Antakya Armutlu’da yaşayan deprem mağduru Ü.Y, A.Ç ve ismini vermek istemeyen bir kadın ile yaptığımız röportajı sizlerle paylaşıyoruz. Bizlere depremden sonraki üçüncü günde yaşananları anlattılar.
Ü.Y: Binaların yüzde doksanı yıkılmış durumda. Yağmalar başladı ve ihtiyaç malzemelerinin buraya alınmasına izin verilmediğini duyuyoruz. Her yerde hırsızlar kol geziyor, evlere girmeye başlamışlar. Her yerde yemek kuyrukları var. Bu gün bir marketi soymalarına şahit olduk, durdurmaya çalıştık ama soyguncular bize de bıçak çektiler. Soymaya çalıştıkları market Simge Market’ti. Terk edilmiş araçlar çalınıyor. Enkaz altında cesetler var, yaşayan ailelerin yarısı enkaz altında. AFAD’ın telefonlarına ulaşamıyoruz. Bir kadın üç gündür enkazın altında çığlık çığlığa bağırıyor. Yakınları geçen bir vincin önüne atladı ve yalvardı yardım için ama kimse yardım etmedi, vinç çekti gitti. İnsanlar kaderine terk edilmiş. Yerel yönetimler, valilik hiçbir şey yapmıyor.
Kızılay’ın ayrımcılık yaptığını duyuyoruz, çadır verilmiyor buraya. Armutlu enkaz altında. Ambulanslar buraya gelmiyor. İktidara muhalif semtlere karşı ayrımcılık uygulanıyor. Samandağ’ı bunlardan bir diğeri. AFAD’ın gelen malzemelere el koyduğunu, bunun kendilerinin işleri olduğunu söylediklerini duyuyoruz. Tırlar dolusu destekler engelleniyor. Biz Uğur Mumcu caddesindeyiz, elektrik yok güneş panelleri ile aydınlatıyoruz kaldığımız parkı. Ateşle ısınmaya çalışıyoruz. Şehir karanlık içinde. Gönüllü kurtarma ekipleri geldi, enkazdan ses duymaya çalışıyorlar, ama duyamıyorlar. Bunun için hassas ses detektörleri lazım hiç biri yok. Gönüllüler kulaklarıyla sesleri duyamadıklarını söylüyorlar. AFAD’ın elinde detektörler var. Hatay’a 104 tane gönderildiğini biliyoruz, ama buralara ulaştırılmıyor.
İnsanların kaldığı parklar var ama tuvaletleri kilitli. İnsanlar tuvalet ihtiyaçlarını dışarılara yapıyorlar. 15 tane çadır Antalya Büyük Şehir Belediyesi tarafından kuruldu, ama içleri boş. Battaniye yok, ısınma yok. Antalya ve Merkez Efendi Belediyeleri yemek dağıtıyor. Bunun dışında kimseleri göremiyoruz.
A.Ç: İlaç sıkıntısı çok. Eczanelerde yağmalandı. Ben açık bir eczane buldum çocuğum için insülin istedim, bana yağmalandığı için kalmadığını söylediler. Enkazda yıkılmış bir eczanenin yıkıntıları arasında girdim bir kutu insülin buldum. Kendimiz için olanı aldım, kalanını teslim ettim.
İsmini vermek istemeyen bir kadın: Aldığımız bir duyuma göre Yayladağ hapishanesinde kalan erkek mahkumlar depremden faydalanıp kadın koğuşlarını basmışlar ve bir çok kadınlara tecavüz etmişler. Askerlerin müdahale etkilerini duyduk. Bu olayın bugün yaşandığını duyduk. Bir kişi askeri lojmanlar önünde eylem yapmak istedi, “devlet nerede?” diye bağırdı, o kişiyi kovdular. Belediye çalışanlarına soruyoruz, “neredeler” diye; verdikleri cevap “hepsi kendi ailelerini kurtarma derdinde”. Kimse kalmadığını söylüyorlar.
Ü.Y: Halk tepkili, ama örgütlü bir tepki henüz yok. Ben sigortacıyım, sigortanın kriz masası var, ama ulaşamıyorlar. Telefonlara çıkan yok. Beni arıyorlar, bende depremde kaldığımı söylüyorum. Ne Kızılay, ne AFAD var. Diyanet de dua ediyor sanırım. Bize gönderilen hiçbir numaraya ulaşılamıyor. Vinç numaraları gönderildi, arıyoruz açmıyorlar. Hiçbir bilgi doğru değil.
Çocukların çırılçıplak hastanelere götürüldüğünü biliyoruz. Hemşireler bu çocukları giydiriyor içerde. Hepsi kimsesiz çocuklar. Çocuk istismarcılarının da türediğinin duyumunu aldık. Tanınmadık kişilerin gelip kimsesiz çocukları kaçırdıkları söyleniyor. Bunlar iddia tabi kesin bilmiyoruz fakat çok konuşuluyor.
Verilen sayıların hiçbiri doğru değil. Burada haber alınamayan binlerce aile var. Sadece Armutlu’da bin ev var ve enkaz halinde. Her zaman dolu olan sokaklar şu an boş. Nedenini tahmin edin edebilirsiniz.
Bu röportajı yaptığımız üç arkadaşımız kendi güvenlikleri için isim ve görüntülerini paylaşmayı doğru bulmadığımızdan veremiyoruz. Sorun tahmin ettiğimizden çok daha büyük. Yaşananlara tepkisiz kalınamaz. Antakya Armutlu’da yaşananların bundan çok daha fazlası olduğunu düşünebilirsiniz. Diğer bölgelerin de anlatılanlardan farkı olmadığını görüyoruz.
08.02.2023