6 Ekim günü TBMM Genel Kurulunda “Paris İklim Antlaşması” şovu mecliste gece 22.00’de oybirliği ile geçtikten sonra bir oylama daha yapıldı. Ve bu oylamaya kimse hiçbir itiraz ve laf etmedi!
“Paris İklim Antlaşması”nın basına tam yansımayan hikâyesi 3 milyarlık kredinin garantiye alınmasıdır. 28 Eylül 2021’de “Yeşil Ekonomik Finansman Program” çerçevesinde 500 milyon euroluk ilk taksit onaylandı bile. Bunun üzerinde “İklim mi Kömür mü?” yazımızda değindik.
Bu yazımızda fakat üzerinde durmak istediğimiz mesele aynı gün mecliste onaylanan nükleer anlaşmalardır. Zamların gölgesine ve “Paris İklim Antlaşması”nın şovu arkasına gizlenerek oylanan nükleer anlaşmaların içeriğine geçmeden önce ilginç olan geleceği ipotek altına alan bu anlaşmaların oylanması. Anlaşmalara AKP ve MHP koalisyonu beklendiği gibi oy verdi. Peki muhalefetin tavrı ne?
“İşte bu anlaşma 6 Ekim gece 22:15’te geçti. İYİ Parti’den 13 vekil KABUL oyu verdi, 23 vekil oy kullanmadı. HDP’den 20 vekil ÇEKİMSER kaldı, 36 vekil oy kullanmadı. CHP’den ise 78 vekil RET verirken 57 vekil oylamaya katılmadı. TİP ise rekor kırdı, 4 vekilin üçü ile RET oyu verdi.“ (Duvargazete Ö. Algedik 11.10.21)
Nedir bu anlaşmalar? Türkiye’yi nükleer atık çöplüğü yapacak sözleşmelerdi bunlar. 88 sayılı kanun teklifi günlerce, haftalarca ve aylarca bekletildi, fırsat kollandı ve çevreci şovların arkasında onaylandı.
“Kanun No. 7336 Kabul Tarihi: 6/10/2021
MADDE 1 – (1) “Kullanılmış Yakıt İdaresinin ve Radyoaktif Atık İdaresinin Güvenliği Üzerine Birleşik Sözleşme”ye Türkiye Cumhuriyeti’nin beyanlarla birlikte katılması uygun bulunmuştur.
MADDE 2 – (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3 – (1) Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür. (Resmî Gazete 6.10.21)
“Kullanılmış Yakıt İdaresinin ve Radyoaktif Atık İdaresinin Güvenliği Üzerine Birleşik Sözleşmesi” adı altındaki anlaşma 895 gün mecliste bekletildi. Bu “sözleşme” ile kullanılmış nükleer atıkların Türkiye’ye getirilmesinin önü açılmıştır. Yani Türkiye’nin kullanılmış nükleer atık transfer ülkesi hâline gelmesinin yolu yasal olarak açılmıştır.
Ülkeyi nükleer çöplüğe dönüştürme riski barındıran radyoaktif atıklarla ilgili kanunun kabulünün yanı sıra nükleerde üçüncü kişilerin mesuliyetleri ile ilgili kanunda aynı günkü Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Kanun No. 7337 Kabul Tarihi: 6/10/2021
MADDE 1 – (1) 12 Şubat 2004 tarihinde Paris’te imzalanan “28 Ocak 1964 Tarihli Ek Protokol ve 16 Kasım 1982 Tarihli Protokol ile Değiştirilen 29 Temmuz 1960 Tarihli Nükleer Enerji Alanında Üçüncü Şahıslara Karşı Hukuki Mesuliyete Dair Sözleşmeyi Değiştiren Protokol”ün çekince ile birlikte onaylanması uygun bulunmuştur.
MADDE 2 – (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3 – (1) Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür. (Resmî Gazete 6.10.21)
Kullanılmış yakıt ve radyoaktif atık ile ilgili kanun ile radyoaktif malzemelerin atıklarının Türkiye’ye girip çıkmasına, alınıp satılmasına, transit olarak geçişine izin verilen yasalar aynı zamanda nükleer atıkların yeniden kaynak olarak kullanılmasına, ortak proje yürütülen başka ülkelerin nükleer atıklarının da kabul edilmesine olanak sağlıyor. Bir bu işler de tek kişinin kontrolüne ve yürütmesine bırakılıyor.
“Nükleer Enerji Alanında Üçüncü Şahıslara Karşı Hukuki Mesuliyet Kanunu” ise meydana gelebilecek kazaların etkilerinden doğacak zararların tazminine ilişkin maddeler bulunduruyor.
Paris Sözleşmesi’ne göre nükleer kazadan dolayı bir ülkenin sorumluluğunun gündeme gelebilmesi için nükleer tesiste bir kaza olması yahut nükleer maddenin taşındığı sırada bir kazanın meydana gelmesi gerekmektedir. Nükleer Riziko-Nükleer kazaların yaşanan örnekleri Çernobil ve Fukushima’dır. Hangi sonuçları doğurduğun yaşadık.
Başka bir deyim ile Rusya yapıyor, kazadan sorumlu T.C. kabul edilen Paris Sözleşmesi’ne göre;
Nükleer felaketlerin günümüzdeki riziko alanları olan Nükleer Santraller ve radyoaktif maddelerin taşınması sadece bugün için değil gelecek içinde korkunç rizikoları içinde barındırmaktadır.
Bizim nükleer santrallere ihtiyacımız yok. Hele enerji kaynağı olarak pahalı olan bu vb. enerji kaynaklarının alternatif kaynakları olduğu hâlde buna başvuranlar yalanlarla dolu sahtekârlıkları ile geleceğimizi ipotek altına almaktadırlar. Atom gücü olmak için geleceğimizi ipotek altına alanları engellemenin yolu var. O da halkların gücünü harekete geçmesidir.
Nükleer enerjiden hemen vazgeçilmeli. Atom öldürür!
10.10.2021