31 Mart’ta yapılan yerel seçimlerden sonra, Hakkâri, İstanbul Esenyurt, Mardin Büyükşehir, Batman, Halfeti Belediyesi’ne kayyum atanması ile yeniden başlayan kayyum uygulaması, Dersim ve Ovacık Belediye’sine de kayyum atanması ile sürüyor. Görünen önümüzdeki dönemde de bu uygulama sürecektir.
Kayyum uygulaması:
*Halkın “seçimini” beğenmemektir!
*”Seçmen iradesi”ni hiçe saymaktır!
*“Halkın iradesinin tecelli etmesi”ne uymamaktır!
*Seçimlerin sahtekârlık, kandırmacadan ibaret olduğunun göstergesidir!
*Anti demokratik, faşist bir uygulamadır!
Seçim ile iş başına gelen, halkın seçtiği belediye başkanlarının atanmışlar tarafından görevden alınması, yerlerine kayyım atanması faşizme özgü bir uygulamadır.
Türkiye’de faşizm hüküm sürüyor!
AKP/MHP faşist iktidarı içeride ve dışarıda savaş siyaseti izlemekte, koyu faşizm uygulamakta, açık terör koşullarında; kâğıt üzerindeki burjuva hukuku değil, iktidarın siyasi kararları uygulanmaktadır.
1 Ekim’de faşist Devlet Bahçeli’nin Mecliste DEM Partililer ile tokalaşması ve ardından yaptığı açıklamalarla başlayan bir süreç var.
Devlet Bahçeli’nin, “Şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın” açıklaması ve diğer açıklamaları devlet projesinin ürünüdür.
Bu proje kapalı kapılar arkasında konuşulmuş, planlanmış ve Bahçeli’ye söylettirilmiştir.
Kısaca Abdullah Öcalan’a “PKK’yi tasfiye ettiğini” açıklaması, DEM Parti’ye “kendinizi PKK’den ayırın” baskısı/dayatması yapılmaktadır.
T.C devleti, Devlet Bahçeli aracılığıyla açıkladığı projenin, Kürt hareketi nezdinde karşılık bulmadığını gördüğünde kayyum uygulamasını yeniden devreye soktu.
Yaşanılan süreç “yeni bir çözüm süreci” değildir. Kürt hareketine teslimiyet dayatılmaktadır!
Diğer yandan T.C. devleti, katı merkeziyetçi bir devlettir. Yerel yönetimler, katı merkezci devletin yereldeki uzantılarıdır. Atanmış bürokratların yönetimindeki merkezi devlet kurumları, seçilmiş yerel yöneticileri, yerel yönetim organlarını veya yerel yönetim organlarının bir bölümünü gerekli gördüklerinde azledip, yerine devletin güvendiklerini atıyorlar. Yerel yönetimlerin gelir/giderleri merkezi devletin denetimi altındadır. Mali bağımlılık yoluyla merkezi yönetim isterse, yerel yönetimleri hizmet veremez duruma getirebiliyor.
Bu sebeple bu devlette yerellerde, devletin merkezi politikasının dışına çıkıp merkezi devletten bağımsız, devlete rağmen bir siyaset izlemek mümkün değildir.
Kürt ulusal sorunu nasıl çözülür?
Kürt ulusal sorunu, savaş ile şiddet ile çözülecek bir sorun değildir!
Bir ulusu, o ulusun kendi kaderini tayin hakkını, nasıl yaşamak istediğini baskı ve şiddetle ortadan kaldırmak mümkün değildir!
Tarih bunun örnekleri ile doludur.
Kürt ulusunun kendi kaderini özgürce belirleyeceği koşullar yaratılmadığı sürece, Kürt ulusal sorunu şu veya bu şekilde varlığını sürdürecektir.
Ulusal sorunun gerçek çözümü devrimi gerektirir.
Ulusal sorunun çözümünde temel ilke, ülkenin demokratikleştirilmesi, demokratik halk devriminin tam zaferidir.
İşçi sınıfı önderliğinde demokratik halk devrimi, ulusal sorunda hukuki eşitsizliği ortadan kaldıracak, ulusların ayrılma haklarını özgürce kullanacakları ortamı yaratacaktır.
Hedefimiz demokratik ve sosyalist bir gelecek kurmak, dünya işçi sınıfı ile omuz omuza sınıf mücadelesi yoluyla komünizme ilerlemektir.
Gerçek kurtuluş için, gerçek barış için, halkların eşitliği ve özgürlüğü için:
Demokratik halk devrimi, sosyalizm mücadelesini yükseltelim!
Kayyum uygulamasına hayır!
Görevden alınan bütün belediye başkanları görevlerine iade edilsin!
Kahrolsun faşizm!
Kasım 2024
Bildirimiz: