KöZ Hasan Coşkun Panelleri 2023 kapsamında, Köz ve Partizan’ın konuşmacı olduğu “Elli yıllık bir ayrım: Kaypakkaya ve reformizm” konulu panel düzenledi.
Panel 18 Haziran Pazar günü Birleşik Metal İş Sendikası Genel Merkezi toplantı salonunda yapıldı.
Panele biz de katıldık. Panelde bir yoldaşımız konuşma yaptı.
Panelde YDİ Çağrı adına yapılan konuşma:
Merhaba arkadaşlar!
Hasan Coşkun ve katledilmesinin 50.yılında komünist önder İbrahim Kaypakkaya şahsında devrim ve sosyalizm mücadelesinde toprağa düşen devrimcileri, komünistleri saygıyla anıyorum.
Bugün hakim sınıfların, diğer bir ifade ile burjuvazinin iktidar mücadelesinde şekillenmiş iki klik, iki ittifak var. Cumhur ve Millet İttifakı. Solun önemli bir bölümü, HDP bu iktidar mücadelesinde Millet İttifakı’nın kuyruğuna takılmış gidiyor. Mayıs ayında yapılan seçimler bu mücadeleye sahne oldu.
Hakım sınıflar arasında iktidar mücadelesi AKP ile başlamadı. Öncesinde de vardı. T.C devleti kurulduğundan bu yana var.
İbrahim’in yaşadığı dönemde de bu mücadele vardı ve İbrahim bu konuda da tavır takındı. Güncel mücadele açısından İbrahim’in bu konuda tavrını hatırlatmak yerinde olacaktır.
İbrahim’e göre hakim sınıflar komprador burjuvazi ve toprak ağaları sınıfıdır. T.C devletinin kuruluşundan itibaren iktidar bu sınıfların iktidarıdır.
Komprador burjuvazi ve toprak ağaları iki büyük siyasi kliğe ayrılmıştır. İktidara, devlet mekanizmasına hakim klik 1935’e kadar İngiliz, Fransız emperyalizminin işbirlikçisi kliktir.
1935’lerden itibaren Alman emperyalizminin işbirlikçisi klik iktidardadır. İkinci Dünya Savaşından sonra ABD emperyalizminin uşağı klik iktidara geliyor.
İbrahim Kemalist hareket, İkinci Dünya Savaşı yılları, 27 Mayıs darbesi sonrası dönemi incelediği yazılarda, Şafak revizyonizmi ile polemik içinde hakim sınıflar arasındaki iktidar mücadelesini de değerlendirir, kliklerin siyasetini değerlendirir, tahlil eder, sonuçlar çıkarır ve komünistlerin görevlerini ortaya koyar ve şöyle der:
“Biz Türkiye’ye komprador burjuvazi ve toprak ağaları sınıfının demokrasi getireceğine veya onların diktatörlüğü altında burjuva anlamda bile demokrasinin mevcut olabileceğine, hele günümüz şartlarında asla inanmıyoruz. Ancak faşizmin değişik tonları mümkün olabilir, öyle de olmaktadır. Komünistler kitleleri faşizmin değişik tonları arasında seçme yapmaya zorlamazlar. Öte yandan faşizmin koyulaşmasını önlemenin çaresi de yine şehirlerde reformcu burjuvaziye kuyruk olmak değil, proletarya önderliğinde halk savaşına girişmektir.” (İbrahim Kaypakaya Bütün eserler, Nisan Yyaıncılık, sayfa 433)
İbrahim hakim sınıflar arasındaki klikler mücadelesinde bir kliğe karşı diğer kliğin kuyruğa takılmıyor, ehven-i şer siyaset yürütmüyor. Bırakalım hakim sınıfları karşı devrimci değerlendirmediği reformcu orta burjuvaziye kuyruk olmayı da reddediyor. Burjuva klikler dışında bağımsız sınıf mücadelesini, proletarya önderliğinde halk savaşını alternatif olarak savunuyor.
Bugün burjuva klikler arasında yürüyen mücadeleyi ve solun durumunu Köz adına konuşan arkadaş konuşmasında özetledi.
İbrahim Kaypakkaya ardılları olduğunu iddia edenlerin bir bölümü, bugün burjuva klikler arasındaki mücadelede bir kliğin peşine takılmış gidiyorlar. Bunun İbrahim ile bir ilgisi yoktur. Bu konuda İbrahim’in tavrı açık ve nettir. Bu tavrı sürekli hatırlatmak güncel mücadele açısından gereklidir.
Değinmek istediğim diğer bir noktada şu:
İbrahim Kaypakka’nın temel özelliği, onu dönemin devrimci önderlerden ayıran temel özelliği, onun komünist niteliğidir.
Örnekler vermek gerekirse;
Dünya komünist hareketi içinde yürüyen iki çizgi mücadelesinde İbrahim açık ve net olarak bütün hata ve yanlışlarına rağmen ÇKP, AEP safında yer aldı. Deniz ve Mahir’de bu yoktur.
Lenin’e göre sınıf mücadelesinin kabulünü proletarya diktatörlüğüne kadar ilerleten, savunan Marksist’tir. Proletarya diktatörlüğü Marksizm’in devrimci özüdür.
İbrahim proletarya diktatörlüğünün temel özellikleri, sosyalizm için gerekliği, görevleri konusunda doğru görüşler savunmuştur. Proletarya diktatörlüğü savunusu Deniz ve Mahir’de yoktur.
“Kemalizm’i küçük burjuvazinin radikal kesiminin antiemperyalist tavır alışı” olarak göre Mahir, Kemalizm’i anti emperyalizm, ilerici olarak gören Deniz ile İbrahim arasında bu noktada da nitel fark vardır. İbrahim’e göre Kemalizm askeri faşist diktatörlüktür. Kemalizm faşizmdir.
Kürt ulusal sorunun Doğu sorunu olarak, Doğu’nun geri kalmışlığı olarak tartışıldığı bir dönemde İbrahim Kürt ulusunun varlığını ortaya koymuş, ayrılıp ayrı devlet kurma hakkını savunmuştur. Deniz ve Mahir’de bu yoktur.
Örnekler çoğaltılabilir. Bu örnekler bile aradaki nitel farkı ortaya koymaya yeterlidir.
İbrahim Kaypakkaya esası doğru Marksist Leninist bir hat ortaya koydu. Kimi önemli yanlışlarda yaptı. Yanlışları örgütsel çalışmadan siyasi tespitlere kadara çeşitli alanlarda yansımasını buldu ve TKP/ML’nin aldığı ilk yenilginin ağırlığında rol oynadı.
Yanlışları ne olursa olsun İbrahim Kaypakkaya komünist harekette Mustafa Suphi’den sonra dönüm noktasıdır. Mustafa Suphi’den sonra komünist hareket ikinci defa ayağa kalkmıştır.
İbrahim Kaypakkaya devrimin kartalıdır. Sonsuza kadar da kartal olarak kalmaya devam edecektir.
23 Haziran 2023