Bundan 49 yıl önce Kuzey Kürdistan-Türkiye proletaryası en büyük önderlerinden birini, İbrahim Kaypakkaya’yı yitirdi.
1973 yılının ocak ayı sonunda henüz 24 yaşındaki bu genç komünist önderi bir ihbar üzerine Dersim’de tutsak alan faşist devlet güçleri, 4 ay süren hunhar işkencelerde ağzından örgüte ait tek sır alamadan kurşunlayıp, katlettiler.
Onlar İbrahim’in vücudunu genç yaşında aramızdan söküp aldılar. Fakat onun düşünceleri ve davasını yok edemediler, onun mücadelesini yok edemediler. O, bugün de yaşıyor ve proletaryanın ve ezilenlerin mücadelesinde, “büyük insanlığın” Yeni Dünya mücadelesinde her zaman yaşayacak.
Onu katledenler ise daha sağlıklarında ölü olan, batan, çöken, kokuşan bir davanın onursuz savunucuları olan “yaşayan ölülerdir”. Ve onlar eğer tarihte anılacaklarsa, ancak İbo’nun da katilleri olarak lanetlenerek anılacaklardır.
İbrahim Kaypakkaya’yı anmak demek; ondan öğrenmek, doğrularına sahip çıkmak ve geliştirmek, hata ve eksikliklerine karşı mücadele ederek onları aşmak demektir!
İbrahim Kaypakkaya’yı anmak demek; devrim, sosyalizm ve komünizmin zaferi için mücadeleye katılmak, örgütlenmek demektir!
İbrahim Kaypakkaya’yı anmak demek; komünizm davası için mücadeleye bütün benliği ile daha sıkı sarılmak, Bolşevizmi hâkim kılmak için mücadeleyi yükseltmek demektir!
16 Mayıs 2022