İşçiler sağlıksız, güvencesiz, düşük ücretler karşılığında, tam bir cehennemi andıran koşullarda çalışıyor.
Türkiye’de iş cinayetleri katliam boyutuna varmış durumdadır.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi’nin verilerine göre AKP’nin iktidara geldiği 3 Kasım 2002 seçimlerinden bugüne kadar en az 28 bin 380 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi.
“2002 yılının son iki ayında en az 146 işçi, 2003 yılında en az 811 işçi, 2004 yılında en az 843 işçi, 2005 yılında en az 1096 işçi, 2006 yılında en az 1601 işçi, 2007 yılında en az 1044 işçi, 2008 yılında en az 866 işçi, 2009 yılında en az 1171 işçi, 2010 yılında en az 1454 işçi, 2011 yılında en az 1710 işçi, 2012 yılında en az 878 işçi, 2013 yılında en az 1235 işçi, 2014 yılında en az 1886 işçi, 2015 yılında en az 1730 işçi, 2016 yılında en az 1970 işçi, 2017 yılında en az 2006 işçi, 2018 yılında en az 1923 işçi, 2019 yılında en az 1736 işçi, 2020 yılında en az 2427 işçi, 2021 yılının ilk on ayında ise en az 1847 işçi hayatını kaybetmiştir.” (https://www.isigmeclisi.org/)
Türkiye işçi cinayetlerinde Avrupa birincisi, dünyada ise üçüncü sırada yer almaktadır.
Ücretli emek sömürüsüne dayanan kapitalist üretimin temel amacı hep daha fazla kârdır. Daha fazla kâr kapitalizmin temel dürtüsüdür. Daha fazla kâr hedefi insan sağlığını, çevreyi düşünmemeyi de beraberinde getiriyor. Patlamada ölen, iş cinayetleri sonucu hayatını kaybedenlerin sorumlusu kapitalist sistemdir. İş cinayetleri kader değildir. İş cinayetlerinin sorumlusu ve suçluları bellidir. İş cinayetlerinin sorumlusu yeterli güvenlik önlemi almayan patronlardır, kapitalistlerdir. İş cinayetlerinin sorumlusu sermayenin çıkarlarını koruyan AKP iktidarıdır.
AKP iktidarında kapitalizm daha da büyüdü ve gelişti. Bu büyümenin işçilere yansıması, kırıntılar, iş cinayetleri, hak kayıpları, yoksullaşma, ücret düşüşü, yoğun sömürü vb. oldu.
AKP iktidarında kapitalist sistemin doğal karakteri gereği patronlar kollandı, iş cinayetlerinin yaşandığı işletmelerde, madenlerde asıl sorumlular yargılanmadı, ceza almadı. Cezasızlık iş cinayetleri sonrasında kural haline geldi.
Soma, Davutpaşa, Ostim, Torunlar, Isparta, Düzce, Ermenek, Esenyurt, Erzurum, Samsun, Güllük, Elbistan, Şırnak, Dursunbey, Hendek, 3.Havalimanı, Tuzla Tersaneleri, Kot Kumlama gibi birçok işçi katliamı AKP iktidarı döneminde meydana gelmiştir.
Gözü kâr hırsıyla dönmüş her tarafından kan akarak büyüyen sermayenin pervasızlığı ve acımasızlığı o kadar gelişmiş ki, kapitalistler ardı arkası kesilmeyen işçi cinayetlerini hiç umursamıyor. Kapitalist sistem işçi kanı emerek büyüyen bir canavardır! Kapitalist ekonomi işçilerin kanları üzerinden büyüyor.
İşçilere-emekçilere, merkezine aşırı kâr hırsını koyan kapitalizm değil, insanın mutluluğunu koyan bir düzen gereklidir. Bu düzenin adı sosyalizmdir.
Seçenekler bellidir: Ya işçi sınıfı kapitalizmi bir devrimle yok edecek, ya da kapitalizm insanlığı ve dünyayı yok oluşa götürecektir.
Kurtuluş ellerimizde!
İşçi sınıfının düşmanı, sermayenin şu veya bu biçimi değil, bir bütün olarak sermaye egemenliği, ücret köleliği sistemidir. İşçinin sömürü dünyasında bu kölelik zincirinden başka kaybedeceği bir şey yoktur. Açlık, yoksulluk ve sefaletten kurtulmanın çaresi işçi sınıfının kendi gücündedir. Çare, uyuyan devin uyanmasıdır. İşçilerin kurtuluşu kendi ellerindedir.
Azami kârı temel alan kapitalizm emperyalizm yerine, işçiyi, emekçiyi, insanı temel alan başka bir sistem, işçilerin, emekçilerin iktidarda olduğu, sömürünün olmadığı başka bir sitem bir başka dünya mümkündür.
İşçilerin, emekçilerin iktidarda olduğu bir sistemde iş kazası olmaz mı? Olur, ama kapitalizmdeki gibi iş cinayetleri olmaz. İşçilerin, emekçilerin iktidarında daha fazla kâr için işçilerin güvenliği tehlikeye atılmaz! Alınabilecek bütün tedbirler, bunun maliyeti ne olursa olsun alınır.
İş kazası kader değildir!
İş cinayetlerinin olmadığı bir düzen için örgütlenelim!
Halk demokrasisi için, sosyalizm için, komünizm için mücadele edelim!
Ekim 2021