Söz ve Eylem, Yeni Dünya İçin Çağrı, 14 Mayıs 2023’te yapılacak Cumhurbaşkanı ve 28.Dönem Milletvekili Genel Seçimlerine yönelik ortak açıklama yaptı.
Açıklama şöyle:
KURTULUŞ SEÇİMDE DEĞİL, İŞÇİ SINIFININ DEVRİMCİ İKTİDARINDADIR!
Komünistler ne için mücadele ediyor!
Komünistlerin amacı; işbölümü, mülkiyet, sınıflar ve devletin olmadığı, emek ile emek araçları, kafa emeği ile kol emeği arasındaki zıtlığın, dolayısıyla sömürü ve her türlü baskının (cinsel, ulusal, dinsel vb.) ortadan kalktığı, toplumsal örgütlenmenin siyasal niteliğini yitirdiği, üretici güçlerdeki gelişmenin emeği toplumsal üretimin nezaretçisi konumuna getirdiği, insanlar arasında her türlü ayrımcılığın ortadan kalktığı, bireyin çok yönlü gelişmesinin olanaklı olduğu komünist toplumun kurulmasıdır. Komünistler bu amacı gerçekleştirme yönünde ilerleyebilmek için kapitalizmin yıkılmasını, sermaye egemenliğinin ortadan kaldırılmasını, işçi sınıfı diktatörlüğünün kurulmasını temel bir araç olarak görürler. Sosyalist devrimle birlikte, sermaye egemenliğinin ayrılmaz ekonomik kategorileri olan ve bugün işçi ve emekçilere hayatı çekilmez hale getiren faiz, rant, enflasyon, işsizlik, rekabet, savaş vb. kavramları tarihin çöplüğüne atılırlar. Komünistler bu amaçlarını hiçbir koşulda gizlemezler, ya da bu amacı silikleştirecek girişimlerde bulunmazlar.
Komünistler bu mücadeleyi kapitalizm zemininde onun yarattığı insanlarla, bu insanları dönüştürüp devrimcileştirerek yürütürler. Komünist parti önderliğinde işçi sınıfının burjuvaziye karşı yürüttüğü bu mücadelede çeşitli evrelerden (ileri atılma, ayaklanma, geri çekilme, güç kaybı, dağılma, savrulma, yenilgi vb.) geçerek zafere ulaşır/ulaşmıştır. Komünistler bu mücadelede hiçbir biçimde kendilerini tek bir taktikle sınırlamazlar. Mücadelenin her evresi kendine özgü taktiklerle belirlenir, her evreye uygun taktikler, işbirlikleri, geliştirirler. Ama asla ideolojileri ve örgütsel bağımsızlıklarından taviz vermezler. Güç ya da işbirliği komünistlerin işçi sınıfının acil istemleri için diğer sosyalist ya da küçük burjuva partilerle yaptıkları yazılı ya da zımni belirli ve süreli anlaşmalardır. Çoğunlukla güçsüzlük temelinde gelişen kuyrukçuluk ise, burjuva ya da küçük burjuva partilerin vaatlerini gerçek kabul ederek bu partilerin açık ya da zımni desteklenmesidir. Komünistler ne kadar zor koşullar altında olsalar da işbirliğiyle örtülü bu tür bir kuyrukçuluğu reddederler.
Komünistler parlamenter mücadele ve seçimler
Komünistler, birincisi, seçimleri ve parlamentoyu bir kurtuluş aracı olarak değil, bir mücadele alanı ve aracı olarak görür. Parlamenter yolla ya da barışçı yolla burjuva düzenin değişeceği gibi ham hayallere kapılmaz ve bu hayalleri yayacak edimlerden uzak durur. Tersine, komünistlerin görevi işçi ve emekçilere parlamentonun gerçek işlevini göstermek, onların bu ham hayallerin arkasından gitmesini engellemektir. Bu anlamda parlamenter mücadeleye temel bir rol atfetmez; onu, burjuva devleti parçalayarak iktidarı almak için yürüttüğü parlamento dışı devrimci mücadeleye bağlı olarak ele alır.
İkincisi, komünistlerin parlamenter mücadele taktiğinin özünü parlamento kürsüsünün, devrimin ideolojik, politik ve örgütsel hazırlığı için kullanılması oluşturur. Yani amaçları burjuvazinin parlamenterizm oyununa ortak olmak, parlamenter zeminde bir değişimi gerçekleştirmek değil, o kürsüyü kullanarak başta işçi sınıfı olmak üzere emekçi halka seslenmek, işçi ve emekçileri burjuva düzene prangalayan parlamentonun gerçek işlevini halka anlatmaktır.
Üçüncüsü; komünistler seçimleri her zaman yürüttükleri faaliyetin -ajitasyon propaganda ve örgütlenme faaliyetinin- yoğunlaşma dönemlerinden biri olarak görür. Bu anlamda boykotu, seçime katılmayı, işbirliğini, bir parti veya grubu desteklemeyi parlamenter mücadelenin somut biçimleri olarak ele alır. Parlamenter mücadele gibi bu mücadelenin biçimlerini de (boykot, katılma, destekleme vb) mutlaklaştırmaz. Ünlü Marksist yöntemin emrettiği gibi “somut durumun somut tahlili’nden hareket eder. Her seçimi, sınıf mücadelesinin o günkü somut durumu içinde ele alır ve taktiğini belirler. Sınıf mücadelesinin somut durumunu dikkate alarak her seçimi kendi koşulları içinde ele alarak tavır belirlerler. Parlamenter mücadeleyi, seçime katılmayı, burjuva parlamentarizmini meşrulaştırmak için değil, yığınlarda oluşan parlamenter önyargıları dağıtmak için kullanırlar. Bu yaklaşımla her koşulda seçimleri boykot eden anarşistlerden olduğu kadar, parlamentarizme bel bağlayan reformistlerden de ayrılırlar.
14 Mayıs seçimleri
14 Mayıs 2023’te Cumhurbaşkanı ve 28.Dönem Milletvekili Genel Seçimi yapılacak.
Burjuva düzenin partileri Cumhurbaşkanlığını kazanmak ve parlamentoda çoğunluğu oluşturmak için rezil pazarlıklar yürüttü. İttifaklar son halini aldı. Milletvekili listeleri YSK’ya teslim edildi.
AKP’nin başını çektiği Cumhur ittifakı ile CHP ve İyi Parti’nin başını çektiği millet ittifakı arasında sınıfsal nitelik açısından herhangi bir farklılık yoktur. İki blok da burjuva egemenliğinin devamı için yarışıyor. Aralarındaki küçük farklılıklar birinin muhalefette diğerinin hükümette olmasından kaynaklanan farklılıklardır. Kapitalizmde, burjuva muhalefet, hükümetlerin işçi ve emekçi düşmanı uygulamalarıyla düzenden yüz çevirmeye başlayan kitlelerin yeniden düzene bağlanmasının en önemli araçlarından biridir.
İşçi sınıfının, emekçilerin çıkarlarını ifade eden değişim, seçimle değil, ancak işçi sınıfının kendi iktidarıyla gerçekleşebilir. İşçi sınıfı ve emekçilerin içinde bulundukları bilinç ve örgütsel gerilik bugün bu değişimi olanaklı kılmıyor. Bu öznel durumdan hareketle işçi sınıfına kırıntılarla yetinmeyi vaaz etmek, ona kötünün iyisini seçmeyi önermek ihanettir.
İşçi sınıfının yaşamsal ihtiyacı kapitalizmi yıkacak bir bilinç ve örgütlülüğe kavuşmaktır; komünistlerin görevi ise bu örgütlenmenin yaratılmasıdır. Bugünkü devrimci görev seçim sathını bu hedef için kullanmaktır.
14 Mayıs seçimlerine bu bakış açısıyla yaklaşıyoruz.
Cumhurbaşkanlığı seçimi:
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden en geç ikinci turda Cumhurbaşkanı olarak çıkacak olan ya Erdoğan, ya da Millet İttifakı’nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu olacaktır. Bu ikisi dışında bir Cumhurbaşkanı adayının seçilme şansı yoktur.
Cumhurbaşkanı seçimi, halk açısından iki kötü arasında tercih yapma seçimidir.
Cumhurbaşkanlığı seçime katılmayı, oy vermeyi reddediyoruz.
Milletvekili seçimi:
Seçimlere kendi adaylarımız ve programımızla katılamıyoruz. Bugün bu güce sahip değiliz.
Devrimci grupların devrimci program temelinde seçimlere birlikte katılma durumu da yok.
Aday göstermek, seçim sathını kullanmanın tek yolu değildir. Aday göstermeden de kendi bağımsız devrimci ajitasyon ve propagandamızı yürütmek mümkündür. Seçim döneminde yürüteceğimiz ajitasyon ve propagandanın sivri ucunu, İşçi sınıfı ve emekçileri sefalete ve geleceksizliğe mahkum eden sermaye düzenine, burjuva devlete, bu devletin payandalarından biri olan parlamentonun gerçek işlevini deşifre etmeye yöneltiyoruz.
Destek verebileceğimiz bir parti var mı?
Emek ve Özgürlük İttifakı, Sosyalist Güç Birliği İttifakı sonuçta ehven-i şer siyaset temelinde Millet İttifakı’nı, Cumhur İttifakı’na tercih etme, nihayetinde ona eklemlenme tavrı içindedir. Bu tavrın desteklenmesi bizim açımızdan mümkün değildir. Zira bu tavra sahip bu iki ittifakın desteklenmesi demek, bunlar üzerinden Millet İttifakı’nın desteklenmesi, Millet İttifakı’na eklemlenme demektir.
Dolayısıyla Emek ve Özgürlük İttifakı, Sosyalist Güç Birliği İttifakı altında seçimlere katılan partileri Cumhur ve Millet ittifakından bağımsız siyaset izlemedikleri, Millet İttifakı’na eklemlendikleri için seçimlerde oy vermeyi/desteklemeyi doğru bulmuyoruz.
Hangi ittifaktan olursa olsun burjuva partilere oy yok!
Liberal, reformist parti ve adaylara, “Yetmez ama evetçilere” oy yok!
Ehven-i şer siyaset izleyenlere, Millet İttifakı’na yedeklenenlere oy yok!
Parlamentoyu çözüm olarak gösterenlere oy yok!
Çare seçimlerde/sandıkta değildir. Çare kapitalizmin iktidarını devrimle tarihin çöplüğüne gömülmesinde, işçi sınıfının iktidarındadır.
Kapitalizmi yıkmanın yolu sandıktan değil, sınıf mücadelesinden geçer!
16 Nisan 2023
Söz ve Eylem
Yeni Dünya İçin Çağrı