eş Başkanı Nuriye Arslan, DEM Parti Milletvekilleri Perihan Koca ile Saliha Aydeniz, kadın kurumlarının temsilcileri ve çok sayıda kadın katıldı.
Kadınlar,“Jin, jiyan,azadi!, Erkek vuruyor devlet koruyor!, Kadınlar kayyım istemiyor!”.. sloganları atarak yürüdü.
Özgecan Aslan Meydanında son bulan yürüyüşte, Mersin Kadın Platformu açıklama yaptı. Açıklamayı platform adına Yüsra Batıhan yaptı. Batıhan, 2024 yılında son 5 yılın en yüksek kadın cinayeti oranının açığa çıktığını dile getirerek, kadınların direnişinin ayak seslerinin Afganistan’dan İran’a, Filistin’e, Türkiye’ye ve tüm dünyaya yayıldığını belirtti.
Batıhan, “Türkiye’de işlenen her kadın cinayetinde, her çocuk cinayetinde katilleri cezasızlıkla ödüllendiren, kadın kazanımlarına saldıran, kadını ve çocuğu değil aileyi koruyan iktidarın parmağı var” dedi.
Açıklamada son olarak konuşan DEM Parti Milletvekili Saliha Aydeniz, kayyımlara dikkat çekti. Konuşmasını önce Kürtçe yapan Aydeniz, daha sonra Türkçe de açıklama yaptı. “Kayyım’ın kadınlara yönelik bir saldırı olduğunu dile getiren Aydeniz, eş başkanlık sistemine de “Jin, jiyan, azadi” felsefesine sahip çıkacaklarını söyledi. Aydeniz, “Kadın mücadelesi Kürdistan’dan Türkiye’ye, Türkiye’den dünyaya yayılıyor” diye konuştu.
Açıklamaların ardından kadınlar ”jin, jiyan, azadi!” sloganına yönelik saldırılara karşı bu slogan eşliğinde halay çekti.
Kadınların erkek egemenliğine karşı mücadelesinin tüm dünyaya yayılması olumludur. Ancak kadınların gerçek kurtuluşu, Clara Zetgin’in şu sözleri ile mümkündür:
“Eğer kadın erkekle birlikte tam toplumsal hak eşitliğine sahip olacaksa, o da tıpkı erkek gibi tam bir insan olarak özgürce gelişme ve etkinlikte bulunma olanağına kavuşacaksa, şu iki temel koşulun yerine gelmesi gerekir; üretim araçları üzerindeki özel mülkiyetin kaldırılması ve yerine toplumsal mülkiyetin geçirilmesi.”
Mersin/Yeni Dünya İçin Çağrı
26 Kasım 2024