31 Mart 2024’te Mahalli İdareler Genel Seçimleri yapılacak. Seçimlerde Belediye Başkanları, İl Genel Meclis Üyeleri, Belediye Meclis Üyeleri, Muhtarlar ve İhtiyar Heyeti üyeleri seçilecek.
Seçimlerin önemi
Kapitalizmde seçimler ister parlamento seçimleri olsun, ister yerel seçimler olsun, gerçekte sömürü sisteminin sürdürülmesinin halkoyuna dayandırılarak “demokratik meşruiyet”inin sağlanması için vardır. Seçimler yoluyla sömürü düzeninin özünde hiçbir değişiklik yapmak mümkün değildir. Burjuvazi eğer böyle bir tehlikeyle karşı karşıya kaldığını görürse, seçimler yoluyla iktidarını gerçekten kaybetme tehlikesi varsa zaten seçim yapmaz.
Burjuvazinin iktidarı şartlarında yapılan seçimler işçilerin emekçilerin temel sorunlarını çözemez. Seçimlerde işçi sınıfı ve emekçilere yönelik propaganda da komünistlerin görevi “Burjuvazinin egemen olduğu şartlarda seçimler özde bir şey değiştirecek olsaydı, yapılmazlardı” düşüncesini, özde değişikliklerin ancak işçi ve emekçi yığınların kendi iktidarları şartlarında olacağını, bunun devrim gerektirdiğini merkeze koymaktır.
Burjuvazinin iktidarda olduğu şartlarda komünistler açısından seçimler, eğer bu seçimlere işçilerin-emekçilerin katılması, oy kullanması yönünde çağrı yapılıyorsa, sonuçta işçi sınıfı ve emekçi yığınlar arasında komünist, sosyalist, devrimci düşüncelerin etki alanını ölçmek için, işçi ve emekçilerin siyasi olgunluk derecesini ölçmek için bir araçtır. Daha fazlası değil.
Komünistler seçimleri, komünist faaliyet açısından dikkate alır, her seçimi içinde bulunulan somut şartlara göre değerlendirir, seçimlere katılınıp katılınmayacağı, katılanacaksa nasıl katılanacağını değerlendirerek uygun taktiği belirler.
Seçim ortamları halkın burjuvazi tarafından en fazla siyaset içine çekildiği, işçi sınıfı ve emekçi yığınlar içinde ve arasında da siyaset üzerine en yoğun konuşulduğu ortamlardır. Bu ortam komünist düşüncelerin işçi sınıfı ve emekçiler içinde propagandası için, aydınlatma ve örgütlenme faaliyeti için fırsatlar sunar. Bu fırsatlardan maksimum yararlanmak komünistlerin görevidir.
Bütün komünist faaliyette temel sorun, işçi sınıfı ve emekçiler içine komünist düşünceleri, alternatifi, burjuva düşüncelerle çatışma içinde taşımak, işçi sınıfının ve emekçi yığınların bilinç ve örgütlenme seviyesini yükseltmektir.
Nasıl bir seçim sistemi?
Burjuvazinin iktidarı şartlarında da yapılan seçimlerin mümkün olan en demokratik biçimde, temsiliyette adaleti sağlayan, mümkün olduğunca verilen hiçbir geçerli oyun, verildiği amaç dışında kullanılmasını engelleyen bir seçim sistemi temelinde yapılmasının mücadelesini vermek doğrudur.
Bu şu demektir:
Her şart altında, 18 yaşını doldurmuş her vatandaşın seçme ve seçilme hakkına sahip olduğu, serbest, genel, eşit oydan; gizli oy-açık seçim ilkesinden yanayız.
Her türlü baraja karşıyız.
Seçilenlerin, seçenlere seçimler arasındaki dönemde de hesap verme yükümlülüğü olduğu ve seçmenlerin seçtiklerini iki seçim arasındaki dönemde de geri çağrılabilecekleri, yerine yeni birini seçebilecekleri bir sistemden yanayız.
Bunun için seçmenlerle adayları mümkün olan en sıkı bağ içinde olabilecekleri dar seçim bölgelerinden yanayız.
Bunun ötesinde, seçmenlerin siyasi iradelerini tespit edilen bir süre için (dört yıl-beş yıl) bütünüyle seçtiklerine devrettikleri sistemlere karşıyız. Seçimler arasındaki dönemlerde de bütün önemli projelerde doğrudan ve tam bilgilendirme temelinde seçmenlerin oyuna başvurulduğu, referandumlar sisteminden, doğrudan demokrasi unsurlarının sistem içine en geniş biçimde yerleştirilmesinden yanayız.
Yerel seçimler ve seçim sistemi
31 Mart 2024’te yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimleri, aynı zamanda 14 Mayıs 2023 seçiminin ardından bir test niteliğindedir. Hem Mart 2024 yerel seçimlerine; hem de 14 Mayıs genel seçimlerine göre AKP oylarını koruyup artıracak mı? Oylarında düşüş yaşanacak mı? Yerel seçimler bu sorulara cevap verecek.
Türkiye’de 30 büyükşehir belediyesi, 51 il belediyesi, 519 büyükşehir ilçe belediyesi, 400 ilçe belediyesi, 397 belde belediyesi bulunuyor.
Türkiye, “Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı”nı 1988’de, çeşitli paragraflara çekinceler koyarak imzaladı, 1992’de onayladı. AKP, Mart 2014 yerel seçimlerinden önce yaptığı bir yasal değişiklikle, öz olarak yerel yönetimlere daha fazla yetki öngören kimi yasal değişiklikleri yapmasına rağmen, “Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı”na konan çekinceleri geri çekmedi. İki binli yıllardan itibaren yerel yönetimlerle ilgili birçok yasa çıkarıldı. Büyükşehir Belediyelerin sayısı 30’a çıkarıldı. 30’a çıkarılan Büyükşehir’lere, merkezden bağımsız olarak kendi topladığı vergileri kullanma hakkı verildi. Bu Büyükşehirler açısından esasında özerk yönetim yönünde atılmış bir adımdır.
Bugün büyük şehirlerde yaşayan nüfus Türkiye nüfusunun büyük çoğunluğudur. Bu yüzden bu yerel seçimlerde büyük şehirlerin yönetimini kimin alacağı daha fazla önem kazanmaktadır.
*Yerel seçimlerde %10 barajı yoktur. Yürürlükte olan 2972 sayılı “Mahalli İdareler …” yasasına göre: “İl genel meclisi ve belediye meclisi üyelikleri için yapılan seçimlerde %1 baraj uygulamalı nispi temsil sistemi, belediye başkanlığı seçiminde ise çoğunluk sistemi” geçerlidir. “İl genel meclisi seçimleri için her ilçe bir seçim çevresidir.” “Belediye başkanı ve belediye meclisi üyeleri seçimleri için her belde bir seçim çevresidir.” “Büyükşehir belediye başkanının seçiminde seçim çevresi Büyükşehir belediye sınırlarından oluşur.”
Yerel seçimlerde kullanılan sistem, anda genel seçimlerdeki sistemle karşılaştırıldığında temsiliyette adaleti sağlama açısından biraz daha iyidir, fakat yine de yeterli değildir.
Yerel seçimlerde seçim sistemi konusunda somut taleplerimiz şunlardır:
– İl genel meclisi ve belediye meclisi için yapılan seçimlerde var olan %1 baraj kaldırılmalı, hiçbir baraj olmaksızın nispi temsil sistemi geçerli olmalıdır.
– Belediye Başkanlığı seçimlerinde ise, çoğunluk sistemi iki turlu çoğunluk sistemi olarak işletilmelidir. Birinci turda %50+1 i hiçbir adayın kazanamaması hâlinde, en çok oy alan iki adayın katıldığı ikinci tur yapılmalıdır.
Bu talepler, 31 Mart 2024 seçimlerinde pratik olarak gerçekleştirilme imkânı olmasa bile, seçimlerde bu düşüncelerin yaygınlaşması için propagandası yapılmalıdır.
Bugün ülkelerimizde komünist örgütlenme, yerel seçimlerde hiçbir önemli kent ve belde de kendi gücüne dayanarak, kendi komünist propagandası temelinde kendi adayıyla seçimlere katılacak güçte değildir. Belli alanlarda yalnızca gerçek anti-faşist ve devrimci güçlerle ortaklık kurularak devrimci bir propaganda temelinde ortak aday çıkarılabilir.
Partiler ve seçim taktiğimiz
14 Mayıs 2023 seçim yenilgisinin ardından Millet İttifakı dağıldı. CHP karıştı. Özgür Özel yeni Genel Başkan oldu.
Bugünden bakıldığında görünen şu:
Yerel Seçimler, bugünkü güç dengesinde, Kürt illeri dışta tutulduğunda egemen sınıfların kendi aralarında, yerel yönetimleri alma dalaşı olarak geçecek; Cumhur İttifakı ile burjuva muhalefet arasında bir yarış yaşanacaktır.
Cumhur İttifakı yerel seçimlerde işbirliği yapacak. Kimi büyükşehir, il ve ilçelerde ortak hareket edilecek. AKP/MHP arasında yerel seçimde işbirliği için yürütülen pazarlıklar anlaşma ile sonuçlandı. Buna göre 30 büyükşehrin 28’inde AKP adayları, Manisa ve Mersin’de ise MHP adayı desteklenecek. Kalan 51 ilin 29’unda ise ittifak ortak aday gösterecek.
İyi Parti, CHP ile yerel seçimlerde ittifak yapmayı reddetti. İyi Parti kendi adayları ile yerel seçimlere girecek.
CHP, 336 seçim çevresinde adaylarını açıkladı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan ile görüştü. DEM Partisi Eş Genel Başkanları da CHP Genel Başkanını ziyaret edecek. İki parti arasında pazarlıklar sürüyor.
Deva Partisi kendi adayları ile seçime gireceğini açıkladı.
Saadet ve Gelecek Partisi seçimde işbirliği yapacağını duyurdu.
DEM Parti 2019 yerel seçimlerinde AKP/MHP iktidarını geriletme, kaybettirme stratejisi izlemiş, Türkiye’de Millet İttifakı adaylarını desteklemişti.
DEM Parti içinde yerel seçimlerde her yerde kendi adayları ile seçime girme eğilimi olsa da Batı da CHP ile işbirliği yapma ihtimali de var.
DEM Parti’nin Türkiye’de AKP-MHP ittifakını geriletmek adına, kazanma şansı olmadığı yerlerde, aday çıkarmama, CHP adaylarını destekleme yönünde karar alması olasılık dâhilindedir.
“Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi” (DEM) Parti Meclisi, 15-16 Aralık 2023’te, yerel seçimlerle ilgili 10 maddelik sonuç bildirgesini açıkladı. Halkların Eşitlik ve Demokratik Partisi Parti Meclisi, 2024 yerel seçimlerinde diğer siyasi partilerle seçim işbirliğine kapıları açık tutma kararı aldı. Sonuç bildirgesinde, sorunların ancak müzakere yöntemiyle çözülebileceğine işaret edilerek, “Yerel demokrasi, demokratik uzlaşı, özgür siyaset, evrensel insan hakları ve kadın özgürlükçü politikaları esas alan herkesle müzakere etmeye hazırız” ifadelerine yer verildi. Seçim sürecinin yürütülmesi için Merkez Yürütme Kurulu’na (MYK) yetki verildi. Sonraki günlerde, DEM Parti ve CHP Müzakere Komisyonları kurarak karşılık pazarlık yapıyorlar.
Yerel seçimlerde doğru siyaset, devrimci ve demokrat olanların diğer burjuva partilerine eklemlenmeden kendi bağımsız adayları ile seçime katılmalarıdır.
Doğru tavır, DEM Parti’nin 81 ilde kendi adayları ile seçimlere katılmasıdır. Devrimci sol, DEM Parti’nin kuyruğuna takılmadan kendi bağımsız adayları ile seçimlerde aday gösterebilir. Diğer devrimci gruplarla konuşarak, seçimlerde devrimci program temelinde aday(lar)ı destekleyebiliriz.
Yerel seçimlerde, devrimci demokratik muhalefet mümkün olduğunca ortak aday belirleyerek, burjuva partilerinden bağımsız olarak kendi adaylarına ortaya çıkarmasıdır. Burjuva, düzen partilerine eklemlenen bir siyaset yanlıştır, desteklenmemelidir.
Kuzey Kürdistan’da seçimlere kendi adayları ile katılma, ama batıda büyük şehirlerde burjuva partilerinden birini destekleme siyaseti reddedilmelidir. Bu yaklaşımı sürdüren bir parti seçimlerde desteklenmemelidir.
DEM Parti’nin yapması gereken, her yerde kendi adayı ile seçime girmesidir. DEM Parti’nin yerel yönetimlerde yönetim şekli bağlamında savundukları düşünceler doğru düşüncelerdir. Seçim taktiğini AKP’nin kaybetmesi üzerine kuran bir siyaset, sonuçta AKP’nin kaybetmesi için uğraşan herkesle ortak hareket etmesi demektir.
İstediğimiz şey, burjuva partilerine eklemlenmeyen bir çizginin izlenmesidir. Bugün AKP iktidarda, yarın başkaları iktidara gelir. Eklemlenme siyaseti devam eder. Komünistler ve devrimciler açısından cevaplanması gereken temel soru şudur: Egemenler arasındaki, iktidar dalaşında, muhalefet kanadının yanında/gerçekte kuyruğunda, yer almak doğru mudur? Biz bu soruya kesin olarak hayır cevabı veriyoruz. Ülkelerimizde devrimci sol, eğer sistem karşıtı bir alternatif olarak halkı kazanmak istiyorsa, o zaman kendini burjuvazinin iktidar dalaşında kuyruk olma pozisyonundan kurtarmalıdır. DEM Parti, Batı da burjuva partilerine eklemlenirse, Kuzey Kürdistan’da kendi adayları ile seçimlere girse bile bu partiyi desteklemeyeceğiz.
Biz egemenlerin iktidar dalaşında taraf değiliz. Biz ne Cumhur İttifakı’nın ne de burjuva muhalefetin hiçbir biçimde parçası, payandası, dayanağı olma anlamına gelen bir tavır içine girmeyiz. Hiçbir egemen sınıf partisine ve onun adayına oy verme çağrısı yapmayız.
Hepsini somut teşhir eder, bunlara oy verilmemesi çağrısı yaparız.
AKP, MHP, CHP, İP, SP, Deva, GP, VP, DP vb. egemen sınıfların partileridir. Aralarında özde bir farklılık yoktur. Hepsi düzen, burjuva partisidir.
Demokrat/devrimci belediyecilik
Burjuvazinin egemenliği şartlarında yerel yönetimlerin seçimlerle ele geçirilmesi yoluyla halk için büyük kazanımlar elde edilebileceği, yerelde “demokratik yönetim”ler üzerinden demokrasinin yaşanılabileceği vb. düşünceler boş hayallerdir.
Yerel yönetimlerin ele geçirilmesi hâlinde yapılabilir olan şeyler, burjuva iktidarın çizdiği çerçeve içinde atılabilecek kimi küçük reform adımlarını geçemez.
Bir devrimci insanın belediye başkanlığına veya belediye meclisine aday olması, onun seçim kürsüsünü –seçilmesi hâlinde içinde yer alacağı kurumu– örneğin demokratik belediyecilik nasıl olabilir, nasıl olmalıdır düşüncesini savunmak; yaygınlaştırmak için kullanmanın bir aracı olabilir. Daha fazlası değil.
Bunun bilincinde olarak demokrat/devrimci belediyecilik konusunda şunları söyleyebiliriz:
Bu tip belediyecilik:
* Siyasette katılımcılığı temel alır. Açıklık ve halkın denetimi belirleyici önemdedir. Belediyenin bütün işleri tüm halka açık toplantılarda görüşülür. Belediye Meclis toplantıları halka açık olur, doğrudan canlı olarak yayınlanır vs. Bütün önemli projeler halkoyuna sunulur.
* Sağlık hizmetlerini ve kültür hizmetlerini en önemli görevlerinden biri olarak kavrar; ona uygun davranır. Bu hizmetlerin ödenebilir olmasına dikkat eder. Yoksullara bu hizmetleri ücretsiz sunmayı hedefler.
* Trafik siyasetinde toplu taşımacılığı ilerletmeyi; kişisel özel araba trafiğini azaltmayı hedefleyen bir siyaset izler.
* Her türlü ayrımcılığı kendi siyasetinde dışlar; bunun için en başta kadın erkek eşitliğine yönelik somut “pozitif ayrımcılık” tedbirleri alır. Belediye işlerine işçi almada %50’lik kadın kotası vb. uygular.
Tek dilde değil, belediye sınırları içinde konuşulan bütün dillerde imkânlar ölçüsünde belediye hizmeti sunar; Tüm “ötekileştirilen”ler lehine pozitif ayrımcılık tedbirleri alır.
* Belediye hizmetlerini sunarken, dayanışmacılık ruhunu, gönüllü hizmet ruhunu geliştirir, teşvik eder.
* Çevrenin korunmasını, yaşanabilir bir çevre yaratılmasını en önemli işlerinden biri olarak kavrar. Bütün projelerinde bu meseleyi çıkış noktası olarak alır. Kısa süreli başarı değil, kalıcılık, gelecek kuşaklara yaşanabilir bir çevre bırakmak belirleyici önemdedir.
Kısaca özetlediğimiz demokrat/devrimci belediyecilik ilkelerinin yaygınlaştırılması, bunları savunan bir programla seçimlere katılma, yerel seçimlerde doğru devrimci tavır olur.
Bu ilkeleri formüle ederken Türkiye’de aşırı merkeziyetçi bir yönetim sistemi olduğu gerçeğini göz ardı etmiyoruz. Bu sistemde Belediye Meclisi üzerinde ilçelerde kaymakam, illerde vali bulunmaktadır.
Belediye Meclisi aldığı kararları yedi gün içinde il, ilçe veya beldelerin en büyük mülkî idare amirine göndermek zorundadır. Mülkî idare amirine gönderilmeyen kararlar yürürlüğe girmez. Mülkî idare amiri hukuka aykırı gördüğü kararlar aleyhine idarî yargıya başvurma, iptal davası açma hakkına sahiptir.
Kapitalist sistemde yaşıyoruz. Kapitalizmde gerçek anlamda devrimci/komünist bir belediyecilik yapmak mümkün değildir. Devrimci belediyecilik halkın kendi iktidarı şartlarında mümkündür.
Seçim propagandamızda, bu propagandanın merkezinde, şu veya bu somutta aday da göstersek, bir adaya oy vermeye çağrı da yapsak, seçimlerle temel sorunların çözülmesinin mümkün olmadığı, esas meselenin halkın iktidarını kurmak olduğu düşüncesi durmak zorundadır.
Seçim dönemi yığınların siyasete en açık olduğu dönemlerden biridir. Bizim seçim çalışmamızın merkezinde, şu veya bu adaya oy verme çağrısı yaptığımız durumlarda da, her zaman demokratik devrim propagandasını yaygınlaştırmak, gerçek demokrasi konusunda görüşlerimizi yaygınlaştırmak durmalıdır.
25 Aralık 2023