Tekoşîna Komunîst/Komünist Mücadele gazetesi sayı 1, “Gerçek barışa, demokrasiye, özgürlüğe, bağımsızlığa varmanın tek yolu: devrim!” manşetiyle çıktı.
Sayı 1’de yer alan yazılar:
*Dema Derketîn
*Çıkarken
*Ne istiyoruz? Ne için mücadele yürütüyoruz?
*Ortadoğu’da gelişmeler ve devrimci tutum
Tekoşîna Komunîst/Komünist Mücadele gazetesi sosyal medya hesapları
https://www.facebook.com/tekosinakomunist
https://www.instagram.com/tekosinakomunist
Sayı 1’de yer alan Çıkarken yazısından bir bölüm:
Kürdistan
Kürdistan’ın 1639 yılında Osmanlı ile Safevî Devleti (İran) arasında imzalanan Kasr-ı Şirin Antlaşması ile ikiye bölünmüşlüğü, Lozan Antlaşması sonucu dörde –İran/Türkiye/Irak/Suriye– bölünmüşlüğe dönüştü.
Kürt ulusu uluslaşma sürecinin –kapitalizmin gelişmesinin Batı Avrupa ülkeleri ile karşılaştırıldığında Osmanlı devletindeki geç gelişmesi sonucu– henüz başlarında iken, Kürdistan emperyalist işgale karşı savaşın başını çeken kemalist Türk hükümetinin İngiliz-Fransız emperyalistleri ve İran gericileri ile anlaşması sonucu dört parçaya bölündü.
Kürdistan ve Kürt ulusu parçalanmış bir ülke ve parçalanmış bir ulustur. Kürt ulusu, her parçada parçalanmış bir ulusun parçaları olarak, tüm katliamlara ve asimilasyon politikalarına rağmen varlığını sürdürmektedir.
Kürdistan’ın Kuzeyi T.C. devletinin iç sömürgesidir.
Kürt milliyetçileri için Ermenilere yönelik soykırım döneminde Ermeni nüfusun yok edildiği Batı Ermenistan toprakları da Kuzey Kürdistan olarak görülmektedir. Biz bu yaklaşımı ret ediyor, Ermenilerin Batı Ermenistan topraklarına geri dönme ve yerleşme hakkının olduğunu kabul ve ilan ediyoruz.
Kürdistan’ın birleştirilmesi, Kürt ulusunun birleştirilmesi, bu anlamda birleşik Kürdistan, biz Kuzey Kürdistanlı komünistler için bugün temel program maddesi değildir.
Neden? Bizim devrimimiz, şu anda Kürdistan açısından ele alındığında, Kürdistan’ın Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde olan kesiminin, Kuzey Kürdistan’ın işçi sınıfı önderliğindeki demokratik halk devriminin zaferi ile kurtarılması, özgürleştirilmesi, Kuzey Kürdistan’da Kürt ulusunun ayrılma hakkını özgürce kullanacağı şartların yaratılması asgari programına sahiptir. Biz Kuzey Kürdistan’ın özgür halklar Türkiye’sinde en geniş bölgesel özerkliğe sahip bir birlik cumhuriyeti olarak yer almasından yanayız. Fakat açıktır ki, böyle bir birlik içinde yer alıp almamaya karar verme hakkı ve yetkisi Kürt ulusunun kendisinindir. “Kendi yazgısını kendisi özgürce belirleme” ön şartlarına kavuşan Kürt ulusu, özgür halkların özgür Kuzey Kürdistan-Türkiye’sinde birleşik bir devlet içinde mi yaşayacağına yoksa ayrılıp ayrı devlet olarak mı yaşayacağına vb. kendisi karar verecektir. Bunun yolu da eşit özgür şartlarda yapılacak referandumdur.
“Bağımsız, demokratik, birleşik Kürdistan” hedefine nasıl varılacak? Bu konuda tavrımız kısaca şöyledir:
Bağımsız, demokratik, birleşik Kürdistan hedefine, –eğer gerçek anlamda bağımsızlık ve demokratiklik kast ediliyorsa ve bu iki özellik ‘birleşme’ ile eşdeğerli özellikler olarak kavranıyorsa– varmak, bugün Kürdistan’ın bölünmüş olduğu devletler –yani İran, Türkiye, Irak, Suriye– işçi sınıfı önderliğinde demokratik devrimlerle yıkılmadan gerçekleşemez.
Her devrimin temel sorunu devlet iktidarı sorunudur. Bir merkezi devlette devrim, o merkezi devleti devirmeyi önüne hedef olarak koymak zorundadır. Bir merkezi devlette bölgesel ve ulusal farklılıklar ne olursa olsun, ayrı ayrı devrimler değil, merkezi devlet iktidarını yıkmaya yönelik bir devrim, birleşik bir devrim stratejisi gerekir. Birleşik bir devrim, ancak merkezi birleşik bir parti önderliğinde zafer kazanabilir.
Bölgesel ve ulusal farklılıklar, ulusal baskı nedeni ile, merkezi devlete karşı ulusal kurtuluş mücadelesinin, ülkede diğer devrimci mücadelelerden ayrı, onlarla organik bir bağı olmayan bir mücadele olarak ele alınması, sonuçta yalnızca merkezi devletin –ona karşı olan tüm devrimci akımlar bir potada erimediği için- ömrünün uzamasına yarar. Merkezi birleşik devlete karşı ulusal devrim potansiyeli ile tüm diğer devrimci potansiyeli bir potada eritmenin biricik yolu ise merkezi birleşik bir komünist partisidir.
Emperyalizm şartlarında burjuvazinin önderliğinde ancak emperyalizmle uzlaşma, anlaşma temelinde kurulması mümkün olan “Birleşik Kürdistan’ın” demokratik ve bağımsız olması mümkün değildir. O hâlde Kürdistan’ın birleştirilmesi sorunu, komünistler açısından Kürdistan’ın parçalanmış olduğu işgalci, sömürgeci devletlerde iktidarı işçi sınıfı önderliğinde devrimlerle yıkma sorunu ve Kürt ulusunun kendi yazgısını özgürce belirleyeceği şartları yaratma sorunudur.
Birlik sorunu, tek tek devletlerde devrim sorununa bağlı olarak ele alınmak zorundadır. Birlik meselesinin komünistlerin temel program maddelerinden biri olmaması, birlik sorununun olmadığı, bunun “tarihin akışı dışında kalmış bir sorun olduğu”, “objektif temeli olmadığı” vb. vb. anlamına gelmez. “Birleşik Kürdistan” talebi, emperyalizmin Kürdistan’ı bölmüş olması olgusuna karşı demokratik bir öze de sahip olan, objektif temeli olan, haklı olan bir taleptir. Komünistler açısından bu talebin bugün temel program maddelerinden biri olmaması, onun demokratik bir özü olmadığı vb. anlamına gelmiyor. Yalnızca böyle bir talebi de gerçekleştirmek için ön şartların yaratılmasının gerektiğini ve bugün esas meselenin bu olduğunu söylüyoruz.
Sayı 1 pdf okumak için: