Komünist Gençlik Enternasyonali Programı -1-
PROLETARYA DİKTATÖRLÜĞÜ KOŞULLARINDA KOMÜNİST GENÇLİK BİRLİĞİ (KGB)
-Sovyetler Birliği’nin parlak örneği-
Emekçi gençlik, dünyanın altıda birini kapsayan muazzam bir alanda kapitalizmin boyunduruğundan kurtulmuş durumdadır ve özgür ve emniyet altında kendi devletinde -Sovyetler Birliği’nde- yaşamaktadır. Dünyanın ilk proleter devleti olan Sovyetler Birliği, kapitalizm şartlarında sömürünün nesnesi olan gençlik emeğini sosyalist eğitimin temeli yapıyor. Proleter devlet daha şimdiden gençlik çalışmasının yeniden örgütlenmesi üstünde çalışıyor. Gençliğin üretici çalışması tasfiye edilmiyor, bilakis yeniden biçimlendiriliyor; mesleki, siyasi, genel eğitim ve beden eğitimiyle birleştiriliyor ve eğitim bakış açısıyla yeniden düzenleniyor. Gençlik emeğinin sosyalist yeniden örgütlenmesinin gerçekleştiği yer, sosyalist işletmedeki işletme okuludur (yani çırak atelyeleri veya bölümleri; teorik dersle işletmedeki pratik dersin birleştirilmesi).
Proleter devlet, gençlik emeğinin sosyalist yeniden örgütlenmesinin gerçekleştirilmesinin önkoşulu olarak gençlik emeğinin korunması ve gençliğin iktisadi durumunun iyileştirilmesi için tam bir tedbirler sistemi yarattı:
1. 14 yaşına kadar çocuklara ücretli işte çalışma yasağı.
2. İşgününün 18’inden küçük gençler için altı, 16’sından küçük gençler için dört saate indirilmesi.
3. Başlangıçta 18, ileriki dönemde 20 yaşın altındaki gençler için gece ve akort çalışma yasağı, gençliğin sağlığına zararlı işletmelerde çalışma yasağı.
4. Kısaltılmış işgününü garanti altına almayı (kısaltılmış işgünü tam işgünü gibi ücretlendirilir) ve işçi gençliğin iktisadi durumunun yetişkin işçilerin yaşam koşullarıyla aynı ölçüde yükseltilmesini sağlayan bir ücret politikası. Eşit işe eşit ücret.
5. 18 yaşın altındaki gençler için tam ücretin ödenmesi şartıyla dört haftalık izin.
6. Düzenli aralıklarla yapılan sağlık kontrolü ve işçi gençlerin özel ya da genel dinlenme yurtlarına, sanatoryumlara vs. gönderilmesi kaydıyla işçi gençliğin sağlığının korunması.
7. Sanayide gençliğe belirlenmiş bir oranda işyerinin ayrılması (kota uygulaması -ÇN)
8. Hastalık durumunda, çalışma yeteneğinin kaybı ya da işsizlik durumunda esasen devletin ve işverenlerin ödediği sosyal sigorta.
Sosyalist devlet, gençliğin bakımını sosyalist inşa sürecinde giderek artan ölçüde üstlenmeyi hedeflemektedir.
Proleter devlet, gençleri 18 yaşından itibaren tüm devlet ve iktisat organlarına, çalışmaya başladıkları andan itibaren işyeri temsilciliğine seçme ve seçilme hakkına sahip, devletin tam hak sahibi yurttaşları yaparak ve onlara tüm toplum ve devlet örgütlerinde birlikte çalışmanın kapılarını açarak gençliğin yasal ve siyasi taleplerini karşılar.
Sovyetler Birliği gençlik için eğitim sisteminin bir bütün olarak dönüştürülmesi üzerinde çalışır. “Ancak gençliğin öğretimini, örgütlenmesini ve eğitimini temelden değiştirdiğimizde, genç neslin, eski topluma hiç benzemeyen yeni, yani komünist toplumun kurulması çabalarının sonuç vermesini sağlayabiliriz.” (Lenin) Bu yöndeki büyük bir ileri adım işçi gençlik için sosyalist işletmelerde yaratılan işletme okullarıdır. Sovyetler Birliği bu işletme okullarında, üretim sürecinin anlamı ve hedefini teknik ve toplumsal açıdan öğrenmeleri yoluyla işçi gençliğin çok yönlü eğitimini amaçlamaktadır. Bu şekilde işçi, sosyalist üretimin sınıf bilinçli yöneticisine doğru gelişir. İşletme okulları gençliğin tüm teorik eğiliminin geliştirilmesi ve sağlamlaştırılmasını teşvik etmekte; kulüp çalışması ve beden eğitimiyle gençliğin vücut ve zihnini geliştirmektedir.
Proleter devlet, şimdi devletin tekeline geçen ve emekçi kitleler arasında komünizmin propagandası ana hedefine hizmet eden halk eğitimi sistemini, emekçi gençliğe sosyalizmin inşası için gerekli tüm bilgilerle donanma imkanını tanıyacak şekilde dönüştürmektedir. Sovyetler Birliği aktif bir şekilde yeni halk eğitim sistemini inşa etmeye çalışmaktadır; o öncelikle temel olarak standart meslek okulu (politeknik eğitim yapan okullar -ÇN) kurmakta, emekçiler için orta ve yüksek okullar açmakta (bazı özel işçi fakülteleri örgütlemekte) ve bu okulları proletarya diktatörlüğünün ve sosyalist eğitimin ihtiyaçlarına göre yeniden biçimlendirmektedir.
Komünist Gençlik Birliğinin çalışma ve konumu da birçok açıdan tamamen değişmektedir. Kapitalizmin şartlarında soruşturma ve kovuşturmaya tabi tutulan Komünist Gençlik Birliği Sovyet iktidarından her türlü desteği alıyor ve proleter devletin tüm çalışması ve mücadelesine, özellikle de gençliğin çalışması ve eğitimi alanında, aktif bir şekilde katılmaktadır. Proleter örgütler ve proleter devlet KGB’yi emekçi gençliğin çıkarlarının temsilcisi olarak kabul etmektedir.
Böylelikle faaliyetlerinde emekçi gençliğin yaşamının tüm yönlerini gözeten KGB, proletarya diktatörlüğü şartlarında emekçi gençliğin komünist eğitiminin kitle örgütü olarak sınırsız gelişme imkanına sahip olmaktadır.
Sovyetler Birliği’nin doğrudan Bolşevik Partinin yönetiminde çalışan Leninist-Komünist Gençlik Birliği, faaliyetleriyle kendini bir kitle örgütüne, tüm işçi gençliğin ve bir bütün olarak emekçi gençliğin temsilcisi ve öncüsüne dönüştürme görevini çözmüştür. Kendini içsavaşın ateşine atan ve şimdi sosyalizmin inşasına katılan ve buna tüm emekçi gençliği çeken KGB, milyonların muazzam bir ordusuna dönüşmüştür.
Muzaffer proletarya ezilen halkların gençliğini de kurtarmaktadır; ona tüm siyasi hakları tanımakta ve bir dizi iktisadi, yasal ve kültürel tedbirle gerçek eşitliği sağlamaktadır. SSCB’de, tüm milliyetlerden emekçi gençlik ilk defa, zihnen karanlıkta ve cehalette tutulan, köleleştirilen kitleden özgür ve tam hak sahibi yurttaşlara, sınıf bilinçli savaşçılara ve yeni toplumun inşasının katılımcılarına dönüştü.
Sovyetler Birliği, yoksul köylülere her türlü yardımı sunmaktadır ve köylü gençliğin durumunu daha şimdiden önemli derecede iyileştirmiştir. O devlet olarak köylü gençliğin tarımsal meslek eğitimini yoluna koymakta ve bu bilinçle tarımın sosyalist kooperatifleştirilmesini yaratmaya çalışmaktadır.
Devletin sınıf karakterinin değişmesiyle birlikte KGB’nin faaliyetlerinin içeriği de değişiyor. Kapitalizmin egemenliğinin son dönemlerinde o burjuva devlet iktidarının yıkılmasının bir aracıyken, proletarya diktatörlüğünde proleter devletin bir dayanağına dönüşür. Artık KGB’nin temel görevi, doğrudan sosyalist inşaya aktif katılımı sürecinde en geniş emekçi gençlik kitlelerinin komünist eğitimidir. Proletarya diktatörlüğü için mücadele döneminde gençliğin sınıfsal proleter eğitimi kapitalist burjuva toplum düzeninin yıkılması için sınıf mücadelesine katılmak ise, proletarya diktatörlüğü şartlarında da yeni yaşamın inşası için olumlu çalışma, proletarya diktatörlüğünün sağlamlaştırılması ve eskinin tüm kalıntılarına karşı mücadeledir. Tüm bunlar dünya işçi sınıfının mücadelesine katılma ve Marksizm-Leninizmin teorisini öğrenmeyle yakından ilişkilidir, tüm bunlar denenmiş ve sınıf bilinçli sosyalist işçilerin, sınıf savaşçılarının, dünya proletaryasının zaferi, proleter dünya devrimi için savaşçıların yetiştirilmesi hedefini gözetmektedir. KGB, Lenin’in Rus KGB’nin 3. Kongresi’ndeki şu sözlerini hatırda tutarak bütün faaliyetiyle tüm emekçi gençliği sosyalist inşaya aktif katılım için kazanmaya çalışır: “Her genç kızın, her genç erkeğin dahil olması gereken komünist toplumun milyonlarca yapı ustasının içinde ilk yapı ustaları siz olmalısınız; işçi ve köylü gençliğinin tüm kitlesini komünizmin inşasına çekmezseniz, komünist topluma varamazsınız.”
Bu nedenle, KGB, tüm emekçi gençliği sosyalist devlet mekanizmasının, sosyalist sanayinin faaliyetlerine olduğu kadar Sovyet iktidarının kırda ve kentte geliştirdiği siyasi, askeri, iktisadi, kültürel faliyetlere de çekilmesi için çalışır. Kapitalist sınıfın egemenliği döneminde burjuva ordusuna ve kapitalizme karşı koyan ve savaşan KGB, şimdi tüm güçleri de katarak, proleter devleti savunacak olan, proletarya diktatörlüğünü kapitalist saldırı ve burjuvazinin iktidarını yeniden kurma çabalarına karşı savunacak olan Kızıl Ordu ve Donanmanın güçlendirilmesini teşvik eder. KGB, en iyi güçlerini kızıl ordu eri, kumandan ve siyasi işçi olarak Kızıl Orduya ve Donanmaya verir. O, emekçi gençliğin proleter, askeri eğitimini teşvik eder. Dünyanın bütün emekçilerinin anavatanı, proleter devletin, -emperyalist haydutlara karşı ve dünya devrimi için mücadelesinde- savunulması mücadelesinde birinci ve en cesaretli odur.
KGB, çalışmanın sosyalist dönüştürülmesi ve gençliğin yaşam biçimi alanında büyük bir faaliyet geliştirir. İşçi gençlik işçi sınıfının bir parçası olduğunda ve işçi gençliğin çalışmasının sosyalist yeniden örgütlenmesi proleter devletin ve sendikaların meselesi olduğundan, KGB çalışmasıyla devlet organlarının ve sendikaların görevlerinin yerini almaz, bilakis iktisadi ve kültürel taleplerini onlarla sıkı işbirliği içinde kabul ettirir. O onların çalışmalarına katılır ve burada tüm emekçi gençliğin taleplerini savunur. KGB sosyalist inşanın ortak genel görevlerinden hareket eder ve işçi gençliğin taleplerini tüm işçi sınıfının çıkarlarıyla uyumlu hale getirir.
Proletarya diktatörlüğü dönemindeki KGB’nin değişen şartları ve faaliyetlerinin değişen içeriğine uygun olarak KGB’nin sosyal çerçevesi de genişler. KGB şimdi işçi ve köylü gençliğin tek toplumsal ve siyasi kitle örgütüdür. KGB, kentin ve kırın tüm işçi gençliğini, yoksul köylülük gençliğinin en geniş kesimlerini ve orta köylülük gençliğinin en iyi unsurlarını kendi saflarında örgütlemeye çalışır. KGB giderek daha geniş tabakaları kapsar, bileşimi açısından artık işçi-köylü örgütüdür. Buna rağmen o siyasi rolü, çalışmasının içeriği ve yöntemleri açısından proleter örgüt olarak kalır.
Köylü üye kitlesinin çokluğu göz önünde tutulduğunda, KGB’nin çalışmasının ve doğru proleter çizginin korunmasının en önemli önkoşulu, sağlam, proleter önderlik ve KGB içinde işçi gençliğin yönetici rolünün mutlaka ve durmadan garanti altına alınması temelinde, KGB’nin her iki bölümünün, işçilerin ve köylülerin sıkı birliğinin ayakta tutulmasıdır. KGB’nin büyümesinin düzenlenmesi ve fonksiyoner kadroların biçimlendirilmesi buna bağlı olarak ele alınır. Proletarya diktatörlüğü, diğer emekçi gençlik tabakaları üzerinde işçi gençliğin önderliğinin KGB üzerinden tam gerçekleşmesini mümkün kılar.
KGB’de proleter önderliğin garantilenmesi ve önünde duran muazzam görevleri yerine getirmesinin garantisi, KGB içinde çalışan parti üyeleri üzerinden olduğu kadar doğrudan parti örgütleri tarafından sağlanan Partinin önderliğidir. SSCB’de proletarya diktatörlüğünü yöneten Lenin’in Partisi Komünist Hareket içinde eski ve yeni kuşağın karşılıklı ilişkilerinin nasıl olması gerektiğine parlak bir örnek sunuyor.
KGB, gençliği kendi saflarında örgütlemenin ötesinde de emekçi gençliğin proleter olmayan tabakaları üzerindeki etkisini artırma ve onları yönlendirme imkanlarına (devlet mekanizmasının çalışmalarına, sendikalara, kooperatiflere, spor, kültür ve diğer örgütlere katılarak) sahiptir.
KGB’nin siyasi aydınlatma çalışması, hedeflerin değişmesi ve maddi ve manevi araçların artması sonucu, derinlemesine ve enine büyümektedir. Siyasi aydınlatma ve emekçi gençliğin kültürel seviyesinin yükseltilmesi alanında büyük bir çalışma geliştiriyor. O, emekçi gençliği kolektif ruhla eğitmeyi hedefliyor. Emekçi gençliğe sosyalist inşanın görevlerini açıklıyor ve siyasi ve iktisadi proleter devrimin ardından acilen gerekli olan kültür devriminin en ön saflarında duruyor.
KGB, tüm gücüyle Parti ve Sovyet iktidarıyla birlikte eski sömürücü koşulların kalıntılarına, kapitalist kültürsüzlüğe, cahilliğe ve geriliğe, insanlar arasındaki burjuva ve küçük burjuva ilişkilere ve kapitalist toplumun bıraktığı yüklü kötülükler mirasına karşı mücadele eder. KGB, kararlılıkla dini aptallaştırmaya, özel mülkiyet egoizmine, küçük burjuva bireyselciliğine ve loncacı eğilimlere vs. karşı mücadele eder. KGB, gençliğe proletaryaya düşman, kapitalist unsurların kalıntılarına karşı mücadelenin yöntem ve biçimlerini gösterir ve emekçi gençliği bu mücadeleye seferber eder.
KGB, emekçilerin çocuklarına özel dikkat sarf eder. Emekçilerin çocuklarının konumu, salt işçinin durumu, proleter annenin hakları değişikliğe uğradığından kökten değişmekle kalmadı; proleter devlet, çocukların komünist eğitimi için, güçlerinin ve yeteneklerinin serpilip gelişmesi için gerekli tüm koşulları giderek yerine getirdiği için ve proletarya diktatörlüğü çocuklarda geleceği gördüğü için de değişti.
KGB Komünist Çocuk Hareketini desteklemeyi ve yönetmeyi esas görevi olarak kavrar.
KGB, iktidarın proletarya tarafından ele geçirilmesinden sonra tarihsel göreve en büyük ve en bilinçli katılımda bulunma göreviyle, insanlığın ideolojik olarak yeniden biçimlendirilmesi anlamında da sınıfların yeniden biçimlenmesi, yeni sosyalist bir kuşağın yetiştirilmesi ve eğitilmesi göreviyle karşı karşıyadır. KGB, kültür çalışmalarını, ancak bu şartlarda komünist eğitimin gerçek parçası olacaklarından, siyasi temel görevlerine bağlı kılar.
Eski sömürücü sınıfların kalıntıları proletarya diktatörlüğüne karşı mücadelelerini sürdürdükleri sürece, sınıf mücadelesi de yeni biçimler alarak sürecektir.
Ülke KGB’leri, proletaryanın muzaffer olduğu yerde diğer ülkelerin çalışan gençliğinin mücadelelerine özel yardım ve desteği verme yükümlülüğüne sahiptir. Kapitalist ülkelerdeki KGB’ler sonuna dek sosyalist Sovyet Cumhuriyetleri’nin savunulması için mücadele ederler.
Komünist Gençlik Enternasyonali Programı -2-
KOMÜNİST GENÇLİK BİRLİĞİNİN SÖMÜRGELERDEKİ MÜCADELESİ
Komünist Gençlik Birliği (KGB) ve Ulusal Sorun
İnsanlığın yarısından fazlası sömürge ve yarı-sömürge ülkelerde emperyalizmin boyunduruğu altında inliyor. Dünyanın, ezilen ve ezen uluslara bölünmesi, az sayıdaki emperyalist gücün nüfuz alanları ve sömürgeleri olarak paylaşılması, iktisaden geri kalmış halkların bunlar tarafından sömürülmesi ve ulusal baskı altında tutulması, bugünkü kapitalist sistemin en güçlü dayanaklarından biridir. Emperyalizm, sömürgelerde eski kültürleri yok ediyor, çalışan kitleleri en koyu sefalete sürüklüyor, her şeyden önce de köylü kitlelerini yoksullaştırarak onları dilenci konumuna düşürüyor, ülkeyi iktisaden sömürüyor ve onun üretici güçlerinin büyümesini ve bir ulusal iktisadın gelişmesini engellemeye çalışıyor.
İngiliz, Amerikan, Fransız, Japon, İtalyan, Belçika emperyalizmi ve diğer emperyalistler, emekçi kitlelerin kanını emen parazitler ve canavarlar gibi ezilen halkların ensesine biniyorlar. Hindistanlı işçinin, Çinli kulinin, Afrikalı köylülerin, Güney Amerikalı tarım işçilerinin kanı ve teri, Londra ve New York bankalarında dolara dönüşürken, açgözlü Japon emperyalizmi, tüm Doğu Asya’yı yutmaya çalışırken ve Fransa’nın, Belçika’nın, İtalya’nın doymak bilmez finans kapitali Afrika’nın yarısını yağmalarken, Hollanda Endonezya’da plantaj kölelerinin üzerinde kamçısını şaklatırken, tek tek emperyalist güçler azgın vahşi hayvanlar gibi yağlı av için birbirleriyle çatışıyor.
Sömürge ve yarısömürge ülkelerin ezilen halklarının ulusal kurtuluş mücadelesi, sermayeye karşı dünya devriminde muazzam bir rol oynuyor. Sömürgelerdeki ulusal devrimci hareketlerin önemi, birincisi bunların işçi sınıfının emperyalizme karşı ve proletaryanın dünya diktatörlüğü için mücadelesinin dolaysız desteği olmasında ve ikincisi, sömürgelerde de sosyalist devrimin yolunu açmasında yatıyor. Emperyalizme karşı ortak mücadelede, emperyalist ülkelerdeki proletaryanın sömürgelerdeki ezilen halklarla ittifakı, işçi sınıfının zaferinin en önemli şartlarından biridir.
Sömürge ve yarı-sömürgelerde komünistlerin en temel görevi, işçileri ulusal burjuvazinin önderliğinden kurtarmak, onları bağımsız öz örgütlerinde toparlamaktır. Bu, ancak komünistlerin burjuva ulusal reformizme karşı enerjik bir mücadele yürütmesiyle mümkündür. Sömürgelerin kurtuluşu ancak devrimci yoldan, işçi sınıfının önderliğinde mümkündür. Sömürge devrimlerinde işçi sınıfı, köylülükle ittifakı ve köylü örgütlerinin burjuvazinin etkisinden kurtarılmasını sağlamak ve önderliği elde etmek zorundadır. Ulusal burjuvaziyle geçici anlaşmalara, ancak bunlar işçilerin ve köylülerin bağımsız örgütlenmesini engellemediği ve emperyalizme karşı mücadeleye aktif olarak katıldığı ölçüde izin verilebilir.
Kapitalist ülkelerde de çeşitli ulusal azınlıklar egemen emperyalist burjuvazi tarafından baskı altında tutuluyor. Bu baskı, ilk önce emekçi kitlelere, işçilere ve köylülere yöneliyor, ulusal azınlık burjuvazisinin üst tabakaları ise egemen emperyalist burjuvaziyle işbirliği yapıyor. Komünistler, ulusal sorunda tam ayrılma ve bağımsızlık hakkı da dahil ulusların kendi kaderini tayin hakkını savunur. Bu temel şiara bağlı olarak, KGB, komünist partisiyle birlikte ezilen ulusal azınlıklar için, kendi dilini kullanma, ulusal dilde ders ve okul, ulusal azınlıklardan askerler için özel talepler vb. gibi ulusal hak ve talepler savunur. KGB, ezilen halkların ulusal haklarını savunurken, aynı zamanda her türlü ulusal şovenizme, özelde de egemen ulus şovenizmine karşı mücadele eder ve tutarlı bir biçimde proleter enternasyonalizmini savunur. KGB, onları komünist partisi ve KGB önderliğindeki ortak mücadeleye kazanmak için, kapitalist ülkelerdeki ezilen ulusal azınlıkların devrimci örgütleri içinde çalışır.
KGB, sömürge ve yarı sömürgeler için de tam ayrılık ve bağımlığın kazanılmasına dek, kendi kaderini tayin hakkını savunur.
Ulusal sorunun ancak bu şekildeki bir çözümüyle kapitalizmden kurtulmuş tüm halkların emperyalizme karşı mücadelede ve sosyalist iktisadın inşası için özgür birliği mümkündür. Sosyalist Sovyet Cumhuriyetleri’nin dünya birliği bu yoldan kurulacaktır.
Ulusal sorunun komünist çözümü, Sovyetler Birliği’nde gerçekleştirildi. Çarlığın eski sömürgeleri ve ezilen ulusal azınlıklar, yeni ulusal, kültürel ve iktisadi yaşama gözlerini açtı, ulusal bağımsızlığa ve devletlerine kavuştu ve eşitler arasında eşit olarak, diğer uluslarla birlikte Sosyalist Sovyet Cumhuriyetleri’nin birliğinde yerlerini aldılar. Dolayısıyla, Sovyetler Birliği, tüm ezilen halklara emperyalist boyunduruğa karşı mücadelelerinde yeni hız ve güç verecek olan muazzam etkide bir örnektir.
KGB, emperyalist tiranlığa karşı her hareketi, salt sömürgeler ve yarı-sömürgelerde değil, formel olarak bağımsız olan ülkelerdeki hareketleri de, öncelikle de Orta ve Güney Amerika’dakileri destekler.
Tek tek sömürge ve yarı-sömürgelerde durum, kapitalizmin bu ülkelere ne ölçüde girdiği ve orada geliştiğine bağlı olarak değişiktir. Geri sömürgelerde ve yarı-sömürgelerde sınıflara bölünme kapitalist gelişmenin bakış açısından henüz tam değildir ve feodal ve patriarkal koşullar egemendir; gelişmiş olanlarda ise, giderek artan ölçüde toprak sahipleri ve feodalizmin kalıntılarını cisimleştiren aristokrasi, burjuvazi, işçi sınıfı ve köylülük arasındaki ayrım belirginleşmektedir.
Sömürgelerde ve yarı-sömürgelerde temel talep, ulusal kurtuluş ve birleşme ve tarım sorununun çözümü, yani feodalizmden ve emperyalizmden kurtuluştur. Proletarya bu devrimde, Sovyetler üzerinde yükselen işçilerin ve köylülerin demokratik diktatörlüğünü kurmayı amaçlar. İşçi sınıfı, daha burjuva demokratik aşamada gelişmiş sömürgelerde köylülük ve devrimci küçük burjuvaziye önderliği (egemenlik) elde etmeyi amaçlamalıdır. Ulusal burjuvazinin devrimin ileriki sürecindeki kaçınılmaz ihaneti nedeniyle, burjuva demokratik devrim, ancak proletaryanın önderliğinde sonuna dek götürülebilir ve ancak bu yoldan proletaryanın sonal sınıfsal hedefi için mücadele ve burjuva demokratik devrimin sosyalist devrime dönüşmesi mümkündür. Bu dönüşüm süreci, bir dizi faktöre bağlıdır, bunlar içinde tayin edici rol oynayanlar şunlardır: Devrimin burjuva demokratik görevlerinin yerine getirilmesinin ölçüsü; proletaryanın ve partisinin gücü ve köylülük üzerindeki etkisi; gelişmiş kapitalist ülkelerin proletaryasının yardımı; mevcut sosyalist cumhuriyetlerin yardımı.
İçinde bulunduğumuz aşamada, sömürgeler için bu yoldan kapitalist gelişme aşamasının atlanması imkanı vardır. Dünyanın kocaman bir bölümünde -Sovyetler Birliği’nde- proletarya diktatörlüğünün var olduğu bir dönemde, dahası gelişmiş kapitalist ülkelerde işçi sınıfının iktidarı ele alma mücadelesinin gündemde olduğu şartlarda, tek tek ülkelerde henüz toplumsal olgunluğa erişilmiş olmasa dahi, sömürge devrimleri tüm proleter hareketin desteğiyle sosyalist gelişmeyi uygulayabilir.
Sömürge ve yarı-sömürgelerde, korkunç bir sömürü, baskı ve özgürlükten yoksunluğun çifte boyunduruğu altındaki emekçi gençlik, sömürge devriminde özellikle büyük bir rol oynar. Çünkü, bir taraftan çocuk ve gençlerin büyük bir yüzdesi üretimdedir, orduyu doldurmaktadır; öğrenci gençliğin önemli bir bölümü emekçi kitlelerle yakından ilişkilidir ve aynı onlar gibi büyük bir sömürüye tabidir; diğer taraftan dünya savaşımının koşullarında ve atmosferinde, emperyalizmin artan baskıları, devrimci yenilikler ve altüst oluşlar koşullarında büyüyen, emperyalizme karşı kinle dolu olan ve tüm devrimci mücadelelerde en büyük cesareti ve ölümden korkusuzluğu sergileyen tam da gençlikti. Ancak, sınıfların farklılaşması sömürgelerde gençlik üzerinde de etkili oluyor. Feodalizm ve emperyalizmin yanısıra kendi burjuvazisi de gençliği kendi etkisine almaya çalışıyor ve bu amaçla örgütler kuruyor. Çalışan gençliğin mücadelesi için de temel koşul, ulusal reformizmin etkisine karşı mücadele ve işçi gençliğin ve köylü gençliğin bağımsız öz örgütlenmesidir.
KGE’nin emekçi gençliğin devrimci mücadelesine önderlikte temel görevi, tüm sömürge ve yarı-sömürgelerde komünist gençlik birliklerinin oluşturulmasıdır. KGB’nin sömürge ve yarı-sömürgelerde yaratılmasının pratik yolu her yerde aynı değildir.
Sömürgelerin ve yarı-sömürgelerin gelişmişlik derecesine göre KGE’nin görevleri iki gruba ayrılabilir:
Sanayiye ve proletaryaya sahip gelişmiş sömürgelerde ve yarı-sömürgelerde KGE’nin ana görevi KGB’nin kurulmasıdır. KGB, kitle örgütü olmaya, hem ulusal devrimci hem de sosyal mücadelesinde emekçi gençliğin önderi olmaya gayret etmelidir. Kitlelerin KGB tarafından kazanılması ve örgütlenmesi amacıyla çeşitli yan örgütlerin oluşturulması da gereklidir.
KGB, bazen biçimi ve içeriği ülkenin koşullarına ve ulusal devrimin gelişme düzeyine bağlı olan, özde işçi ve köylü gençliğin bloğunu oluşturan geniş bir ulusal devrimci gençlik örgütü yaratabilir. Bu durumda dikkatinin merkezinde başından itibaren işçi gençliğin ve KGB’nin önder rolünün sağlanması durmalıdır.
Kapitalist sınıf ayrımının henüz gelişmediği ve az gelişmiş proletaryaya sahip geri kalmış sömürgelerde KGE’nin görevleri şunlardır:
1) Komünist unsurların toparlanması ve bilinçli komünist kadroların ve grupların oluşturulması.
2) Yabancı emperyalist boyunduruktan devrimci kurtuluş, tarım devriminin gerçekleştirilmesi, kapitalist ülkelerin proleterleriyle ittifakın oluşturulması, komünist önderlik altında gençliğin iktisadi, kültürel ve siyasi talepleri için mücadele bayrağı altında çalışan gençliğin geniş kitle hareketinin örgütlenmesi.
Komünist kadroların ya da grupların kitleler içindeki etkisi arttıkça ve kitle etkilerini sağlamlaştırmayı becerdikleri ölçüde, gerçek bir komünist gençlik birliğinin bu ülkelerde de oluşturulması mümkün olacaktır.
KGB, kararlılıkla sömürgelerde eşitsizliğin özgül biçimlerine karşı, kadınların ve genç kızların köleleştirilmesine karşı -kız ticareti, erken yaşta evlilik, toplumsal yaşama katılma yasağı vb.- kadın cinsinden gençliği emekçilerin genel mücadelesine ve örgütlerine çekerek mücadele eder.
Çin Devrimi ve kahraman Çin KGB’nin büyük örneği KGE’nin sömürgeler için çizgisinin doğru olduğunu ispatladı. Çin KGB, zor koşullara rağmen, küçük bir yarıöğrenci grubundan güçlü bir proleter kitle örgütüne dönüştü. O, Çin işçi gençliğinin önderliğini fethetti ve feodalizme, emperyalizme ve kendi burjuvazisine karşı mücadelede emekçi gençliğin en geniş kesimlerine önderlik etti; devrimin temel şiarları için mücadeleye olduğu kadar, işçi ve köylü gençliğin dolaysız somut gereksinimleri ve talepleri için mücadeleye de kahramanca önderlik etti. En koyu terör dahi onu yok edemedi, tam tersine, burjuvazinin ve militaristlerin cellat rejimi altında pozisyonunu elde tuttu ve hatta güçlendirdi.
Çin KGB’nin gelişmesi ve mücadelesi Hindistan’ın, Endonezya’nın ve tüm sömürge dünyasının çalışan gençliği için teşvik edici bir örnektir.
Komünist Gençlik Enternasyonali Programı -3-
EMEKÇİLERİN ÇOCUKLARININ KOMÜNİST EĞİTİMİ
Komünist Gençlik Birliği’nin (KGB) özel görevlerinden biri emekçilerin çocukları arasında eğitim çalışmasıdır.
Burjuvazi, büyük çocuk kitlelerini sömürmekle yetinmiyor, onları zihinsel olarak da köleleştiriyor. Okullar ve tüm devlet öğrenim kurumları burjuvazi tarafından bir sınıfsal eğitim aracı olarak kullanılıyor. Emekçi çocuklarının büyük kitlesini bağrında toparlayan, burjuvazi tarafından tüm araçlarla desteklenen ve büyük etkiye sahip olan dinci, gerici ve tarafsız denilen çocuk örgütleri, okuldaki bu eğitimin tamamlayıcısı olarak işlev görüyor. Sosyal demokrat çocuk örgütleri de bunlarla elele çalışıyor. Bunun ötesinde kilise, basın, sinema vs. çocukları burjuvaca zehirlemenin araçlarıdırlar. İşçi sınıfı burjuvazinin sınıf eğitiminin karşısına proleter çocukların kendi devrimci sınıf eğitimini koymaktadır.
Yetişen nesillerin bu devrimci sınıf eğitimi amacıyla, sömürüye ve zihinsel köleliğe karşı mücadelelerinin örgütlenmesi ve komünist hareketin saflarında sosyalist devrim için ve komünizmin yapı ustaları olarak mücadele edecek olan savaşçılar olarak yetiştirilmesi amacıyla, gençlik örgütleri Komünist Partisinin önderliğinde komünist çocuk birlikleri örgütler (genç gönüllüler).
Komünist eğitim, ancak proleter çocukların mücadeleye ve kendi sınıflarının çalışmasına çekilerek uygulanabilir.
Komünist Çocuk Birliği’nin ve onun her bir hücresinin ve gruplarının tüm eğitim çalışmasının esası planlı olarak çocukların kavrayışına ve çeşitli yaş gruplarının ilgilerine uygun biçimde çocukların proletaryanın sınıf mücadelesine ve belirli biçimlerle mümkün olduğunca KGB ve KP’nin devrimci faaliyetlerine çekilmesidir. Komünist Çocuk Birliği, zengin bir örgüt içyaşamı, çocukların doğasına uygun canlı ve çok yönlü ajitasyon ve propaganda yöntemlerinin geliştirilmesiyle, özel genç gönüllüler yöntemlerinin korunmasıyla, vücut bakımı, spor, proleter kültür çalışması vs. ile komünist gençliği eğitir. Çocuk örgütü içinde ve dışında, mümkün olan en büyük özfaaliyet ve özinisiyatifin geliştirilmesi onun eğitim yöntemidir.
Komünist Çocuk Birliği, emekçi çocuklarının geniş kitlelerinin çıkarları ve talepleri için mücadele eder, o çocukların iktisaden sömürülmesine karşı, askerileştirilmeye karşı, burjuva okullarındaki eğitimle dinci ve ulusal aptallaştırılmaya karşı mücadele eder. Başta dinci ve milliyetçi örgütler olmak üzere burjuva ve sosyaldemokrat çocuk örgütlerine karşı mücadele onun görevidir. Bu göreve uygun olarak o, kırda ve şehirde en geniş çocuk kitlelerini etrafında toparlar ve örgütler.
Çocuk Birliği, eğitim çalışmasında doğal olarak KGB’den daha basit görevlere sahiptir, bu nedenle onun sosyal tabanı KGB’ninkinden daha geniş olmalıdır. Komünist Çocuk Birliği tüm emekçilerin çocuklarının komünist eğitimi için bir örgüttür.
Komünist Çocuk Birliği, Komünist Gençlik Birliği’nin yönetiminde ve KP genel önderliği temelinde çalışır. KGB, Komünist Çocuk Birliği’ne yönetici kadroları verir ve yetişkin işçilerin başarılı yardımı ve desteğini sağlar. Komünist Çocuk Birliği, örgütlerini öncelikle çocuk kitlelerinin çalıştığı ve öğrenim gördüğü yerlerde, burjuva etkilenmeye ve sömürüye en fazla maruz kaldıkları yerde (okullarda: okul hücreleri; işletmelerde: KGB hücrelerine bağlı çocuk işletme hücreleri) kurar. Bu okul hücreleri veya çocuk işletme hücreleri, Komünist Çocuk Birliği’nin örgüt temelini oluşturur.
KGB, böylelikle emekçilerin çocuklarının eğitim faaliyetindeki yöntem ve hedefleri açısından da sosyaldemokratlardan ayrılır. Sosyaldemokratlar, çocukların sınıf mücadelesine ve siyasete çekilmesini “reddetmekte” ve çocuk hareketi yerine, herhangi bir özfaaliyeti olmayan, çocuk bakımı ve “salt kültürel” görevlere sahip oyun örgütlerini geçirmektedirler. Ama gerçekte bu örgütler sermayeye uysal köleler yetiştirme amacı gütmektedir.
KGB VE EMEKÇİ GENÇLİĞİN FİZİKSEL EĞİTİMİ
KGB, emekçi gençliğin ve bir bütün olarak emekçilerin jimnastik ve spor örgütlerinde bedenlerini eğitmelerinden yanadır. Emekçileri ve özellikle emekçi gençliği devrimci sınıf mücadelesinin zorluklarına ve taleplerine bedensel olarak da hazırlamak ve onları burjuva jimnastik ve spor örgütlerinden koparmak için işçi jimnastik ve spor örgütlerinin oluşturulması gereklidir. Jimnastik ve spor örgütleri siyasi olarak tarafsız örgütler değildir ve olamaz. Onlar hem burjuvazi, hem de işçi sınıfının elinde siyasi etkileme aracı ve sınıf mücadelesinde belirli görevlerin uygulamasında yardımcı araçlardır. Jimnastik ve spor örgütleri KGB için çalışan gençlik kitlelerine ulaşılmasının ve kazanılmasının en önemli yollarından biridir.
Diğer hiçbir işçi örgütünde işçi gençlik sayısal bakımdan jimnastik ve spor örgütlerinde olduğu kadar yoğun değildir. Jimnastik ve spor örgütlerindeki gençlik için proletarya ile burjuvazi arasındaki mücadele sınıf karşıtlıklarının artmasıyla keskinleşmektedir. Burjuvazi, sporu çalışan gençliği ideolojik olarak kazanmanın, onları askeri olarak eğitmenin ve iktisaden sömürmenin (işletme sporu, iş molalarında spor, okullarda askeri spor) en önemli aracı haline getirmeye çalışmaktadır. Spor hareketinde burjuvaziye karşı mücadele, aynı zamanda jimnastik ve spor örgütlerindeki politikasıyla burjuvazinin hedeflerine basamak olan sosyal demokrasiye karşı da mücadeledir.
Komünist Gençlik Birliği’nin bu alandaki en önemli görevi, işçi spor derneklerini ideolojik ve örgütsel olarak burjuva spor hareketinden koparmak ve kendi bağımsız işçi spor birliklerini yaratmaktır. Bu amaçla KGB burjuva spor birliklerinde, onun üyelerini işçi spor hareketine çekmek için fraksiyon ve içten çökertme çalışması sürdürür ve bunun için gerekli olduğu yerde işçi unsurların muhalefetini örgütler. İşçi spor hareketi içinde KGB’nin görevleri şunlardır: İşçi spor örgütlerinin işçi sınıfının günlük mücadelelerine ve özellikle de savaş tehlikesine ve faşizme karşı mücadeleye çekilmesi; örgüt içinde reformist önderlere ve reformist siyasete, reformist Luzern Spor Enternasyonali’ne karşı mücadele; işçi spor hareketini ülke çapında ve enternasyonal olarak devrimci temelde birleştirmek için spor yapan işçi kitleleri arasında günlük yoğun çalışma; Kızıl Spor Enternasyonali’nin desteklenmesi ve popüler hale getirilmesi ve ilkelerinin kabul ettirilmesi için çalışma; tüm işçi jimnastik ve spor örgütleri için siyaset ve direktiflerin üretilmesi; Kızıl Spor Örgütleri’nin kitle birliklerine dönüştürülmesi.
Faşizme karşı mücadelede ve işçi sınıfının gerekli askeri özeğitimi açısından büyük bir öneme sahip olan beden eğitimi biçimlerinden biri savunma sporudur. KGB, işçi spor örgütlerinin gençliğin beden eğitimi sorununda Kızıl Savaşçılar Birliği, Kızıl Gençlik Cephesi vb. gibi örgütlerle sıkı işbirliği için çalışır.
Kapitalizmde spor ve jimnastik burjuvazi için siyasi etkisini yaymanın bir aracı, emperyalist ordusu için kadroların eğitilmesinin aracı ve kâr getiren bir iştir. Kapitalizmde emekçi gençliğin geniş kitleleri gerçekten beden eğitimi ve spor faaliyeti araçlarından ve imkanlarından yoksundur. Bu imkanı ona ancak proletarya diktatörlüğü sunar: O, genç işçilerin çalışma saatlerini kısaltarak, sağlıklarını koruyup iyileştirerek, üretici çalışmalarını eğitim bakış açısıyla yeniden düzenleyerek, sporu kolektif ruhla yoğurarak ve onlara proleter devletin muazzam imkanlarını vererek bunu sağlar. Bunun en iyi ispatı Sovyetler Birliği’ndeki kültürfiziğin parlak gelişimidir.
Komünist Gençlik Enternasyonali Programı -4-
GENÇLİK UĞRUNA MÜCADELE
KGB’nin karşıtları
İşçi sınıfıyla burjuvazi arasında bütün ülkelerde gençliği düşünsel olarak etkileme ve kazanma uğruna mücadele kesintisiz olarak sürüyor. Mücadele eden iki taraf için de, hem çöküşe giden, eski, kapitalist toplum için hem de atılganlıkla ilerleyen proletarya için gençliğin kazanılması yaşamsal bir sorundur. “Gençliği kazanan, geleceği kazanır” ve “Gençliği kazanan, orduyu kazanır.” -Bu cümleler sorunun özünü ifade etmektedir.
Sınıf karşıtlıkları ve sınıf savaşımı keskinleştikçe, savaş sorunu daha büyük önem kazandıkça, burjuvazi de gençlik üzerindeki düşünsel egemenliğini korumak için amansızca mücadele ediyor. O, gençliğin faşistleştirilmesi ve askerileştirilmesi için, faaliyetleri çok küçük yaşta, okulda başlayan ve en önemli ve en tehlikeli kolu çeşitli biçimleriyle burjuva gençlik örgütleri olan karmaşık, tüm bir sistem geliştiriyor.
Faşizm, işçi sınıfına en azgın terör ve kanlı saldırılarla onun öncüsünü yok etmeye çalışan, burjuva emperyalist gericiliğin bir biçimidir. Faşizm, aynı zamanda sosyal demagoji ve rüşvetle kırın ve kentin belirli küçük burjuva katmanlarına dayanıyor ve işçiler arasına da girmeye çalışıyor. Faşizm, özel tedbirlerle çekmeye çalıştığı işçi gençliğin yozlaştırılmasına ve kazanılmasına özel önem veriyor. Gençliğin askeri eğitimine hizmet eden çeşitli devlet ve “tarafsız” örgütleri, bunlar ister mecburi, isterse “gönüllü” örgütler olsun, faşizmle iç içedir ve ona yakındır, hatta kısmen onunla bütünleşmiştir.
Burjuvazi, emekçi gençliğin geniş kesimlerine yönelik, siyasi renkleri faşizmden sosyal pasifizme kadar uzanan ve saf siyasal mücadele görevlerinden, spora ve gençliğin temel kültür ihtiyaçlarına kadar gençliğin tüm yaşam sorunlarıyla ilgilenen, özel gençlik örgütlerinden tüm bir ağ geliştiriyor. Bu çok biçimli sisteme askeri eğitim örgütleri ve burjuva spor örgütleri olduğu kadar, dini dernekler ve pasifist örgütler de dahildir. Çalışan gençlik arasında, işçilerin sınıf düşmanı özlerini tarafsız ve yurtsever spor veya din maskesiyle gizleyen burjuva spor örgütleri ve dini örgütler sayısal olarak çokca yaygındır. Çalışan gençlik açısından, gerçekte emperyalizmin savaş hazırlıklarını gözlerden gizleyen ve emperyalist savaşa ve kapitalist sisteme karşı gerçek mücadeleden alıkoyan çeşitli burjuva ve küçük burjuva pasifist örgütler oldukça tehlikelidir.
Kırda da, zengin köylü unsurların, çiftlik sahiplerinin ve kilisenin önderliği altında çeşitli gençlik örgütleri burjuvazinin işini görüyor.
Gençliği kazanma mücadelesinde çeşitli biçimleriyle sosyaldemokrat reformizm burjuvazinin yardımcısı rolünü yerine getiriyor. Tüm nüanslardan sosyaldemokrat partiler burjuvazinin proletaryanın kampındaki doğrudan ve dolaylı müttefiğine dönüştü. Onlar kapitalizmi çöküşten kurtarmaya çalışıyor ve kapitalist toplum düzeninin yeniden inşası ve sağlamlaştırılmasına yardım görevini önlerine koyuyorlar. Sosyaldemokrat partiler tek tek ülkelerde militarizmin güçlendirilmesini ve sosyalist bir maskeyle kendi emperyalist burjuvazilerinin emellerini savunuyorlar (sosyalemperyalizm). Onlar tüm araçlarla işçi sınıfının devrimci mücadelesinin karşısında duruyor ve sadece nihai hedefi değil, işçi kitlelerinin en temel günlük taleplerine de ihanet ediyorlar. Dolayısıyla sosyaldemokrat partiler burjuva “işçi partileri”nden başka bir şey değildir, sadece bileşimi ve adı açısından işçi partileri, rolleri ve özü açısından ama burjuva ve gerici partiler. Sosyaldemokrasinin desteği olmaksızın kapitalizm, kendisini tehdit eden devrimci selin önünü almayı başaramazdı. Bu nedenle sosyaldemokrat reformizm, Komünist Gençlik Birliği’nin işçi gençlik içindeki en dolaysız ve en önemli karşıtıdır.
Sosyalist Gençlik örgütleri sosyaldemokrat partilerle birlikte yozlaşarak, sınıfsal barış ve kapitalizmin inşası yanlısı olan burjuva işçi örgütlerine dönüşme yolunda en sona kadar gittiler. Bu burjuvalaşma kendini salt onların genel siyasi yaklaşımında değil, gençlik sorunları alanında teorileri ve pratik faaliyetlerinde de gösteriyor. Sosyaldemokrat gençlik örgütleri aynı sosyaldemokrat partiler gibi işçi gençliğin kurtuluşunun önünde temizlenmesi gereken bir engeldir.
Sosyaldemokrat reformizmin en tehlikeli varyasyonlarından biri, en gerici tondaki sosyaldemokrat reformizmle gerçekte tam uyum içinde oluşunu ve devrim düşmanlığını görünüşte devrimci “sol” lafazanlıkla gizleyen “sol” (merkezci) sosyaldemokrasidir. Sosyaldemokrasinin “sol” kanadı böylelikle gerçekte işçilerin ince bir sahtekarlıkla kandırılmasına hizmet etmektedir ve onun rolü öncelikle de komünizm yoluna girmiş işçileri kandırmak ve sosyaldemokraside (yani burjuvazinin yanında) tutmaktır. Bu nedenle sosyaldemokrat reformizmin bu tipi, komünizmin açık düşmanlarına, sosyal emperyalizmin açık taraftarlarına göre daha tehlikelidir.
Proletarya diktatörlüğünün, proletarya partisinin ve proleter merkeziyetçiliğin gerekliliğini reddeden, işçi sınıfının mücadele biçimi olarak ayaklanmayı reddeden ve Sovyetler Birliği’ne karşı mücadele eden anarşizm ve anarkosendikalizm de reformizmin bir biçiminden başka bir şey değildir.
İşçi gençlik içinde kelimenin gerçek anlamında işçi aristokrasisi olamadığından sosyaldemokrat reformizm, siyasi biçimiyle, sosyalist gençlik örgütü olarak işçi gençlik içinde sosyaldemokrat partilerin yetişkin işçiler içinde olduğu ölçüde henüz ağırlık kazanmadı. Bu nedenle onlar reformist önderliğe sahip sendikaları, reformist jimnastik ve spor örgütlerini, gezi derneklerini, gençlik kültür örgütlerini vs. kullanıyorlar. Bu yoldan işçi gençlik üzerinde önemli ölçüde etkide bulunuyor.
Sömürgelerde de gerici ve devrimci güçler arasında gençlik uğruna bir mücadele yürüyor. Emperyalist ezen devletin burjuvazisi olduğu kadar, sömürge ve yarısömürgelerin toprak beyleri, burjuvazisi ve ruhbanları da çeşitli örgütler aracıyla gençliği kendi etki alanlarına çekmeye çalışıyorlar. Burada en önemli rolü dini öğretilerin (Hıristiyan, Budist, Müslüman0 vs.) kullanılması ve bunun yanısıra sömürgelerdeki burjuvazinin ulusal reformizminin çeşitli biçimleri oynuyor. Belirli bir aşamada antiemperyalist hareketler içinde bir ölçüde rol oynayan, bugün ama yeni gelişme aşamasında gerici bir güce dönüşen Sun Yat Senizm ve Gandizm buna örneklerdir. Sun Yat Senizm, belirsiz “halk” kavramıyla sınıflara bölünmüşlüğü gizliyor ve bu nedenle belirli bir aşamada sınıf mücadelesinin işçi sınıfı ve köylüler tarafından geliştirilmesinin önünde tehlikeli bir engel oluşturuyor. Gandizm sabretmeyi, ezenlere karşı koymamayı, sınıf mücadelesinden vazgeçmeyi, gerici iktisat ve yaşam biçimlerine geri dönüşü öğütlüyor ve böylelikle emekçi kitlelerin devrimci mücadelesine karşı yöneliyor.
KGB tüm burjuva gençlik örgütlerine ve birliklerine karşı kararlılıkla mücadele ediyor. Bu mücadele, işçi sınıfının genel mücadelesiyle ve KP’nin burjuva partilere ve bir bütün olarak burjuvaziye karşı mücadelesiyle sıkı sıkıya bağlıdır. Gençlik örgütleri bunların organlarıdır. KGB, bu örgütlerdeki genç emekçileri işçi sınıfı için ve onun sınıf örgütlerine ve KGB’ye kazanmaya çalışır. KGB büyük bir kararlılıkla ve tüm araçlarla işçi sınıfının diğer örgütleriyle birlikte (öncelikle de Kızıl Cephe Birliği ve Genç Kızıl Cephe ile birlikte) faşist örgütlere karşı savaşır.
KGB, gençlik içindeki sosyaldemokrat, sendikalist ve anarşist etkilerin yok edilmesini ve bu akımların gençlik örgütlerinin tasfiyesini hedefler. KGB, bugün henüz örgütsüz olan veya burjuvazi ve sosyaldemokrasi tarafından yanıltılan işçi gençlik kitlelerini proleter sınıf mücadelesinin doğru yoluna yönlendirmeye çalışır ve tüm işçi gençliği nihai olarak komünizmin zemininde birleştirmeyi hedefler. Reformist ve merkezci sosyaldemokrat gençlik birlikleri zamanında, özellikle de savaştan sonra, tek devrimci Gençlik Enternasyonalini terkettiler ve bölücülerin sözümona “enternasyonal” ayrı örgütlerini kurdular. Onlar, işçi gençliği böldüler, ama demagojik bir biçimde “birlik”i savunmaktan geri durmuyorlar. Böylelikle aslında sosyaldemokrat gençlik önderlerinin proleter gençlik hareketi içinden kovulmasının kaçınılmaz olduğunu kanıtladılar. KGB ile sosyaldemokrat gençlik örgütleri arasında örgütle ve siyasi birlik (yani birleşme) mümkün değildir. Çünkü bunlar sosyaldemokrat partilerin, özde burjuva partilerin politikasını gütmektedirler ve onlara bağlıdırlar. Tüm işçi gençliğin birliği ancak ve ancak KE ve KGE zemininde gerçekleşecektir.
KGB karşıt örgütlere karşı mücadele yürütürken, işçi gençliğin talepleri için mücadelede bu örgütlerin emekçi üyelerinin ve genelde hem çeşitli örgütlerde olan hem de partisiz tüm genç kadın ve erkek işçilerin desteğini kazanmaya çalışır. KGB işçi gençlik kitlelerinin proleter birlik cephesi, birleşik cephe taktiğini, tüm devrimci aşama boyunca genç işçilerin harekete geçirilmesinin ve kazanılmasının ve birleşik cepheye ve kitlelerin mücadelesine karşı direnen reformist önderlerin teşhirinin en önemli aracı olarak görür. Tüm sınırları aşarak, emperyalistlerin ve onların yardımcısı reformistlerin tüm tedbirlerine rağmen, KGE önderliğin bütün ülkelerin çalışan gençliği bir tek mücadele ordusu oluşturuyor.
Devrimci gençlik, şimdiye kadarki devrimin en kızgın, en saf ateşiydi, o bundan sonra da dünya proletaryasının devriminin sönmez ateşi olacak. Tüm ülkelerin çalışan gençliği yetişkin kardeşleriyle omuz omuza, KGE’nin de yer aldığı Komünist Enternasyonal’in saflarında büyük hedefe doğru ilerliyor:
Dünya kapitalizminin yıkılması, dünya komünizminin zaferi ve bununla birlikte çalışan gençliğin bugünkü kölelikten tam kurtuluşu.
Mücadeleye atıldık! Burjuva düşmanların dünyasına karşı, bayrağımıza ihanet edenlere karşı!
Cellatlar, mahkemeler ve idam sehpaları sesimizi boğamayacak! Bizim pratiğimiz ve fedakarlığımız cellatları susturacak.
Gelişmenin akışı, tarihin akışı, komünist bilincimiz, coşkumuz ve genç yüreklerimizin cesur kararlılığı nihai zaferin garantisidir.
Bütün ülkelerin genç kadın ve erkek işçileri, genç emekçiler!
Saflarınızı sıklaştırın!
Komünist Gençlik Enternasyonali’nin kızıl bayrağı altında birleşin!
Komünist Gençlik Enternasyonali Programı -5-
Komünist Gençlik Enternasyonalinin 1928 Programı Hakkında
Geçen sayımızda Komünist Gençlik Enternasyonali Programının son bölümünü yayınladık. Burada bu programın önemi hakkında birkaç şey söylemek istiyoruz.
1919 yılında kurulan Komünist Gençlik Enternasyonali, tüm komünist gençlik örgütlerinin enternasyonal birliği, uluslararası örgütüydü. Komünist Gençlik Enternasyonali Programı’nın kabul edildiği 5. Dünya Kongre’sine gelinceye dek, dört Dünya Kongre’si yapılmıştı. Bunlardan, Komünist Gençlik Enternasyonali’nin çalışmalarının temelini atan 1919’daki Kuruluş Kongresi ve işçi gençlik içinde çalışmanın ana hatlarını ortaya koyan 2. Kongre özel öneme sahiptir.
Ancak, Komünist Gençlik Hareketinin gelişmesinin doruğunda, onun mücadele deneyimlerini değerlendiren, bunlardan genel geçerli ilkeleri çıkaran ve geçmişin zaaflarını aşan 1928 Programı, bu özelliğiyle Komünist Gençlik Enternasyonali’nin en önemli belgelerinden biridir. Bu program, proleter gençlik hareketinin onyılları kapsayan mücadelesinin ve teorik alandaki çalışmada yaratılanların genelleştirilmesi, özetlenmesi ve sistematikleştirilmesidir. Schüller, 1928 Programını şöyle değerlediriyordu:
“Marks’tan buyana gençlikle ilgili tüm sorunların teorik çözümlemesidir. O, gerçekten Marksizm-Leninizm’in devrimci öğretilerini, proleter gençlik hareketinin ve dünya savaşından bu yana Komünist Gençlik Enternasyonali’nin zengin deneyim ve geleneğini cisimlendiriyor.”
Bu biçimiyle Program, salt Komünist Gençlik Hareketinin geçmişinin bir belgesi olmasının ötesinde bugüne de ışık tutan, Komünist Gençlik Hareketinin tüm temel sorunlarına cevap veren bir belgedir. 1928 Programı, sömürülen gençliğe kendi sınıfsal konumlarının bilgisini sunmakta, onlara yerlerini ve sınıf mücadelesindeki görevlerini göstermekte ve gençlik üzerine burjuva, sosyaldemokrat ve benzer öğretilerin yalan ve sahtekar özünü teşhir etmektedir. Gençliğin toplumdaki konumunun çözümlemesiyle doğrudan ilintili olarak ve bu temelde Komünist Gençlik Birliği’nin rolü ve görevlerini tanımlamaktadır. 1928 Programı, tüm bunları bir dünya örgütünün yapabileceği kadar somut ve tek tek ülkelerdeki Komünist Gençlik Örgütlerinin kendi koşullarına uyarlayabilecekleri kadar da soyut yapıyor.
1928 Programının, en önemli teorik-siyasi çözümlemelerinden biri, Komünist Partisi ile Komünist Gençlik Örgütü arasındaki ilişkiye aittir. 1928 Programı, bu alanda tam bir teorik netlik sağlamış ve daha önceki Program ve Kongre Kararlarındaki zaafları bilince çıkararak aşmıştır. Program, önderliği, yöneticiliği Komünist Partisi’ne vermiştir:
“Gereksiz bir övgü sarfetmeden ve kendisini kendi «gençliğinin» cazibesine fazla kaptırmadan, ama proleter gençliğin o değerli vasıflarını da (kolay kavrama yeteneği, devrime sınırsız bağlılığı, devrimci atılganlığı) hiç reddetmeden, önderliğin Komünist Partisine, yani devrimcilerin yaşlı nesline (…) ait olması gerektiğini açıklıkla kabul ediyoruz.” (KGE Yürütme Kurulu)
Komünist Gençlik Birliği’nin Komünist Partinin önderliğine tabi olması ama, kesinlikle Komünist Gençlik Birliği’nin örgütsel bağımsızlığından vazgeçmesi anlamına gelmemektedir. Komünist Gençlik Birliği, örgütsel olarak bağımsızdır, seçimle işbaşına gelen kendi organlarına sahip ve kendi kendini yöneten ve kendi iç yaşamının tüm yapısını koruyan bir örgüttür.
Program, Komünist Gençlik Birliğinin proletaryanın sınıf mücadelesindeki ve devrimci örgütler sistemi içindeki rolünü değerlendirerek buna ilişkin temel tezleri netleştiriyor:
-Komünist Gençlik Birliği, özü itibariyle “Komünizm okuludur”. O, işçi ve emekçi gençlik kitlesinin siyasi mücadele örgütü, emekçi gençliğin öncüsüdür.
-Komünist Gençlik Birliği, bir proleter örgüttür. O, işçi gençliğin tüm emekçi gençliğe öncülüğünü temel alır. Saflarında işçi gençliğin önder rolünü garantiler, fakat aynı zamanda emekçi gençliğin diğer tabakalarını da bağrında kucaklamaya çalışır.
-Komünist Gençlik Birliği, emekçi gençliğin öncüsü sıfatıyla öncelikle onun en ileri devrimci unsurlarını kucaklar, ancak bununla kesinlikle yetinmez. Komünist Gençlik Birliği ile emekçi gençlik kitlesi arasındaki ilişki; dar bir öncü, “seçkinler” örgütüyle geniş kitleler arasında bir ilişki şeklinde olamaz! Komünist Gençlik Birliği bir kitle örgütüdür.
-Yekpare bir gençlik yoktur, gençlik sınıflara bölünmüştür. Komünist Gençlik Birliğinin görevi, işçi gençliği ve onun önderliğinde emekçi gençliğin tüm diğer katmanlarını dünya devrimi mücadelesine çekmek ve bu mücadele içinde onları Komünizm ruhuyla eğitmektir.
Bunun dışında 1928 Programı, Komünist Gençlik Örgütlerinin örgütsel inşası, antifaşist mücadele, savaşa karşı tavır ve devrimci antimilitarist çalışma, emekçilerin çocuklarının komünist eğitimi, gençliğin fiziksel eğitimi, sömürgelerdeki gençliğin konumu ve mücadelesi ve Sovyetler Birliği’nde proletarya diktatörlüğü şartlarında gençliğin konumu ve mücadele görevleri hakkında temel düşünceleri sunmaktadır.
Şurası açıktır: Komünist Gençlik Birliği’nin 1928’lerdeki koşullarıyla, bugünkü Komünist Gençlik Hareketinin koşulları bir ve aynı değildir. 1928’lerde Komünist Gençlik Hareketi öncüyü kazanmış, geniş kitleleri saflarında birleştirmeye çalışıyordu. Ve en önemlisi tabii ki, bütün dünyada işçi ve emekçi gençliğin gözlerinin çevrildiği dünya proletaryasının ülkesi Sovyetler Birliği’nin varlığı sözkonusuydu.
Komünist Gençlik Enternasyonali Programı incelenirken, bütün bu tarihi koşullar elbette gözönünde tutulmak zorundadır. Bugün, Komünist Gençlik Hareketinin çok zayıf olduğu, uluslararası alanda birliğin olmadığı, öncünün kazanılmasının merkezde durduğu bir dönemde yaşıyoruz. Buna bağlı olarak, Komünist Gençlik Enternasyonali Programında konulan bazı temel görevler bugünün görevleri değildir. Ama bu, onların geçersiz olduğu anlamına gelmemektedir. Bilakis, Komünist Gençlik Birliğinin çeşitli gelişme aşamalarına işaret etmektedir.
Son olarak, programın “Savaşa karşı tavır ve Komünist Gençlik Birliği’nin devrimci antimilitarist çalışması” başlıklı bölümüne dikkat çekmeyi gerekli görüyoruz. Programın bu bölümünde, her türden burjuva pasifizmiyle devrimci antimilitarist tavır arasındaki kesin fark tüm netliğiyle ortaya konmaktadır. Militarizmin ve azgın şovenizmin kol gezdiği günümüzde, Komünist Gençlik Enternasyonali’nin bu ilkesel tutumu tüm genç komünistlerin yolunu aydınlatmalıdır.
Komünist Gençlik Enternasyonali Programı, Komünist Gençlik Hareketinin geçmişinden öğrenirken dayanılacak en temel belgelerden biridir. Komünist Gençlik Enternasyonali’nin 1928 Programı, Komünist Gençlik Hareketinin çekirdeğini oluşturacak kadroların, genç Bolşeviklerin elinde bugün de değerli bir eğitim malzemesidir.