1 Ekim’de Ankara’da İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü’ne yönelik gerçekleştirilen, HPG’nin üstlendiği eylemi bahane olarak kullanan Türkiye’nin Güney Kürdistan, Irak, Rojava, Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük başlattığı hava saldırıları sürüyor.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın “Özellikle Irak ve Suriye’de PKK ve YPG’ye ait olan bütün altyapı, üstyapı tesisleri, enerji tesisleri bundan sonra güvenlik güçlerimizin, silahlı kuvvetlerimizin, istihbarat unsurlarımızın topyekûn meşru hedefidir. Üçüncü tarafların PKK/YPG’li tesislerden ve şahıslardan uzak durmasını buradan tavsiye ediyorum” açıklamasının ardından hava saldırıları yoğunlaştı.
Ankara eylemi bahanedir. Milliyetçi dalgayı yükseltmek, yaklaşan yerel seçimler öngününde oylarını artırmak AKP ve MHP’nin hedefleri arasındadır.
Milliyetçi dalganın kendi tabanlarını harekete geçirmesini, konsolide etmesini, burjuva muhalefeti ise zayıflatmasını umuyorlar.
AKP, Erdoğan yönetimi 2015 öncesinde yürüttüğü PKK ile görüşmeler yoluyla Kürt sorununu çözme siyasetinden, 2015 Temmuz ayından itibaren PKK’yi askeri olarak yok etme siyasetine geçti.
Bugün de Kürt ulusal sorunu savaş ile çözülmeye çalışılıyor, “vur kurtul” siyaseti izleniyor.
İçeride Kürt halkının tüm siyasi-demokratik talepleri zor ve şiddetle bastırılırken, sınır ötesinde de Kürt bölgelerine yönelik “sınır güvenliğini sağlama” adı altında yürütülen savaşların, operasyonların amacı Kürt ulusunun statü kazanmasını engellemeye yöneliktir.
Her fırsatta gerçekleştirilen bu saldırılarda sivil halktan onlarca masum insan hayatını kaybediyor.
Güney Kürdistan’a, Rojava’ya yapılan hava saldırıları ilk değildir. Son da olmayacaktır!
Bugüne kadar Güney Kürdistan’a yapılan kara harekâtları, hava saldırıları; keza Rojava’ya yapılan kara harekâtları, hava saldırıları, Kürt sorunu çözmedi, çözemez de!
Zira Kürt ulusal sorunu savaş ile çözülecek bir sorun değil.
Bir ulusu, o ulusun kendi kaderini tayin hakkını, nasıl yaşamak istediğini baskı ve şiddetle ortadan kaldırmak mümkün değildir!
Tarih bunun örnekleri ile doludur.
Kürdistan’da 39 yıldır süren bir savaş var. Bu savaş bugüne kadar “zafer”le sonuçlanmadı. Savaş bir 39 yıl daha sürse de “zafer”le sonuçlanamaz!
Kürt ulusunun kendi kaderini özgürce belirleyeceği koşullar yaratılmadığı sürece, Kürt ulusal sorunu şu veya bu şekilde varlığını sürdürecektir.
Kürt ulusal sorununda da tek gerçek çözüm, sermayenin egemenliğinin, işgalci-sömürgeci devletlerin devrimlerle yıkılması, Kürt ulusunun özgür ve eşit şartlarda kendi kaderini özgürce belirleyeceği halkın kendi iktidarında mümkündür.
Türkiye Irak, Güney Kürdistan, Suriye ve Rojava’dan elini çekmelidir!
İşgal ettiği bölgelerden çekilmelidir!
Güney Kürdistan’a, Rojava’ya saldırıları derhal durdurmalıdır!
5 Ekim 2023