Maraş merkezli depremlerde büyük yıkıma uğrayan Urfa ve Adıyaman’ı sel felaketi vurdu.
Sağanak yağış sele yol açtı.
Dereler taştı, evler, araçlar ve yollar su içinde kaldı.
Urfa’da 13, Adıyaman’da 2 kişi yaşamını yitirdi.
Kayıp 4 kişi için arama kurtarma çalışmaları sürüyor.
Aşırı yağışın sel felaketine dönüşmesinin temel nedeni rant, talan üzerine kurulu sistemin ta kendisidir.
Sistemin başında olan AKP/MHP iktidarının izlediği politikalardır.
Örneğin çadır kentleri bir vadinin dibine, sulak tarım arazisine, dere yatağına kurdular. Sonuç yağmur yağdı, çadırlar su altında kaldı.
Depremden kurtulan çadır kentlerde yaşam mücadelesi veren depremzedeler şimdi sel felaketi ile mücadele ediyor.
Urfa’da, Erdoğan tarafından üç ay önce açılan Abide Köprülü Kavşağı ve alt geçidi sular altında kaldı.
Yapımı için 105,2 milyon lira harcanan köprülü kavşak için yer seçimi iyi yapılmamıştı.
Aşırı yapılaşma, betonlaşma, derelerin daraltılması, tarım arazilerinin yapılaşmaya açılması, dere yataklarına ev yapılması vb. felakete davetiye çıkarmaktır.
Nitekim doğa olayları öngörülmediği, önlem alınmadığı için doğa olayları bu sistemde felakete dönüşüyor.
Doğa ile oynanmaz!
Doğanın şakası olmaz!
İnsanlar doğa olaylarının –sel, fırtına, deprem vb.- olmasını önleyemezler. Fakat alacakları tedbirlerle doğa olaylarının vereceği zararı en aza indirgeyebilirler. Dürtüsü azami kâr olan kapitalizmde bunu gerçekleştirmek mümkün değildir.
En kısa zamanda, en fazla kâr, emekçi insanın ve doğal kaynakların azami sömürüsü üzerine kurulu kapitalist barbarlık kendisi ile birlikte dünyayı yok olmaya doğru götürüyor.
İklim değişikliğine esas neden olan varlık, aynı zamanda iklim değişikliğinin tetiklediği felaketlerden en fazla etkilenen varlıklardan insandır.
Üretim araçlarını elinde bulunduran kapitalist insan azınlığı aynı zamanda hüküm etme aracı olan devlet denilen baskı/şiddet aracının da sahibidir. Bu avantajını hem büyük insanlığa hem de diğer canlılara karşı kullanmada anda herhangi bir sakınca görmemektedir. Çünkü sosyal varlığını belirleyen azami kâr dürtüsü kapitalistleri buna mahkûm kılmıştır. Hem emeği sömürmekte, hem de doğayı talan etmektedir. Doğal yaşam dengesinin bozulmasını tetikleyen kapitalist sömürü ve talan sistemi iklim değişikliğinin de esas nedenidir.
Doğa ile uyum içinde bir yaşam mümkündür. Doğa ile uyum içinde üretimi temel alan, merkezde kârın değil insanın bulunduğu sosyalizmde doğa olayları insanlık için çok daha az zararla atlatılabilir.
Ya emperyalist/kapitalist barbarlık içinde çöküş; ya doğa ile uyum içinde üretme tüketme, yaşamayı şiar edinen Sosyalizm!
İnsanlığı önündeki seçenekler bunlardır.
16 Mart 2023