(Asgari ücret, emekli aylıklarına ocak ayında yapılacak zamlara yönelik bildirimiz)
Asgari ücret 22 bin 104 lira olarak açıklandı.
Kapalı kapılar arkasında bir araya gelen iktidar ve sermaye temsilcileri, işçi ve emekçilere reva gördükleri sefalet ücretini bir lütufmuş gibi duyurdular.
Rakamlar bize başka şeyler anlatıyor!
2024 resmi enflasyonu yüzde 44,38!
Vergi, harç ve cezalara zam oranı yüzde 43,93!
Asgari ücrete yapılan zam oranı ise sadece yüzde 30!
Memur emeklileri maaşına ocak ayında yüzde 11,54, SSK, Bağ-Kur, tarım emeklileri maaşına yüzde 15,75 zam yapılacak.
Sermaye, devlet, devleti anda yönetenler açıkça bizimle alay ediyorlar.
Birde utanmadan “Çalışanlarımızı enflasyona ezdirmedik!” diyorlar.
Maaşlara yapılan zamlar resmi enflasyonun çok altında kalıyorsa, bu aldığımız ücretlerin erimesi, alım gücümüzün düşmesi, daha da yoksullaşmamız demektir.
Milyonlarca emekli, milyonlarca işçi yaşam savaşı veriyor, kıt kanaat geçinmeye çalışıyor.
Bizleri yoksulluğa mahkûm eden, zam yağmuru altında yaşamak zorunda bırakan kapitalist sömürü düzenidir. Anda devleti yöneten AKP/MHP iktidarının izlediği sermayenin çıkarlarını gözeten siyasetidir.
Yoksullaşıyoruz!
Hayatı, zenginliği yaratan bizlerin çalışma ve yaşama şartları giderek kötüye gidiyor. Ücretler erimeye, alım gücümüz düşmeye devam ediyor. Cebimize giren para miktar olarak artsa bile, enflasyon kısa süre içinde artışı alıp götürüyor. Yoksullaşıyoruz.
Yeni asgari ücretin açıklanması ile birlikte her şeye zam gelmeye başladı.
Kaşıkla verip kepçe ile geri alıyorlar!
Bahsettikleri kriz sadece bizim için var. Sermayedarlar, holdingler, bankalar için kriz yok. Onlar kârlarını sürekli bizim sırtımızdan katlıyorlar. Yeni açıklanan bütçe ile birlikte sermaye lehine milyarlarca lira vergi affı öngörülürken işçi ve emekçilere sefalet dayatılıyor.
Holdinglerin, sermayedarların vergi borçları silinirken, onlara teşvik üzerine teşvik verilirken, işçiler, emekçiler söz konusu olunca bütçe dengesi, enflasyon, cari açık akıllarına geliyor. Çünkü sermaye yararına çalışıyorlar. Sermayenin çıkarlarını gözetiyorlar. Onlar için önemli olan hizmet ettikleri sermayenin çıkarlarıdır.
Artık yeter!
Biliyoruz ki biz işçi ve emekçiler gücümüzü ortaya koymadıkça patronların bize reva gördüğü sefalete mahkûm olacağız. Mücadele göstermiştir ki hak verilmez alınır!
Bizler hayatı bilfiil yaratanlarız. Oturduğumuz binaları inşa edenler, sağlık, eğitim, altyapı ve daha nice hizmeti sağlayanlar bizleriz. Bizler hayatın her alanındayız. Gücümüz işte buradan gelmektedir. Öyleyse gücümüzü ortaya koymak, sözümüzü, taleplerimizi ortaklaştırarak büyütmek hiç de zor değil.
Harekete geçelim! Ayağa kalkalım! Sokağa çıkalım! Tepkimizi gösterelim! Mücadele edelim! Örgütlenelim! Bizi açlığa, yoksulluğa, sefalet ücretine mahkûm edenlere dur diyelim!
Mücadele şart!
Bizim adımıza oyun oynanmasını istemiyorsak, adımıza karar alınmasını istemiyorsak o zaman balyoz yumruğumuzu sömürü düzeninin yıkılması için kaldırıp vurmalıyız. Kendimiz için sınıf olmalıyız. Kendi sınıfsal örgütümüze sahip çıkıp onun güçlenmesi için kavganın dümenine geçmeliyiz.
Kendi çıkarımıza uygun, yaşamamız ve geçinmemiz için gerçekten gerekli olan ücreti dayatmadığımız, bu mücadeleyi vermediğimiz sürece alacağımız ücreti onlar belirleyecektir.
Kurtuluş işçilerin emekçilerin kendi iktidarındadır!
Kurtuluşumuz için, işçilerin, emekçilerin iktidarı için, üretenlerin iktidarı için mücadele edelim! Örgütlenelim!
Kapitalizmi yıkalım!
Ücretli kölelik düzenine son verelim!
Sömürüsüz, sömürücüsüz yeni bir dünya düzeni kuralım!
Ocak 2025
Bildirimiz: