Bileşeni olduğumuz İşçi Emekçi Birliği, “Zam, talan, vergi sömürü düzenine karşı; çözüm örgütlü mücadelede!” şiarıyla Şişli Cevahir AVM önünde eylem yaptı.
Eylemde sermaye düzeninin zam, vergi, talan, sömürü düzeni teşhir edildi.
Bir araya gelme, direnme, örgütlenme çağrısı yapıldı.
Eylem sırasında sık sık “Zam, talan, vergi düzenine son!, Zamlar geri alınsın! Asgari değil insanca yaşam!, Kahrolsun ücretli kölelik düzeni!, Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz!” sloganları atıldı.
Eylem İşçi Emekçi Birliği’nin basın açıklamasının okunmasının ardından eylem sonlandırıldı.
Eylemde okunan İEB açıklaması:
Ekonomi iyi durumda, ama kimin için?
Gazeteler, televizyonlar, radyolar, elimizdeki telefon hepsi ama hepsi tek kalemden çıkmış gibi haberlerle dolu.
“Ekonomi iyi durumda” sahiden de doğrudur. Ancak sorusu eksiktir. Kimin için?
Kriz var işçiler acı reçeteyi içsin deniyor. Eskisi gözlerinden ışıltılar saçıyordu, yenisi “liyakatli” olduğundan herhalde ışık saçmadan açıklıyor kararları. Her ilan edilen rakamla yediklerimiz ufalıyor, evlerimiz ufalıyor, giydiklerimiz ufalıyor.
Haberlerin hepsi ama hepsi tek bir kalemden çıkmış gibidir demiştik. Bu da doğrudur, kalemleri patronların, sermayenin kalemidir.
Yalanla doyurmaya çalışıyorlar. “Asgari ücrete tarihi zam”mış. Tarihi derken sürekli tekrarlanması kastediliyorsa eyvallah, daha zamlı maaşı almadan açlık sınırının altında kalma konusunda hep aynısı oluyor. “Asgari ücret artık ortalama ücret olmaktan çıkıyormuş” 2022’de tüm kayıtlı çalışanların yüzde 62’si asgari ücretliymiş, 2023’de yüzde 37’ye düşmüş, aradaki yüzde 25’e nolmuş, buharlaşmış. Hem çalmakta hem hırsızlıkta bu kadar mahir olunca tekke düşüyor kel görünüyor.
“Ekonomide rasyonel zemine dönüp, enflasyonla mücadeleyi kazanacağız” deniyor. Alın rasyonel zemin; Son 6 yıldır asgari ücret alan bir çalışanın maaşı yaklaşık 3 katına çıksa da enflasyon arındırıldığında Kasım 2022’de aldığı maaş Ocak 2017’de aldığı maaştan sadece 74 TL daha fazla.
Bu iyi ekonomide artan şeylere bakalım; çalışma süreleri, güvencesiz-sendikasız çalışma, kayıt dışı çalışma, faturalar, kiralar, intiharlar, kredi borçları, mahallelerde fuhuşa-uyuşturucuya sürüklenme, çürüme…. Mesela Akbelen Ormanı’nın kesip biçen şirketinki gibi onlarca şirketin vergi borçları siliniyor da bizden hep katmerlisi alınıyor. Bunlar bizim payımıza düşenler.
Bu iyi ekonomide artan şeylere bakalım; tek tek tüm sektörleri buraya yazmayacağız, sadece bir tanesini, hepimizin en az bir kere canını yakan bankacılık sektörüne bakalım -ki istisna değildir, hemen hepsi böyledir-. Bankacılık sektörü son 6 ayda net kârını 250 milyar 137 milyon TL olarak açıkladı. Biz hep 10binlere 15binlere alıştığımızdan bu nasıl bir para pek gözde canlanmıyor, şöyle söyleyelim 21 milyon 953 bin 780 kişinin asgari ücreti ediyor, bir kişi bu parayı kazanmak istese 1925 yıl aralıksız çalışması gerekiyor. Bunlar da onların payına düşenler.
Bir madalyonun iki yüzü gibidir tablo. Çünkü yalnızca iki sınıf var ve tüm hayatı belirleyen budur. Bir tarafta asalak sermaye, bir tarafta her şeyi üreten bizler, işçiler-emekçiler.
Biz işçi-emekçilerin ürünlere zam yapıp yapmama gücü yok, ancak hayatı biz üretiyoruz. Gördüğümüz ne varsa, hepsini ama hepsini biz ürettik. Binaları biz diktik, camlarını biz siliyoruz, altlarındaki marketlerde biz çalışıyoruz, o markette satılanları biz yapıyoruz. Biz ürettiklerimizi tüketemiyorsak, patronlar için üretmeyi bırakabiliriz de.
Sonu gelmiyor gibi her gün yenisi açıklanan zamlar ne zaman mı bitecek?
Güçlü olan biziz. Eğer birleşirsek, eğer ellerimiz şalterleri indirmeye giderse, eğer adımlarımız “yeter artık, hepiniz defolun” diye meydanları doldurursa, eğer her şeyi yaratan emeğimizi geleceğimiz için mücadeleye verirsek, işte o zaman zam, talan, vergi, sömürü düzenlerine son verebiliriz.
Üreten biziz, yönetebiliriz.
Çare bizde. Kimseye, “biz sizi kurtaracağız” demiyoruz. Biz, kendi ellerimizle, kendi irademizle kurtuluş yolunu örgütleyeceğiz.
Zam, talan, vergi, düzenlerine küfretmek yetmez! Bir araya gelmek, direnmek, örgütlenmek zorundayız.
İşçi sınıfı örgütlerinde, komitelerde, sendikalarda, işçi birliklerinde-meclislerinde örgütlenelim, direnelim!
İşçi Emekçi Birliği