Türkiye’de 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesinden sonra seçim barajı yüzde 10 olarak belirlendi.
6 Kasım 1983’te yapılan genel seçimlerden bu yana yüzde 10 baraj uygulana geliyor.
12 Eylül rejimi tarafından Yüzde 10 baraj, öncelikle sivil siyasi İslam’ın ve Kürt milli hareketinin meclis dışında tutulması amacıyla ve siyasi istikrar sağlama gerekçesiyle getirildi.
Çeşitli dönemlerde baraj üzerine tartışmalar yürütüldü, öneriler getirildi. Fakat seçim barajı değiştirilmedi.
Cumhur İttifakı Seçim Yasası ve Siyasi Partiler Kanunu’nda değişiklikler yapmaya hazırlanıyor. AKP ile MHP arasında bu konuda pazarlıklar yürüyor.
Erdoğan: “Şu anda belirgin hale gelen 7. MHP de 7’ye olumlu bakıyor.”
Bahçeli: “Cumhur İttifakı’nın baraj kararı yüzde 7 olarak tescillenmiştir.”
Bu açıklamalar baraj konusunda AKP ile MHP’nin anlaştığını gösteriyor.
Dünyada seçim barajının en yüksek olduğu ülke Türkiye’dir.
Barajın yüzde 7’e düşürülmesi de yeterli değildir. Doğru olan seçim barajının tamamen kaldırılmasıdır.
Burjuvazinin egemen olduğu tüm ülkelerde parlamentolar ve onun için yapılan seçimler, burjuvazinin işçi sınıfı ve emekçiler, tüm ezilenler üzerindeki diktatörlüğünün üzerine demokrasi şalını örtmenin aracıdırlar. Burjuvazinin iktidarda olduğu ülkelerde seçimlerin esas işlevi, iktidara halkoyuna dayanan meşruiyet kazandırmaktır.
Burjuvazinin iktidarda olduğu ülkelerde seçimler, öncelikle burjuvazinin değişik kesimlerinin siyasi temsilcileri, burjuva partileri açısından önemlidir. Burjuvazinin kendi içindeki iktidar mücadelesinde seçimlerde hangi burjuva partisinin –dolayısıyla onun temsil ettiği burjuva kesiminin- seçimlerden sonraki dönemde siyasi iktidarda ağırlıklı olarak temsil edileceği belirlenir.
Burjuvazinin iktidarının seçimler yoluyla değiştirilmesi mümkün değildir. Seçimler yoluyla işçilerin, emekçilerin temel sorunları çözülemez. Seçimler sistemin özünde bir değişikliğe yol açacak olsalar, böyle bir ihtimal olsa, burjuvazi o seçimleri yapmaz. Seçimler burjuva iktidarında özsel değişikliklere yol açacak bir sonuçla biterse, o seçimin sonuçları başka yollarla -örneğin askeri darbe ile- düzeltilir.
Komünistler açısından seçimler ve sandık yalnızca şu açıdan önemlidir: İşçi sınıfı ve emekçi kitlelerin bilinç ve örgütlenme seviyesinin görülmesi; seçimlerin yarattığı siyasi tartışma ortamında kitlelerin bilinç ve örgütlenme seviyesini yükseltmek için bu ortamın kullanılması.
Komünistler, komünist faaliyet açısından seçimleri dikkate alır, her seçimi içinde bulunulan somut şartlara göre değerlendirir, seçimlere katılıp katılınmayacağını, katılınacaksa nasıl katılınacağını somut değerlendirerek uygun taktiği belirler.
Seçim sistemi konusunda bizim önerimiz şöyledir: Burjuva düzeni içinde emekçiler açısından en yararlı, onları siyasete katılmaya en doğrudan çeken seçim sistemi; aynı zamanda temsiliyet konusunda en demokratik olan sistem, sıfır barajlı, dar bölge, iki turlu seçim sistemidir. Bu seçim sisteminde Türkiye içinde eşit ya da eşite yakın sayıda seçmeni barındıran 600 seçim bölgesine ayrılır. Her seçim bölgesinde partiler bir aday (ve yedeklerini) gösterir. Bunun yanında bağımsızlar da adaylıklarını koyar. Birinci turda oyların 50+1‘ni alan aday o seçim bölgesinin Milletvekili olarak Meclise gider. Birinci turda herhangi bir aday % 50‘nin üzerinde oy alamamışsa, o zaman en çok oy alan iki adayla ikinci tur seçime gidilir. Çoğunluğu kazanan aday seçilmiş olur. Böylece her seçim bölgesinin Milletvekili sonuçta o seçim bölgesinin seçmenlerinin çoğunluğunun oyunu alarak meclise gitmiş olur.
Seçim sistemi hakkında getirdiğimiz öneri burjuva düzen içinde reform talebidir.
Bu reform talebi gerçekleşse bile, düzenin sömürü düzeni olduğu gerçeği değişmeyecektir. Burjuvazinin adına demokrasi dediği diktatörlüğünün işçiler ve emekçiler açısından en iyi biçiminin ne olacağı tartışıldığında, en iyi biçim, işçilerin emekçilerin hayat ve mücadele şartlarının en iyi olduğu biçimdir.
İşçi ve emekçilerin sorunlarının gerçek anlamda çözülmesi, burjuvazinin iktidarının devrilmesi, işçi ve emekçilerin kendi iktidarlarını kurdukları, bu iktidar altında devrimi kesintisiz sürdürmeleri şartlarında olur ve er geç olacaktır.
Burjuvazinin iktidarı şartlarındaki gerçek reformlar işçi ve emekçilerin bilinç ve örgütlenme seviyelerinin yükseltilmesi için komünist faaliyetin imkanlarının arttırılması ve güçlendirilmesi açısından gereklidir.
Reformlarla bu sistemin radikal bir tarzda dönüştürülmesi, burjuvazinin kapitalist sisteminin reformlarla ve parlamenter yolla aşılması mümkün değildir.
2 Eylül 2021